Nasrettin Hoca Sözleri, Nasrettin Hoca'nın Güzel Fıkraları
Nasrettin Hoca Sözleri
Parayı veren düdüğü çalar.
El, elin eşeğini şarkı söyleyerek arar.
Ye kürküm ye!
Damdan düşenin halini, damdan düşen bilir.
Bizde kibir yoktur, dağ yürümezse abdal yürür.
El elin eşeğini türkü çağırarak arar.
Acemi bülbül bu kadar öter.
Bilenler bilmeyenlere öğretsin.
Ağaçtan öteye yol gider.
Ölme eşeğim ölme.
En Güzel Nasrettin Hoca Sözleri
At yarasaydı, sahibine yarardı.
Ben neredeysem, dünyanın ortası orasıdır.
Haftaya vereceksen eğer al demiş malımı. Doldurmuş dört beş kilo, bu kez sormuş tatlımı.
Allah’a karşı borcu bunca yılda ödeyen. Bana olan o borcu ödemez ebediyen..?
Nasreddin Hoca’ya dert yanıyorlar: Yahu Hoca senin karın çok geziyor. Hoca: … Olur mu canım? O kadar gezse arada bir bizim eve de uğrardı.
Nasreddin Hoca bir gün pazarda dolaşırken adamın biri yanına yaklaşıp: – Hoca efendi bugün ay kaça geldi? demiş. Hoca da adama cevap vermiş: – Valla bilmiyorum. Bugünlerde hiç ay alıp satmadım.
İnanç, görünmeyene inanmaktır; görünmeyene inanırsanız başkalarının görmediklerini görebilirsiniz.
Yok devenin başı.
Yorgan gitti kavga bitti.
Düşmeseydim zaten inecektim.
Biz senin gençliğini de biliriz.
Yiğidin malı göz önünde gerek.
Sermayeyi kediye yüklemek
Dostları alışverişte görsün.
Buyurun cenaze namazına.
Bir gün Nasrettin hocaya burcunu sormuşlar. Hoca tekedir demiş. Aman hocam nasıl teke olur demişler. Hocada ben doğalı 70 sene oldu, oğlak büyüdü teke oldu demiş.
Öğretici ve Etkileyici Nasrettin Hoca Sözleri
Nasreddin hocanın kadılık yaptığı zamanlarda bir adam oruç yiyen birini itip kakarak Hoca’nın huzuruna getirir. Hoca, getiren adama hapis cezası verir. Adam şaşkındır: “Hocam cezamı anlıyorum fakat adamın hiç mi suçu yok?” deyince Hoca: “Evladım ben bu şehrin kadısıyım, buranın düzenini bozduğun için sana ceza veriyorum. Hâlbuki getirdiğin kişi dinin kaidelerini bozdu. Ben ahiret kadısı değilim. Onun hükmünü, cezasını Mevlâ verecek” der.
Nasreddin Hoca, bahçesindeki incirleri satmak için pazara gider o sırada bir kadın veresiye verirse alacağını söyler. Hoca kabul eder, bir tane inciri de kadına uzatır. Kadın almak istemez. Altı sene önce tutamadığı bir günlük orucun borcunu ödediğini, oruçlu olduğunu söyler. Hoca satmaktan vazgeçer ve şöyle der: “Öyleyse hanım sana incir veremem. Allah’ın alacağını altı senede ödeyen kişi kulun alacağını kim bilir ne zaman verir!”
Bir gün Hoca eşeğini kaybetmiş. Aramadık yer, sormadık insan bırakmamış ama ne olmuşsa olmuş, bulamamış eşeği. Oturup derdine yanacak yerde, bu hale de şükretmeye başlamış. Komşuları: -Bre Hoca, canın sağ olsun ama neticede eşekten oldun, şükredecek ne var bunda demişler. Hoca cevap vermiş: -A komşular, ben şükretmeyim de, kimler şükretsin, ya ben de eşeğin üstünde olsaydım!
Nasreddin Hocanın kadılık yaptığı zamanlarda, bir adam tarafından bir köpek öldürülmüş. Bu suçundan dolayı o şahsı mahkemeye vermişler. Gün gelince mahkeme salonu tıka-basa dolmuş tabii. Salonu dolduranların gürültü yapmaları dolayısıyla rahatsız olan devrin kadısı Nasreddin Hoca, sinirlenerek şöyle demiş: “Bu kalabalık da neyin nesi? Yahu! Siz dışarı çıkın da ölenin akrabalarından kimler varsa onlar gelsin içeri.”
Nasreddin Hoca Ya Tutarsa Fıkrası
Nasreddin Hoca, kaşığındaki yoğurdu göle sokmuş ve yoğurdu göle boşaltmış.
O sırada köylülerden biri onu görmüş ve şaşkınlıkla:
– Hoca ne yapıyorsun, diye sormuş.
Hoca gülümseyerek:
– Gölü mayalıyorum, ne yapayım, demiş.
Adam, Hoca’ya bakmış ve kahkaha atarak:
– Ne diyorsun be Hoca, çıldırmış olmalısın. Koskoca göl hiç maya tutar mı?, demiş.
Hoca gülümsemesini hiç bozmadan:
– Peki ama ya tutarsa, demiş.
Nasreddin Hoca Parayı Veren Düdüğü Çalar Fıkrası
Çocuklar, pazara gelen Nasreddin Hoca'nın etrafını sarmış. “Hoca, bana düdük al!” demiş biri. “Bana da, bana da!” demiş bir diğeri.
Diğerleri de sırayla:
– Ben de düdük isterim!
– Bir tane de bana!, demişler.
İçlerinden sadece biri Nasreddin Hoca’ya düdük parası vermiş. Hoca, parayı alıp pazara gitmiş.
Hoca, akşam pazardan dönünce çocuklar etrafını sarmış. Her biri düdüğünü istemiş. Cebinden bir düdük çıkaran hoca, parayı veren çocuğa vermiş.
Diğer çocuklar hep bir ağızdan bağırmış:
– Hani bizim düdüğümüz?
Nasrettin Hoca gülerek,
– Parayı veren düdüğü çalar, demiş.
Nasreddin Hoca Bugün Ayın Kaçı Fıkrası
Nasreddin Hoca bir gün bir işi için Konya’ya gitmiş. Yolda giderken bir adam Hoca’yı durdurmuş:
– Pardon Amca, bugün ayın kaçı biliyor musun?, demiş.
Hoca:
– Ne bileyim yahu! Ben buraların yabancısıyım, demiş.