Deprem Önceden Haber Verir mi?
Depremi Önceden Anlayabilir miyiz?
Bilim adamlarının sürekli olarak ayrılığa düştükleri bu konuda kimleri “deprem önceden anlaşılmaz!” derken kimileri ise “deprem önceden anlaşılabilir!” kanısında bulunuyor. Peki deprem önceden haber verir mi?
İşte depremi önceden anlayabileceğimiz ip uçları;
Geçmiş yıllarda büyük kayıpların yaşandığı birçok deprem öncesinde doğadaki değişimler ve hayvanların havadaki iyon karışımı ya da elektromanyetik alandaki değişmeler veya yeryüzündeki çatlaklardan sızan gazların kokuları bazı hayvanlar tarafından algılanabilmektedir. Hayvanlar deprem öncesinde meydana gelen bu belirtilere karşı insanlara göre daha hassastır.
Ekonomist Dergisi’nin 16-22 Temmuz 2000 tarihli 2000/09 nüshasında, Prof. Dr. Ahmet Ercan’ın depremin önceden bilinmesine yardımcı olan göstergeler üzerine yaptığı araştırmaya göre, depremi önceden haber veren tam 57 farklı gösterge var.
Hayvanlar ve Böcekler (1 saat - 3 gün öncesi belirti gösterir)
- Karıncalar, yakında bir deprem olacağı zaman yuvalarından çıkarlar.
- İpek böcekleri, bu dönemlerde arka arkaya dizilirler.
- Tavşan ve fareler sürekli olarak direklere tırmanmaya çalışırlar ve yere inmek istemezler.
- Domuzlar ise toprağı delicesine eşelerken tepelere hızla tırmanırlar.
- Kediler, kapalı ortamlara kaçarak bidon veya kutuların içine saklanırlar ve titreme halinde olurlar.
- Köpekler, korkularını sürekli havlayarak belirtirler.
- Eşek, inek ve atlar tasmalarını koparmaya ve ahırlarından çıkmaya çalışırlar.
- Balıklar, göl ya da deniz tabanının ısınmasıyla yüzeye yakın yüzmeye başlar ve yılan balıkları ise ortadan kaybolur.
- Ördek kaz ve kuğu göle girmek istemezken gölde olanların ise ölebildikleri belirtilmiştir.
- Yengeçler ise sürekli olarak kumsalda dolaşmaya başlarlar.
- Martılar ise çember oluşturarak uçarlar.
Atmosferdeki Değişim (1 Saat- 1 Hafta Öncesi Belirti Göstermeye Başlar)
- Kasvetli bir hava oluşur ve hava sıcaklığı yükselir.
- Güneşin doğuşundaki ve batışındaki gibi ışık huzmeleri meydana gelir.
- Açık havada depremin meydana geleceği noktada bulutlanma oluşur.
- Açık havada yeşil, mavi ve siyahın egemen olduğu kısa gökkuşakları meydana gelir.
- Parlak bir gökyüzü ile birlikte yıldızlar çoğalarak sanki yeryüzüne daha yakın bir konumdaymış gibi görünür.
- Yıldırım olarak adlandırılan olağan dışı kırmızı, mor, yeşili, mavi ve pembe oluşumlar görülür.
- Gökyüzünde yanan bir alev topuna benzer görüntüler oluşabilir.
- Yeraltından anlam verilemeyen uğultular duyulur.
Deniz ve Gölde Meydana Gelen Değişiklikler (1 Saat- 2 Hafta Öncesi Belirti Gösterir)
- Bir iki hafta öncesinde deniz suları yükselerek kıyıları su basar.
- 1 ile 5 saat öncesi ise daha önce yükselen sular geri çekilir.
- Kimi denizler çarşaf gibi dalgasız olurken, kimi denizlerde ise yoğun dalgalanma görülür.
- Göllerde ve denizlerde hava kabarcıkları meydana gelir.
- Isınan deniz tabanı nedeniyle suyun sıcaklığı yükselir.
Bitkiler ve Ağaçlar
- Ağaçlardaki çiçek açma ve meyve verme durumları normalinden daha erken bir sürede meydana gelir.
- Otların ve ağaçların dalları yanar veya yüzeyleri kızarır.
- Küstüm çiçeği olarak bilinen mimoza çiçeği deprem öncesi gündüz, pörsümeye başlar.
Yeraltı Suları
- Su veriminde 1-4 litrelik artış meydana gelir.
- Su basıncında 1 – 1,5 barlık artış meydana gelir.
- Su sıcaklığı normalinden 1-2 derece artış gösterir.
- Dere sularında kesilme, kuruma veya çoğalma görülür.
- Sudan çürük yumurta veya kükürt kokusu gelir.
- Suyun tadı normaline göre acılaşır veya tatlılaşır.
- 1-2 hafta öncesi yeni kaynaklar meydana gelirken var olan kaynaklarda kuruma görülür.
- Sudaki karbondioksit, metan ve radon gazında artış görülür.
- Suyun kimyası değişir. İletkenlik, radon, civa, helyum, karbondioksit artışı meydana gelir.
Büyük Marmara Depremi 2 Ağustosta Sinyal Vermişti
Marmara’yı sarsan büyük 17 Ağustos 1999 depreminin, 2 Ağustos tarihinde sinyal verdiği ortaya çıktı.
Yalova/Termal Kaymakamı Kasım Esen, 2 Ağustos 1999 tarihinde Termal Kaplıcaları’ndaki zeminlerin çatlayarak yeni kaynakların ortaya çıktığı, suların 60 dereceden 80 dereceye ulaştığı ve her zaman temiz akan suların çamurlu akmaya başladığı bu durum sonrasında tutanak tutularak Sağlık Bakanlığı ve Turban Genel Müdürlüğü’ne bildirildiğini söyledi.
Esen, İTÜ’den istenilen inceleme talebinin, 17 Ağustos’ta yapılacağının belirtildiği fakat inceleme gerçekleştirilemeden büyük depremin yaşandığını belirtti.
Sular Isınıyor
İTÜ Avrasya Bilimleri Enstitüsü öğretim görevlisi jeolog ve jeofizikçi Prof. Dr. Aykut Barka, sularda birden bire değişen sıcaklığın üzerine incelenmesi gerektiğini belirtti: “Bunu hemen deprem geliyor diye değerlendirmek zordur” dedi. Barka doğadaki deprem habercilerini şöyle sıraladı;
- Kuyulardaki su seviyelerinin değişmesi,
- Dip balıklarının yüzeyde dolaşması,
- Uzun süredir belli düzeyde çalışan termal kaplıcalardaki suların ısı değişimi,
- Yeraltında yaşayan canlıların yeryüzüne çıkması,
- Hayvanların davranışlarındaki farklılıklar,
Barka, sözlerine “1992’deki Erzincan depreminde de böyle bir şey oldu. Birbirine çok yakın kaynaklarda farklı sular çıktığı saptanmış. O sularda da bozulma ve karışma olduğunu içeren bilgiler depremden 1 ay önce Maden Teknik Araştırma’ya (MTA) bildirilmiş. Ancak MTA’ya yazı gidene kadar 13 Mart’ta Erzincan’da deprem oldu” diyerek devam etti.
17 Ağustos Büyük Depreminin 1026 Habercisi
Anadolu Ajansı’nın haberine göre, Türk ve Japon bilim adamlarının yaptığı araştırmaya göre 17 Ağustos depreminin ilk belirtileri günler hatta haftalar öncesinde hayvanlarda, gökyüzünde, denizde ve bitkilerde görülen sıra dışı olaylarda gözlendiği belirtildi.
Osaka Üniversitesi Uzay Bilimleri öğretim üyesi Prof. Dr. Motoji İkeya ile Hacettepe Üniversitesi öğretim üyesi Doç. Dr. Ülkü Ulusoy ile deprem tanıklarıyla yaptıkları araştırmada 1026 sıra dışı olay belirlendi.
Sıra dışı olayların %50’si hayvan davranışlarında, %32’si atmosferde, %10’u deniz ve karada, %7’si elektrikli cihazlarda, yüzde 2’si ise bitkilerde görüldü.
İnsanlarda görülen sıra dışı belirtiler ise; kalp rahatsızlığı, vücutta elektrik akımı hissi, bitkinlik, kusma, aşırı duygusallık, hamile kadınların bebeklerinde hareketlilik, yüksek tansiyon, nedensiz esneme, göz seğirmesi, geceleri nedensiz ve ani uyanma, iştahsızlık, genizde yanma, burun kanaması ve üşüme hissi olarak görüldü.
Köpeklerde ise, aşırı şekilde uluma ve havlama, ağlayarak havlama, huzursuzluk, kümeleşme, sürekli yeri dinleme ve gökyüzüne bakma, havlayarak sahibini bina dışına çıkarma ve ortadan kaybolma gibi durumlar görülmüştür.
Kedilerde ise, kertenkele gibi yerde sürünme, hırçınlaşma, ısırma gözlenirken, farelerde vahşileşme, muhabbet kuşlarında ve yarasalarda çırpınarak çığlık atma, martılarda çocuk gibi çığlık atma, leyleklerde mevsimden önce göç etme, karınca, örümcek ve kırkayakların evlere istilası gibi birçok olağanüstü durum meydana gelmektedir.
Benzer İçerik Önerileri | |
---|---|
Depreme Karşı Hangi Önlemleri Almalıyız? | Cumhuriyet Tarihinde Yaşanmış Depremler |