En Anlamlı, Güzel Serdar Tuncer Sözleri ve Şiirleri
Serdar Tuncer Sözleri
En güzel Serdar Tuncer sözleri bu içerikte... Yazımızda en yeni Serdar Tuncer sözleri resimli olarak listelenmiştir. Sizler de içerikte yer alan en güzel resimli Serdar Tuncer sözlerini sosyal medya hesaplarından paylaşabilirsiniz.
Serdar Tuncer'in en etkileyici ve anlamlı 5 sözü;
1. Biz inançlı efkarlanınca çay içiyoruz.
2. Gel dese gitsem, birer kahve alıp yürüsek sahil boyunca, o sussa ben dinlesem.
3. Aşık hiç yalnız kalır mı hafız, yar çıksa kapıdan hasreti gelir.
4. Ne zaman umurumda ne mekan benim, Yarından vazgeçtim dünden vazgeçtim, Ne ömür benim ne can, ben seni göreli benden vazgeçtim.
5. Dünya bir acayip. Uyku bile ihtiyacın olduğunu hissettirirsen gelmiyor.
Manalı Serdar Tuncer Sözleri
Susmak ne güzeldir; muhatap arifse edep, aşıksa ifade, ahmaksa cevap.
Bakmasa kıyamet, baksa kıyamet, ölüp ölüp dirilmek aşk dediğin.
Seni sevmek muhteşem bir yalnızlığa evet demekmiş bildim. Pişman değilim.
Ne evliya gibi yaşadık ne eşkıya gibi. Birini bünyemiz kaldırmadı birini midemiz. Alacağın olsun len hayat!
Yanlışın bizden olanına 'doğru', doğrunun bizden olmayanına 'yanlış' demediğimiz gün, "güzel günler göreceğiz çocuklar"
Bir avuç Filistinliden kurtulmak isterken,
yeryüzündeki bütün vicdan sahiplerini
Filistinli yaptılar...
Türk, Kürt, Arap, Çerkez Lazından tutun Ümmeti Muhammed hepsi bir bütün Hem "inneme-l müminûne ihvetün" Demez mi Hazreti Kuran diyorlar
Bir çay ver azizim.
Kalışları,
Bitişleri,
Bekleyişleri,
Gidişleri ahirete saklayanlar için...
Ve kendini neyle var görüyorsa insan, onun eksiğiyle meşgul. Sanırım kendimizde neyin eksikliğini hissediyorsak onunla var olma derdindeyiz.
Gurbet neresidir diyene, O'nun olmadığı yer
diyesim, O'nun olmadığı yer mi var diyene,
kalkıp sarılasım var!
Gözler ki aşk kapısının tokmağıdır gözler ki aşkın kapısıdır
Girmesini bilene!!
Birbirimizle anlaşamayalım diye icad edilen şeye twitter denir. Nokta!
Dünya bir acayip.
Uyku bile, ihtiyacın olduğunu hissettirirsen gelmiyor...
Sevgilinin yüzünü görünce, derdi bitermiş insanın.. İyi ama derdi sevgili olan neylesin ?
Hakikate taraf olursam Allah sever diye umudum var dost.
Söz kıyafet gibi, üstüne uyan giyer. Makbulü ise kişinin önce öz nefsine söylemesi. Kendime yani.
Asıl özleyenler özlediğini söyleyecek kadar mecali olmayandır.
Konuştukça çirkinleşen adamlar bir sussa, sustukça güzelleşen adamlar ne güzel konuşurlar.
Nasip
Tılsımlı kelime, muazzam hakikat.
Ne güzel ne kadar güzel, nâsip…
Nasibin farkında olmak, o da ayrı bir nasip.
Derdini sade anlatan adam dertlidir . Güzel anlatan edebiyatçı. Haliyle anlatan aşık. Tebessümüyle örten arif.
Edep, dizlerin bükülmesi değil, gönüllerin diz çökmesidir.
Beden yorgunluğu iyi bir uyku alıveriyorda, gönül yorgunu: uyurken de yorgun..
Gerçekten özleyenler, özlediklerini dile dökmeye mecali bile kalmayacak kadar özleyenlerdir. İnsan gerçekten özlerse, özledim diyemez; ama ona bakan, onun gözlerinde özlediğini seyreder…
Bakmasa kıyamet baksa kıyamet, ölüp ölüp dirilmek aşk dediğin.
Genç adam sizi tanımıyorum bir kez bile görmedim yüzünüzü Zaten görmem de gerekmez bir tek gördüğünü sevmez gözler ama itiraf edeyim yazdıklarınıza vuruldum Sizde benim hoşuma gittiniz
İnsan, ne için 'onsuz olamam' diyorsa onunla vardır, yokluk aleminde.
Üslup namustur namussuza bile!
Uyku gibisin; lazım olunca yok, vakit yokken var...
Ümmetin Yermük diye bir derdi olurdu; birbirini yemekten zamanı kalsa..!
Serdar Tuncer Şiirleri
En sevilen Serdar Tuncer şiirlerini siz değerli okurlarımız için derledik. Sevda yüklü en güzel şiiri sevdiğiniz insanlarla paylaşınız.
Sen İstanbul Kokardın
Martıların gözlerinden dinledim
İstanbul'un boğazı yanmış dün gece
Yıldızlar şahitlik etmiş, güya suçlu benmişim
Oysa can, yemin olsun yanağımdan süzülen denize
Ben bu şehre yüreğimi içirmedim
Göklerden hicran yağdı, İstanbul'lu bir geceydi
Yere düşen her damlanın yüreğinde sen vardın
İsmin dudaklarımda idamlık bilmeceydi
Yalansa kahrolayım, sen İstanbul kokardın
Sevda dediğin gülüm bir busedir dudağımda
Bıçak gibi, yasak gibi, kan gibi...
Utanır, intihar ederdi ölüm,
Hayata rest çekip ağladığımda,
Korkak gibi, tutsak gibi, yaşanmamış an gibi...
Ben lal olmuş bülbülüm, sen deli gülsün bağımda
Toprak gibi, yaprak gibi, candan özge can gibi
Kuş uçmaz kervan geçmez dağımda,
Kah aşkı yağan kar tanesi
Kah Leyla tüten rüzgardın
Zambak gibi leylak gibi,
Sigaramda duman gibi
Sevdiceğim, sen İstanbul kokardın
Dayadım ondörtlüyü İstanbul'un şakağına
İstediğim gül içmekti gözlerinden bir yudum
Seni sordum gündüzlerce bu şehrin her sokağına
Söylemedi, inat ettim gece seni uyudum
Ben bir sana, bir bu şehre gül dedim
Ayla toprak şahittir, şahittir denizle gece
Sensizken, İstanbul'da bir kez olsun gülmedim
Yıllar kapımı çaldı, ellerinde vur emri
Yokluğun var sen yoktun, ölüm geldi ölmedim
Ağladım yüreğimde sen, sende divane İstanbul
Aşkından hatıra dedim göz yaşımı silmedim
Ben bir sana, bir bu şehre gül dedim
Belki de can ben bu şehri güller için çok sevdim
Gözlerimden dökülen yaş denizi ıslatıyor
Sevda kilim, hasret nakış, gönül derdi dokuyor
Çatlayası deli yürek 'sen sen' diye atıyor
Oy gece gözlüm oy, İstanbul seni kokuyor.
***
Nokta
Sen son cümle ben noktayım
Bitme bensiz bitme sakın
Bana benden uzaktayım
Sana senden fazla yakın
Sen körebe ben yoktayım
Azlığını bildim çokun
Hem karada hem aktayım
Gözsüz görüp elsiz dokun
Her yakına ıraktayım
Nerde hani nerde kokun
Sekizinci duraktayım
Yedi renge bıçak sokun
Su bende ben kuraktayım
Var uzakta yok'ta yakın
Sana bensiz varmaktayım
Sakın durma gitme sakın.
***
Kurbanım
Yar adıyla başlayayım sözüme
Gülsüz bağda bülbül ötmez kurbanım
Sözü önce söyleyeyim özüme
Yoksa kalpten kalbe gitmez kurbanım
Sen senin olmazsan tüm dertler biter
Varını yoğunu mürşidine ver
Ustanın elinde kütük ol yeter
Teslim olan zarar etmez kurbanım
Güvenme kendine ben oldum diye
Pişenler hamım der, bir düşün niye
Tövbe lazım ettiğimiz tövbeye
Bir tövbeyle bu iş bitmez kurbanım
İltifat beklemek kırılmak nedir
O kapıdan kovsa sen bacadan gir
Ha sevmiş ha dövmüş ikisi de bir
Sevmese kaşını çatmaz kurbanım
Çalış nasibini al dünyadan yana
Ama sanma dünya yar olur sana
Ahiret parası lazım insana
Güneş hep batıdan batmaz kurbanım
Hizmet yoksa himmet olmaz bu kesin
Hem hizmet nimettir böyle bilesin
Gayret et gönle gir “benimdir” desin
Sultan kölesini atmaz kurbanım
Yap dediğini yap emrine göre
Bu iş bensiz olmaz deme boş yere
O eli tutmuşsa insan bir kere
Nefsini hesaba katmaz kurbanım
Cahiller ağzını açınca ben der
Ben deyip yol alan var mı hiç göster
Eli hep güzel gör kendini hep yer
Tezek su dibine batmaz kurbanım
Günahtı sevaptı bunlar boş hesap
Her neyi yaparsan Allah için yap
Avamın işidir bu hesap kitap
Aşıklar kar zarar gütmez kurbanım
Dua kabul, niye sıddıkın ahı
Ne dedi hızıra nakşibend şahı
Hatırla idrak et anla bu rahı
Ben sadıkım demek yetmez kurbanım
Sadakat ne derse doğru demekmiş
Onsuz doğrulara eğri demekmiş
Sadakat sıddıkın bağrı demekmiş
Ciğer yanar duman tütmez kurbanım
Er olmak isteyen serinden geçer
Bir saki elinden badeyi içer
Seç deseler yarin zehrini seçer
Ağyarın balını tatmaz kurbanım
Sözün özü derdi minnet bil cana
Yare can ver ki can yar olsun sana
Serdar isen serini koy meydana
Kurbanlara bıçak tutmaz kurbanım
***
Deme Bari
Bir yudum aşkını bana çok gördün
Çöllere atıp da yüz deme bari
Vermek istemedin istemek verdin
Kendini kendinden süz deme bari
Hem her şeyde varsın hem hepsinde yok
Elestte tek oldun dünyada bir çok
Hem yay ol diyorsun hem hedef hem ok
Çıktığım yokuşa düz deme bari
Beni tat diyerek sen beni tattın
Sanki beni benim için yarattın
Vuslat bile yoktu hicrana attın
Bensiz ol benimle gez deme bari
Tövbeye muhtaçken tövbemin ahı
Sensiz işlemedim hiç bir günahı
Madem ki sağımdan çektin eyvahı
Solumda durana yaz deme bari
Güya her perdeden öte yerdesin
Ya perde yok ya sen sana perdesin
Tamam sustum sormuyorum nerdesin
Taktığın perdeye göz deme bari
Nice dilberleri peşine takıp
Kimin yolda kimin çölde bırakıp
Hadi gel der gibi uzaktan bakıp
Attığın kazığa naz deme bari
***
Bir Ah Etmem
Elde mızrap dilde türkü değilsin
Nasıl çalsın söylesene saz beni
Bende ben ol herkes beni sen bilsin
Bak aynaya senden gizli süz beni
Sultan iken baş üstünde tuttuğun
Viran edip kölem diye sattığın
Hasretlere ilmek ilmek attığın
Kördüğümüm, vuslatım ol çöz beni
Bir ah etmem senden gelen bin derde
Arat beni vur emriyle her yerde
Katilime bir resmini göster de
Görmüş olsun seni gören göz beni
Suya kanar aşka susar niceler
Gözyaşımı mesken tutar geceler
Harf çıldırsa deli olsa heceler
Anlatamaz seni bilmez söz beni
***
İmtihan
İnsan arar
Bazen bulur bazen buldum zanneder
Bazen buldum zannetmişken bir imtihanla kaybediverir
Aradığını bazen bir çift gözün derûnunda bulur
Bazen kaybeder kendisini insan
Bir çift gözbebeğinin ta içinde
Genç adam da ararmış Aşkı ararmış
O kitaplarda okuduğu filimler de seyrettiği
Hayalini kurduğu rüyalarda gördüğü aşkı aramış yıllar boyu
Bir gün bir kütüphaneden bir kitap almış
Oturmuş sabaha kadar okumuş yutmuş o kitabı ezberlemiş
Bazen sayfaları birbiri ardınca çevirmiş
Tekrar okumuş Tekrar okumuş
Ve o kitapta ki aşka vurulmuş genç adam
Sonra kitabı kapatmış sabaha karşı düşünmeye başlamış
Acaba böyle aşıklar gerçekten var mıdır?
Böyle bir aşık Böyle bir maşuk Böyle bir çift göz gerçekte de var mıdır?
Kitabın kapağını kaldırıp bakmış ki
Kendinden önce okuyanların isimleri var
Bir tane bayan ismi Acaba? demiş
Bir ömür beklediğim aradığım acaba o olabilir mi?
O da bu kitabı okurken filan sayfada benim düşündüğümü düşünmüş müdür?
Falanca sayfayı okurken böyle bir tebessüm etmiş midir?
Falan yerde gözlerinden yaşlar süzülmüş müdür bir bir?
Hayaller kurmaya başlamış
Sabah olduğunda genç adam Aradığım sevgiliyi buldum! demiş
O kadın benim bir ömür aradığımdan başkası değil
Göreceğim onun gözlerini, onun gözlerinin kapısından gireceğim yüreğine
Sabah olunca o isimde ki herkese birer tane mektup yazmış
Adresleri bulmuş fihristten
Göndermiş mektupları ve beklemeye başlamış
Bir iki üç dört beş
Günler günleri kovalamış haber yok
Bir sabah eve geldiğinde posta kutusu
Kalbi güm güm atmaya başlamış çıkartmış o
Ondan bir mektup
Hemen alelacele merdivenleri koşarak çıkmış
Bir taraftan zarfı açmış okumuş cevap
Genç adam sizi tanımıyorum bir kez bile görmedim yüzünüzü Zaten görmem de gerekmez bir tek gördüğünü sevmez gözler ama itiraf edeyim yazdıklarınıza vuruldum Sizde benim hoşuma gittiniz
Genç adam hemen bir cevap karalamış oracıkta
Cevabını beklemeye koyulmuş, iki üç gün
Hani beklerken de zaman geçmez
Koşmuş gelmiş bakmış posta kutusunda bir mektup
Hemen bir cevap
Bir mektup bir cevap
Beş yıl boyunca karşılıklı mektuplaşmışlar
Birbirlerinin ne yüzünü ne de gözünü görmemişler bu zaman diliminde
Delikanlı dayanamamış artık yakmış hasret yüreğini
Bir mektup yazmış
Hanımefendi sizi görmek istiyorum Yüzünü görmeden özüne vurulduğum kadını merak ediyorum Ne olur buluşalım
Cevap gelmiş
Hay hay Filan gün falan sahil kasabasında falan yerde bekliyorum Beni tanımanız için yakamda da kırmızı bir gül olacak
Zaman geçmek bilmemiş
Genç adam şiirler okumuş türküler söylemiş
Nihayet o sabah geldiğinde iki saat evvelden belki
Koşturup o sahil kasabasına gelmiş, beklemeye başlamış
Martıların sesi bir başka
Dalgalar bir başka vurmakta sahile
Simitçi çocuk bile o gün bir başka güzel
Yüreği alt üst pır pır
Vakit yaklaştıkça yerinde duramaz olmuş
Karşıdan gelenlere Acaba o mu? Belki de budur
Hepsinin yakasına bakıyor Yok o değildir! O değildir!’
En son bakmış ki karşıdan birisi geliyor.
Muhteşem bir endam saçlar bellere kadar dökülmüş
Bakışlar alıp insanı asırlar ötesine kıtalar ötesine götürecek kadar güzel
Ve o kadar tatlı bir tebessümle genç adama doğru yürüyerek geliyor ki
İşte demiş İşte biliyordum o
Ona doğru yürümeye başlamış yaklaşmış,
Tam karşı karşıya gelmişler göz göze bakmışlar
Genç kız bir tebessüm edip delikanlının önünden sıyrılıp geçmiş ki;
Arkada ellili yaşlarda kalın camlı gözlükleri olan, yüzü çiçek bozuğu,
Seksen kilo kadar 1,50 boylarında, yakasında kırmızı bir gül olan bir kadın
Dönüp bakmış giden kıza
Gel! der gibi bakmakta o güzellik
Diğerinin gözlerine bakmış yalvararak bakıyor
Hayır! demiş Ben bir anda vurulduğuma değil
Yüzünü görmeden özüne vurulduğum kadına gideceğim
İhtiyar kadının önüne gelmiş durmuş elini uzatmış
Merhaba demiş Ben filanca Kadın tebessüm etmiş
Delikanlı sizi tanımıyorum ama şu karşı kaldırımda ki kız var ya sizi görünce gözleri ışıl ışıl oldu Yakasında ki gülü çıkartıp benim yakama taktı ve dedi ki;
Şşş Teyze imtihan! imtihan
Delikanlı dönüp bakmış ki! genç kız kollarını açıp kendisine doğru gelmekte
Bazen yıllar sürer bir gözün kapısından içeri girmek bazen bir an
Ve o imtihanı verenler o kapıdan içeri girip
O gönülde bir ömür misafir olurlar
Gözler ki aşk kapısının tokmağıdır gözler ki aşkın kapısıdır
Girmesini bilene!!