Anne Olmak ve Dönüm Noktası
Anne olmak… Anne olmak kutsal bir makamdır. Her ne kadar evin direği babadır denilse de o direğin harcını karan annedir. Bir anne çocuklarıyla beraber eşini de büyütür. İşte bu denli kutsaldır annelik. Bu nedenle de “Cennet annelerin ayaklarının altındadır” derler. Kutsallığın vermiş olduğu sorumluluklar ise bir hayli zordur. Bu sorumluluklar nedeniyle kadının anne olmadan önceki hayatıyla anne olduktan sonraki hayatı son derece farklı. Bunun en basit örneği ise uykusuz geçen gecelerdir. Bir anne çocuğunun gece yarısı uyanmasıyla tatlı uykusunu böler ve saatlerce çocuğuyla ilgilenir. Bu da bir annenin ne denli kutsal olduğunun en basit örneğidir.
Kadınlar Anne Olmaktan Neden Çekinir?
Küçüklüğünde birçok kız çocuğu, gerek içgüdüleri sonucu gerekse çevreden gördükleriyle evlat sahibi olma isteğini içlerinde sürekli olarak taşırlar. Bu nedenle de çocukluklarından beri oyuncak bebeklerle büyürler ve onlara karşı bir anne şefkatiyle yaklaşırlar. Ancak gençlik dönemlerine gelindiğinde ise çoğu kadın çocuk yapmaktan çekinir. Bu çekingenliklerin başında şunlar gelir:
- Rahatının bozulması
- Sorumluluk alamaması
- Stresten kaçması
- Kilo alması
- Kariyer hedeflemesi
Bu nedenlerden en etkili olanı ise rahatının bozulmasıdır. Anne olunca bir kadın, evin bakımının yanı sıra bir de çocuk bakımından sorumlu hale gelir. Annenin hayat merkezine yerleşen çocuğun tüm manevi bakımı anneye aittir. Ayrıca bu dönemde kadınların en büyük korkulu rüyası kilo alarak fiziğinin bozulmasıdır çünkü bir kadın evlenmeden önce fiziğine dikkat eder. Anne olduktan sonra ise alacağı kilolar ve yaşayacağı stres sonucu fiziksel görünüşü bozulur.
Anne Olmaya Karar Vermeden Önce Bilinmesi Gerekenler
Anne olmak, son derece zorlu bir zanaattır. Bu nedenle kadınlar anne olmadan önce iyi düşünüp karar vermeli. İşte anne olmaya karar vermeden önce bilinmesi gerekenler:
- Geceleriniz uykusuz geçecek.
- Çocuğunuzun sağlığı için pratik bilgilere ihtiyacınız olacak.
- Bebeğinizle sürekli olarak beraber olacaksınız.
- Dakikalarca bebeğinizin ağlama sesine maruz kalacaksınız.
- Beslenmenize son derece dikkat etmelisiniz. Sevmediğiniz yiyecekleri bile tüketmelisiniz.
- Vücudunuzda fiziksel değişimler meydana gelecek.
- Sürekli olarak enerjik olmalısınız.
- Seks hayatınız sekteye uğrayacak.
- Eşinizin maddi olarak yükü artacağı için ona tasarruf ederek yardımcı olacaksınız.
- Artık her istediğinizde dışarı çıkamayacak ve arkadaş ortamlarınızdan uzak kalacaksınız.
- İstekleriniz her zaman çocuğunuzun isteklerinden geride olacak.
Bu saymış olduğumuz başlıca zorluklar sizi korkutmasın çünkü sizin de anneniz önceden bir annenin kızıydı. Bunu hesaba katarak düşünmek çok önemlidir. Ayrıca katlanacağınız tüm zorluklara rağmen çocuğunuzu koşulsuz bir şekilde seveceksiniz. Herhangi bir çıkar gözetmeksizin ömrünüzü ona adayacaksınız.
Kadın ve Anne Arasındaki Farklılıklar
Toplumda kadına birçok rol verilir. Anne, abla, kız kardeş, hala, teyze, yenge, müdüre, öğretmen, doktor, komşu vb. birçok rol yüklenir. Bunlar arasından en önemli rol ise anneliktir. Annelik bir kadının hayatında devrim denebilecek kadar etkili bir değişimdir. Bu nedenle bir kadın ile bir anne arasında ciddi farklılıklar bulunur.
Kadınlar;
- Kadınlar naif yapıya sahiptirler.
- Karşılaşabilecekleri kötü durumlara karşı fazla dayanıklı değillerdir.
- Ağır sorumluluklar altına girmekten kaçınırlar.
- Her zaman giyimine ve kuşamına dikkat ederler.
- Hayatlarının merkezi kendileridir. Her zaman ben merkezli düşünürler.
- Kendi geleceklerini düşünürler.
- Kendi çıkarları her zaman ön plandadır.
Bunlar çocuk sahibi olmayan kadınların başlıca özellikleridir. Ancak anneler ise;
- Güçlü, kuvvetlidirler.
- Olumsuz olaylara karşı daha dayanıklıdırlar.
- Daha çok sorumluluğa sahiptirler ve başka sorumluluklar altına rahatlıkla girebilirler.
- Hayatlarının merkezinde çocuğu vardır.
- Bir şeyi yapacakken 10 kez düşünürler.
- Rahat yaşamayı pek düşünmezler.
- Her zaman öncelik çocuklarının çıkarlarıdır.
- Çocuklarına iyi bir gelecek hazırlamak için uğraşırlar.
- Planlı bir yaşam sürerler.
- Hayatları düzensizdir.
Kadın ve anneler arasındaki bu saymış olduğumuz farklılıklar sadece bazılarıdır. Konuyla ilgili olarak Victor Hugo’nun “Kadınlar zayıftır ama anneler kuvvetlidir” sözü kadın ve anne arasındaki farkı çok ciddi şekilde ortaya koymaya yetiyor.
Anne Olmanın Dönüm Noktası
Anne olmanın dönüm noktası, anne olmaya karar vermenizdir. Bu aşamada kadın kendine güveniyorsa ve hayatın toz pembeliğinden çıkmaya başladıysa anne olmak ister. Eğer bunu başaramayıp hala eğlenceye, rahata ve huzura düşkünse anne olmaktan çekinir çünkü annelik konusunda kadınların aklında bin bir soru dolaşıp durur. Bunun için kadınların bu dönüm noktasında yapması gereken altın değerinde 4 büyük adım var. Bunlar:
1-Anne Olduğunuzu Hayal Edin
Anne olduğunuzda karşılaşabileceğiniz sorunları düşünmelisiniz. Bu sorunların üstesinden gelip gelemeyeceğinize karar vermelisiniz. İşte en çok karşılaşabileceğiniz o sorunlara birkaç örnek:
- 24 saat boyunca sürekli olarak 2-3 saatte bir bebeğinizle ilgili karnını doyurma, altını değiştirme, uyutma gibi aynı işleri yapacaksınız. Bu durum 1 yıl boyunca sürecek.
- Kadınlar aslında eşlerine de annelik yaparlar. Onların yeme, içme, giyinme gibi ihtiyaçlarını bir anne gibi yerine getirirler. Durum böyle olunca eşinizin yanı sıra bir de çocuğunuzun bakımı sorumluluğunuzu 2 katına çıkaracak.
- Eski günlerdeki gibi rahat rahat uyuyamayacaksınız. Gün içerisinde kısa kestirmelerle enerjinizi toplamaya çalışacaksınız.
- Anne olmak isteyenlerin en korkulu rüyası bakımsızlıktır. Bu dönemde kadınlar eski hallerini mumla arayacak kadar dağılırlar. Alınmış olan kilolar, kalınlaşmış olan kaşlar, dibi gelmiş saçlar bunlara birkaç örnek sadece.
- Annelik artık birilerine el açmanıza sebep olacak. Diğer bir tabirle çocuğunuz için artık birilerine muhtaç olacaksınız.
- Eskisi kadar bir şeyleri yerine tam olarak getiremeyeceksiniz. En basitinden evinizin temizliğini tam olarak yapamayacaksınız.
- Çocuk ağladığında özellikle eşiniz susturmanız için söylenecek.
- Eşinizin evdeki rahatlığına karşılık sizin koşuşturmanız sinirlerinizi bozacak.
- Çalışan annelerin en büyük sorunu bakıcı bulmaktır. Çocuğunuzu emanet edeceğiniz güvenilir bir kişi bulmak son derece zordur. Bulsanız bile bırakmak içinizden gelmez ve iş yerinizde sürekli olarak aklınız çocuğunuzda kalır.
2- Başkalarının Deneyimlerinden Yararlanın
Anneliğin ilk zamanlarında birbirinden farklı birçok sorunla karşılaşacaksınız. Bu sorunlar karşısında elinizin altındaki internetten ve büyüklerinizden yararlanmanız size çok yardımcı olacak.
3- Moral Verici Kitaplar Okuyun
Anneliğin zorlu döneminde sizi motive edici kitaplar okumalısınız. Bu kitaplar sayesinde çocuğunuzun hayatınızı alt-üst etmesi sizi çok zorlamayacak.
- Bu dönemde çocuğunuzun anne sevgisine ne kadar muhtaç olduğunu anlayabileceğiniz kitaplar okuyun. Özellikle anne sevgisi ilgili yazılmış olan kitaplar bu dönemde çocuğunuzla ilgilenmeniz konusunda sizi tetikleyecek.
- Çocuğunuz için dönem dönem yapmanız gerekenler ve karşılaşabileceğiniz zorluklar karşısında neler yapmanız gerektiği konusunda eğitici kitaplar okuyun.
4- Eşinizle İş Birliği İçerisinde Olun
Çocuk olduktan sonra eşler arasında problemler artar. Bu problemlerin çözümü; eşinizle kavgalara son verip iş birliğine girmenizdir. İşte yapmanız gerekenler:
- Doğumdan sonra sizinle beraber eşinizin de bu zorlu hayata adım attığını anlatın.
- Eşinizini yardımına ne kadar ihtiyacınız olduğu ve çocuğu beraber büyütmeniz gerektiği konusunda tatlı dil kullanarak ikna etmeye çalışın.
- Bu dönemde hormonlarınızdaki değişimleri anlatın. Ruh halinizin değişkenlik göstermesinden dolayı sizlere karşı anlayışlı olmasını isteyin. Özellikle lohusalık döneminin doğumdan sonraki ilk 40 gün değil, 18 ay boyunca devam ettiğini söyleyin.
- Eşinizin de eve para getirmek dışında size karşı sorumlulukları olduğunu hatırlatın.
- Okuduğunuz kitaplarda önemli gördüğünüz yerleri eşinizin de okumasını istemelisiniz.
- Arada nefes almanız için dışarı çıkmanıza, arkadaşlarınızla müsait zamanlarda gezmenize izin vermesi gerektiğini söyleyin.
İlk Çocukla Aileler Boşanma Eşiğine Gelebiliyor
Aileye katılan ilk çocuğun ardından 1 yıl içerisinde boşanmaların sayısı artmış durumda. Anne-babanın omuzlarına binen sorumlulukların çocukla beraber artması aile içerisinde şiddetli geçimsizliklere neden olabiliyor. Eşlerin birbirlerine karşı sorumluluklarından kaçınmaya çalışmaları evin içerisinde huzur bırakmıyor. Kadınlar kocalarının yardım etmemesinden şikayet ederken erkekler de eşlerinin kendilerine ilgisiz kaldığından yakınırlar. Karşılıklı anlaşmazlıklar evliliğin sonunu getiriyor.
Çocuk, anne-baba arasındaki bağı güçlendirir diye yargı var. Ancak bu yargı her evli çift için geçerli değil. Çocuk yüzünden çıkan tartışmalarla aile içerisindeki mutluluktan eser kalmıyor. Böyle durumlar için anne-babalar kesinlikle evlilik terapistlerinden yardım almalıdır. Bunun dışında anne-babalar aşklarını tazelemek için bazı adımlar atmalıdır.
NeOldu.com / Özel Haber