Cahit Sıtkı Tarancı Sözleri, Kitaplarından Alıntı Sözler
Yaş otuz beş yolun yarısı.
"Gönül tanrısına der ki, her mihnet kabulüm, yeter ki gün eksilmesin penceremden."
- Cahit Sıtkı Tarancı
Bir ses bana: 'Gel! ' dese, ben o sesi işitsem, Kimsecikler duymadan bir kapı açıp gitsem...
"Sevmek, devam eden en güzel huyum."
- Cahit Sıtkı Tarancı
Neylersin ölüm herkesin başında. Uyudun uyanamadın olacak kim bilir nerde, nasıl, kaç yaşında? Bir namazlık saltanatın olacak, Taht misali o musalla taşında.
"Hayata beraber başladığımız, Dostlarla da yollar ayrıldı bir bir; Gittikçe artıyor yalnızlığımız."
- Cahit Sıtkı Tarancı
Bereket versin. Gökyüzünün tapusu yok, Herkes bakabilir. Bulutlara kimse el koyamaz. Hayal kurma hürriyeti var.
"Memleket isterim ne zengin fakir, ne sen ben farkı olsun; kış günü herkesin evi barkı olsun."
- Cahit Sıtkı Tarancı
Acısı acımdan derin. Tutsam ellerinden, üşür ellerin!
"Desem ki, inan bana sevgilim inan, evimde şenliksin, bahçemde bahar ve soframda en eski şarap."
- Cahit Sıtkı Tarancı
Ne belli yerim var, ne de sevdiğim biri sürünüp gidiyorum.
"Alemde gündüz gönlüme işkencedir; bence bayram ufukta gün bitincedir."
- Cahit Sıtkı Tarancı
Dinsin artık bu kalp ağrısı.
"Neden böyle düşman görünürsünüz, Yıllar yılı dost bildiğim aynalar..."
- Cahit Sıtkı Tarancı
Alemde gündüz gönlüme işkencedir; Bence bayram ufukta gün bitincedir.
En Güzel Cahit Sıtkı Tarancı Sözleri
Bir kere Misafire çıkmış adın; İstesen de istemesen de gideceksin. Elimde Türkçe gibi güzel bir silahım var.
Neden sonra farkına varıyorsun etrafındaki korkunç ıssızlığın. Yar olsun, dost olsun, ne arıyorsun, adresi belli mi vefasızlığın
Olur biter geçer gider. Ama canımı yaka yaka yutkunduğum şeyler var. Olup bitmeyen, geçip gitmeyen.
Zaman zaman yine uykusuzluk çekiyorum ama… Çokta takılmıyorum artık bu uyku konusuna, uyuyunca geçmeyen şeylerin olduğunu anladığımdan bu yana…
Desem ki sen benim için, Hava kadar lazım, Ekmek kadar mübarek, Su gibi aziz bir şeysin; Nimettensin, nimettensin!
Günün kıymetini, kadrini bil. Balını almadan salma arıyı. Yalnızlığımızla çoğalıp, kalabalıklığımızla eksiliyoruz ve öylesine kalabalık ki yalnızlığımız ne yana dönsek kendimize çarpıyoruz.
Sesin öyle güzel ki, duymak isterdim öldükten sonra bile.
Cahit Sıtkı Tarancı Kitaplarından Alıntı Sözler
Bir kardeş teselli verir bana aynalar. Aynalar da olmasa işim ne yeryüzünde.
Bilmek yanmakmış büsbütün.
Cahit Sıtkı Tarancı'nın İlginç Hayat Hikayesi
Ve birdenbire yürekler, aynı acıyla yanıp, hepsinin gözleri yaşaracak. Öldüğümü hatırlayacak.
Acısı acımdan derin. Tutsam ellerinden, üşür ellerin!
Desem ki, inan bana sevgilim inan, evimde şenliksin, bahçemde bahar ve soframda en eski şarap.
Ne belli yerim var, ne de sevdiğim biri sürünüp gidiyorum.
Bir kere misafire çıkmış adın; istesen de istemesen de gideceksin.
Ve birdenbire yürekler, aynı acıyla yanıp, hepsinin gözleri yaşaracak. Öldüğümü hatırlayacak.
Neden böyle düşman görünürsünüz, Yıllar yılı dost bildiğim aynalar...
Bereket versin. Gökyüzünün tapusu yok, Herkes bakabilir. Bulutlara kimse el koyamaz. Hayal kurma hürriyeti var.
Bir kardeş teselli verir bana aynalar. Aynalar da olmasa işim ne yeryüzünde.
Alemde gündüz gönlüme işkencedir; Bence bayram ufukta gün bitincedir.
Hayata beraber başladığımız, Dostlarla da yollar ayrıldı bir bir; Gittikçe artıyor yalnızlığımız.
Tekrar duyduğun gün sesimi gök kubbede, hatırla ki mahşer günüdür. Ortalığa düşmüşüm seni arıyorum.
Evet hatırladım küçük basit şeyler yetiyor kederlenmeye ya da mutluluğa?
Olur biter, geçer gider. Ama canımı yaka yaka yutkunduğum şeyler var. Olup bitmeyen, geçip gitmeyen.
Sesin öyle güzel ki, duymak isterdim öldükten sonra bile.
Su insanı boğar, ateş yakarmış! Her doğan günün bir dert olduğunu, İnsan bu yaşa gelince anlarmış.
Memleket isterim ne başta dert ne gönülde hasret olsun; kardeş kavgasına bir nihayet olsun.
Desem ki, inan bana sevgilim inan, evimde şenliksin, bahçemde bahar ve soframda en eski şarap.
İstemem o dehşet gün gelip çatsın. Bana kimseler anam kadar yansın.
Desem ki, inan bana sevgilim inan, evimde şenliksin, bahçemde bahar ve soframda en eski şarap.
Acısı acımdan derin. Tutsam ellerinden, üşür ellerin!
Ve birdenbire yürekler, aynı acıyla yanıp, hepsinin gözleri yaşaracak. Öldüğümü hatırlayacak.
Günün kıymetini, kadrini bil. Balını almadan salma arıyı. Yalnızlığımızla çoğalıp, kalabalıklığımızla eksiliyoruz ve öylesine kalabalık ki yalnızlığımız ne yana dönsek kendimize çarpıyoruz.
Bilmek yanmakmış büsbütün.
Dinsin artık bu kalp ağrısı.
Memleket isterim yaşamak, sevmek gibi gönülden olsun; olursa bir şikayet ölümden olsun.
Su insanı boğar, ateş yakarmış! Her doğan günün bir dert olduğunu, İnsan bu yaşa gelince anlarmış.
Gönül tanrısına der ki, her mihnet kabulüm, yeter ki gün eksilmesin penceremden.
Aşık dediğin Mecnun misali kör.
Öyle eksildik ki yaşarken, bize dokunan her şeyi eksiltiyoruz. Yalnızlığımla çoğalıp, kalabalıklığımızla eksiliyoruz. Ve öylesine kalabalık ki yanlılığımız ne yana dönsek kendimize çarpıyoruz.
Alemde gündüz gönlüme işkencedir; bence bayram ufukta gün bitincedir.
Kuruyan sular gibi zamanı da kaybettik.
İstemem o dehşet gün gelip çatsın. Bana kimseler anam kadar yansın.
Gönül tanrısına der ki, her mihnet kabulüm, yeter ki gün eksilmesin penceremden.
Acısı acımdan derin. Tutsam ellerinden, üşür ellerin!
Memleket isterim ne zengin fakir, ne sen ben farkı olsun; kış günü herkesin evi barkı olsun.
Elimde Türkçe gibi güzel bir silahım var.
Hayata beraber başladığımız, dostlarla da yollar ayrıldı bir bir. Gittikçe artıyor yalnızlığımız.
Ve birdenbire yürekler, aynı acıyla yanıp, hepsinin gözleri yaşaracak. Öldüğümü hatırlayacak.
Ne belli yerim var, ne de sevdiğim biri sürünüp gidiyorum.
Aşık dediğin Mecnun misali kör.
Acısı acımdan derin. Tutsam ellerinden, üşür ellerin!
Evet hatırladım küçük basit şeyler yetiyor kederlenmeye ya da mutluluğa?
Desem ki, inan bana sevgilim inan, evimde şenliksin, bahçemde bahar ve soframda en eski şarap.
Memleket isterim ne zengin fakir, ne sen ben farkı olsun; kış günü herkesin evi barkı olsun.
Desem ki sen benim için, Hava kadar lazım, Ekmek kadar mübarek, Su gibi aziz bir şeysin; Nimettensin, nimettensin.
Su insanı boğar, ateş yakarmış! Her doğan günün bir dert olduğunu, İnsan bu yaşa gelince anlarmış.
Evet hatırladım küçük basit şeyler yetiyor kederlenmeye ya da mutluluğa?
Aşık dediğin Mecnun misali kör.
İstemem o dehşet gün gelip çatsın. Bana kimseler anam kadar yansın.
Öyle eksildik ki yaşarken, bize dokunan her şeyi eksiltiyoruz. Yalnızlığımla çoğalıp, kalabalıklığımızla eksiliyoruz. Ve öylesine kalabalık ki yanlılığımız ne yana dönsek kendimize çarpıyoruz.
Tekrar duyduğun gün sesimi gök kubbede, hatırla ki mahşer günüdür. Ortalığa düşmüşüm seni arıyorum.
Kuruyan sular gibi zamanı da kaybettik.