V For Vandetta Replikleri | Filmin Unutulmaz Sözleri
V For Vandetta Sözleri;
Bu içerikte V For Vandetta film repliklerini bir araya getirdik. V For Vandetta Sözleri resimli şekilde listelenmiştir. Sizler de V For Vandetta film repliklerinin en güzellerini sosyal medya hesaplarından paylaşabilirsiniz.
Dünyanın en çok izlenen yapımı V For Vandetta'da geçen en güzel 5 replik;
1. Kurşunlarınız var, ancak silahlarınız boşaldığında ölmüş olmamı ümit edin. Şayet ayakta kalırsam silahlarınızı dolduramadan ölmüş olursunuz.
2. Tanrı gibi ben de işimi şansa bırakmam ve rastlantıya inanmam.
3. Dans edilemeden yapılan devrim yapılmaya değer değildir.
4. İnsanlar hükümetlerinden değil, hükümetler insanlardan korkmalıdır.
5. Fikirler Kurşun Geçirmez.
En Güzel V For Vandetta Replikleri
Fikirlerin kurşun geçirmediğini, sözlerin en etkili silah olduğunu bizlere anlatan V for Vandetta filminden geçen bomba etkisi yaratan sözleri çok seveceksiniz. Aklınızda uzun süre yer edecek V for Vandetta filminde geçen en güzel sözler, Facebook V For Vandetta replikleri, etkileyici V for Vandetta sözleri;
“Siyasiler gerçeği örtmek, sanatçılar ise gerçeği göstermek için yalan söylerler.”
Tanrı yağmurdadır.
Burada 872 tane şarkı var… Hepsini dinledim ama hiç biriyle dans etmedim.
”Uzunca süre maske takarsan altındaki kişiliği de unutursun.”
Gerçeklerin gücünü bildiğim sürece kainatı bile fethedebilirim.
“Kimse geçmişinden kaçamaz.”
Çünkü sözler yerine kaba kuvvet kullanılabilse de kelimeler kudretini hep koruyacaktır ! Kelimeler anlama ulaşmanın yollarını ve dinleyenlere hakikatin teleffuzu gösterir.
O Monte Cristo kontuydu, babamdı, annemdi, kardeşimdi, arkadaşımdı, o sizdiniz ve bendim. O hepimizdi.
Ama sabret. Bu müzik adalet için çalacak ve ben bu konçertoyu bizden alındığı günlere ithaf ediyorum ve adalet gözettiğini sanan sahtekarlara tabi ki.
Sapkın eski niyetler bile kutsal kitaptan çalınırken, ben en çok şeytanı oynarken aziz gibi görünürüm.
Çünkü o haklıydı. Bu ülkenin şu anda bir binadan fazlasına ihtiyacı var. Bu ülkenin umuda ihtiyacı var.
Çalmak malın sahibinden olur. Eleştirenden çalamazsın, benim yaptığım sadece temizlemekti.
Hatırla, hatırla, 5 Kasım gününü hatırla, patlamayı, ihaneti ve komployu... Bu ihaneti unutmak için hiçbir neden bulamıyorum.
İyi akşamlar Londra.. Önce yayını kestiğim için özür dilemek isterim.. Pek çoğunuz gibi bende evimin güvenli ortamında günlük sıkıntılardan uzak televizyon başında keyif almaktan hoşlanan biriyim.. Bende her insan gibi severim ama onun anısına hürmeten şimdi buradayım.. Geçmişte yaşanan o çok önemli olayda mücadele ederken hayatlarını kaybeden o insanların anısına böyle bir kutlama yapmak istedim.. Ve böylece beş kasım gününün artık hiç hatırlanmadığını anladım.. Bu yüzden oturup sohbet etmemiz iyi olacak diye düşündüm. Elbette konuşmamı istemeyen kişiler de vardır.. Eminin şu anda telefonlarda emirler yağdırılıyor ve silahlı adamlar yola çıkmaya hazırlanıyor.. Neden? Çünkü konuşulmaya çalışılan yerde çoklar söz alıncaya kadar sözler her zaman gücünü korumaya devam eder.. Gerçeklerin ortaya konulduğu sözleri dinleyen herkes için büyük anlam taşıyan sözler..Ve gerçek şu ki; bu ülkede yolunda gitmeyen bir şeyler var… Zulüm ve adaletsizlik, hoşgörüsüzlük ve baskılar!! özgürlüğünüz kısıtlanıyorsa, düşünme ve konuşma hakkınız yoksa, sensörler ve chipler her hareketinizi her konuşmanızı izliyorsa orada işlerin yolunda gittiği söylenemez.. Peki bu nasıl oldu? Kimi suçlayalım? Evet, elbette diğerlerinden daha fazla sorumlu olan birileri mutlaka var.. ama yinede aynaya baktığınızda suçluluk duyuyorsanız gerçeği öğrenmiş olursunuz.. Neden yaptığınızı biliyorum, neden korktuğunuzu da; kim korkmaz ki!!! Savaş, terör, hastalıklar sağduyunuzu ve cesaretinizi kaybetmenize neden olacak çok değişik nedenler ortaya çıkmıştı.. Korku içinizi sardı ve o panik haliyle adam Sathler adındaki o başkana sarıldınız!!! Size düzen ve barış vaat etti..karşılığında sessizlik ve emirlere itaat etmenizi istedi..Dün gece o sessizliğe bir son verdim. Dün gece bu ülkeye unuttuğu bir şeyi hatırlatmak için adliye sarayını uçurdum..400 yıl önce bu millet beş kasımı sonsuza dek unutmamak üzere hafızalarına kazımıştı…Dünyaya adaletin, korkusuzluğun ve özgürlüğün sadece söz olmadığını anlatacaktı, bakış açısı buydu.. Eğer bir şey görmüyorsanız bu devletin suçları sizin için bir bilinmezse ve karşı çıkmıyorsanız demek ki beş kasımın unutulmasına siz izin verdiniz.. Eğer sizde benim gördüğümü görüyorsanız, benim gibi hissediyorsanız sizde benim gibi arıyorsanız o zaman yanımda olmanızı istiyorum.. Bir yıl sonra bu gece parlamentonun girişinde bulunun.. birlikte olup onlara beş kasımın asla unutulmadığını, unutulmayacağını gösterelim.
O gece olanları ve ülke için ne anlama geldiğini kimse unutmayacak ama ben, o adamı ve bana ifade ettiklerini unutmayacağım.
Artık hiçbir şey hissedemiyorum!
Kim olduğun, ne yaptığının yanında önemsizdir.
Bu maskenin altında etten daha fazlası var. Bu maskenin altında bir fikir var, Bay Creedy ve fikirlere kurşun işlemez.
Uzmanlık alanım ritm sazlardır ama bu gece bütün bir orkestrayı kullanmak niyetindeyim. Bana katılırsan büyük onur duyarım.
Evet, bir şey isteyebilir miyim? Bir tek dilek hakkım olsa seni tekrar görmeyi dilerdim.
Hayır, lütfen… Bu maskenin altında bir yüz var, ancak o ben değilim… Bu maskenin altında kaslar var ve ardında kemikler.
Raslantı diye bir şey yoktur. Raslantı aldatmacası vardır.
Dans edemediğim devrim, devrim değildir. (V)
Aynaya baktığınızda suçluluk duyuyorsanız gerçekleri öğrenmişsinizdir.
Şiddet iyi yönde kullanılabilir.
Bu yüzden kötülüğün üstüne şeker serpeceğiz.
Korku, bu hükümetin esas aracı haline geldi.
Ve sen bütün alçaklığını ortaya çıkardın ve yine sen kutsallığı kullanarak eziyet ettin. Aziz kılığına girerek şeytanın rolünü üstlendin.( Piskopos: Lütfen merhamet et!)Bu gece olmaz, piskopos bu gece olmaz.
“Bu gece size en ciddi yeminimi ediyorum. Adalet hızlı olacak, dürüst olacak .. ve merhametsiz.. “(V)
Verilecek tek karar intikamdır. Bir kan davası, ve bir amacı var boşuna değil. Değerler ve dürüstlük vakti geldiğinde kazanacak ve zulüm son bulacak biliyorum.
“Şiddet iyi amaçlar için kullanılabilir.” (V)
” Sadece kurşunlarınız var, kurşunlarınız bittiği zaman burada olmayacağım çünkü olursam tekrar doldurmadan ölürsünüz..! ” (V)
Bunu görebiliyorum.
Elbette görebilirsin.
Senin gözlem gücünü sorgulamıyorum.
Maskeli bir adama kim olduğunu sormandaki paradoksa dikkat çekiyorum.
***
” Bu maskenin altında bir yüz var, ancak benim değil.
Ne altındaki kaslardan daha ‘ben’dir o yüz…
Ne de altındaki kemiklerden.
Bu maskenin altında etten daha fazlası var.
Bu maskenin altında bir fikir var!
Ve fikirler kurşun geçirmez. ” (V)
***
Evey Hammond : Şimdi beni öldüreceksin değil mi?
V : Seni 10 dakika önce öldürdüm, sen uyurken.
- +Kim, kimsin sen ?
– Kim ?
Neye göre kimim ?
Maskeye göre mi, yoksa içimdeki ben’e göre mi ?
Maskeli bir adamım ben .
***
“Toplumlar, kendi devletlerinden korkmamalı.
Devletler, kendi toplumlarından korkmalı.
Bina nasıl bir sembolse, onu yıkma eylemi de bir semboldür.
Sembollere anlam kazandıran insanlardır.
Tek başlarına semboller anlamsızdır ama yeteri kadar insanla bir binayı havaya uçurmak dünyayı değiştirebilir.” (V)
***
“Fikirlerin gücüne bizzat şahit oldum.
Fikirler adına öldürülen ve fikirleri savunurken ölen insanları gördüm.
Yalnız, bir fikri öpemez, ona dokunamaz veya onu tutamazsınız.
Fikirler kan ağlamaz, acıyı hissetmezler.
Sevmezler… “(V)
***
- Adının sadece V harfi olduğu tespit edilen psikopat terörist, kontrol kulesine tahribat gücü yüksek patlayıcı ve başka silahlarla saldırarak, bunları sadece bir nefret mesajı vermek için savunmasız sivillere karşı kullanmıştır. (Haberler)
- Peki ya o adam? Adının Guy Fawkes olduğunu ve 1605 yılında Parlamento Binası’nı havaya uçurmaya çalıştığını biliyorum ama aslında kimdi o? Nasıl biriydi? Bize adamın kendisini değil, savunduğu fikri unutmamamız söylendi çünkü bir insan başarısız olabilir. Yakalanabilir, öldürülebilir ve unutulabilir ama bir fikir 400 yıl sonra bile, dünyayı değiştirebilir. Fikirlerin gücüne doğrudan şahit oldum. İnsanların bir fikir uğruna birbirlerini öldürdüklerini hayatlarını feda ettiklerini gördüm ama bir fikri öpemezsiniz. Ona dokunup sarılamazsınız. Fikirler kanamaz. Onlar acıyı hissedemez ve onlar sevemez. Özlediğim bir fikir değil, bir adam.
- 5 Kasım’ı unutmamamı sağlayan adam. Hatırla, 5 Kasım’ı hatırla. Barut ihanetini ve komplosunu… Zaten aklım almaz barut ihanetinin neden unutulacağını ama ya adam? Biliyorum, adı Guy Fawkes idi… Bu ülkeye neyin unutulduğunu anımsatmak için. 400 yıldan fazla bir süre önce, bu vatansever, Kasım’ın 5′ini ebediyen hafızamıza kazımayı diledi. Hayali, eşitlik, adalet ve özgürlüğün kelimelerden öte olduğunu dünyaya anımsatmaktı. Kelimeler görece kavramlardır. Eğer bir şey görmüyorsanız..” (V)
***
- V: …Ve apaçık kötülüğümü kutsal kitaptan çalıntı, eski ve garip yöntemlerle gizliyorum ve aslında bir şeytanken hep azizi oynuyorum.
Psikopos: Merhamet et,lütfen!
V: Bu gece olmaz peder… Bu gece olmaz.
***
– O kimdi?
+ Edmond Dantes’ti. Babamdı ve annemdi. Erkek kardeşimdi. Arkadaşımdı. O sizdi, bendi. O hepimizdi. O geceyi ve onun bu ülke için anlamını kimse unutmayacak. Bense o adamı ve onun benim için anlamını hiç unutmayacağım.
***
-Seni orda bıraksaydım şu anda Creedy'nin sorgu hücresinde olurdun, tutuklarlar, işkence ederler ve beni bulmak uğruna belki de öldürürlerdi. Yardımından sonra seni bırakamazdım, bende seni güvenli olabileceğini düşündüğüm tek yere getirdim, evet, evime.
***
- “Diyorum ki, bu gece o rıhtımlara gidip Amerika Büzülmüş Dübürleri’ne ait her şeyi yerle bir edelim! Kim benimle birlikte? Söyleyin, hanginiz benimle? Bundan hoşlandınız mı? A.B.D., Amerika Büzülmüş Dübürleri. Yani, başka ne diyebilirsiniz ki? Her şeyi ama her şeyi olan bir ülkeydi orası… Ama şimdi, 20 yıl sonrası, ne olacak? Dünyanın en büyük cüzamlı topluluğu. Neden? İnançsızlık. Tekrar söyleyeyim. İnançsızlık. Başlattıkları savaş değildi. Saldıkları veba değildi. Hüküm’dü. Kimse geçmişinden kaçmaz. Kimse Hüküm’den kaçmaz. Sizce yukarıda değil mi? Sizce bu ülkeyi izlemiyor mu? Başka nasıl açıklayabilirsiniz? Bizi sınıyor ama gerekeni yaptık. Bize düşeni yaptık. Islington. Enfield. Oradaydım, her şeyi gördüm. Göçmenler, Müslümanlar,eşcinseller, teröristler. Her hastalığı taşıyan bu soysuzlar. Gitmek zorundaydılar. Güçten birliğe,birlikten inanca. Tanrı korkusu olan bir İngilizim ve bundan çok gurur duyuyorum!” (Lewis Prothero)
- İşte! İlk kez ben de nefret olduğunu sanmıştım. Tek bildiğim nefretti, nefret dünyamı sarmıştı, nefes almam bile nefret doluydu.. Ve sonra bir şey oldu, sana olduğu gibi.