Din ve Bilim Arasındaki İlişki Hakkında Bilinmesi Gerekenler

İslam dini, insanlara araştırmayı ve öğrenmeyi emreder. Nitekim Kuran’ı Kerim’in ilk ayeti olan “Oku!” (Alak-1) emri, sadece öğrenilmesi için değil aynı zamanda insanın bilmediklerini araştırması içindir.
Din ve Bilim Arasındaki İlişki Hakkında Bilinmesi Gerekenler

Bilim, ilimsiz olamaz çünkü ilmen bilinmeyen bir şey hakkında buluş yapılamaz. Örneğin, dünyanın yuvarlak olduğunu keşfedebilmek için gökyüzüne bakmak veya yıldızlara uzak bir bakış atarak bulmak mümkün değildir. bunun için yapılması gereken şey araştırmadır. Yani araştırarak dünyanın yuvarlak olduğunu veya dünyanın kendi ekseni etrafında döndüğünü keşfetmek gerekiyor. Nitekim dünyanın yuvarlak olduğunu ilk defa ortaya atan kişi Pisagor’dur. Ancak delilleri ile dünyanın yuvarlak olduğunu ispatlayan kişi Ferdinand Macellan'dır. Peki, Ferdinand Macellan dünyanın yuvarlak olduğunu nasıl kanıtlamıştır? Tabi ki dünyanın çevresinde deniz üzerinde tur atması ve daha farklı araştırmalar yapması bu kanısının doğruluğunu kanıtlamasına yardımcı olmuştur. İşte din ve bilim arasındaki ilişki tam da bu noktada devreye girmektedir.

Din, Hazır Vermez Araştırılmasını Emreder

Kur’an’ı Kerim’in “Birbirleriyle kavuşmak üzere iki denizi salıverdi. İkisi arasında bir berzah/engel vardır; birbirlerinin sınırını geçmezler.” (Rahman – 19-20) ayetlerinde belirttiği gerçek, sadece bir teorik bilgidir. Yani din, bu konuda bilgi vermiştir ama göstermemiştir. İnsanlar bunu bilimsel yönden araştırarak bulmuşlardır veya bunun gibi Ebu Davud’ta zikredilen "Sizden birinizin (yemek) kabına sinek düşecek olursa, onu iyice batırın. Zira onun bir kanadında hastalık, diğerinde şifa vardır. O, içerisinde hastalık olan kanadıyla korunur." Hadis-i şerifinden yola çıkan insanlar, sineğin bir kanadında zehir, diğer kanadında panzehir olduğunu tespit etmişlerdir.

Din ile Bilim Arasındaki İlişki

Din, insanlara araştırmayı emrederek insanların yeni keşifler yapmasını söyler, emreder veya bazı yerlerde tavsiye eder. Yani bazı insanların dinin sadece ölümden sonrasıyla ilgilendiğini söylemeleri, kesinlikle doğru değildir. Evet, ruhbanlığa inanan dinlerde veya düşüncelerde bu türden şeyleri doğrulayan bazı kanıtlar vardır ancak İslam dini, bilime hiçbir zaman ters bakmamıştır. Nitekim Müslüman şahsiyetlerin bilim alanındaki buluşları bilinen bir gerçektir. İbn Sina, Farabi, Piri Reis, Uluğ Bey, İbn İshak gibi İslam dünyasının yakından bildiği insanlar, sadece ölümden sonrası ile ilgilenmemişler, dünyada da insanların hâlâ kullanmaya devam ettiği nice bilimsel çalışmaların altına imzalarını atmışlardır.

Din Bilime Ters Bakmaz

Din, insanın sadece ölümden sonraki hayatı ile ilgilenen bir inanç sistemi değildir. Aynı zamanda insanların dünya hayatını düzene sokan, dünyada yaşarken ne yapmaları gerektiğini, daha kaliteli yaşam için araştırma yapmaları gerektiğini de söyler. En nihayetinde Müslüman şahsiyetlerin günümüzde de hayat içinde kullandıkları buluşları bulmaları da din ve bilim ilişkisini en iyi şekilde ortaya koyan kanıtlardan bazılarıdır. Ancak tüm bunlara ulaşmak ve din ile bilim arasındaki ilişki hakkında daha ayrıntılı bilgilere sahip olmak için araştırmak gerekir ve araştırmanın temeli de yine İslam dininin ilk ayeti olan “Oku!” (Alak-1) emrine uymakla mümkün olabilir.


Önerilen İçerik: Müslümanların Bilim Alanında Yaptığı Özgün Çalışmalar

NeOldu.com / DİN

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış yorumlar onaylanmamaktadır.