Usta Şair Orhan Veli Kanık Sözleri, Şiirlerinden Sözler
Orhan Veli Kanık Sözleri;
En güzel Orhan Veli Kanık sözleri burada... Güzel sözler ve Özlü sözler yazılarında birçok sözüne yer verdiğimiz Orhan Veli Kanık sözleri içeriğinde aşk sözleri, sevgi sözleri gibi birçok kategoride paylaşılan sözlerini bulabilirsiniz. Sizler de özenle hazırlanan resimli Orhan Veli Kanık sözlerini sosyal medya hesaplarından paylaşabilirsiniz.
Orhan Veli Kanık'ın kitaplarından alıntı en güzel 5 söz önerisi;
1. O gece gördüm, onun gözlerinde gördüm; Gün ne güzel doğarmış meğer açık denizlerde!
2. Bekliyorum! Öyle bir havada gel ki, vazgeçmek mümkün olmasın.
3. Ve ihtimal sen! Yine beni sevmeyeceksin.
4. En delikanlı mevsimdir kış… Yüzüne yüzüne vurur yalnızlığını.
5. Öyle bir zamanda gel ki, vazgeçmek mümkün olmasın.
En Güzel Orhan Veli Kanık Sözleri
Oysa kahve içmişliğimiz vardı… “Bu ne hatır, gönül bilmezlik” diyemedim.
Bakakalırım giden geminin ardından; Atamam kendimi denize, dünya güzel; Serde erkeklik var ağlayamam.
Canım benim; Bilir misin “canım” dediğimde içimden canımın çıkıp sana doğru koştuğunu duyarım hep.
Çok hakkın var üstümde helal etmezsen, kul hakkı bu, şaka değil eğer helal etmezsen, dua etmeyi bir yana bırak, camiye gidip Allah’ın halısına bile basamam utancımdan.
Sıvanmış, boyanmış bir binanın tuğlaları arasındaki harcı göremeyiz. Bina tamamiyetini ancak bu harçla temin ettiği zamandır ki, onu teşkil eden tuğlaları teker teker görmek, onların vasıfları üzerinde düşünmek fırsatını elde ederiz.
“Aklımdan çıkmıyorsun” dedim, başka türlüsünü yorgunum anlatmaya.
Biz, tanımadığımız o büyük sınıfın, o fakir sınıfın adamıyız ama tanımadığımız için de onlardan, onların hayatından bahsedemeyiz. Üstelik tehlikeli bir iş o. İnsana sol diyorlar, komünist diyorlar. İyisi mi, bir yazar hep suya sabuna dokunmayan yazılar yazmalı. Ben de öyle yapacağım.
Bir dağ başı yalnızlığı yaşıyorum yeniden. Dağbaşı yalnızlığı ölümden beter. Hiç kimse aramasa sormasa beni. Sen gelsen yeter.
Aşk, benim için de, benim gibiler için de, biraz fazla. Fazla güzel bir şey. Ne uçmak geliyor elimden, ne de ötmek. Her şeyden önce yiyip içmeye ihtiyacım var; halbuki, aşık olursam yiyip içemem.
Şeytan diyor ki: ‘Aç pencereyi; Bağıɾ, bağıɾ, bağıɾ; sabaha kadar.
Duyduğum yoktu ne vakittir Güvercin sesi, kumru sesi, pencerede; İçime gene Yolculuk mu düştü, nedir? Nedir bu yosun kokusu, Martıların gürültüsü havalarda; Nedir? Yolculuk olmalı, yolculuk.
Ben ki her ɑkşɑm yɑtɑğımdɑ onu düşünüyorum, onu sevdiğim müddetçe yɑtɑğımı dɑ seveceğim.
Yanlış işler görenler bile o işleɾi memleket sevgisiyle göɾdüklerine inanırlaɾ.
Orhan Veli Kanık Şiirlerinden Alıntı Sözler
Sıvanmış, boyanmış bir binanın tuğlaları arasındaki harcı göremeyiz. Bina tamamiyetini ancak bu harçla temin ettiği zamandır ki, onu teşkil eden tuğlaları teker teker görmek, onların vasıfları üzerinde düşünmek fırsatını elde ederiz.
Boş konuşan insan çana benzer, içi boş olduğu için çok ses çıkartıɾ!
Biliyorum, kolay değil yaşamak; Ama işte biɾ ölünün hala yatağı sıcak birinin saati işliyoɾ kolunda yaşamak kolay değil ya kardeşler ölmek de kolay değil; Kolay değil bu dünyadan ayrılmak.
Bilmezler yalnız yaşamayanlar, nasıl korku verir sessizlik insana; insan nasıl konuşur kendisiyle; nasıl koşar aynalara, bir cana hasret, bilmezler.
Pencere, en iyisi pencere; geçen kuşları görürsün hiç olmazsa; dört duvarı göreceğine.
Yaşamak kolay değil ya kardeşler, ölmek de değil; kolay değil bu dünyadan ayrılmak
Ağlasam sesimi duyar mısınız, Mısralarımda; Dokunabilir misiniz, Göz yaşlarıma, ellerinizle?
İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı. Önce hafiften bir rüzgar esiyor; Yavaş yavaş sallanıyor Yapraklar ağaçlarda; Uzaklarda, çok uzaklarda, Sucuların hiç durmayan çıngırakları.İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı.
En iyi savaşı olan sömürgeciliği kullanır insan. Ağlar bazıları, bazıları gülerek yapar bu işlemi, hem de kime güldüğünü bilmeden. Aldatır ya sanır ki karşıdaki yedi yalanı, aslında ta kendisidir aldatan insanı.
Yüz kelimelik bir şiirde yüz tane güzellik arayan vardır. Halbuki bin kelimelik bir şiir bile bir tek güzellik için yazılır.
Gün ışığında hissemize razıydık kendimize hüzünler icat ettik avunamadık.
Ben ki her akşam yatağımda onu düşünüyorum, onu sevdiğim müddetçe yatağımı da seveceğim.
Asma suratını” deme be kadın , Ne değişir ? Yine , İstanbul’daki asma köprüler gibi , Asma gülücükler iliştiririm yüzüme ; Ve gözlerimin altından binlerce Marmara akıtırım… Şu Orhan Veli’ninde alacağı olsun… Serde erkeklik varmış; ağlanmazmış.
Sokakta giderken, kendi kendime gülümsediğimin farkına vardığımda, beni deli zannedecekleɾini düşünüp gülümsüyorum.
Ben bir ömür göz yaşı hapsine mahkum edilmişken, senin gerçek sandığın sahte aşklarla, gülümseyecek olan gözlerin beni her gün bir kat daha öldürüyor.
İşim gücüm budur benim Gökyüzünü boyarım her sabah Hepiniz uykudayken. Uyanır bakarsınız ki mavi. Deniz yırtılır kimi zaman. Bilmezsiniz kim diker. Ben dikerim.
“Sokakta giderken, kendi kendime gülümsediğimin farkına vardığım anlarda insanların beni deli zannedeceğini düşünüp gülümsüyorum.”
Bilmezler yalnız yaşamayanlar,
Nasıl korku verir sessizlik insana;
İnsan nasıl konuşur kendisiyle;
Nasıl koşar aynalara,
Bir cana hasret,
Bilmezler.
En Güzel Orhan Veli Kanık Şiirleri
Sokak dilini şiirlerimize kazandıran büyük şair Orhan Veli, kısa ömrüne birçok güzel şiir sığdırmıştır. Orhan Veli denilince akla gelen ilk şiirleri, edebiyat kitaplarında büyük bir zevkle okuduğumuz Orhan Veli'ye ait şiirleri sizler için bir araya getirdik.
İstanbul'u Dinliyorum
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı
Önce hafiften bir rüzgar esiyor;
Yavaş yavaş sallanıyor
Yapraklar, ağaçlarda;
Uzaklarda, çok uzaklarda,
Sucuların hiç durmayan çıngırakları
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Kuşlar geçiyor, derken;
Yükseklerden, sürü sürü, çığlık çığlık.
Ağlar çekiliyor dalyanlarda;
Bir kadının suya değiyor ayakları;
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Serin serin Kapalıçarşı
Cıvıl cıvıl Mahmutpaşa
Güvercin dolu avlular
Çekiç sesleri geliyor doklardan
Güzelim bahar rüzgarında ter kokuları;
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Başımda eski alemlerin sarhoşluğu
Loş kayıkhaneleriyle bir yalı;
Dinmiş lodosların uğultusu içinde
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Bir yosma geçiyor kaldırımdan;
Küfürler, şarkılar, türküler, laf atmalar.
Birşey düşüyor elinden yere;
Bir gül olmalı;
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Bir kuş çırpınıyor eteklerinde;
Alnın sıcak mı, değil mi, biliyorum;
Dudakların ıslak mı, değil mi, biliyorum;
Beyaz bir ay doğuyor fıstıkların arkasından
Kalbinin vuruşundan anlıyorum;
İstanbul'u dinliyorum.
***
Anlatamıyorum
Ağlasam sesimi duyar mısınız,
Mısralarımda;
Dokunabilir misiniz,
Gözyaşlarıma, ellerinizle?
Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel,
Kelimelerinse kifayetsiz olduğunu
Bu derde düşmeden önce.
Bir yer var, biliyorum;
Her şeyi söylemek mümkün;
Epeyce yaklaşmışım, duyuyorum;
Anlatamıyorum.
***
Güzel Havalar
Beni bu güzel havalar mahvetti,
Böyle havada istifa ettim
Evkaftaki memuriyetimden.
Tütüne böyle havada alıştım,
Böyle havada aşık oldum;
Eve ekmekle tuz götürmeyi
Böyle havalarda unuttum;
Şiir yazma hastalığım
Hep böyle havalarda nüksetti;
Beni bu güzel havalar mahvetti.
***
Bir Garip Orhan Veli
İstanbul'da Boğaziçi'nde
Bir garip Orhan Veli'yim
Veli'nin oğluyum
Tarifsiz kederler içindeyim
Urumeli Hisarı'na oturmuşum
Oturmuş da bir türkü tutturmuşum
İstanbul'un mermer taşları
Başıma da konuyor martı kuşları
Gözlerimden boşanır hicran yaşları
Edalım...
Senin yüzünden bu halim.
İstanbul'un orta yeri sinema
Garipliğim, mahzunluğum duyurmayın anama
El konuşurmuş, görüşürmüş bana ne
Sevdalım...
Boynuna vebalim
İstanbul’da, Boğaziçi’ndeyim
Bir garip Orhan Veli’yim
***
Bedava
Bedava yaşıyoruz, bedava;
Hava bedava, bulut bedava;
Dere tepe bedava;
Yağmur çamur bedava;
Otomobillerin dışı,
Sinemaların kapısı,
Camekanlar bedava;
Peynir ekmek değil ama
Acı su bedava;
Kelle fiyatına hürriyet,
Esirlik bedava;
Bedava yaşıyoruz, bedava.
***
Cımbızlı Şiir
Ne atom bombası
Ne Londra Konferansı
Bir elinde cımbız,
Bir elinde ayna;
Umurunda mı dünya
***
Galata Köprüsü
Dikilir köprü üzerine,
Keyifle seyrederim hepinizi.
Kiminiz kürek çeker, suya suya ;
Kiminiz midye çıkarır dubalardan;
Kiminiz dümen tutar mavnalarda;
Kiminiz çimacıdır halat başında;
Kiminiz kuştur, uçar, şairane;
Kiminiz balıktır, pırıl pırıl;
Kiminiz vapur, kiminiz şamandıra;
Kiminiz bulut, havalarda;
Kiminiz çatanadır, kırdığı gibi bacayı,
Şıp diye geçer köprünün altından;
Kiminiz düdüktür, öter;
Kiminiz dumandır, tüter;
Ama hepiniz, hepiniz...
Hepiniz geçim derdinde.
Bir ben miyim keyif ehli içinizde?
Bakmayın, gün olur, ben de
Bir şiir söylerim belki sizlere dair;
Elime üç beş kuruş geçer;
Karnım doyar benim de.
***
Ah! Neydi benim gençliğim
Nerde böyle hüzünlenmek o zaman;
İçip içip ağlamak,
Uzaklara dalıp şarkı söylemek;
Hafta sekiz ben eğlentide;
Bugün saz,yarın sinema,
Beğenmedin Aile Bahçesi;
Onu da beğenmedin,parka;
Sevdiğim dillere destan;
Sevdiğim,
Meyil verdiğim;
Ben dizinin dibinde elpençe divan,
Samanlık seyran.
Nerde,
Nerde,
Nerde böyle hüzünlenmek o zaman!
***
Birdenbire
Her sey birdenbire oldu.
Birdenbire vurdu gün isigi yere;
Gökyüzü birdenbire oldu;
Mavi birdenbire.
Her sey birdenbire oldu;
Birdenbire tütmeye basladi duman topraktan;
Filiz birdenbire oldu, tomurcuk birdenbire.
Yemis birdenbire oldu.
Birdenbire,
Birdenbire;
Her sey birdenbire oldu.
Kiz birdenbire, oglan birdenbire;
Yollar, kirlar, kediler, insanlar...
Ask birdenbire oldu,
Sevinç birdenbire.
**
Sevdaya Mı Tutuldum
Benim de mi düşüncelerim olacaktı,
Ben de mi böyle uykusuz kalacaktım,
Sessiz, sedasız mı olacaktım böyle?
Çok sevdiğim salatayı bile
Aramaz mı olacaktım?
Ben böyle mi olacaktım?
***
Delikli Şiir
Cep delik cepken delik
Yen delik kaftan delik
Don delik mintan delik
Kevgir misin be kardeşlik?
***
Ayrılış
Bakakalırım giden geminin ardından;
Atamam kendimi denize, dünya güzel;
Serde erkeklik var, ağlayamam
***
Gün Doğuyor
Dili çözülüyor gecelerin..
Gölgeler kaçışıyor derine
Alıp sihrini bilmecelerin:
Gün doğuyor şehrin üzerine.
Korkarak saklanıyor bacalar,
Gün doğuyor şehrin üzerine;
Dalıyorlar günün gözlerine
Gözleri uykulu atmacalar.
Sallıyarak dallarını kavak
Yükseliyor her günkü yerine,
Gün doğuyor şehrin üzerine
Mavi bir ışıkla ağararak.
Gün doğuyor şehrin üzerine,
Renk renk hacimle doluyor her yer.
Bakıyor dağınık yüzlü evler
Hala yanan sokak fenerine.
Toprak kımıldıyor yavaş yavaş,
Gün doğuyor şehrin üzerine,
Bembeyaz gece çiçeklerine
Sabahla düşüyor bir damla yaş.
Ve bir deniz hücumu halinde
Gün doğuyor şehrin üzerine.