Can Yücel Şiirleri – Can Yücel’in Güzel ve Anlamlı 15 Şiiri

Türk edebiyatının modern şairlerinden olan Can Yücel kaba ancak sevimli diliyle insanlarda hayranlık uyandırmıştır. İşte Can Yücel Aşk şiirleri;
Can Yücel Şiirleri – Can Yücel’in Güzel ve Anlamlı 15 Şiiri

Can Yücel’in En Güzel, Kısa Aşk ve Anne Şiirleri

Can Yücel 1926 yılında istanbul’da dünyaya gelmiştir. Küçük yaşlardan itibaren şiir yazmaya başlayan Yücel modernizm akımını benimsemiştir. 1999 yılında hayatını kaybeden şair geriye birçok eser bırakmıştır. Bu içeriğimizde en güzel ve kısa Can Yücel şiirlerini derledik.

Can Yücel Şiirleri;

1. Buluşmak Üzere

Diyelim yağmura tutuldun bir gün

Bardaktan boşanırcasına yağıyor mübarek

Öbür yanda güneş kendi keyfinde

Ne de olsa yaz yağmuru

Pırıl pırıl düşüyor damlalar

Eteklerin uça uça bir koşudur kopardın

Dar attın kendini karşı evin sundurmasına

İşte o evin kapısında bulacaksın beni

Diyelim için çekti bir sabah vakti

Erkenceden denize gireyim dedin

Kulaç attıkça sen

Patiska çarşaflar gibi yırtılıyor su ortadan

Ege denizi bu efendi deniz

Seslenmiyor

Derken bi de dibe dalayım diyorsun

İçine doğdu belki de

İşte çil çil koşuşan balıklar

Lapinalar gümüşler var ya

Eylim eylim salınan yosunlar

Onların arasında bulacaksın beni

Diyelim sapına kadar şair bir herif çıkmış ortaya

Çakmak çakmak gözleri

Meydan ya Taksim ya Beyazıt meydanı

Herkes orda sen de ordasın

Herif bizden söz ediyor bu ülkenin çocuklarından

Yürüyelim arkadaşlar diyor yürüyelim

Özgürlüğe mutluluğa doğru

Her işin başında sevgi diyor

Gözlerin yağmurdan sonra yaprakların yeşili

Bi de başını çeviriyorsun ki

Yanında ben varım

Can Yücel Şiirleri


2. Ellerimde Bir Göztaşı

Ellerimde bir göztaşı, gözlerim boş gidiyordum

Ne bileyim, bir damlanın böyle deniz olduğunu

Şaştım, mavi bir fal gibi açılınca önümde

Giritli bir ölümüm varmış, bir balıkçı fitil gibi

Patlayacakmış avucunda otuz çubuklu gençliğim

Üç günde mi desem, üç gökte, üç kulaçta mi

Ben ki, o camgöbeği çiçekler açan ağaç

Kırılmaz bardaklar gibi tuzla buz olacakmış

Ne zaman boğulsam böyle yosun kokuyordu ışık

Sabahçı kahvelerde bir çiroz ötüyordu

Ve dalgalarımı geçen o deniz şoförleri

Böyle uyur düşlere bindirmiş gemiler

Uyuklar gibi üstünde mermer masaların

Bir tahta parçasıydım, osmanlı bir kazadan kalmış

Yüzüyordum, islam kaptanın ahşap ayağında

Öbür tahtalara öbür insanlara doğru

Cumhurdu mürekkep balığı, simsiyah yüzüyordum

Ne bileyim, bir korkunun böyle destan olduğunu

Ağardım, nişanlayınca gece ve yavrulayan yalnızlık

Ya da ilk insanın doğdugu, öldüğü dağdi Moby Dick

Nefes aldıkça filbahriler köpürüyordu sulardan

çanlar çalıyor kulaklarımda, yunuslar yarışıyordu

Alyuvarlar, dolkuşları ve rüzgar midyeleri

Dedim, dünya gibi bulut yok dünya üstünde

Ellerimde bir göztaşı, gözlerim boş gidiyordum

Ne bileyim, bir türkünün böyle Veysel olduğunu

Açıldım, çıkmaz bir sokak gibi, kapanınca denizde.

Can Yücel Şiirleri


3. Arkamdan Konuşmasınlar Diye

Her Donkişotun bir yeldeğirmeni vardır

Benim ki Heybeli’de

Yarı yarıya yıkık

Üstünde

Kırmızı üstüne beyaz beyaz harflerle

Kocaman

TÜRKİYE HALK BANKASI

Yazılı

Vallahi billahi de

Beş kuruş almadım o reklam için

Can Yücel Şiirleri


4. Güzele

Dün gece senin küçücük elinle yalnız yattık

Yalnız senin küçücük elinle yalnızlık

Kandilli ilkokulu kadar kalabalık

Zilleri çaldığında düşlerinin

Sınıfların kapıları ardına kadar açık

Gökyüzünün, denizin, toprağın, hayalle, emeğin

Haklı sınıfları.

 

Belki de baskın korkusuyla vefasız, akıntıya atılan

Kitaplar varya onlardan

Öğrenmiş Marx'ı, gümüş balıkları

Ve belki de onun için o kadar,

O kadar aydınlık ortalık...

 

Sen ki çiçekleri toplamayan güzelim

Çicekleri sulayan çocuk

Ve ben ki buruk ve kavruk

Bir ihtiyar adamım artık

Öyle güzeldim ki senle, çiçeklerden çok

Ve anladım, anladım ki bir daha

DÜŞÜNDE BİLE GÖREMEZ İŞLER

DÜŞLERİN GÖRDÜĞÜ İŞLERİ

Can Yücel Şiirleri


5. Halime Tercümandım

Sözümona insandım

Hamsiydim buğulandım

Koynumdaki hatunu

Havva anamız sandım

 

Beyazıt Kulesiydim

Hem Kumkapıdaki yangın

Arap itfaiyeciynen

Kendi derdime yandım

 

Pir Sultandım abdaldım

Düz rakıya dadandım

Çekip çekip kafayı

Anacığımı andım

 

Banazdaydı bazlamam

Ve radyodaki reklam

Yaşamı yandaş sayıp

Bana bir ekmek bandım

 

Arşa vardı feryadım

Firazda kör kadıydım

Kararsızlıktan cayıp

Katlime karar aldım

 

Gül benizli isyanım

Eksi çıktıkça kanım

Arta durdu bicanım

Ben ölsem ölsem bile

 

Dipdiri o sol yanım

Can Yücel Şiirleri


6. Kayıp Çocuk

Birden işitilmez olsun ayak seslerim;

Gölgem bir başka sokağa sapıversin;

Unutayım bir anda her şeyi,

Nerde oturduğumu,

Bir tuhaf adem olduğumu Can adında.

Aklım arayadursun başka kapılarda kısmetimi,

Ben, bilmediğim sokaklarda bir başıma;

Gönlüm öylesine geniş, öyle ferah,

İlk defa görmüş gibi dünyayı,

Bir şaşkınlık içinde, yeniden doğmuş gibi;

Hatırlamam artık değil mi, dostlar,

Hatırlamam artık garipliğimi?

Can Yücel Şiirleri


7. Farzet Hiç Ayrılmadık

Farzet hiç ayrılmadık
Gözümde tütüyor
Gözümü tütsülüyorsun hala
Hep birlikteyiz sanki
Seninle ben ve DÜNYA

Can Yücel Şiirleri


8. Herşey Sende Gizli

Yerin seni çektiği kadar ağırsın

Kanatların çırpındığı kadar hafif..

Kalbinin attığı kadar canlısın

Gözlerinin uzağı gördüğü kadar genç...

Sevdiklerin kadar iyisin

Nefret ettiklerin kadar kötü..

Ne renk olursa olsun kaşın gözün

Karşındakinin gördüğüdür rengin..

Yaşadıklarını kar sayma:

Yaşadığın kadar yakınsın sonuna;

 

Ne kadar yaşarsan yaşa,

Sevdiğin kadardır ömrün..

Gülebildiğin kadar mutlusun

Üzülme bil ki ağladığın kadar güleceksin

Sakın bitti sanma her şeyi,

 

Sevdiğin kadar sevileceksin.

Güneşin doğuşundadır doğanın sana verdiği değer

Ve karşındakine değer verdiğin kadar insansın

Bir gün yalan söyleyeceksen eğer

Bırak karşındaki sana güvendiği kadar inansın.

Ay ışığındadır sevgiliye duyulan hasret

Ve sevgiline hasret kaldığın kadar ona yakınsın

Unutma yagmurun yağdığı kadar ıslaksın

Güneşin seni ısıttığı kadar sıcak.

Kendini yalnız hissetiğin kadar yalnızsın

Ve güçlü hissettiğin kadar güçlü.

Kendini güzel hissettiğin kadar güzelsin..

 

İşte budur hayat!

İşte budur yaşamak bunu hatırladığın kadar yaşarsın

Bunu unuttuğunda aldığın her nefes kadar üşürsün

Ve karşındakini unuttuğun kadar çabuk unutulursun

Çiçek sulandığı kadar güzeldir

Kuşlar ötebildiği kadar sevimli

Bebek ağladığı kadar bebektir

Ve herşeyi öğrendiğin kadar bilirsin bunu da öğren,

Sevdiğin kadar sevilirsin...

Can Yücel Şiirleri


9. Kuşlar Vardır

Kuşlar vardır, cana benzer havalarda;

Soğuksa kar, baharsa yaprak;

Bir başına büyür toprakta ömrümüz,

Güneşle yeşil elleriyle çıplak;

 

- Uslu ayaklarla başlamış yolculuk -

Yürünmez öyle, bazen durulur,

Ve iner erenler katına yorgunluk;

Kapanır sukun üzre kitaplar.

 

Nefeslerle sürüp giden yaşamamız

Bir su kenarına gelir durur;

Ekmekten, şaraptan öte nimetler vardır;

Yürünmez öyle hep, bazen susulur.

Can Yücel Şiirleri


10. Yaprak Dökümü

Sararıp dökülmeden önce kızaran yapraklar ki onlar

Şan verdiler ortalığa bütün bir sonbahar

 

Mevsim dönüp de yeniden yeşermeğe başlayınca rüzgar

Çıplaklığında o atın yine onlar koşacaklar

O çocuklar

O yapraklar

O şarabi eşkiyalar

 

Onlar da olmasa benim gayrı kimim var?

Can Yücel Şiirleri


11. Pul Pul

Sağ gözü ağladı önce, durduğu yerde,

Ne acıdığından, ne de kederinden;

Zati ilk düşen damlada

Ne insanlar, ne kendisi vardı...

 

Koştular çırılçıplak,

Mağara duvarlarına çizilmiş ceylan gözleri,

Koştular, koştular sahile;

İlk düşen damlada deniz vardı...

 

Şaşırdılar, utandılar da birbirlerinden

Daldılar, daldılar derine

Nefesleri, nefesleri kesilinceye dek;

Işıklı bitkiler içinde

Işıklı balıklar gördüler,

Şaşırdılar, şaşırdılarda ...

Zati ilk düşen damlada güneş vardı...

Can Yücel Şiirleri


12. Sardunyaya Ağıt

İkindiyin saat beşte

Başgardiyan Rıza başta

Karalar bastı koğuşa

Ikindiyin saat beşte

 

Seyre durduk tantanayı

Tutuklayıp sardunyayı

Attılar dipkapalıya

İkindiyin saat beşte

 

Yataklık etmiş zaar

Suçu tevatür ve esrar

Elbet bir kızıllığı var

Ikindiyin saat beşte

 

Dirlik düzenlik kurtulur,

Müdür koltuğa kurulur

Çiçek demire vurulur

İkindiyin saat beşte

 

Canların gözü yaşta,

Aklı idamlık yoldaşta,

Yeşil ölümle dalaşta

İkindiyin saat beşte

Can Yücel Şiirleri


13. Şey Gibi

Fethi Naci'ye

 

Şey gibi herbişeyim yahu

Satır yazamıyorum

 

Sanki kendimle değil

Dünyayla ölüyorum

 

Bağırsam bağırsam bağırsam

Bağırdığımı duymuyorum

 

Tek bir musluk var açık

Onunla akıyorum

 

İstemeden istemeden istemeden

İstiyereeeek

 

Ah sen ölüm denen topal köfte

Buluştuk bak cenabette

 

İçim rakı dışım su

Bu mahmur cinayette

 

Çocuklar çocuklar çocuklar

Sizlen doğmamış mıydık biz birlikte

Can Yücel Şiirleri


14. Sevgi Duvarı

sen miydin o yalnızlığım mıydı yoksa

kör karanlıkta açardık paslı gözlerimizi

dilimizde akşamdan kalma bir küfür

salonlar piyasalar sanat sevicileri

derdim günüm insan içine çıkarmaktı seni

yakanda bir amonyak çiçeği

yalnızlığım benim sidikli kontesim

ne kadar rezil olursak o kadar iyi

kumkapı meyhanelerine dadandık

önümüzde altınbaş altın zincir fasulye pilakisi

aramızda görevliler ekipler hızır paşalar

sabahları açıklarda bulurlardı leşimi

öyle sıcaktı ki çöpçülerin elleri

çöpçülerin elleriyle okşardın beni

yalnızlığım benim süpürge saçlım

ne kadar kötü kokarsak o kadar iyi

baktım gökte bir kırmızı bir uçak

bol çelik bol yıldız bol insan

bir gece sevgi duvarını aştık

düştüğüm yer öyle açık seçik ki

başucumda bir sen varsın bir de evren

saymıyorum ölüp ölüp dirilttiklerimi

yalnızlığım benim çoğul türkülerim

ne kadar yalansız yaşarsak o kadar iyi

Can Yücel Şiirleri


15. Özledim Seni..

özledim seni...

ayrılık yüreğimi uyuşturuyor karıncalandırıyor nicedir.

beynimi uyuşturuyor özlemin...

çok sık birlikte olmasak bile

benimle olduğunu bilmenin

bunca zamandır içimi ısıttığını

yeni yeni anlıyorum

Yokluğun,

Hatırladıkça yüreğime saplanan bir sizi olmaktan çıkıp

mütemadiyen bir boşluğa

Sabahları seni okşayarak başlamaları

aksamları her isi bir kenara koyup

seninle baş başa konuşmaları özlüyorum;

oynaşmalarımızı,

yürüyüşlerimizi,

sevimli haşarılığını,

çocuksu küskünlüğünü...

Nasılda serttin başkalarına karşı

beni savunurken;

ve ne kadar yumuşak

bir çift kısık gözle kendini

ellerimin okşayışına bırakırken

Gitmeni asla istemediğim halde

buna mecbur olduğunu görmek

ve sana bunları söylemeden

''git artık'' demek

''beni ne kadar çabuk unutursan, o kadar çabuk

kavuşacaksın mutluluğa''

demek sana nede zor

seni görmemek ve belki yıllar sonra

karsılaştığımızda

bana bir yabancı gibi bakmanı istemek senden...

yeni bir sevdayı yasakladığım kalbime söz geçirmek....

Can Yücel Şiirleri

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
Can Yücel SözleriNecip Fazıl Kısakürek Şiirleri
Nazım Hikmet ŞiirleriWilliam Shakespeare Sözleri
Muhsin Yazıcıoğlu ŞiirleriKüçük İskender Sözleri
Yahya Kemal Beyatlı SözleriMehmet Emin Yurdakul Şiirleri
La Fontaine ŞiirleriRıfat Ilgaz Sözleri

YORUMLAR (3)
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum