Ahmet Erhan'ın En Güzel Şiirleri ve Kitaplarından Sözler
Ahmet Erhan Sözleri
Ahmet Erhan'a ait en güzel sözleri siz değerli okurlarımız için bir araya getirdik. Ahmet Erhan'ın sözleri ve şiirlerinde aşkın büyüsünü, acının derinliğini yakalayacaksınız. Erhan'ın sözleri insanın yüreğini sızlatır cinstendir. İşte, hüzün dolu Ahmet Erhan Şiirleri;
Göreceksen şimdi gör beni... Çünkü tabutlar ışık geçirmez.
Yalnızlık, yalnızlık bari sen elimden tut. Ölümse ölüm yaşamsa yaşam ayna, hep aynı ayna.
İntihar diye bir şey yok bu dünyada. Ölümle biten bir intihar yok. Asıl intihar, gün gün yaşamakta.
Senin tam köşeyi döndüğün yerde, hep sıradan bir sokak adı olayım.
Yağmurda öleyim, su çeksin bedenim. Sokağın ortasında serseri bir ağaç gibi.
Kanayan bir yerimiz de yok, alışkanlıktan tütün basıyoruz her yanımıza
Sararmış bir devrimci fotoğrafıdır hayatım. Yaşamak, seni seviyorum Demenin başka türlüsü.
Şimdi karalıyorum takvimdeki bütün rakamların üstünü artık. Sıfırdan ötesini aklım almıyor.
Tünel karanlık, tren yorgun,raylar eski Gönlümde sonsuz bir kaçma isteği.
Buz üstüne yazmak isterdim. Bütün bu şiirleri... Ve sonra çekip gitmek Dalgın bir cırcır böceği gibi.
Çok uzakta biri var sanki beni bekliyor. Günlerin ayların yılların tükendiği bir yerde
Bir salyangoz kadar olamadım, der şair. Ayak izlerimi tutmayan topraklarda yürüdüm. Üstüne titrediğim her şeyi yitirmeyi öğrendim çoktan.
Bir demli çayla kandırırdık acıyı.
Yorgunum.Pencereme dolanma ay ışığı bu gece.
Gözlerimle sokaklara abandığımda yalnızlığı bulursam. Öksüz ve dağınık kitaplarımı bulursam. Odalarda, evlerde. Her radyoda yürek tellerini titreten bir türkü bağırırsa. Pencereme dolanma ay ışığı.
Tünel karanlık, tren yorgun, raylar eski, gönlümde sonsuz bir kaçma isteği.
Çok uzakta biri var... Kaçarak seviyor beni...
Duygusal Ahmet Erhan Şiirleri
Bazı şiirler vardır okuduğunuz zaman boğazınıza düğümlenir, bir türlü çözülmez. İşte, Ahmet Erhan'ın şiirleri de acının içseleştirdiği bir iç sesi olarak ruhunuzu düğümler. Ahmet Erhan'ın en çok sevilen, sizleri hüzüne, yalnızlığa boğan şiirleri;
Bugün de Ölmedim Anne
Yüreğimi bir kalkan bilip sokaklara çıktım
Kahvelerde oturdum çocuklarla konuştum
Sıkıldım, dertlendim, sevgilimle buluştum
Bugün de ölmedim anne
Kapalıydı kapılar, perdeler örtük
Silah sesleri uzakta boğuk boğuk
Bir yüzüm ayrılığa, bir yüzüm hayata dönük
Bugün de ölmedim anne
Üstüme bir silah doğruldu sandım
Rüzgar, beline dolandığında bir dalın
Korktum, güldüm, kendime kızdım
Bugün de ölmedim anne
Bana böylesi garip duygular
Bilmem niye gelir, nereye gider?
Döndüm işte; acı, yüreğimden beynime sızar
Bugün de ölmedim anne.
***
Yalnızlık
Yalnızlık, yalnızlık
Bari sen elimden tut
Gece yarısı aynalarda
Suçlu ve ezik
Gözlerim kan çanağı
Cinnete dönüşen bir dinginlik
Duruyorum karşında
Şarap taşlaşıyor
Midemde ve beynimde
Mavi mavi tüten sigara
Giderek mora çalıyor
Yalnızlık, yalnızlık
Bari sen elimden tut
Suflör kullanma
Dost seslerini dudağınla ısıtıp
Gece, hep aynı gece
Karbon kağıdıyla çoğaltılmış
Gibi kara ve soğuk
Ellerim, beynime alkol serpiyor boyuna
Niye böyle, neden
Sormuyorum artık
Yalnızlık, yalnızlık
Bir kez olsun kuğuların türküsünü
Tersinden söyleyeyim
Ölümse ölüm
Yaşamsa yaşam
Ayna, hep ayna, ayna...
***
Akşam Güneşi
Hayatım temsili bir yenilgi gösterisidir
Okulu seven çocuklara bıkkınlık getiren
Yağmurda yalnız kalır, seyircisi yoktur
Onun için yaşamak alelade bir lükstür
Rüzgara karşı kalem oynatır hayatım
Damla damla büyür beyninde bir gül
Bir şiirdir ve hiç de kötü değildir
Dizeleri birbirine iteleyerek geçer
Sararmış bir devrimci fotoğrafıdır hayatım
Genelevi bulamayan yeniyetmeye benzer
Yalnızlığı yalnızlıktır ve çok sıradandır
Her hafta sonu annesini görmeye gider
Kartpostal görüntüleri ile intihar eder
Donar kalır bir aynada eli yüzü çıplak
Altıncı filo gibi bir şeydir, isyanlar bastırır
Yasaktır elini koynuna sokmak yasaktır
Sonuçta bir hayattır,naftalinler kullanır
Parası çıkmazsa gider sakal bıyık bırakır
Sevgilisi yoktur ve artık sevgisi de yoktur
Radyoda söylenmeyen bir ölüm sessizce kepenklerini kapatır...
***
Yurdum Gibi Yaralıyım
Yurdum gibi yaralıyım
Ne eksik, ne fazla
Berin bir uçurumum
Bütün haritalarda
Geceleri çığlıklar
Giriyor düşlerime
Dirlik nedir bilmedim
Yalan yanlış tarihimde
Yurdum gibi yaralıyım
Dünyaya karşı ben
Yılar değil yıllar, umudumdur
Sessizce küllenen...
***
Akasya, Seviyorum
Su taşı dürtüyor şimdi
Yağmur bulutu
Çocuk annesini-
Uyan, artık eskisi gibi değil dünya
Seviyorum
Günyüzü görmemiş bir dalın hüznü
Akıyor damarlarıma
İliklerimi yakıyor
Göl kıpır kıpır
Sazlıkların ardından sıçrayan balık
Diyor ki bana-
Artık eskisi gibi değil dünya
Sıva kollarını
Ellerini taşın altına sok
Bir yapı kur kalbinin kıyılarına
Seviyorum
Alnımdaki derin çizgilerden
Savrulan toz
Umurumda değil
Gözaltlarımda büyüyen tepecikler
Yaşanmamış yıllarıma hatıra olsun
Ve titreyen ellerim
Ve daha ne çok şey
Hayatla ilgili, ölüme ilişkin
Umurumda değil
Basılı kağıtlarda kalan şiirler
Kalsın ve unutulsun
Denize yakın uçan kırlangıç gibiyim
Dilleri yakan sarhoşluğum
Dillere düşen
Soluk bir çerçevede dursun
Seviyorum
İznik gölünde sonbahar
Damla damla karışıyor ölgün yıllarıma
Adını bilmediğim bir ağaçtan
Birdenbire kopan yaprak
Tam kalbimin üstüne konuyor
Uğursuz dünya
Yenilmeyeceğim
Damarlarımda uyuklayan kan haykırıyor
Seviyorum
Artık eskisi gibi değil
Bütün kirleri ve nemleri kusuyor bedenim
İşte burada
Tam işte burada
Kırküç yaşındaki cismim
Sevgilim
Yeni bir ad bulmalı sana
Yastığımdaki kokunu avcumda tutuyorken
Varsın dokunmayayım hiçbir şeye
Avcumu ağzıma bastırıyorum
Deliyim
Böyle dolaşıyorum sokaklarda
İznik gölü
Görmedim ki daha önce
Bir çini tabak gibi
Desen desen
İnce
Mavinin bütün tonlarıyla haykırıyorum
Seviyorum
Ölmem artık dünya ölmezse
Göl kuşum benim
Güz çiçeğim
Sen de seviyorsun biliyorum
Kadınım ol
Kuluçkaya yat dokuz ay on gün
Akasyaların üstünde
Seviyorum
Kanımdaki yıldız geçitim
Dirliğim, diriliğim
Alfabemdeki ilk ve son harfim
Dinginliğim
Hiçbir sözlükte yerin yok senin
Umurumda değil
Güneşi süzen akasya
Ankara’m İstanbul’um bütün şehirlerimsin
Akasya
Senin adın Akasya olsun
İznik gölü gözlerini kapıyor
Utanıyor mu biz öpüşürken
Yoksa akşam mı oluyor
Seviyorum
Yağmur altında yürümek gibi bir şey bu
Sevinçten ürpererek
Damla damla
İyi ki akşam oluyor
Seninle birlikte geliyor
İznik gölü de yatağıma
Akasya
Seviyorum...
***
Çözemediğim Bir Şeyler Var Hayatımda
Çözemediğim bir şeyler var hayatımda
Sualtı gibi derinlerde sessizce bekleyen
Dirensem, daha ne kadar direnebilirim artık
Nereye kadar gidebilirim, gitsem?
Aradığım nedir, o kentten bu kente?
Adressiz yaşamak da sıkar insanı gün gelir
Gider heyecanlar, istekler, gülümseyişler
Yüreğimdeki denizin suları birden çekilir.
Özleyip de vardığım her yerden, hemen kaçsam diyorum
Ne aradığımı biliyorum, ne bulduğumu
Bilmem neresinde yanıldım ben bu hayatın?
Yüreğimi kabartan o sevinç, şimdi sonsuz bir acı oldu.
Taşlar yığılmış önüne en güzel, en anlamlı duyguların
Uçsuz bucaksız bir tüneldeyim ve her yanım karanlık
Koluma giriyor bazı adamlar, bir şeyler söylüyorlar
Kalıplaşmış, sıkıntı verici, güdük.
Oysa acı diye bir şey var bu dünyada
Ölüm var -ki yüreğimde bu boşluğu yaratan birazda odur.
Yanıbaşımda ölüp gitti dostlarım, ben bakakaldım
Gözyaşlarının da bir yerlere gömüldüğü görülmüş müdür?
Çözemediğim bir şeyler var hayatımda
Sanki ilk benim duyduğum garip, anlatılmaz duygular
Sürse daha ne kadar sürer bu, bilmiyorum
Ölümü ve hayatı yanyana düşünmesini ne zaman öğrenir çocuklar?
Hasan Hüseyin Korkmazgil Sözleri | Yılmaz Odabaşı Sözleri |
---|---|
Yusuf Hayaloğlu Sözleri | Yılmaz Güney Sözleri |