Erzincan Türküleri, Erzincan Yöresine Ait En Güzel Türküler
Erzincan'ın En Sevilen Türküleri
Doğu Anadolu bölgesinin güzide şehirlerinden biri olan Erzincan, tarihsel ve kültüren özellikleriyle ön plana çıkmaktadır. Erzincan zengin tarihi ve kültürünün yanı sıra türküleri ile de oldukça sevilen illerimizdendir. İşte sizler için bir araya getirdiğimiz en sevilen Erzincan türküleri ve hikayeleri...
Erzincan'a Girdim Ne Güzel Bağlar
Fidan Engin'e ait bir eser olan "Erzincan'a Girdim Ne Güzel Bağlar", Erzincan türküleri içinde en çok sevilen bir uzun havadır. Türkünün hikayesi, 1. Dünya Savaşı sırasında Erzurum'u almış olan Rusların Erzincan'a ilerlemesi sırasında, binlerce Erzincalının Anadolu içlerine göç etmesini ve aylar sonra geri dönmelerini anlatmaktadır.
Erzincana girdim ne güzel bağlar
Erzuruma vardım dumanlı dağlar
Elleri koynunda bir gelin ağlar
Oy anam anam nasıl dayanam
Tanrıdan Diledim Bu Kadar Dilek
Salih Dündar'a ait olan bu eser Erzincan'ın en çok bilinen türkülerindendir. Türkü özellikle son dönemde birçok ünlü sanatçı tarafından yorumlanmıştır. Sözleri ise şöyledir:
Tanrıdan diledim bu kadar dilek aman aman
O yarin yüzünü bir daha görek aman aman
Bana kısmet değil dizinde yatmak aman aman
Dizinde yatıp da yüzüne bakmak aman aman
Nasıl Yar Diyeyim
Ali Ekber Çiçek'e ait olan bu eser, Erzincan yöresinin en bilindik türküleri arasındadır. Türkünün ilk dörtlüğü şu şekildedir;
Nasıl yar diyeyim ben böyle yare
Mecnun edip çöle saldıktan sonra
Alemin bağına bülbüller konmuş
Nidem benim gülüm solduktan sonra
Derdim Çoktur Hangisine Yanayım
Erzican'ın sevilen türkülerinden olan "Derdim Çoktur Hangisine Yanayım", Ali Ekber Çiçek'e aittir. Türkünün ilk dörtlüğü şöyledir:
Derdim çoktur hangisine yanayım
Gine tazelendi yürek yarası
Ben bu derde nerde derman bulayım
Meğer şah elinden ola çaresi
Yandım Hudey Türküsü
Anonim bir Erzincan türküsü olan bu eserin hikayesi şöyledir; Seferberlik yıllarında askere alınanlar, ya çok uzun yılar sonra döner ya da hiç dönmezlermiş. Erzincan'dan bir delikanlı, uzun yıllar sevdiği kızla nihayet evlenir ve gelinle bir hafta bile birlikte kalmadan, askere alınarak Yemen'e gönderilir.
Askere giden delikanlıdan uzun bir zaman haber alınamaz. Delikanlının öldüğü sanılır ve babası, gelinini kendisiyle evlenmeye ikna eder. Aradan uzun bir süre geçtikten sonra delikanlının askerliği biter ve Erzincan'a döner. Evine vardığında, hanımı iki gözü iki çeşme, durumu olduğu gibi delikanlıya anlatır. Delikanlı bu durum karşısında, beyninden vurulmuşa döner. Türkünün ilk dörtlüğü ise şu şekildedir:
Ev damına girdim aney yandım hudey diley diley
Elleri hamur
Gözünden akıyor bir sulu yağmur oy
Baba nerden aldın aney yandım hudey diley diley
Sen bu gelini
Bir Güzelin Aşığıyım Erenler
Sevilen bir Erzincan türküsü olan "Bir Güzelin Aşığıyım Erenler", Davut Sulari'ye aittir.
Bir güzelin aşığıyım erenler
Onun için taşa tutar el beni
Gündüz hayalimde gece düşümde
Kumdan kuma savuruyor yel beni
Gönül Gel Seninle
Ali Ekber Çiçek'e ait olan bu eser, Erzincan'ın en bilinen ve sevilen türkülerinden biridir. Türkünün sözleri ise şu şekildedir:
Gönül gel seninle muhabbet edelim,
Araya kimseyi alma sevgilim,
Ya benim kimim var kime yalvarayım,
Kaldır kalbindeki karayı gönül.
Haydar Haydar
Ali Ekber Çiçek'e ait olan "Haydar Haydar" Erzincan'ın sevilen türkülerindendir. Türkünün düzenlemesini ise Muzaffer Sarısözen yapmıştır.
On dört bin yıl gezdik pervanelikte
Sıdkı ismin duydum divanelikte
İçtim şerbetini mestanelikte
Kırkların ceminde dara düş oldum.