Descartes’ın Yöntem Arayışı
Descartes'ın düşüncesi, doğa bilimlerinin yöntemi üzerinde ince çözümlemelere dayanmaktadır. Aynı zamanda büyük bir matematikçi, analitik geometrinin kurucusu olan Descartes, modern felsefenin babası olarak sayılmaktadır.
Descartes doğa felsefesi çalışmalarında öncelikle şu iki hedefe yönelmiştir;
1. Mekanik bölümde gelişen ve uygulama alanı bulan matematiksel yöntemi açıklamak ve diğer alanlarda uygulamak
2. Bu yöntemi kullanarak doğanın işleyişinin genel mekanik açıklamasını yapmak.
Descartes bilimin en büyük başarısının önermelerden meydana gelen ve en üst noktasında genel ilkeleri barındıran bir piramit olduğu konusunda Bacon’la hemfikirdi. Ancak Bacon daha az genel bağlantılardan ilerleyen tümevarımsal bir yükselişle genel yasaları keşfetmenin peşindeyken, Descartes’ın yapmaya çalıştığı şey tepeden başlayıp tümdengelimsel bir yol izleyerek, dedüktif çıkarımlarımıza temel olacak genel ilkeleri saptamakla mümkün olduğunu düşünmüştür. En üst noktadaki genel ilkelerin kesin olmasını istiyordu. Bu kesinlik arayışı içinde, önceden doğru olduğuna inandığı tüm hükümlere sistematik olarak şüpheyle bakmaya başladı ve düşündüğü sürece var olması gerektiği ve kusursuz bir varlığın da olması gerektiği hükümlerinin kesinlikle şüphe götürmediğini gördü. Descartes Kusursuz Varlığın, duyuları ve aklı tarafından sistematik bir şekilde kandırılacak bir insan yaratamayacağını düşünüyordu. Yani düşünen insanın dışında olan ve insanın bilişsel yetileriyle anlaşılamayan bir evren olması gerekiyordu. Descartes daha da ileri gitti ve akılda hem net ve hem de aşikâr bir şekilde var olan her düşüncenin doğru olması gerektiğini öne sürdü.
Descartes’ın yöntem üzerine düşünceleri sadece bunlarla bitmemektedir. Analiz, sentez ve analoji gibi noktalarda ortaya koyduğu düşünceler de ilginçtir. Descartes hipotetik-dedüktif yöntemin her zaman geçerli veya hiç değilse etkili olmadığı kanısını saklamamıştır. Descartes’ın önerdiği analiz-sentez yöntemiyle Bacon’ın yüzeysel özelliklerin var ve yok olduğa bakarak olguları gruplamasını bir tutmak son derece yanlış olur. Descartes "analiz" derken, olguların yüzeyinde kalmayıp kökenine inmeyi, başka bir deyişle, olayın ilk koşullarına gitmeyi, gerçeği görünmeyen ilişkilerde yakalamayı, kastediyordu. Yöntem konusunda son derece ihtiyatlı konuşan Newton bile, analiz-sentez yönteminden övgüyle bahseder. ona göre bilimsel araştırmanın güvenle kullanabileceği metodun özünü Descartes analiz-sentez yöntemiyle ortaya koymuştur.
Tüm bu görüşlerde ulaştığı inceliğe karşın, Descartes asıl olan matematiksel düşünmenin sağladığı kesinlik endişesindedir. Onun analiz yöntemi bile matematiksel analizin bir uzantısı veya türü olmaktan ileri geçmez. Onun aradığı, hipotezlerini yalnızca sonuçlarına giderek doğrulamak değil, fakat onları birtakım daha temel ve ilkel doğrulara giderek kanıtlamaktı. Descartes bu aradığını dinamikte bulduğuna inanıyordu. Bu yasayı doğruluğu apaçık kabul ettiği şu ilkeden çıkarmıştır; hareket de herhangi bir özellik gibi ait olduğu cismin bir hali olduğuna göre, bu halin değişikliğe uğraması için bir dış etken veya kuvvetin etkisine ihtiyaç vardır; yoksa cisim düzgün hareket halini sürdürür.