Antakya Hz. Musa Ağacı ve Hikayesi
Hatay'ın Antakya ilçesinde bulunan bu devasa ağaca, "Hatay Havaalanı'dan" indikten sonra tek bir vasıtayla, kısa bir sürede ulaşabilirsiniz. Antakya'ya gidip de Hz. Musa Ağacı'nı görmeden dönmek olmaz. Öncelikle sizlere kısa bir şekilde Antakya'yı ve burada yapmanız gereken şeyleri anlatarak, sonrasında Hz. Musa'nın asası olarak söylenen bu tarihi ağacın hikayesinden bahsedeceğim.
Antakya’nın Nesi Meşhur?
Antakya, lezzetleriyle meşhur olduğu kadar içinde barındırdığı tarihi yapılarla değerli bir kentimizdir. Hatay’ın en gelişmiş ve geçmişi en eski ilçesi olarak bilinen Antakya’da tarihin derinliklerine yolculuk yapabilirsiniz. Antakya’ya gittiğiniz zaman içiniz burkulacaktır. O kadar güzel, tarihi yapıların, lezzetlerin sultanı olan bu ilçenin çöpler içinde yüzdüğünü göreceksiniz. Gittiğiniz restoranların yemek lezzetlerinin yanında temiz bir ortam sağlamadığını göreceksiniz. Bakımdan yoksun bu kentimiz bir birinden güzel yapılara sahiptir.
Lezzetleriyle Anadolu’ya nam salmış bu yörenin yemeklerini gözü kapalı yiyebilirsiniz. Ekşili yemekleri, Antakya Döneri, Kiraz Kebabı, Sucukla Yapılan Kürt Böreği ve daha sayamayacağımız bir birinden güzel lezzetler barındıran bu kente gittiğiniz zaman altını basa basa söylüyorum Künefe yemeden dönmeyiniz. İnsanlar bir künefe yemek için Hatay’a gidiyor. Antakya Uzun Çarşı'da gezerek burada Hatay’a özgü hediyeleri sevdiklerinize alabilirsiniz. Bunların başında “defne sabunu” geliyor. İnanın bu sabun bin bir derde deva. Zaten Antakya’ya indiğiniz zaman birçok tarihi yapıyı gezmiş olacaksınız. Antakya’ya arabayla 20 dakika uzakta olan Hz. Musa’nın Ağacı’na götüreceğim. Antakya’ya gelip Musa Ağacını görmeden dönmek olmaz.
Hz. Musa Ağacı ve Hikâyesi
Birçok kültürden insanın barındığı bu topraklar zamanında peygamberleri de ağırlamıştır. Tarihi köklü olan bu coğrafyanın içinde ne zenginlikler saklıdır. Gittiğiniz zaman Hatay’ın her bir köşesinde tarihin isli kokusunu hissedeceksiniz. Şimdi sizlere Hz. Musa Ağacını Anlatalım. Hz. Hızır ile Hz. Musa’nın Samandağ buluşmasından sonra; Hz. Musa Dağı’na çıkmak üzere yola çıkar. Hz. Musa, Hıdırbey köyündeki Musa Ağacı’nın bulunduğu yere geldiği zaman çok susar. Bastonunu bu derenin ağacının bulunduğu yere saplar ve sonrasında su içmeye devam eder. Hz. Musa döndüğü zaman saplamış olduğu bu bastonun filizlendiğini görür. Samandağ’ına 6 km uzaklıkta olan Hıdırbey köyünün dere kenarında bulunan bu ağaç görünüşüyle bu hikayeyi doğrular cinstendir. Hafta sonları turistlerin görmek için geldikleri bu ağaç, günümüzde adak ağacı olarak bilinir.
Adak Adayanlar Geliyor
1000- 1200 yıllık bir geçmişi olduğu tahmin edilen ve Hz. Musa’nın asasının yeşermesiyle meydana geldiğine inanılan bu devasa ağaç, her yıl dileği olanlar ve hatta adak adayanların uğrak yeri durumundadır. Ağacın gövdesine yaklaştığınız zaman, ağacın iç kısmına sıkıştırılmış küçük beyaz kağıtlar göreceksiniz. Parmaklarla iyice ağacın gövdesine sıkıştırılan bu kağıtlar insanların dileklerini içeriyor. Eğer bu dilekler iyi sıkıştırılır ve bu ağaca eklenirse o zaman dileklerin kabul edildiğine inanılır. Ağacın gövdesi yapılan binlerce dilekten dolayı neredeyse beyaza dönmüş durumdadır.