Küçük İskender Sözleri, Küçük İskender Aşk Şiirleri
Küçük İskender Sözleri
Attığın tüm zarlar kaybettirdi bana. Hani sen benim düş eşimdin.
Anlamadım. Ben mi iyileşmemiş yarayım, herkes mi keskin bıçak?
Sevmek, ifade edebilmek kadar ifadeyi unutmamaktır da...
Sevdiğin insanları kaybetmeye alıştığın zamanda, hayatı önemsememeye başlıyorsun.
“Cehennemin dibindeyim” dese yanına gidecek kadar çok sevdik bazılarını…
Biri şu aşkın gece tarifesini kapatsın… Gece daha çok can yakıyor…
Kaldır başını… Aşk belden yukarıda sevgili!
Ne zaman mutlu olmaya kalksam otur diyor yalnızlığım otur…
Aklımdasın diyen balıklar, Ömrümsün diyen kelebekler gördüm.
Belki de en sevdiğim sakarlığın, gözlerime takılıp yüreğime düşmendi.
Sana bir sır vereyim mi? Senden vazgeçtiğim gün bana aşık olacaksın.
Biz ayrı dünyaların insanlarıyız dedi. Aman Allah’ım. Üzüntüden kahrolacağım. Ben iki dünya olduğunu sanan bir malı mı sevmişim.
Benim gibisini bulamaz demişsin haklısın senin gibi şerefsizi mumla arasam bulamam.
Yolun açık olmasın sevgili. Nasıl olsa önün açık her türlü bulursun sen yolunu.
Şimdi aynı bardaktan su içemiyoruz. Ben bunu biliyorum, su biliyor, bardak biliyor; bir sen bilmiyorsun.
En Güzel Küçük İskender Sözler
Erkek olmak doğuştan gelen bir alın yazısı olsa da, adam olmak her erkeğe nasip olmuyor.
Gidiyormuş, ağırlaşır yağmurun iade etmediği karanlık bırak gitsin. Hiçbir caddeye çıkmayacak o sokak artık.
Senin yaşın aşka tutmuyor sevgilim, lütfen gelme.
Sevgilim, seni anlatmaya tutulmuş bir güneş saatinden apaçık başlamalı.
Siz bir kelebeğe tutunuyorsunuz telaşla, onu incitmeden, kelebek telaşla geldiği tırtıla tutunuyor insan bu, azat etmek de gerek korkmayın, unutuluyor.
Seni Babil’in asma bahçelerinde astım bak bakalım dünyanın kaçıncı harikasısın.
Dünyanın en uzun gecesi 21 Aralık değil, beni terk ettiğin gecedir.
Sevgilim, sevdanın sevdaya ettiğini etmez et, kemiğe.
Bir plak olsam. Zeki Müren çalsam, bozulsam. Aynı yerde takılsam, hep tekrarlasam. Elbet bir gün buluşacağız.
O kadar düşledim ki seni sevgili, yitirdin gerçekliğini.
Ne komünizm, ne kapitalizm, ne ateizm, ne sosyalizm kısmetsizim…
Gözümü bağlayıp atsalar sırtımdan itip; yine senin yanına düşerim, yer çekimi değil, yar çekimi.
Yaptığım şaka'nın ardından gözlerimin içine bakıp ''Aşk Olsun'' dediğinde , ''Keşke'' demek için can atıyordum...
Benimle oynadın, bir tur yükseldin; aferin. Şimdi git onunla oyna ama yanarsan yine benden başlama.
Her şeyi geriye saymaktan yorgunum, kaç intiharım varsa o kadar sevgilim var.
Hiçbir lokantada tek başınıza oturabileceğiniz şekilde dizayn edilmiş masa bulamazsınız, toplum sizi yalnızlıktan kurtarmak için gerekirse ruh sağlığınızla oynar…
Toprak olsam üstüme basmayacaksın, hava olsam içine çekmeyeceksin. Öyle düşmansın.
Bir kadın aşka inanmıyorum derken, aslında tek bir şey söylemek istiyordur; hadi beni aşka inandır.
Ayır bizi hâkim bey. Zaten görücü usulü evlendik. Ne ona sordular bunu alır mısın diye? Ne de bana sordular, dünyaya gelir misin diye.
Artık aramızdaki uzaklıktan şık bir matem giysisi diktirebilirsin kendine. Bir tek hücreni bile istemiyorum. Televizyonumun çekmediği bir kanal gibisin çünkü. Sen git, bambaşka hayatların yatak odalarında sıradan insanların tenlerini süsle.
Ah o tipine kurban olduğum bir de tipine yakışır bir yürek taşısaydın…
Eros, yaşlandın mı? Ok’un gideceği yeri göremiyorsun. Ya bir imkânsıza, ya da bir hayırsıza denk getiriyorsun.
Aşk, ağır iştir; emekli olamazsın, sigortası yoktur, ikramiye alamazsın, yıllık tatil izni verilmez, greve kalkıştın mı yersin sopayı, her dakika lokavt tehlikesiyle burun burunasındır, kaza riski yüksektir, amatörce uğraşılır. Aşk, ağır iştir. Yol boyunca bunları şoföre dayatamazsın. O, uykuya yenilmek üzeredir, sen ise rüyaya.
Eğer benim olsaydı sana zaman hediye ederdim. Elimde değil. Ancak şimdi sana koca bir boşluk getiriyorum kucağımda. İçinde saf sözcükler ve dağılmış bir ben olan. Zamanlı zamansız. Tamamen senin. İstediğin gibi doldur. Sevdiğin kadar anla, anladığın kadar sahip ol.
Etkileyici Küçük İskender Sözleri
Birlikte olmamıza mesafeler değil, aptallığın engel.
Ayrılmak mı istiyorsun? Sabaha karşı kalkan ilk uçakla git mesela. Ben bir kadeh daha içersem pilot olurum bindiğin uçağa.
Affedilen vazgeçilendir o, affedildi çünkü ondan vazgeçildi.
Ben bir silahım ama hiçbir silah yaralamaz insanı, bir başka insan olmadan.
Bazı kızları yeni açılan mağazalara benzetiyorum, bekledikleri ilgiyi görmeyince zararına veriyorlar.
Aşkı yüksek yerlere kaldırmalı ve üzerine şu not yazılmalı; ‘Alçak’ların ulaşamayacağı yerlere saklayın.’
Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır öküzü değil. Neden dönmediğini şimdi anladım.
Geri gelmemelisin. Ya olduğun yerde kalmalısın ya da gittiğin yerde. Sen bu hayatta gördüğüm en hoş’çakal’sın neticede.
10’suzum ama. 100’suz değilim.!
Bazı kadınların şövalye sandıkları adamların, aslında alüminyum folyo ile kaplanmış denyo olduklarını görmeleri baya zaman alıyor.
Ben zilzurna sarhoş olsam da yaşadıklarımdan çıkarken hesabı ödeyecek kadar ayığım.
Sıkı sıkı tembihlerler. Unut onu, aklına bile getirme, çıkar kafandan, hafızandan sil. Sanki seven beynimizmiş gibi.
Duydum ki böbreğinde taş varmış sevgili. Kesin kalbinden düşmüştür.
Sen bir defa olsun ‘seni seviyorum’ yalanını at; melekler günahını bana yazsın, olur mu !!
Aklını başından almak istemiyorum, mümkünse aklı başında birini alayım ben..
Beni unut diyorsun ya; bu bana imkansız geliyor çünkü; seni unutmam için, hatırlamam gerekiyor.
Senin için olurum’ dedi. ‘Benim için zaten oldun’ dedim. Cesedini alıp çıktı .
Hadi simit satanı anladım, kestane satanı da. Peki ya dost satan, o da mı ekmek parası?
Yemin ederim ki seviyorum’ dedi. Anladım; dinden imandan da soğutacak şerefsiz.
Giderken sana ‘hoş çakal’ demek istedim ihanetin aklıma geldi ‘hoşt/çakal’ diyebildim.
Annem, neyin var? Diyerek böldü sessizliğimi. Ben de gittiğini ve kaybettiğimi söyledim. O da saçlarımı okşayıp; üzülme evladım. Cana geleceğine mal’a gelsin. Dedi.
Sorun ilişki durumu değiştirecek birini bulmak değil, hayatını değiştirecek birini bulmak.
Hatırlıyor musun bana armağan ettiğin ilk şarkıyı, ‘ölünce sevemesem seni’ ulan! Hayattayken bile sevmedin ki..
En basit yalanları gözüme bakarak söyleyen ahmaklar tanıdım. Bense onların cahil cesaretlerine ve kuş beyinlerine hayrandım..
Otopsi istiyorum bu ayrılığa, aşkımız eceliyle ölmüş olamaz..
Erkeklerin doğuştan bildiği ana dil "ilgisizce."
Suçumu cezama ikiz sayarken hakim, bari beklenmeyen şahit ol sevdama. İdamıma elin boş gelme. Kendinle gel.
Tabiatın güzelliğine bak. Dedim. Ağaçlardan hiçbir şey göremiyorum dedi.
Bir silahın şarjöründe tanışan iki soğuk mermi gibi, aynı bedene sıkılan iki el kurşun gibi, katille kurban arasında o birkaç saniyelik telaşla sevmiştim seni.
Sevgilim ‘beni aldatıyor musun dedi’, hayır onu aldatıyorum dedim afalladı.
Senden evet cevabı alana kadar kendini yırtan sonra havalara giren canlıya “erkek’ denir.
Tahterevalliden ilk kim kalkarsa yırtar, öbürünün kıçı yere vurur!
En Sevilen Küçük İskender Şiirleri
İstediğin Gibi Yaptım; Artık Kalbim Yok
Artık kalbim yok ağladığımda sana
düşündüğümde seni artık kalbim yok
seni anlatırken birilerine,atmıyor kalbim
atmıyor kalbim seni gördüğümde rüyalarımda
İstediğin gibi yaptım;artık kalbim yok!
Küçük bir velede verdim onu,oyuncak niyetine
fırlattım attım doyursun karnını diye bir sokak köpeğine
suda sektirdim bir kiremit parçası gibi
ve bekledim batmasını
bekledim batmasını yanan bir gemi
nasıl ağlayarak denize dökülürse
İstediğin gibi yaptım;artık kalbim yok!
Artık kalbim yok baktığımda eski resimlere
özlediğimde seni
arta kalmış bir kalbim yok!
YOK!
***
Bir Martıyı Ağlattın Sen
Şiire Yorum Yapın bir martıyı ağlattın işte
bir çocuk garanti intihar eder artık
kütür kütür küfrediyor gece imanıma
bir yaprak kırılıp suya düşüyor
su yaralanıyor su kanıyor şelale!
ah nasıl titredim tensiz
bir piyanist büküldü sanki
kesişen ayrışık doğrular gibi
çarpışıverdim yüzünle. Yüzün
öyle düzgün suna bir elyazısı
yüzün yüzüme aksedince
yüzün ayna alnımda
yüzün uzun hüzünlü bir alınyazısı!
bitmemiş bir ömrün yalanısın
sen: kabuslarımın tabiri
çocukluğumun arta kalanısın!
öldüreceğim kendimi dudaklarınla
dudakların etle, şehvetle seferber
sen! bana inen son kutsal kitap
son fakir yatır
son aciz peygamber!
bir martıyı ağlattın işte
bir çocuk garanti intihar eder artık
***
De Gülüm
De gülüm! De ki: ela bir günde geleceğim
İstanbul darmadağın olacak, saçlarım
darmadağın. Hepsi, darmadağın!
üzülme gülüm! Toparlanacağız, birlikte,
ayağa da kalkacağız, yürüyeceğiz de gülüm
hem de çelikten toprağını dele dele hayatin!
de gülüm! De ki: bitmiştir umut, bitmiştir
sevgi, bitmiştir güven!
güven bana gülüm!
sana bitmemişliği öğretecek, tattıracaktır
hasretten-hakikaten-ten değiştiren yüzüm!
göreceksin gülüm! Bekle!
hırslarımız, acılarımız gitgide ihanetlere
hainlere, ezilmelere alışacak..
göreceksin-sevinçten ağlayacaksın gülüm-ki
iste o vakit bana-doğrudur! -
sair olmak, seni sevmek pek çok yakışacak!
bak! şiirler var, mektuplar var, çocuklar var,
sokaklar var, kediler!
inan bana gülüm, ölüm yok bir tek! ölüm yok bize!
ölüm inananlar için sessizce
kara kaplı kitaplardan çıkartılacak..
göreceksin gülüm! Bekle! Göreceksin!
artık hiçbir insan, hiçbir kavga ve hiçbirimiz
bu dünyada, yapayalnız, umarsız kalmayacak!
***
Son Sen
Şiire Yorum Yapın şiddetle ihtiyacım var beni öpmene
dudakların dudaklarımı hacize gelsin
dokun! dokun! dokun etime,
etimle süslensin ardıç gözlerin
akşam olup da delikanlılar siyah giydiler mi
(dışavurumcu zifir ve seni seviyorum)
turuncu soyundu mu (***)
bir şelale çalarım en yakın vitrin camını kırıp
ceplerimde bahar şiirleri ve ilkokul öğretmenleri
en güzel sesleri çizip anahtarımın kenarıyla
ağlarım! ağlarım ulan sana ne, sen
soyun - mumları söndür - yatağına uzan!
süte aşkı üfle!(*)
bıyıklarımı kestim, kravatımı taktım, suyumu içtim
gittim (**)
gidiyorum (***)
(*) sevda kafiyeleri arasındaki kıvamlı stoplazmik
uzantılar değil miydi saçlarını kızartıp da seni
gövdeni boşaltıp çekip uzaklaşmaya mecbur eden çekiç
uğultusu ve kıl buketleri - ki benim şahmerdanım
senin çocuk karanlığında yaşlı bir Alice'di ve harikalar
diyarında iskambil adamlara poker borcum, sen, nasıl,
fakat
(**) yağmur kadardın,
(***) kan emdi
mesut yaşayan meşhur yalnızlar ve meddah kronolojiler.
Ağzında kanarya lekesi.
(***) muradım yanıyor. Sen oyna hayatımı ey Robert De
Niro. Sen söyle şarkımı ey hüzün: Newyork! Newyork!