Amerikan Sinemasının Bilinmeyenleri
Amerikan Sinemasının Doğuşu
20. yüzyılın başlarında Amerikan film yapım şirketlerinin merkezi New York’tu. 1910-1915 yılları arasındaki süreçte birçok film yapım şirketi stüdyolarını California’ya taşımıştır. Bu şirketlerin birçoğunun merkezleri New York’ta kalmış, film platoları olarak bugünkü Hollywood denilen bölgeyi kullanmaya başlamışlardır.
Film stüdyolarının Hollywood’a taşınmasının nedenleri:
1) Hollywood’da arsa fiyatları düşüktü
2) Sendikalaşma yoktu ve bu nedenle işgücü çok ucuzdu
3) Güneşi bol bir bölgeydi
4) Çeşitli doğal mekanlara sahipti
5) Bölgede birçok etnik yapıda insan yaşamaktaydı (Kızılderili, Meksikalı vs)
Bölgede coğrafi yapıların çeşitliliği sayesinde yapımcıların, film çekmek için uzaklara gitmesi gerekmiyordu. Hemen her film türü için gerekli doğal mekanlar bulmak mümkündü. Bu da maliyeti azaltıyordu.
Çeşitli etnik yapıda insanların bölgede yaşaması filmlerde istenen birçok tipte insanın bulunması açısından avantaj yaratıyordu. Özellikle de figürasyon açısından… Sendikalaşmanın olmamasını kullanan film yapım şirketleri ucuza çalıştıracak insan bulmakta zorlanmıyorlardı. Düşük arsa fiyatları, geniş alanlara yayılabilmeyi sağlıyordu.
Sinema endüstrisi Hollywood’a kaydıkça Hollywood sinemanın simgesi oldu. Bu, Birinci Dünya Savaşı’nın öncesinde gerçekleşti. Hollywood Sineması bir tür sineması olarak doğdu. Belli formüllerin oluşturulması, belli film türleri için belli kalıpların meydana getirilmesi ile standardize edildi. Film karakterleri, dekorlar, filmlerin ambiansı, anlatı biçimi standartlaştırılır ve tekrar tekrar üretilir.
Hollywood Sineması’nda bu tekrar içinde sürekli yenilikler gerçekleştirilir. Formüllerin yanında yenilik dinamiği vardır. Hollywood Sineması’nda her film türünün belli özellikleri vardır. Western filmlerinin atmosferi coşkundur. Fantastik filmlerin atmosferi kaygılıdır. Melodramlar duygulu bir hava yaratır. Müzikal filmler uçarı ve coşkuludur.
Western filmlerinde Birleşik Devletler’in batıya doğru genişlemesine şahit oluruz. Kovboylar vahşi doğada vahşi insanlar olarak niteledikleri Amerikan yerlilerine karşı savaşırlar. Kızılderililer kötü, beyazlar iyi olarak gösterilir. Kara filmlerdeki atmosfer kaygı vericidir, tedirgin edicidir. Gangsterler ve polisler yerleşik bir toplumun tedirgin edici şehir dekorlarında çürümekte olan bir uygarlığın kaygı verici sorunlarını yaşamaktadır.
Hollywood Klasik Sineması’nda yeniden yapım yaygındır. Aynı senaryodan farklı türde filmler geliştirilir. Aynı hikaye kullanılsa da, bu filmlerin her biri özgün sinem eserleridir. Çünkü filmler farklı dramatik durum, atmosfer ve karakter yaratımına giderler.
İlk Filmler
Hollywood Yapımı ilk film olarak Oscar Apfel ve Cecile B. De Mille’in yönettiği 1913 tarihli The Squaw Man kabul edilir. Bu film Cecile B. De Mille tarafından 3 kez çekilmiştir: 1913(sessiz), 1918 (sessiz), 1931 (sesli) Film, Kızılderili bir kadınla evlenip onun kabilesinde yaşayan beyaz erkeği anlatan bir Western filmidir.
Hollywood’da standart stüdyo sistemi Thomas Ince tarafından başlatıldı. Böylece sinema filmi üretimi fabrikasyon üretim modelindeki gibi yüksek sayılara ulaşmaya başladı.
İlk film yıldızı: Florence Lawrence. Lawrence Biograph Stüdyoları’na bağlı çalıştığı için lakabı The Biograph Girl’dü. Egzotik, vamp kadın imajıyla Cleopatra filminde oynayan Theda Bara ise ilk kez yıldız imajı taratmak amacıyla gerçekleşen reklam kampanyasıyla tanıtılmıştır.
Hollywood’un bu dönemki yıldızlarından öne çıkan önemli isimler: Charlie Chaplin, Mary Pickford ve Douglas Fairbanks’tir. Büyük stüdyoların doğuşu ile birlikte bu stüdyolardaki iş bölümü ve uzmanlaşma haftada 2 film yapılacak şekildedir. ( Paramount, Metro Goldwyn Mayer, Universal, Warner Bros, 20th Century Fox.)
Hollywood’un yıldız sistemi de tipleştirilmiştir. Örneğin: Humphrey Bogard -Kara Film, John Wayne-Western Yönetmenler de tipleştirilmiştirtir. Örneğin: Alfred Hitchcock-Gerilim, John Ford-Western Seyirci filmin afişindeki yıldız ve yönetmen isimlerine baktığında filmin türünü ve konusunun ne ile ilgili olabileceğini anlamaktadır. Öte yandan Vahşi Batı’da geçen her film Western değildir, şarkılı ve danslı her film müzikal değildir. Bir filmin belli bir türe ait olması için belli tipleme operasyonlarına sahip olması gerekir.