Black Mirror Dizisini İzlemen İçin 7 Harika Neden
Black Mirror İzlemek İçin 7 Önemli Sebep
6 yıldır hayatımızda olan Black Mirror, bazıları için bir daha gelmeyecek muhteşemlikte bir dizi olarak nitelendirilmektedir. Son zamanların en popüler dizisi olan bu diziyi henüz izlemediyseniz üzgünüz ki bu büyük bir eksiklik! İlk olarak 2011 yılında hayatımıza giren Black Mirror, izlediğinize asla pişman olmayacağınız serilerden biri diyebiliriz. Bu içeriğimizde henüz Black Mirror izleyip hayran kalmayanlar için, bu diziye bir an önce başlamanıza sebep olacak 7 harika sebep sunuyoruz!
1. Her bölümünde bambaşka hikayeler ve oyuncular barındıran Black Mirror alışılagelmiş dizilere hiç de benzemiyor. Bölümlerinin her birinin konusu birbirinden yaratıcı hikayeler ile bezenmiş bu dizide ilk başta her şey size anlamsız veya karışık gelebilir fakat bölüm sonunda sizi çok şaşırtacağı garantisini rahatlıkla verebiliriz. Her bölümünü farklı yönetmenlerin çektiği bu dizide farklı çekim tarzları ve görselliklere de erişebilme imkanı yakalayabiliyorsunuz.
2. Bazı insanlar mutlu hikayeler izlemeyi severler fakat bu diziyle hayatımıza giren distopyalar bizi öyle bir içine çekiyor ki, bu tarz hikayelerden hiç hoşlanmayan kimseler için bile diziyi çekici kılıyor. Distopya kelimesi ilk defa John Stuart Mill tarafından “kötü bir yer” anlamında kullanılmış olsa da günümüzde daha çok; ütopik bir toplum anlayışının anti-tezini tanımlamak için kullanılıyor. Black Mirror’da her bölümüyle olmasa da genel olarak distopyalar üzerinden çağımızın teknolojiyle olan mücadelesini muhteşem bir şekilde gözler önüne seriyor.
3. Black Mirror’u diğer dizilerden ayrıştıran bir diğer özelliği ise; kısa bir hikayeyle birden fazla mesaj verebilmesi. Her bölümünde işlediği konuları öyle bir ele alıyor ki insanlar kendi hayatlarına dair birçok anlam çıkarabiliyor. Az ve öz bölümlerinden her biri aylarca kafanızı kurcalayacak şekilde yaratılmış bu dizi kesinlikle sizde kalıcı bir şeyler bırakacak.
4. Bu dizinin en etkileyici yönlerinden birisi ise, aslında dizide yaşanılan hayatların gerçeküstü ve olağanüstü görünmesi fakat gerçek hayatla aşırı derecede ilişiği olması. Teknolojik unsurların hayatımızı ele geçirmiş, dört bir yanımızı sarmış olduğunu öyle abartılı bir dille anlatıyor ki başımıza gelecekler hakkında bizi endişendirmeyi başarıyor. Sonrasında dizi bize farkettiriyor ki yaşadığımız hayatın bu gerçeküstü kurgudan bir farkı yok.
5. Yine aynı konuya değinmiş gibi olsak da, Black Mirror’un her bölümünde farklı konuların işlenmesinden dolayı konusunu beğenmediğiniz bölümleri es geçerek bir diğerine geçebilirsiniz. (Ki hiç sanmıyoruz) Birbirinden tamamen farklı bölümleri ile size takip etme zorunluluğu dayatmıyor olması da dizi takip etmede zorlananlar için ayrıca bir avantaj.
6. Black Mirror dizisi muhteşem işlenmiş bölümleriyle aslında kimsenin kolay kolay dile getiremeyeceği hatta getirmek de istemeyeceği gerçekleri yüzümüze vuruyor. Toplumda tabu haline gelmiş konuları başarılı bir şekilde işleyen usta senaristler ve yönetmenler sayesinde her bölümü film tadında bir dizi izliyorsunuz. Böyle riskli konuları başarıyla işleyebilmek gerçekten büyük bir başarı!
7. Black Mirror aslında genele bakıldığında vermek istediği mesajı yanlış anlayanlar için de bir sürü kapı açıyor. 'Teknoloji hayatımızı mahvediyor', 'internet çok kötü bir yer' mesajından ziyade alınması gereken mesaj; internet bizi değil biz interneti kullanmalıyız! Hayatımıza yön vermesine izin vermediğimizde çok faydalı olan teknolojik gelişmelerin altını çizen bu başarılı senaryolar bütünü kesinlikle izlediğiniz en iyi dizi olacak!
8. Distopik bilim kurgu türündeki dizi, Netflix'te yayınlanmaya başladıktan sonra izleyicileri yeni sezon beklentisine sokmuştu. İngiliz yapımı fenomen dizi Black Mirror'ın yapımcısı Charlie Brooker, Radio Times'a konuştu. Brooker, corona virüsü karantinasında komedi yazarak kendini güldürecek senaryolara odaklandığını söyledi. Netflix'te yayınlanan distopik bilim kurgu dizisi Black Mirror'ın altıncı sezonu hakkında sorulan soruya Brooker, "İzleyicilerin şu anda başka bir sezon kaldırabileceğini düşünmüyorum. Toplumların yıkılışını konu alan hikayeler şu an nasıl kaldırılabilir bilmiyorum bu yüzden onlar üzerinde çalışmıyorum" ifadelerini kullandı.
Black Mirror İzleyici Yorumları
1. Bu diziyi izleyen insanların tepki vermeye başladığı şey, bireysel haberciler - twitter - sosyal medya falan oluyor. bu yanlış. dizide (2-3 bölümde) tokatlanan şey kitlesel medya. kitlesel medyanın bize gösterdiği oyuncağa hayvanca saldırmamız, onun insani duygularını yok saymamız ve de eğlencemiz uğruna yok edilmesine göz yummamız.
2. Dizinin varlığında biraz geç haberdar oldum. 2 sezonu da bir solukta izledim ve baya etkilendim. dizi demek ne kadar mümkün bilmiyorum. her bölüm bir film gibi. bu bölümlerin ortak yönü en başta yakın gelecekte geçiyor olmasıydı. yakın gelecekte geçiyor olması benim konulara daha ciddi yaklaşmamı sağladı. daha gerçekti diyebiliriz. şoklardan şoklara girmemin sebebini buna bağlıyorum. Bölümlerde sosyal mesaj yok ama bi güç var. işte bu güç beni dizinin içine çekti. sosyal mesajın olmaması ve klasik sonuca bağlama hevesinden uzak durması sizi "böyle mi olurdu acaba?" sorusunu sorma özgürlüğüne kavuşturuyor. tabii ki aklınıza başka sorular da gelebilir. dizinin bilim kurgu yönü var ama bilim kurgu bu dizide işin bir parçası olup çok güzel entegre edilmiş yani bazı bölümler bilim kurgusuz da çekilebilir, konusu müsaitti (bunu olumsuz bir şey olarak söylemiyorum).
3. Müthiş bir yaratıcılıktan beslenen senaryosuna özgü alt metinleri ve olay örgüleriyle son dönemde karşılaştığım en etkileyici yapımlardan biridir black mirror. Fütüristik ya da kurmaca bir atmosferde işlenmiş karakterleri ve hikayeleri ile insanoğlunun ileriye dönük kuşku ve kaygılarını tetiklediği gibi yaşamakta olduğumuz an hakkında da rahatsız edici(rahatsız ediciliğini gerçekliğinden ve bariz olduğu kadar kabullenmesi zor oluşundan alan) fikir kıvılcımlarına sahiptir.
4. Gelmiş geçmiş en iyi senaryoya sahip mini dizi. Kimselere tavsiye etmiyorum bunu kimse bilmesin istiyorum insanlara sezonu üç bölüm desem çünkü biliyorum ki aa izliyim bari diyip benim iç dünyamı sikip atacaklar. hele ki off o neydi abi çok saçmaydı diyecek olan mongollara hiç önermiyorum. bana kalsın diyorum ya, belki bir gün biyerlerde çok rastgele birisi denk gelir onunla konuşurum bu diziyi.
5. Şu heriflerin konu edindiği günleri görecek kadar yaşamamayı diliyorum. White christmas bölümü ile bu isteğimi tekrar hatırladım. bu öyle bir dizi ki devamı yok diye sevinirken devamı yok diye de üzülüyorsunuz. bu ingilizler de yaptı mı tam yapıyorlar şu dizi işini.
6.Hakkinda butun olumlu sifatlar defalarca yazilmis, simdi tekrar yazmaya gerek yok ama benim bu -dunyalilara gelmis gecmis en buyuk ayari veren- dizi hakkindaki teoremim, ilk izlenimin cok onemli oldugunu gostermeleridir. her bolumunu cok sevdim ama ilk 2 bolumu gercekten cok rahatsiz edici ve vurucu, ondan sonra 3. 4. bolumde recep ivedik'i gosterseler insanlar buyuk bir heyecanla merakla izleyecekti, begenecekti yani o derece insanlarin beyinlerinin ayarlariyla oynadilar.
7. Daha fazla bölümü olsa da izlesek dedirten dizi. her bölümün kendi içinde ayrı konusu ve farklı oyuncularının olması da diziden çok film tadı veriyor. tek kötü yanı, sherlock gibi sezon başına sadece üç bölümden oluşması.
8. Ya böyle bir sosyal medyadan çıksak dünyayı kurtaracağımızı sanan insanlara bu dizinin herhangi bölümünü izletesim var. teknoloji bu kadar da gelişse, artık yapılacak bir şey kalmasa dahi insanların uğraş alanları yine ikili ikişkiler, siyasi güç, ünlü olma hevesi, intikam, özlem vs vs. yani ışınlanma da bulunsa yapacağı tek şey hayatımızı kolaylaştırma olur. hatta bir süre sonra s01e02'deki gibi oluruz. konu aynı araçlar farklı sadece.
9. İçinde bulunduğumuz teknolojik gelişmelerin nerede olduğuna ve nereye gideceğine dair bölümleriyle dövmekten, sövmekten beter eden dizi. neden az izlenecek, her bölümü insanı değişik değişik depresyona sokar o yüzden. yiyorsa ardı ardına seyret hepsini. yemiyor, sindirmek bir kaç günümü alıyor, hala da diğer seyrettiğim bölümleri düşünür dururum. ne yapsam da şu dizideki hayatlara benzer hayatım olmasa diye kafa yoruyorum, daha da bulamadım. fikri olan yeşillendirsin.
10. Artık düşünmen, görmen gerek çevrende olanları. harika bir ilerleyiş içinde sanıyorsun kendini, mükemmelsin ama maddecisin, teknolojinin kölesisin belki ve ahlaki değerlerin sıfıra yaklaşıyor git gide, maneviyatın kayboluyor. sana kendinde yitirdiğin şeyleri görebilmen için siyah bir ayna tutuyorum yüzüne. rahatsız olacaksın ama görmek istersen anlayacaksın. der gibi bir havası var. fena halde kendini sorgulatıyor insana. belki distopya belki olan belki de olacak olan.
Black Mirror’un En Sevilen 10 Bölümü ve Kısa Özetleri
1. ’USS Callister’
Jesse Plemons, Cristin Milioti, Jimmi Simpson ve Michaela Coel’in başrollerde olduğu USS Callister ile Black Mirror’un karanlık bir kavramla karşılaştığımız ilk bölümü. Zeki ve maharetli kadın karakterin, kötü adamın cinsiyetçiliğini onun aleyhine kullanabilmesi konusu muhteşem işlenerek vermek istediği mesajı tam on ikiden vuruyor.
2. White Bear
Meşrulaştırılmış bir dehşeti konu alan Black Mirror’un en sevilen bölümlerinden biri olan White Bear, tüm bölüm boyunca izleyiciyi dehşete ve hayrete düşürmeyi başarıyor. Suç, ceza ve adalet kavramları üzerine, seyirci kalma durumunu sorgulatan White Bear, zombi filmlerinden ve intikam hikayelerinden aşina olduğumuz metaforları zihnimizde yeniden canlandırıyor.
3. White Christmas
Noel özel bölümü ile karşımıza çıkan Black Mirror’un efsane bölümlerinden White Christmas, çok katmanlı bir dizi olmanın yanı sıra diğer bölümlere de göndermelerde bulunuyor. Carl Tibbetts’in yönetmen koltuğunda oturduğu White Christmas kesinlikle en seveceğiniz bölümlerden birisi olacak.
4. San Junipero
San Junipero ise sunduğu “dijital öbür dünya” kavramıyla izleyiciye umut vaadediyor. San Junipero’da Mackenzie Davis ve Gugu Mbatha-Raw’un etkileyici performansları kesinlikle hafızanıza kazınacak.
5. Hated İn The Nation
Uzun metraj film uzunluğundaki bu bölüm tam bir zeka ürünü! Twitter’da ortaya çıkıveren bir hashtag’le başlayan insan avından, ölümcül bir silaha dönüşen robot arılara kadar tam bir başyapıt bu bölümü bitirmek istemeyeceksiniz.
6. Be Right Back
Black Mirror’un karanlık konuları işlemedeki başarısını romantizm konusunda da sürdürebildiğinin kanıtı olan bu bölümle dizi izleyiciyi daha da etkilemeyi başarıyor. Kocasının ölümünün ardından yas tutan ve hayata devam etmekte güçlük çeken bir kadının, eşine dair bilgileri sanal ortama yükleyip onu taklit eden bir işletim sistemiyle olan ilişkisini merkeze alan bu bölüm de efsaneler arasında diyebiliriz.
7. Hang The DJ
Black Mirror’ın karanlık havasına uzakta duran Hang the DJ, dizinin izlemesi en keyifli bölümlerinden birisidir. Bir tanışma aplikasyonunu konu alan bu bölümü çok seveceksiniz.
8. Playtest
Playtest, herkesin gördüğü kötü bir rüya ya da içine hapsolduğu bir dünyayı işliyor. Playtest’in kahramanı gezgin Cooper, parasız kalınca bir oyun şirketinin deneme aşamasındaki oyununu oynayarak evine dönecek miktardaki parayı biriktirmek için gönüllü oluyor. İşte mevzu tam da burada başlıyor.
9. Black Museum
Black Museum, belki de bir dizinin bugüne kadar yaptığı en cesur sezon finali! Bu bölümde, benzin almak için ıssız ve Tanrı’nın unuttuğu bir yerde duran Nish ile birlikte Kara Müze’yi geziyoruz ve pek de güvenilir durmayan tekinsiz Rolo Haynes’dan suç unsuru olmuş objelerin hikayelerini izliyoruz.
10. Shut Up and Dance
Bilgisayarında porno izleyen genç Kenny’nin, hacker’ların şantajına maruz kalarak her dediklerini yapmaya zorlanması üzerine kurulu olan bu bölüm, Alex Lawther’ın Kenny rolündeki üstün performansıyla öne çıkıyor.
Önerilen İçerik:Netflix Dizileri – Gelmiş Geçmiş En İyi Orijinal Netflix Dizileri
NeOldu.com / Sinema