İkinci Yenicilerden Şair Ece Ayhan'ın En Güzel Şiirleri

“Hırçın Şair” ya da “Huysuz Şair” olarak anılan Ece Ayhan, Türk Edebiyatına birçok eser bırakmıştır. İşte en güzel ve kısa Ece Ayhan şiirleri...
İkinci Yenicilerden Şair Ece Ayhan'ın En Güzel Şiirleri

Ece Ayhan Şiirleri - İkinci Yeni Akımının Sivil Şairi

Ece Ayhan, 10 Eylül 1931’de Datça’da doğmuş ve Türk edebiyatında İkinci Yeni akımının önde gelen şairlerinden biri olarak tanınmıştır. Memuriyet hayatını 1966’da bırakan şair, “Soluk alıp verdiğini gerçekten duyduğum tek kent” dediği İstanbul’a yerleşmiş ve burada şiirlerini geliştirerek kendine özgü bir üslup oluşturmuştur. 12 Temmuz 2002 tarihinde İzmir’de hayatını kaybeden Ece Ayhan, geriye pek çok etkileyici eser bırakmıştır. Şiirlerinde zaman zaman politik, zaman zaman da sivil itaatsizlik temalarını görüyor, kelimelerle adeta yeni bir dünya kurduğunu fark ediyoruz. Ece Ayhan, Türk şiirinde aykırı ve yenilikçi tarzıyla hatırlanırken, “sivil şiir” söylemiyle de akıllara kazınmıştır.

Ece Ayhan Şiirleri arasında kendine has dili ve kurgusuyla öne çıkan pek çok örnek bulunmaktadır. Aşağıda sizler için en güzel ve kısa Ece Ayhan şiirlerini seçtik. Bu şiirlerde oyunsu anlatım, dilin sınırlarını zorlama ve gündelik hayata yapılan sivil dokunuşlar gözlenebilir.

Ece Ayhan Şiirleri Görsel 1

1. Açık Atlas

Hayattan ders veriyor diye öğretmenleri kızdıran
Tuzu bir bulmuş çocukları saklamadan güldüren dünyaya
Su kaçırmaz bir eşeğin sesine açıktır penceresi
Bir sınıfın, batı son dersinde, kuşluk vakti

Meşeler yapraklanınca bir tuhaf olurlar işte
Koparılmış kürt çiçekleri, hatırlayarak amcalarını
Azınlıkta oldukları bir okulda bile, sorarlar soru
Neden feriklerin ve eşeklerin memeleri vardır?

En arka sırada çift dikişliler, sınavda en öne
İntihara ve denizde nasıl boğulmaya çalışırlar
Yalnız Orta Doğu'da el altında satılan bir atlas
Kim demiş on sekiz yaşından küçükler okuyamaz

Bakıldı ki kum saati, ters çevrilmiş, çıt, usul isa asi olmuş
İkinci karnede babası yarısını silahıyla dışarda bırakıp
Öyle öğretildiği için saygılı, sınıfa giren parmak çocuğun
Boş yerine, girilmeyen bir dersin denizi, gelip oturmuş

Açık kalmış atlası, deniz taşmıştır, darılmasın Fırat ama

Hayatın orta öğretmeni sustu, dondu gülmeleri çocukların
Bir cenaze töreninde daha ölümlü karşılamaya götürüleceğiz

Efendiler! Eşekler susabilirler
Ne yani çocuklar hiç gülmeyecekler mi?

Ece Ayhan Şiirleri Görsel 2

2. Akdeniz Pencereleri

Açın pencereleri açın
akdeniz'de sabah oluyor
küçük harfli musa
hep böyle gökyüzünde

Kıvanç duyuyorum bu akçalı güneşten
çürümüş bankalar borsalar
birazdan açılacak yeryüzüne
ayaklarımız altında kezlerce deniz çayımızı içerken

On beş kuruş uzattı seninki
on beş kuruş bir gazete
aydınlık yüzlü bir kadın bize sesleniyor
birdendire

Akdeniz akdeniz'de çay içerken yaratılıyor
şu bizim dev dudaklı
ve küçük harfli musa için
açın pencereleri açın.

Ece Ayhan Şiirleri Görsel 3

3. Anahtarlar

Çünkü kapıları
götürüyorlar (öyle yanlış ki)
Cam kırıkları üzerinde
Gülüyor ve
Gülen artık çingene değildir
Değil mi değil

Bilmem şu uzakta odaların
Pancurlarını açmışlar
Açmışlar mı açmışlar
Denize karşı
(deniz yoktur ya)
İçerdekiler içerlerde
Dışardakiler dışarlarda kalmışlar
Kalmışlar mı kalmışlar

Anahtarları çalan bir çingenedir
Bir çingene mi bir çingene bireeE

Ece Ayhan Şiirleri Görsel 4

4. Apaş Paşa Şapa Oturdu

Merhaba diyoruz ölü teyzelerimize çocuklar
merhaba diyorlar o şiirlerimizin eşikleri

Mum tacirlerinin kızları ne temiz porselen
yüz çiçeğe yüz ay çıkarırmış bu tabaklar

Yüzüklerinde altın parmaklar takılıymış ve
çarşılar grevsiz deli olurmuş yalnızlık işte.

Ece Ayhan Şiirleri Görsel 5

5. Benaresin Ölünmüş Kadınları

Sanskrite çekilmiş atlar gibi geceleri
o geceleri soyutlanmış uykular
ağdı durdu parmaklarından estamplara

Şarkıları delindiler sokaklarında
ve çarşambaları ırmakta
boğulup gittiler hep
çamaşırların üstünde uzanan bulutlar

Şimdi benares'in
en eski orospuları gibi bayramlarda
birdenbire sanskrit ölümlere çarpıp
şarkılara şarkılara düşen kadınlar var şarkılarında.

Ece Ayhan Şiirleri Görsel 6

6. Bir Elişi Tanrısı İçin Ağıt

Peki nasıl oldu da hatırladı denizde boğulduğunu
nasıl oldu da peki anlatamıyorum biliyorsun

Öyle ölüme düşkündü ki biyoloji sıfır
bir şarkı yiyor şimdi şapkalarını orospular eksiliyor

Ama yok ne olur ağlama böyle ama yok
şunun şurasında tramvaysız, çocuk olmak turunç olmak

Kantocu peruz sahiden yaşadı mı patron?

Ece Ayhan Şiirleri Görsel 7

7. Çapalı Karşı

Kollarında eski balık dövmeleri
teodor kasap perhiz ahali içmez
ey türkçe rakı çıkmıştır kapalı
ve geniş muhlis sabahattin'den
ayşe opereti ne güzel bir hiç

Üç yıllar var ki minyatürlere mahkum
teodor'un o eski balık dövmeleri
ay osmanlılaşmış abi tüfekçi olmuş
ve korkunç taş gülmekler muhlis'te
gibi merdivenli bir sokaklar uzatmış
çiçek bahçelerine kaçabilsin ayşe
atlı tramvaylarla ne güzel bir hiç

İşte o biçim gecelerde kucaklamış
getirir enflasyon arkadaşlarını
kova abdülhamit akşam gazeteleri
dağlar gibi yalnızlık ne güzel bir hiç.

Ece Ayhan Şiirleri Görsel 8

8. Denizin Altındaki Bandolar

İşte ölüm şu derin taçlı şiirdir bak
Duman adamları maskeli katanalarıyla geçiyor
Çalan bir bandonun eşliğinde
Şimdiye dek ölünmeyen kentimizin üzerinden
Hiç değilse sokaklarında

- Sayın padişahım muhbir
Denizin altındaki bandolar da çalıyor muydu?

Parmak çocuk sorusu karşılığını da içinde taşır

- Ama şurasını unutuyorsun hep
Boğuldukları zamanki yaşlarıyladır çalgıcılar

Herhalde böyle bir şiire başlayan onu bütünler.

Ece Ayhan Şiirleri Görsel 9

9. Fayton

O sahibinin sesi gramofonlarda çalınan şey
incecik melankolisiymiş yalnızlığının
intihar karası bir faytona binmiş geçerken ablam
caddelerinden ölümler aşkı pera'nın

Esrikmiş herhal bahçe bahçe çiçekleri olan ablam
çiçeksiz bir çiçekçi dükkanının önünde durmuş
tüllere sarılmış mor bir karadağ tabancasıyla
zakkum fotoğrafları varmış cezayir menekşeleri camekânda

Ben ki son üç gecedir intihar etmedim hiç, bilemem
intihar karası bir faytonun ağışı göğe atlarıyla birlikte
cezayir menekşelerini seçip satın alışından olabilir mi ablamın
Ece Ayhan Şiirleri Görsel 10

10. Gökyüzünde Bir Cenaze Töreni

Düşmemiş Hezarfen Efendi'yle karşılaşır mı acaba?
Bir bakmışım baloncusu uçmuş kan mavisi balonlar
Kuşların vurulduğu mevsim Üsküdar iskele alanında
Bir bakmışım gökyüzünde gömülmez bir cenaze töreni
Ve aşağıda, yıkanmış balonlar demetinin başında
Kurşun ayaklı bir parmak çocuk, kırılır ağlamaz
Ölümü ustaca oyalayan babam öldürülmüş ben satarım
Kopmuş bir kocakarının da eteklerinde azat kuşları
Oğlum öldürülmüş ben satarım Üsküdar iskele alanında

Ece Ayhan Şiirleri Görsel 11

11. Üç Gencin Kalbi

Bir gemici tanırım
Kalbini bir limanda bırakmış
Ya kaybolursa?
Ağlar çocukluğundaki gibi
Kalbini almaya gidecek hâlâ

Bir oğlan tanırım
Derin yeşil gözlü
Gönlü güney denizlerinin dibi
Kalbi ise yerinde
Birine vermeye gidecek
Bir gemi arar durur
Bulutlardan.

Bir şair tanırım
Onunki içler acısı
Kalbini asla vermemiş
Çalmışlar
Kalbi eski bir efsanede saklı.

Ece Ayhan Şiirleri Görsel 12

12. Kudüs Fareleri

Dördüncü konuşmamızda
(ben neredeyim?)
isa'dan önce bu kentte
bir karınca taciri

Günahkar bir hayalet için
(biraz ölüm)
uyluk kemiğiyle acı çekecek
saraylarında

Beşinci konuşmamızda
(anlatmak diye bir şey yoktur burada)
arsenik götüren bir uşak
efendisine

Vebalı gecelerden
(makasla kesilmiş sarı bir ay)
kurtulacaklarına
inanırlardı

Biz vaktinde ölmüş olduğumuz için
(satranç taşları gibi)
kireçlerden korkmuyorduk
bir de kudüs fareleri

Bir öyle fareler
bir öyle fareler

Ece Ayhan Şiirleri Görsel 13

13. Kınar Hanımın Denizleri

Bir çakıl taşları gülümseyişi ağlarmış karafaki rakısıyla
şimdi dipsiz kuyulara su olan kınar hanım'dan
düz saçlarıyla ne yapsın şehzadebaşı tiyatrolarında şapkalarını
tüketemezmiş hiç

İşte kel hasan bu kel hasan karanlığı süpürürmüş
ters yakılmış güldürmemek için serkldoryan sigaralarıyla
işte masallara da girermiş bir polis o zamanlardan beri sürme
kirpiklerini aralayarak insanları çocukların

Ve içinde birikmiş ut çalan kadın elleri olurmuş hep
gibi bir üzünç sökün edermiş akşamları ağlarken kuyulara kınar
hanım'ın denizlerinden.

Ece Ayhan Şiirleri Görsel 14

14. Meçhul Öğrenci Anıtı

Buraya bakın, burada, bu kara mermerin altında
Bir teneffüs daha yaşasaydı,
Tabiattan tahtaya kalkacak bir çocuk gömülüdür
Devlet dersinde öldürülmüştür.

Devletin ve tabiatın ortak ve yanlış sorusu şuydu:
- Maveraünnehir nereye dökülür?
En arka sırada bir parmağın tek ve doğru karşılığı:
- Solgun bir halk çocukları ayaklanmasının kalbine!dir.

Bu ölümü de bastırmak için boynuna mekik oyalı mor
Bir yazma bağlayan eski eskici babası yazmıştır:
Yani ki onu oyuncakları olduğuna inandırmıştım

O günden böyle asker kaputu giyip gizli bir geyik
Yavrusunu emziren gece çamaşırcısı anası yazmıştır:
Ah ki oğlumun emeğini eline verdiler

Arkadaşları zakkumlarla örmüşlerdir şu şiiri:
Aldırma 128! İntiharın parasız yatılı küçük zabit okullarında
Her çocuğun kalbinde kendinden büyük bir çocuk vardır
Bütün sınıf sana çocuk bayramlarında zarfsız kuşlar gönderecek

Ece Ayhan Şiirleri Görsel 15

15. Mısrayim

Kaçtığı bilinmeyen bir ülkesinde cinler padişahının, bir
yeniyetme. Değiştirmiştir adını, saçlarını kazıtmıştır. Soğuk bir
tabanca yastığının altında, uyuyabilir ancak. Bir yelek giymiştir
dimi; kuşbilime çalışır, omuzunda simruğ kuşu, eskiden
ötermiş.

Bir tehlikeye yaslanmıştır; uçurtma uçurur, yüzlüğü düşmüş.
Yakalanır ming izleyicilere, bileği incecik. Bir kılıçla keserler
kirpiklerini uzun. Kırarlar eklemlerini, pantolonunu sıyırıp gümüş
bir şamdana oturturlar, ziftle boğarlar teknede, damgalarlar.

Uçsuz bucaksız kucağındadır barbar anasının, bir yeniyetme.
Büyük bir alınla karşılar ölümü de, alkışlayarak karşılar; unutbeni
mavisinden bir yelkenliye binmiştir. Hamsin yelleri eser
Mısrâyim'den, kırk gün. Saçlarını uzatmıştır, yalnızlığı sever.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış yorumlar onaylanmamaktadır.