Mehmet Akif Ersoy'un Kısa ve Anlamlı Sözleri 2024
Mehmet Akif Ersoy Sözleri
"Allah bu millete bir daha istiklal marşı yazdırtmasın."
- Mehmet Akif Ersoy
İnsanda yok ise edep, neylesin medrese mektep... Okusa alim olsa; yine merkep yine merkep.
Neden azmin bu kadar süreksiz, sen mi yoksa davan mı yüreksiz.
"Bu ezanlar ki şehadetleri dinin temeli, ebedi yurdumun üstünde benim inlemeli."
- Mehmet Akif Ersoy
"Cehennem de olsa gelen, göğsümüzde söndürürüz, bu yol ki hak yoludur dönmek bilmez yürürüz."
- Mehmet Akif Ersoy
Medeniyet dediğin açmaksa bedeninin her yerini… Desene hayvanlar senden daha medeni.
"Artık iki yüzlüleri sevmeye başladım çünkü yaşadıkça yirmi yüzlü insanlar görmeye başladım."
- Mehmet Akif Ersoy
İz bırakanlarla senin aranda basit bir fark var sadece: Onlar ömür boyu gayret ediyorlar; sen ömür boyu hayret ediyorsun.
Ne ibrettir kızarmak bilmeyen çehren, bırak kardeşim tahsili; git önce edep, hayâ öğren.
"Aslını gizleyemez insan, giydiği kaftanlarla. Bilmez ama kendini kandırır, söylediği yalanlarla!"
- Mehmet Akif Ersoy
Biri ecdadıma saldırdı mı hatta boğarım, boğamazsam hiç olmazsa kovarım.
"Ya rab, bu uğursuz gecenin yok mu sabahı? Mahşerde mi biçarelerin, yoksa felahi?"
- Mehmet Akif Ersoy
"Üç buçuk soysuzun ardından zağarlık yapamam; hele hak namına haksızlığa ölsem tapamam."
- Mehmet Akif Ersoy
Yumuşak huylu isem kim demiş uysal koyunum; kesilir belki ama çekmeye gelmez boynum.
Mehmet Akif Ersoy En Güzel Sözleri
Hadi gel yıkalım şu Süleymaniye’yi desen, iki kazma kürek, iki de ırgat gerek. Ancak hadi gel şunu geri yapalım desen, bir Sinan bir de Süleyman gerek.
Eski dünya, yeni dünya, bütün akvam-ı beşer kaynıyor kum gibi, tufan gibi, mahşer mahşer yedi iklimi cihanın duruyor karşısında, Ostralya ile beraber bakıyorsun: Kanada! Çehreler başka, lisanlar, deriler rengârenk; sade bir hadise var ortada: vahşetler denk.
Konuşmak bir mana ise susmak bin bir mana. Herkes konuşmasına konuşur lakin sükut yürekli olana.
Ağlarım, ağlatamam, hissederim, söyleyemem. Dili yok kalbimin ondan ne kadar bizarım.
Sarka bakmaz, garbi bilmez, edepten yok payesi bir kızarmaz yüz, bir yaşarmaz göz bütün sermayesi.
Adamın biri Akif’e yaklaşarak sorar: affedersiniz,sizin için baytar diyorlar. Akif hiç istifini bozmadan cevap verir: evet,yoksa bir yeriniz mi ağrıyordu?
Aldanma insanların samimiyetine, menfaatleri gelir her şeyden önce. Vaat etmeseydi Allah cenneti, o’na bile etmezlerdi secde.
Zannetme ki ecdadın asırlarca uyudu, nereden bulacaktın o zaman eldeki yurdu!
Tek hakikat var, evet, bellediğim dünyadan, elli, altmış sene gezdimse de, şaşkın şaşkın: hepimiz kendimizin, bağrı yanık, aşıkıyız; sade, i’lanı çekilmez bu acaib aşkın!
Ne irfandır veren ahlaka yükseklik ne vicdandır. Fazilet hissi insanlarda allah korkusundandır.
Bize çağ dışı diyorlar doğrudur; çağlar açtık, çağlar kapattık. Çağlar bizden geri.
24 saatten birini hakka vermeyen insan denilir mi?
İki üç balta ayırmaz bizi mazimizden. Ağacın kökü mademki derindir cidden, dalı kopmuş, ne olur gövdesi gitmiş, ne zarar o, bakarsın, yine üstündeki edvarı yarar, yükselir, fışkırıp, afak-ı perişanımıza; yine bir vaha serer kavrulan imanımıza.
Adamın biri Akif’e yaklaşarak sorar: Affedersiniz, sizin için baytar diyorlar. Akif hiç istifini bozmadan cevap verir: Evet, yoksa bir yeriniz mi ağrıyordu.
İslam’ı öyle yaşa ki akıllar dursun. Sen ona buna değil Allah’a kulsun.
Mehmet Akif’e sormuşlar. Bu ülke ne zaman gelişir? Diye” o’da cevap vermiş; “cuma namazına gelen cemaat, sabah namazına da geldiği zaman.
Şarka bakmaz, garbi bilmez, edepten yok payesi bir kızarmaz yüz, bir yaşarmaz göz bütün sermayesi.
Budur cihanda en beğendiğim meslek; sözün ödün olsun hakikat olsun tek.
Girmeden tefrika bir millete düşman giremez. Toplu vurdukça yürekler onu top sindiremez.
Bacımın örtüsü batmakta rezilin gözüne acırım tükürüğe billahi tükürsem yüzüne.
Bekayı hak tanıyan, sa’yi bir vazife bilir, çalış, çalış ki beka sa’y olursa hak edilir.
Eski dünya, yeni dünya, bütün akvam-ı beşer kaynıyor kum gibi, tufan gibi, mahşer mahşer yedi iklimi cihanın duruyor karşısında, Ostralya ile beraber bakıyorsun: kanada! Çehreler başka, lisanlar, deriler rengarenk; sade bir hadise var ortada: vahşetler denk.
Bacımın örtüsü batmakta rezilin gözüne acırım tükürüğe billahi tükürsem yüzüne.
Hatırlar mısın? Doğduğun zaman, sen ağlardın gülerdi alem. Öyle bir yaşam sür ki, mevtin sana hande olsun. Halka matem.
Zannetme ki ecdadın asırlarca uyudu, nereden bulacaktın o zaman eldeki yurdu!.
Tarih’i ‘tekerrür’ diye tarif ediyorlar; hiç ibret alınsaydı, tekerrür mü ederdi.
Edepsizliğin başladığı yerde edebiyat biter.
Bir zamanlar biz de millet, hem nasıl milletmişiz. Gelmişiz dünyaya milliyet nedir öğretmişiz.
Sahipsiz vatanın batması haktır, sen sahip çıkarsan bu vatan batmayacaktır.
Vurulmuş tertemiz alnından, uzanmış yatıyor, bir hilâl uğruna yâ rab, ne güneşler batıyor.
Mehmet Akif Ersoy'un Dini ve İslami Sözleri
Ya rab, bu uğursuz gecenin yok mu sabahı, mahşerde mi biçarelerin, yoksa felahı.
Şehamet dini, gayret dini, ancak Müslümanlıktır. Hakiki Müslümanlık en büyük kahramanlıktır.
Mehmet Akif’e sormuşlar. Bu ülke ne zaman gelişir diye” o’da cevap vermiş; “Cuma namazına gelen cemaat, sabah namazına da geldiği zaman.
Bu ezanlar ki şehadetleri dinin temeli, ebedi yurdumun üstünde benim inlemeli.
İnmemiştir Kur’an, bunu hakkıyla bilin, ne mezarlıkta okunmak ne de fal bakmak için.
Ey âdemoğlu bu devir ve Devran’da içinizde hakkı ve hukuku bilen çoktur. Yaptığınız işte hile çok İslamiyet’i sorup da arayan ve yaşayan yoktur.
İslâm’ı elinden tutacak, kaldıracak yok. Nâ-hak yere feryat ediyor: âcize hak yok! Yetmez mi musâb olduğumuz bunca devâhi? Ağzım kurusun.
İslam’ı öyle yaşa ki akıllar dursun. Sen ona buna değil Allah’a kulsun.
Ne irfandır veren ahlaka yükseklik ne vicdandır. Fazilet hissi insanlarda Allah korkusundandır.
Mehmet Akif Ersoy Kimdir? Mehmet Akif Ersoy'un Kısaca Hayatı ve Eserleri
Mehmet Akif Ersoy, Mehmet Tahir Efendi ve Emine Cemile Hanım çiftinin çocuğu olarak dünyaya geldi. Akif, 4 yaşındayken Emir Buhari Mahalle Mektebi’nde ilk eğitimine başladı. 2 yıl boyunca eğitimini burada aldı ve sonrasında Fatih İbtidaisi'ne geçti. BU süre içerisinde Osmanlıca dışında babası sayesinde Arapçayı da öğrendi. 1882 yılında ilköğretimi bitiren Akif, sonraki eğitimine Fatih Merkez Rüştiyesinde devam etti. Dört yıllık bir okul olan Baytar Mektebi'nde bakteriyoloji öğretmeni Rıfat Hüsamettin Paşa pozitif bilim sevgisi kazanmasında etkili oldu. Okulun ilk iki senesinde spora ilgi duyup güreş alanında etkinliklere katılırken, sonraki yıllarında ise şiire yöneldi.
Baytarlık okulundan da 1893 yılında mezun oldu ve okulu birincilikle bitirdi. Okuldan mezun olduktan sonra ilk iş hayatına girişi Ziraat Bakanlığı’nda yaptı ve burada memurluk görevinde 20 seneye yakın bir süre çalıştı. Bakanlıktaki ilk görevi veteriner müfettiş yardımcılığı idi. Görev merkezi İstanbul idi ancak memuriyetinin ilk dört yılında teftiş için Rumeli, Anadolu, Arnavutluk ve Arabistan'da bulundu. Birçok şehri bu sayede gezme fırsatı bulan Mehmet Akif Ersoy, 1898 yılında Tophane-i Âmire veznedarı Mehmet Emin Beyin kızı İsmet Hanım’la evlendi. Bu evlilikten Cemile, Feride, Suadi, Emin, Tahir adlı çocukları dünyaya geldi. Siroz'a yakalanması üzerine 1935'te Lübnan'a, 1936'da Antakya'ya gitti. Hastalığının ilerlemesi üzerine ülkesine döndü ve 27 Aralık 1936'da İstanbul'da vefat etti.
Mehmet Akif Ersoy Şiirleri
- Bülbül
- Bir Gece
- Ey Yolcu
- Çanakkale Şehidlerine
- Korkma!
- Zulmü Alkışlayamam
- Leyla
- Hürriyet
- Gece
- Uyan
- Gitme Ey Yolcu
- Birlik
- Ordunun Duası
- İsimsiz
- Müslümanlık Nerde?
- Abidesi İçin
- Ya Rab Bu Uğursuz Gecenin Yok Mu Sabahı?
- Bayram
- Hüsran
- Gönülle Başbaşa
- Canan Yurdu
- Tebrik
- Durmayalım
- Cenk marşı
- Olmaz ya... Tabii
- Eser
- Kıssadan Hissi
- Azmine Sarıl
- Küfe
- İstiklâl Marşı
- Resmim İçin
- Fatih Camii
- Haya Sıyrılmış İnmiş
- Şark
- Kosova
- Edirne
- Sultan Yalısı
- Necid Çöllerinde
- Nevruz'a
- Ressam Haklı
- Ümidin Her Zaman Haib
- Oğlum, Bu Temenni Neye Benzer, Bana Bak:
- Fatih Kürsüsü’nden
- Ayrılık Hissi Nasıl Girdi Sizin Beyninize?
- Süleymaniye Kürsüsünden
- Âtiyi Karanlık Görerek Azmi Bırakmak
- İstiğrâk
- Pek Hazin Bir Mevlid Gecesi
Mehmet Akif Ersoy Kitapları
- Safahat (1911) - 44 manzume içerir. Siyasal olaylar, mistik duygular, dünyevi görevlerden bahsedilir.
- Süleymaniye Kürsüsünde (1912) - Süleymaniye Camisi'ne giden iki kişinin söyleşileri ile başlar, kürsüde Seyyah Abdürreşit İbrahim'in konuşturulduğu uzun bir bölümle devam eder.
- Hakkın Sesleri (1913) - Topluma İslami mesajı yaymaya çalışan on manzumedir.
- Fatih Kürsüsünde (1914) - Fatih Camisi'ne giden iki kişinin söyleşileri ile başlar, vaizin uzun konuşması ile devam eder.
- Hatıralar (1917) - Akif’in gezdiği yerdeki izlenimleri ve toplumsal felaketler karşısında Allah'a yakarışını içerir.
- Asım (1924) - Hocazade ile Köse İmam arasındaki konuşmalar şeklinde tasarlanmış tek parça eserdir.
- Gölgeler (1933) - 1918-1933 arasında yazılmış 41 adet manzumeyi içerir. Her biri, yazıldıkları dönemin izlerini taşır.
- Safahat (Toplu Basım) (ilki 1943) - 6 Safahatını bir araya getirir.