Sadi Şirazi Sözleri | Güzel ve Anlamlı Sadi Şirazi Sözleri
Sadi Şirazi Sözleri
Kötü insan başkasının üzüntüsü ile rahatlayandır.
"Ne etrafınızı kıracak kadar sert, ne de karşınızdakilere cesaret verecek kadar yumuşak olunuz."
- Sadi Şirazi
"İlmini, dindarlığını gösteriş olsun diye yapan kimse, harmanı biriktirip ateşe veren gibidir."
- Sadi-i Şirazi
"Kendi kusurunuzun hamalıyken, başkalarının kusurunu kınamayın."
- Sadi Şirazi
Dost vefalı olunca, düşman ne yapabilir.
"Eşeğini düşman, vergisini de sultan alıp gittikten sonra o memleketin tacında, tahtında ikbal kalır mı?"
- Sadi Şirazi
Çoban uyumuş, kurt da sürüde: bu hal akıllı kimselerin beğeneceği şey değil.
"Kendi ahlakını düşmanından dinle; dostun gözünde her yaptığın iyidir."
- Sadi Şirazi
Doğru söyleyip zincire vurulmak, yalan söyleyerek zincirden kurtulmaktan iyidir.
"Efendi davul sesi ile uyanıyor, bekçinin gecesi nasıl geçti, nereden bilecek."
- Sadi Şirazi
Kendisinden fazlasıyla iyilik gördüğün kimseye fenalık etmen insanlık değildir.
"Yağmurun temiz tabiatında yokken aykırılık, bahçede lale biter, kıraç toprakta diken."
- Sadi Şirazi
Meyvelerle yüklü dal, başını yere kör.
"İnsan, ya insan gibi akıllıca söylemeli yahut hayvanlar gibi susmalıdır!"
- Sadi Şirazi
On derviş bir kilimde uyurken iki padişah bir dünyaya sığmaz.
En Güzel Sadi Şirazi Sözleri
Bir çiçeğe fazla su verirsen çürür, insana gereğinden fazla değer verirsen kudurur.
Salih adam dilenirse ancak kendi nefsinden dilenir ve ondan hırsı terk etmesini ister çünkü her saat “ver” diyen bir nefis, sahibini zillet içinde köy köy dolaştırır…
Eskiden dünyada, görünüşte dağınık ama iç dünyaları derli toplu insanlar vardı. Oysa şimdikilerin dış görünüşleri derli toplu ama iç dünyaları dağınık.
Söyle mürüvvetsiz eşek arısına, bal vermez madem, sokmasın bir de.
Hastaya şeker vermek günah olur, çünkü ona acı ilaç fayda verecektir.
Sel heybetle aktığı için yukarıdan aşağı tepesi üstü düşer. Hâlbuki çiğ damlası küçük ve âcizdir; bu sebeple gökyüzü onu muhabbetle alır, ayyuka çıkarır…
Ekmek yerine güneş olsa sofrasında, güneş yüzü görmezdi kimse kıyamete dek cihanda.
Girerse hasta öküzün biri otlağa, bulaştırır hastalığı bütün köy öküzlerine.
Güzel bir kadın bir mücevher, İyi bir kadın bir hazinedir.
Sadi Şirazi Sözleri Kısa, Uzun ve Etkileyici
Tahammül sana önce zehir gibi görünür fakat tabiatına kök salınca bal kesilir.
Düşman bir kusur bulunca, büyüklerin kalplerini dağlar. Ateş, ufacık şeyle de alevlenir fakat koca koca ağaçları tutuşturmak mümkündür…
Ekmek yerine güneş olsa sofrasında, güneş yüzü görmezdi kimse kıyamete dek cihanda.
Kurdun kafasını, halkın koyunlarını paraladıktan sonra değil, önce kesmek gerekir.
Gönlünün dertli olmasını istemezsen, dertli gönülleri dertlerinden kurtar.
Hastaya şeker vermek günah olur, çünkü ona acı ilaç fayda verecektir.
Efendi davul sesi ile uyanıyor, bekçinin gecesi nasıl geçti, nereden bilecek.
Gönlünün perişan olmasını istemiyorsan, perişan olanları gönlünden çıkarma.
İnsanlarla münasebetin ateşle münasebetin gibi olsun. Çok uzaklaşma donarsın; çok yaklaşma yanarsın!
İnsan ruhunu iki şey karartır: susulacak yerde konuşmak ve konuşulacak yerde susmak.
Öğüdü, tesir etmeyeceğini bildiğin bir kimseye verme, ey şaşkın. Elinden dizgini kaçırmış olan zavallıya, “oğlum yavaş sür” denmez…
Padişahken zulmedersen, padişahlıktan sonra dilenci olursun.
El alemi ayıplarıyla anan bir kimsenin, senden de teşekkürle bahsedeceğini zannetme!
İnsan dilini tutup konuşmadıkça, ayıbı da hüneri de gizli kalır.
Soysuzlara karşı soysuzluk etmek mümkündür lâkin insan olanın elinden köpeklik gelmez…
Üç şey sürekli kalmaz; ticaretsiz mal, tekrarsız bilgi, cesaretsiz iktidar.
En Anlamlı Sadi Şirazi Aşk Sözleri Resimli
Bir gece sevdiğim içeri girdi. Yerimden öyle bir fırlamışım ki elbisemin eteği mumu söndürdü. Güzelliği ile karanlığı dağıtan sevgilim sordu: ben gelince neden ışığı söndürdün? Dedim ki: güneş doğdu zannettim…
Şarap sarhoşu gece yarısı, sakinin sarhoşu ise mahşer sabahı uyanır.
İçin ağlasa da kim duyar seni? Kim anlar dışarıdan olup biteni? Leyla’nın yüzünü görenler bilir: Mecnun’un kalbine batan dikeni!
İdrak kulağından gaflet pamuğunu çıkarmalısın ki, ölülerin nasihatini duyabilesin.
Her ormanı boş sanma belki de kuytuluklarında bir kaplan uyuyordur.
Kalbi kırıkların hatırını sor, onları sevindir. Bir gün senin de gönlün incinir.
Asık suratlıdan bir şey isteme, onun kötü huyundan elem duyarsın. Gönlünün gamını anlatacaksan bir kimseye anlat ki, yüzünü görünce ferahlayasın.
Emrindekileri bağışlamasını bilmeyenler, bir gün bu insanların affına muhtaç olurlar.
Çocuklarımızı kuzu gibi büyütmeyelim ki ileride koyun gibi güdülmesinler.
Konuşmadan bir köşede oturan sağırlarla dilsizler, dilini tutamayan kimseden daha üstündür.
Ne kadar okursan oku; bir bilgine yakışır şekilde davranmadığın sürece, cahilsin demektir…
Olgun bir adamı dost edinmek isterseniz, eleştirin; basit bir adamı dost edinmek isterseniz methedin.
Ey başkalarının acısıyla kaygılanmayan, sana insan demek yakışık almaz…
Halkın bahçesinden padişah bir elma yerse, adamları ağacı kökünden sökerler.
Methü senâ ipiyle kuyuya inme, Hatem gibi sağır ol da kendi ayıplarını dinle…
Tek ırmak kenarından sıcak su iç de ekşi suratlının soğuk gül şerbetini içme. Yüzü safra gibi karmakarışık olan bir adamın ekmeğini tatmak haramdır…
Varlığı perişan olan kimse ne tiz’i fark eder, ne pes’i. O, bir kuşcağızın ötmesiyle de feryada gelir…
Ey insanoğlu! Adının unutulmamasını istersen, çocuğuna ilim, hüner, marifet öğret ve onu akıllı fikirli yetiştir. Böyle yaparsan, arkanda seni rahmetle anan bir kişi bırakmış olursun.
Büyük kalarak yaşamanın şartı odur ki her küçüğün kim olduğunu bilesin.
İnsanın her nefeste iki defa şükretmesi lazım. Biri nefes aldığı için, diğeri verdiği için çünkü verip almamak, alıp vermemek var.
Yarasanın gözü gündüz göremiyorsa, güneşin ne günahı var bunda?
Ey akıl sahibi! Gül dikenle beraber bulunur. Senin dikenle ne işin var, gülü demet yap… Eğer tabiatında yalnız kusurları görmek varsa tavus kuşunda çirkin ayaktan başka bir şey göremezsin.
Sadi Şirazi'nin Hayatı Hakkında Bilgi
Sadi Şirazi (1193 – 1292) İran’ın olduğu kadar bütün Doğu dünyasını etkisi altına alan büyük şair filozoflardan biridir. İran’ın güneybatı büyük sanat ve kültür merkezlerinden biri olan Şiraz’de doğduğu için Şirazlı diye anılır. Babası Sâdi Muslihiddin Fars atabeyinen Selahaddin Zengin’in hizmetindeydi. Efendisinin hatırasına çok bağlı bulunduğu için, asıl oğluna "Sadi mahlası" verildi.
Sadi, çocukluk yıllarını bir süre Şiraz’da daha sonrasında ise, o zamanların en büyük bilim yuvası olan Bağdat Nizamiye Medresesi’nde okudu. Arabistan’da Mısır’da dolaşan Şirazi, Haçlılara karşı savaşan İslam kuvvetleri içerisinde görev aldı. Fransız şövalyelerine esir düşerek yıllarca ağır işlerde çalıştırıldı. Sonrasında bilgisine hayran kalan bir Suriyeli tarafından fidye verilerek,haçlıların elinden kurtarıldı. Bu kişi Sadi Şirazi’yi kızı ile evlendirerek himayesine almıştır. Sadi’nin evlilik hayatı, eşinin ona, daima babasının onu kurtardığını her gün yüzüne vurması nedeniyle kötü geçmiştir. Şair, en sonunda buna dayanamayıp kaçmak zorunda kalmıştır. Acılar içerisinde geçen evlilik hayatı ile ilgili anıları eserlerinde yer bulmuştur. Çin, Hindistan’da dolaşan Sadi, olgun yaşında memleketi olan Şirazi’e döndü. Bundan sonraki hayatını tamamen şiire, ilme ve kültüre adadı. Ölümsüz eserler yaratan Şirazi, 98 yaşına kadar yaşadı. Geniş bilgisine, iyi ahlakından ötürü bütün Doğu kaynaklarından “Şeyh Şirazi” olarak anılmaktadır.
Sadi Şirazi'nin Eserleri;
- Gülistan
- Bostan
- Takrir-i Dibace
- Akl u Aşk
- Nasihat-ül Mülûk
- Havatin