Ahmet Telli Sözleri | Aşık Edici Ahmet Telli Şiirleri

Ahmet Telli sözleri içeriğinde siz değerli okurlarımız için bu zamana kadar kitaplarında yer alan en güzel sözleri bir araya getirdik.
Ahmet Telli Sözleri | Aşık Edici Ahmet Telli Şiirleri

Ahmet Telli Sözleri

Ağrılardan yoruldum, gitmeliyim buralardan içimdeki buharlaşan cıvayı soluyorum artık yoruldum, gereklilik kipiyle yaşamaktan.

Hiçbir anını tanımlamaya kalkmadan. Kısacık ömürler biçiyoruz kendimize.

Sığındığım her yer adınla anılır. Ben girerim sokağı devriyeler basar. Bir de gülüşün eklenir kimliğime.

Hiç özlemedim seni. Özlemek dostluktandır, dostluğundan öte bulmalıyım seni.

Suya düşen bir karanfilse yüreğin, bırak kendini ırmağın türküsüne gülüm vursun seni o taştan bu taşa o çağlayandan bu çağlayana.

En Güzel Ahmet Telli Sözleri

Ahmet Telli'ye ait olan en güzel sözleri, aşk kokan bu sözleri sevdikleriniz ile paylaşabilirsiniz. İşte, okurken "vayyy" diyebileceğiniz en güzel Ahmet Telli sözleri;

Ahmet Telli Sözleri

Sığındığım her yer adınla anılır ben girerim sokağı devriyeler basar. Bir de gülüşün eklenir kimliğime.

Ömrüm diyorum şimdi ömrüm. Üzgün bir çocuksun sen ve yalnız. Öyle kal çünkü bu dünyada, sana en çok mutsuzluk yakışıyor.

Ve kent çıngıraklı bir yılan kadar zehirlidir artık sevgilin mahpusken üstelik kirli bir lekeye döner umutlar.

Tenhadır sığındığın bütün kıyılar.

Sen dostumdun benim gülünce güneşler açan. Bulutlara rüzgara asarım suretini her akşam. Her akşam mektup yazarım dağlar kadar. Kayıp bir adresten geliyor sesin şimdi, üşüyorsun. Unutma dostumsun sen, neredeysen orda ölmek isterim!

Ahmet Telli Sözleri

Yüreğim diyorum, kekeme, alıngan, serseri yüreğim sen nerden bilebilirsin bir şiirin nasıl yazıldığını.

Saçlarındı diye düşünüyorum ömrümüzü çözdükçe savrulan rüzgârdı saçların ve ikide bir aklıma düşüyor aynı soru; -Aşkı bilmiyorsam nasıl değiştiririm kendimi, seni ve bütün dünyayı.

Gitmek. Bir hançeri inceltip, okyanusa daldırmak isteği ya da düşebilmek atlaslarındışına ki ey kalbim, yalnızsın bu yolculukta da.

Dudaklarımı kanatırcasına ısırıyorum günlerdir. Her sözcük dilimin ucunda küfre dönüyor çünkü.

Karşılığı yok hiçbir acının her şey gölgesi kadar ağır sormuyorum artık sormuyorum her gün yeniden kodlanan umutlarla kirletiliyor dünya.

Dedi ki o: Yoruldum insan olmaktan İnsan yorulur bazen insan olmaktan.


Ahmet Telli Aşk Sözleri

Ahmet Telli Sözleri

Beklenmedik bir anda terk edilmişsindir bütün sevdiklerince Suçlamak istemesen de hiç kimseyi üzünçle yanmakta yüzün Adını bile koyamadığın bir boğunç dolmakta şimdi yüreğine ve usulca ağmaktadır gözlerinin peteğine ağulu bir hüzün.

Büyülendim ama büyüyemedim aklım ermedi aynalara ve suya yüzümü gösterip kalbimi neden sakladıklarını öğrenemedim şaşkınım, cahilim ben bu dünyada.

Saçlarına gül takmam. Bir ırmak gibi akıtırım ovaya. Soluğunla yanar dudaklarımın bozkırı.

Hiç kimse bir aşkı onarmaya kalkmasın, kaybedilmeye değer en güzel anında bitirilmişse eğer.

Ağrılardan yoruldum, gitmeliyim buralardan içimdeki buharlaşan cıvayı soluyorum artık yoruldum, gereklilik kipiyle yaşamaktan.

Söylenecek bütün sözler sevincin ve sevdanın savunulmasına dairdir. Ve şimdi onlar yaralarını saracak birilerini beklemektedirler.

Hiçbir an’ını tanımlamaya kalkmadan, Kısacık ömürler biçiyoruz kendimize. Sonra yolculuklara çıkıyoruz, bir kentten ötekine giderken özlüyoruz bir başkasını.

Ahmet Telli Sözleri

Yanlış, daha baştan yanlış bir şiirdi bu, biliyorum. Ve belki ömrümüzün yakın geçmişi bu kadar doğruydu ancak, kim bilir. Kalbim unut bu şiiri.

Sessizce çekip gidiyorum şimdi, sessiz ve kimliksiz, belki yine gelirim, sesime ses veren olursa bir gün.

Büyülendim ama büyüyemedim. Aklım ermedi aynalara ve suya yüzümü gösterip kalbimi neden sakladıklarını öğrenemedim.Şaşkınım, cahilim ben bu dünyada.

Yaşandı mı o sıcak kış, yaşlandık mı? Aynalara bakmaya vakit bulamadık Dönüp dönüp birbirimize bakmalardan, yaşandı mı o sımsıcak kış, ne dersin?

Kapağı açılmayan kitaplar, unutulmuş aşklar gibidir. Kitaplardan söz edelim.

Her sayfası kederle kararan bir hüzün defterine döner günler.Ve her sabah ‘merhaba hüzün’ “merhaba yalnızlık” diyerek başlarsın hayata. Ama hayat bağışlamayacaktır seni, unutma.

Ahmet Telli Sözleri

Her aşk bir ayrılık gizler, ayrılıklarsa bir merhabanın sıcaklığını taşır kendisinde.

Biten bir aşk için söylenecek söz şu olmalı: – güzeldi yine de…

Suya düşen bir karanfilse yüreğin, bırak kendini ırmağın türküsüne gülüm vursun seni o taştan bu taşa o çağlayandan bu çağlayana.

Burada yağmur yağıyor ama sen şemsiyeni almadan gel yine de. Özletiyor bu çılgın sağanak seni sırılsıklam özletiyor biliyor musun.

Her aşk bir ayrılık gizler, ayrılıklarsa bir merhabanın sıcaklığını taşır kendisinde.

Sesim yoktu. Karanlığın karnında yitirdim sesimi. Kör bir kuyuda unutulan Yusuf’tum belki.

Hiç özlemedim seni, özlemek dostluktandır, dostluğundan öte bulmalıyım seni.

Aşık Edici Ahmet Telli Sözleri ve Alıntıları

Biten bir aşk için söylenecek söz şu olmalı: – Güzeldi yine de…

Yüreğim diyorum, kekeme, alıngan, serseri yüreğim sen nerden bilebilirsin bir şiirin nasıl yazıldığını.

Dedi ki o: yoruldum insan olmaktan insan yorulur bazen insan olmaktan.

Kavgadan uzak kalmışsan, sevdadan da uzaksın demektir.

Sesim yoktu. Karanlığın karnında yitirdim sesimi. Kör bir kuyuda unutulan Yusuf’tum belki.

Hangi şehirde yoksan ben kayboluyorum orada.

Ahmet Telli Sözleri

Aşklar mı diyordun, anladım senin incindiğin, benimse yollara düştüğümdür yeniden.

Saçlarındı diye düşünüyorum ömrümüzü çözdükçe savrulan rüzgârdı saçların ve ikide bir aklıma düşüyor aynı soru; -Aşkı bilmiyorsam nasıl değiştiririm kendimi, seni ve bütün dünyayı.

Gün biter gülüşün kalır bende…

Gitmek. Bir hançeri inceltip, okyanusa daldırmak isteği ya da düşebilmek atlaslarındışına ki ey kalbim, yalnızsın bu yolculukta da.

Burada yağmur yağıyor ama sen şemsiyeni almadan gel yine de.Özletiyor bu çılgın sağanak seni sırılsıklam özletiyor biliyor musun.

Hangi şehirde yoksan ben kayboluyorum orada.

Beni artık kimseler aramasın, aşkın en tabanında yattığım anlaşılmasın…


Ahmet Telli Şiirleri

Ahmet Telli duygularını yoğun yaşayan şairlerimizden biridir. Acıyı, aşkı, özlemi, sadakatti şiirlerinde belirgin bir şekilde işlemiştir. Bu şiirleri okurken gerçek aşkın ne olduğunu daha iyi bir şekilde anlayacaksınız. İşte, büyüleyici, duygusal Ahmet Telli şiirleri;

Ahmet Telli Sözleri

Acıya Alışılmaz

Hangi çığlık bir çığ gibi yarıyorsa

gecenin gerilmiş karnını bu saatte

acı tükenip bitmiştir orada artık

çırılçıplaktır tarihin bu sayfası

 

Fiziğin armağan ettiği bu teller

keçeleştirirken cinsel organımı

haykırıyorum insan olduğumu

ve çatlatıyor alnımın en gergin teli

Bu Kent Öldürüldü Diyorlar

 

Bu kent öldürüldü diyorlar

kurşuna dizildi bir geceyarısı

 

Hayaletler geziniyormuş şimdi

sokak aralarında ve caddelerde

baykuş tüneği olmuş alanlar

ve yarasalar uçuşuyormuş

 

Silah ve esrar kaçakçıları

altın çağını yaşarlarken

artıyormuş bir yandan da

kumarhaneler, meyhaneler

 

Borsa oyunları, hileli iflaslar

birbirini kovalayıp dururken

nasıl çıkmışsa pek bilinmiyor

yaygınmış şimdilerde rus ruleti

 

İntiharların sayısı bilinmiyor

çoğalıp duruyormuş fahişeler

ve artık bunların hiçbiri

olay bile sayılmıyormuş şimdi

 

Bu kent öldürüldü diyorlar

bahar gelmez artık buraya

***

Ahmet Telli Sözleri

Akbabalar Kelebekler

Yüreği ağzında bir çocuk

Gibi alırken kalemi elime

Beceriksiz, acemi ve olasıya

Yapayalnızım her defasında

 

Bu sonuncu olsun diyorum

Ömrümün eksiksiz tek şiiri

Yazılsın artık kırk yaşımın

Ve bir aşkın bittiği bu gece

 

Akbabalar bin yıl kelebekler

Bir mevsim yaşarlarmış ki aşk

Da kısa ömürlüdür, başlar

Gibi biter yaşanmışsa eğer

 

Yaşanan ne varsa hoşgörünün

Bir parçasıdır artık ama ben

Yine de yakabilirim bu gece

Bütün anılarımı bir şiir için

 

Sonra irkiliyorum, anılarım yoksa

Dostlarım da terk edilmiştir yangın

Sürüp dururken yurdumda ki o zaman

Kıymeti harbiyesi nedir bu şiirin

 

Sabaha karşı dilim paslı

Beynim keçeleşmiştir ve yangın

Yalnızlığıma sıçrarken üşüyor

Bütün sözcükler. Umut yoktur

 

Yüreğim diyorum, kekeme

Alıngan, serseri yüreğim

Sen nerden bilebilirsin

Bir şiirin nasıl yazıldığını

***

Ahmet Telli Sözleri

Ana

Kayıp duruyor bakışları

duvardaki resme ve kapıya

oğul mu beklediği, sevgili mi

 

Belli ki yaşıyorlar hala

uzun uzun yaşıyorlar belli ki

bırakıp gittikleri anılarıyla

Çıkıp gelirler bir gün belki

Üşümüştür çünkü toprağın

Soğuk yalnızlığında birisi

Öteki arkasında parmaklığın

***

Ahmet Telli Sözleri

Anısı Biz Olalım Bu Sokakların

Anısı biz olalım bu sokakların

öpüşmediğimiz tek saçak altı

hiç bir otobüs durağı kalmasın

Biz yürüyelim kent güzelleşsin

gürültüsüz sözcükler bulalım

yeni sevinçlere benzeyen

 

Biz gelince bir yağmur başlar

yüzün çizilir buğulanan camlara

bir uzun karartma biter

akasyalar köpürür birdenbire

ve her avluda adınla anılan

çiçekler sulanır akşamüstleri

 

Bir arkadaş evine uğrarız yolüstü

bir fincan kahve içeriz, ısıtır bizi

başını sessizce omzuma koyarsın

gülüreyhan olur soluğun

Biz kalırız kuşlar dönüp gelir

her balkonda bir menekşe sesi

 

Belki yeniden güzelleştiririz

adları değiştirilen parkları

perdeleri hiç açılmayan evlerde

ışıklar yanar çocuk sesleri duyulur

tanıdık sevinçlerle dolar yeniden

kendi sesini kemiren alanlar

 

Anısı biz olalım bu sokakların

ve hiç durmadan yağmur yağsın

Biz gürültüsüz sözcükler bulalım

sarmaşıklar fısıldaşsın yine

Gidersek birlikte gideriz

yeni sevinçler buluruz hüzne benzeyen.

***

Ayrılık Ayracı

Bütün ayraçları kaldırdın ama unuttuğun

bir şey vardı yine de, çiçekleri sulamadın

gökyüzü sarardı o zaman bulutlar kirlendi

ve ne kadar az konuşur olduk gün boyu

birden ayrımsadık ki ayrılık orda başlıyor

tam da susuşların birbirine eklendiği yerde

 

ezberlenecek hiçbir şey yok bu dünyada

kirletilmemiş bir bulut bile yok artık

böyle diyorsun her yolculuğa çıkışımda

yaşadığın kent de sana benziyor gitgide

ne zaman dönmeyi düşünsem yangın çıkıyor

ya da erteletiyorum biletimi son anda

 

uzun bir sessizlik oluyorsun dağlara baksam

karşılıksız mektuplar kadar burkuluyor kalbin

yazdığım şiirler de canımı sıkıyor artık

fotoğraflarımı yırtıp atıyorum tek tek

ve ben bütün yapraklarımı döküyorken şimdi

eylül diyorsun, tam da orda başlıyor ayrılık

 

üşüyünce ağlıyorsun yalnızım dememek için

uçaklar gemiler trenler çiziyorsun duvarlara

kendine bir deniz bul artık bir de rüzgar

parçalanacağın bir uçurum bul bu dünyada

tek tutkun o kenti bırakıp gelmek olmalı

ve gelirken havaya uçurmak bindiğin otobüsü

 

birden ayrımsadık ki ayrılık orda başlıyor

tam da çiçeklerin sulanmadığı yerde

konuşacak bir şeyler bulamıyorsak gün boyu

derim ki ayrılık gündemdedir ne yapılsa

ve sen bütün ayraçları kaldırdığını sanmıştın

ama unutmuşsun yine de ayrılık ayracını

 

***

Çocuksun Sen

Dünyanın dışına atılmış bir adımdın sen

Ömrümüzse karşılıksız sorulardı hepsi bu

Şu samanyolu hani avuçlarından dökülen

Kum taneleri var ya onlardan birindeyim

Yeni bir yolculuğa çıkıyorum kar yağıyor

Bir aşk tipiye tutuluyor daha ilk dönemeçte

Çocuksun sen sesindeki tipiye tutulduğum

Dönüşen ve suya dönüşen sorular soruyorsun

Sesin bir çağlayan olup dolduruyor uçurumlarımı

Kötü bir anlatıcıyım oysa ben ve ne zaman

Birisi adres sorsa önce silaha davranıyorum

Kekemeyim en az kasabalı aşklar kadar mahçup

Ve üzgün kentler arıyorum ayrılıklar için

Bir yanlışlığım bu dünyada en az senin kadar

Ve sen kendi küllerini savuruyorsun dağa taşa

Bir daha doğmamak için doğmak diyorsun

Ölümlülerin işi bir de mutlu olanların

Onların hep bir öyküsü olur ve yaşarlar

Bırakıp gidemezler alıştıkları ne varsa

Çocuksun sen her ayrılıkta imlası bozulan

Susan bir çocuktan daha büyük bir tehdit

Ne olabilir, sorumun karşılığını bilmiyor kimse

Kötü bir anlatıcıyım oysa ben ve ne zaman

Bir kaza olsa adı aşk oluyor artık

Aşksa dünyanın çoktan unuttuğu bir tansık

Seni bekliyorum orda, o kirlenen ütopyada

Kirpiklerime düşüyorsun bir çiy damlası olarak

Yumuyorum gözlerimi gözkapaklarımın içindesin

Sonsuz bir uykuya dalıyorum sonra ve sen

 

Hiç büyümüyorsun artık iyi ki büyümüyorsun

Adınla başlıyorum her şiire ve her mısrada

Esirgeyensin bağışlayansın, biad ediyorum.

Çocuksun sen ve bu dünya sana göre değil

 

Çocuksun sen sesinin çağlayanına düştüm

Bir çiçeğe tutundum düşerken, ordayım hâlâ

Sallanıp durmaktayım bir saatin sarkacı

Nasıl gidip geliyor gidip geliyorsa öyle

Zaman benim işte, nesneleşiyor tüm anlar

Dursam ölürüm paramparça olur dünya

 

Çocuksun sen sesinin çağlayanına düştüğüm

 

Uçurum diyordun bir aşk uçurum özlemidir

Bırakıyorum öyleyse kendimi sesinin boşluğuna

Tutunabileceğim tüm umutları görmiyeyim için

Gözlerimi bağlıyorum geceyi mendil yaparak

(Gözlerim bir yerlerde daha bağlanmıştı, bunu

Unutmuyorum unutmuyorum unutmuyorum hiç)

Bir rüzgâr esse ellerin fesleğen kokuyor

Kırlangıçlar konuyor alnına akşamüstleri

Bu yüzden bir kanat sesiyim yamaçlarda

Üzgün bir erguvan ağacıyla konuşuyorum

Ayrılığın zorlaştığı yerdeyim ve dalgınlığım

Bir mülteci hüznüne dönüyor artık bu kentte

 

Çocuksun sen alnına kırlangıçlar konan

 

Bir bulutun peşine takılıp gittiğimiz yer

Okyanus diyelim istersen ya da sen söyle

Batık bir gemiyim orda, seni bekliyorum

Upuzun bir sessizliğim fırtınalar patlarken

Gövdem köle tacirlerinin barut yanıkları içinde

Ve gittikçe acıtıyor yaralarımı tuzlu su

 

Çocuksun sen, büyümek yakışmazdı hiç

Gülüşünün kokusuyla yeşerdi bu elma ağacı

(Soluğunun elma kokması bundandı belki)

Bir elma kokusuna tutundum düşerken

Sallanıp durmaktayım bir saatin sarkacı

Nasıl gidip geliyor gidip geliyorsa öyle

Çocuksun sen, çocuğumsun

***

Akşamı Geciktirebilirsin Belki

Gün batarken sula fesleğenleri

balkonun kokusu sokağa taşsın

sokaklar kayıp çocuklar gibi

hırçındır, ürkek ve biraz şaşkın

 

Sular bulutlanır sen susarsın

ve kent çıngıraklı bir yılan kadar

zehirlidir artık sevgilin mahpusken

üstelik kirli bir lekeye döner umutlar

 

Acılar katlanır mendil yerine

sarışınlaşırsın bu kaçıncı güz

ellerin üşür, çiy düşer çiçeklere

beklediğin mektuplar da gelmez

 

Bomboş sayfalara dönerken aklın

tecrit'teki kitabı fareler kemiriyor

ve düşlerin sonsuz bir boşluktayken

bir sigara yakıyorsun, tutuşuyor sular

 

Akşamı geciktirebilirsin belki

suladığın fesleğenlerle, kim bilir

ama vaktin ayırdındadır şimdi

kuşlar, çocuklar ve mahpuslar

 

Usulca inse de koldemirleri

***

Deli Kuş

Deli kuş bilir misin nedir

türküler kadar sevdalanmak

duyabilmek yüreğinde

bir depremin uğultusunu

 

Suya düşen bir karanfilse yüreğin

bırak kendini ırmağın türküsüne gülüm

vursun seni o taştan bu taşa

o çağlayandan bu çağlayana

 

Kavgadan uzak kalmışsan

sevdadan da uzaksın demektir

devinmez yüreğinin mağması

çatlamaz sabrın kara taşı

***

Gidersen Yıkılır Bu Kent

Gidersen yıkılır bu kent, kuşlar da gider

Bir nehir gibi susarım yüzünün deltasında

Yanlış adresteydik, kimsesizdik belki

Sarışın bir şaşkınlık olurdu bütün ışıklar

Biz mi yalnızdık, durmadan yağmur yağardı

Üşür müydük nar çiçekleri ürpeririken

 

Gidersen kim sular fesleğenleri

Kuşlar nereye sığınır akşam olunca

 

Sessizliği dinliyorum şimdi ve soluğunu

Sustuğun yerde birşeyler kırılıyor

Bekleyiş diyorum caddelere, dalıp gidiyorsun

Adını yazıyorum bütün otobüs duraklarına

Öpüştüğümüz her yer adınla anılıyor

Bir de seni ekliyorum susuşlarıma

 

Selamsız saygısız yürüyelim sokakları

Belki bizimle ışıklanır bütün varoşlar

Geriye mapushaneler kalır, paslı soğuklar

Adını bilmediğimiz doslar kalır yalnız

Yüreğimize alırız onları, ısıtırız

Gardiyan olamayız kendi ömrümüze her akşam

 

Gidersen kar yağar avuçlarıma

Bir ceylan sessizliği olur burada aşklar

 

Fiyakalı ışıklar yanıyor reklam panolarında

Durmadan çoğalıyor faili meçhul cinayetler

Ve ölü kuşlar satılıyor bütün çiçekçilerde

Menekşeler nergisler yerine kuş ölüleri

Bir su sesi bir fesleğen kokusu şimdi uzak

Yangınları anımsatıyor genç ölülere artık

 

Bulvar kahvelerinde arabesk bir duman

Sis ve intihar çöküyor bütün birahanelere

Bu kentin künyesi bellidir artık ve susuşun

İsyan olur milyon kere, hiç bilmez miyim

Sokul yanıma sen, ellerin sımsıcak kalsın

Devriyeler basıyor karartılmış evleri yine

 

Gidersen yıkılır bu kent kuşlar da ölür

Bir tufan olurum sustuğun her yerde

***

Gülüşün Eklenir Kimliğime

Gün biter gülüşün kalır bende

anılar gibi sürüklenir bulutlar

Ömrümüz ayrılıklar toplamıdır

yarım kalan bir şiir belki de

 

Aykırı anlamlar arayıp durma

güz biter sular köpürür de

kapanmaz gülüşünün açtığı yara

uçurum olur cellat olur her gece

 

Her gece yeniden bir talan başlar

acı ses olur, ses deli bir yağmur

eski bir eylüle gireriz böylece

 

Sığındığım her yer adınla anılır

ben girerim, sokağı devriyeler basar

bir de gülüşün eklenir kimliğime

***

Özletiyor Seni Bu Yağmurlar

Burada yağmur yağıyor

Aralıksız yağıyor günlerdir

Ama sen yine de şemsiyeni

Almadan gel ilk otobüsle

 

Buğulanan camlara usulca

Yüzünü çiziyorum ki yüzün

Bir yağmur damlası olup

Düşüyor yapraklarına gülün

 

Güller de bozamıyor bu uzun

Karanlık sessizliğini kentin

Anılarını yitiriyor sokaklar

Bezirgânlaşıyor bulvar ışıkları

 

Tarih de kekemeleşiyor bazan

Ki o zaman aşktır tek bilici

Aşksa yürümek gibi bir şey

Duyabilmek kuşların gelişini

 

Anısı bizsek eğer bu kentin

Unuttuğu türküler bizsek

Acıyı rehin bırakıp bir güle

Anımsatmalıyız bunları bir bir

 

Sonra yürümeliyiz seninle

Sokaklara caddelere çıkmalıyız

Belki bir aşktır bu kentin

Belleğini geri getirecek olan

 

Burada yağmur yağıyor ama sen

Şemsiyeni almadan gel yine de

Özletiyor bu çılgın sağanak seni

Sırılsıklam özletiyor biliyor musun

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
Edip Cansever SözleriEce Ayhan Sözleri
Tomris Uyar Sözleriİlhan Berk Sözleri
Ahmet Arif SözleriSezai Karakoç Sözleri
İsmet Özel SözleriÜmit Yaşar Oğuzcan Sözleri

YORUMLAR (1)
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum