Estonya'da Gezilip Görülmesi Gereken Yerler
Estonya, Litvanya ve Letonya ile beraber Avrupa'da bulunan Baltık ülkelerinden biridir. Yaklaşık 1,5 milyon nüfusun yaşadığı ülkenin yüzölçümü tam 45.226 kilometrekaredir. Letonya ve Rusya ile sınır komşusu olan ülkenin başkenti ve en büyük merkezi Tallinn'dir. 1991'de Sovyetler Birliği'nin boyunduruğundan kurtulan ülke, Avrupa'nın en iyi ekonomiye sahip ülkelerinden biridir. Estonya'nın bulunduğu coğrafya tarih boyunca birçok çekişmeye sahne olduğundan ülke tarihi ve turistik yerlerle doludur. Doğal güzellikleri ile de tatilcilerin dikkatini çeken Estonya'nın gezilecek görülecek yerlerini yazımızda bulabilirsiniz.
Alexander Nevsky Katedrali
Estonya'nın Tallinn şehrinde yer alan bir ortodoks katedralidir. Ülkenin Rus İmparatorluğu'nun bir parçası olduğu dönemde inşa edilen bu manevi yapı, Mikhail Preobrazhensky tarafından tasarlanmıştır. 1894 ve 1900 yılları arasında yapımı tamamlanan katedral, Rus Revival tarzının en tipik örneklerindendir. Estonya 1991 yılında Sovyetler Birliği'nden ayrıldıktan sonra tarihi yönden önemi büyük olan Alexander Nevsky Cathedrali'ni restore ettirmiştir. Tallinn'in en büyük ve en görkemli kubbelerine sahip kilise, turistik açıdan da büyük önem taşır.
Tallinn Televizyon Kulesi
Estonya'nın başkenti Tallin'de bulunan bir telekomünikasyon kulesidir. 1975 yılında inşa edilmeye başlanan TV kulesi, yaklaşık 5 yıl sonra tamamlanarak hizmete açılmıştır. Tam 314 metrelik boyuyla ülkenin en yüksek yapısı olma unvanını elinde bulunduran Tallinn Televizyon Kulesi, başkentin ve Estonya'nın en değerli sembollerinden birine çevrilmiştir. Estonya gezinizde bu harika telekomünikasyon kulesini görmeyi unutmayın.
Raekoja Plats
Başkent Tallinn'de kentin belediye binasının olduğu alanda kurulan mükemmel bir tarihi şehir meydanıdır. Meydan harika Ortaçağ binalarına, pazar tezgahlarına, kafe ve restoranlara sahip olup başkentlilerin ve şehre gelen turistlerin uğrak mekanlarının başında gelmektedir. Festival, düğün, eylem, karnaval gibi toplumsal aktivitelere de ev sahipliği yapan Raekoja Plats Tallinn'de yaşayanların en önemli buluşma mekanıdır. Yüzlerce yıllık geçmişi ile Avrupa'nın en tarihi meydanlarından biri olan Raekoja Plats, Estonya'nın tarihi ve turistik yerleri arasında bulunmaktadır.
Kadriorg Sarayı
Ülkenin Rus Çarlığı hakimiyetinde olduğu dönemlerde Büyük Petro tarafından Rus Çariçesi I. Katerina onuruna inşa ettirilen tarihi bir saraydır. Nicola Michetti, Gaetano Chiaveri ve Mikhail Zemtsov gibi meşhur mimarların ortaya koyduğu şaşalı saray, 1718 ve 1725 yıllları arasında tamamlanarak hizmete açılmıştır. Petrine Barok mimari tarzını yansıtan Kadriorg Sarayı, şu anda Estonya Sanat Müzesi'nin bir şubesi olarak 16. ve 20. yüzyıllar arasında oluşturulan sanat eserlerine ev sahipliği yapmaktadır. Önündeki fıskiyeli havuzu, rengarenk çiçek ve ağaçlarla bezenmiş bahçesiyle dikkat çekmektedir. Başkent Tallinn'in en fazla ilgi gören yapılarından biri olan Kadriorg Sarayı, Estonya'nın görülecek yerlerindendir.
Toompea
Başkent Tallinn'in en merkezi yerinde bulunan kireçtaşı oluşumlu bir tepedir. 17 dönümlük alanı kapsayan Toompea, Estonya'nın en turistik yerlerinden biridir. Başkentin en hakim noktası olan Toompea'dan konu açılınca akla ilk gelen bu Toompea Kalesi'dir. Toompea Tallinn eski şehir bölgesiyle beraber UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer almaktadır.
Aziz Meryem Ana Katedrali
Dome Kilisesi olarak da bilinen eski katedral, Aziz Meryem Ana'ya adanmıştır. Mimar Herman Jensen Bohn tarafından tasarlanan manevi yapı, Barok ve Gotik mimarisinin mükemmel senteziyle oluşturulmuştur. 1240 yılında oluşturulan Aziz Meryem Ana Katedrali, Başkent Tallinn'de Danimarkalıların inşa ettirdiği nadide binalardan biridir. Önceleri Roma Katolik kilisesi olarak hizmet veren ibadethane, 1561 yılından sonra Lutheran kilisesi şu andaysa Evanjelik Lutheran Kilisesi'ne aittir. Bu katedral, Estonya gezisinde mutlaka görülmesi gereken mekanlardandır.
Estonya Tarih Müzesi
Ülkenin tarihi hakkında bilgi, belge ve eserler içeren bir tarih müzesidir. İlk olarak kimyager Dr. Johann Burchard'ın çabalarıyla 1776 ve 1838 yılları arasında kurulmuştur. Bir süre sonra kapatılan kurum, 1987'de yeniden hizmete açılmıştır. 1940 ve 1950'lerde ordu üniforma ve silahlarının sergilendiği müzede tarihsel giyimler, Sovyet işgaline karşı savaşan efsanevi partizanlar tarafından kullanılan özgün bir kulübe ve komünist parti sekreteri tarafından kullanılan bir masanın kopyası da sunulmaktadır. Yaklaşık 300 bin ögeyi barındıran müze, her yıl on binlerce yerli ve yabancı turist tarafından ziyaret edilmektedir. Ülkenin yakın geçmişine dair önemli bilgiler alabileceğiniz bu kurum, Estonya seyahatinizin öncelikli adreslerinden biri olmalıdır.
Hermann Kalesi
Ülkenin önemli akarsularından Narma Nehri kıyısında bulunduğu için 'Narva Kalesi' adıyla da anılmaktadır. 1256 yılında inşa edilen defansif kale, Danimarkalıların inşa ettiği ilk taş kaledir. 13. yüzyıldan kalma bu Ortaçağ Kalesi, Estonya'nın en değerli yapılarından biridir. Bölgenin savunulmasında önemli bir yer edinen Hermann Kalesi, muhteşem görüntüsüyle turistlerin ilgi odağıdır.
Lahemaa Ulusal Parkı
Estonya'nın kuzey kısmında başkent Tallinn'e yaklaşık 70 kilometre mesafede bulunan mükemmel bir milli park alanıdır. 725 kilometrekarelik devasa bir sahayı içine alan bölge, 1971 yılında ulusal park ilan edilmiştir. Büyüklüğü göz önüne alındığında Estonya'nın ve Avrupa'nın en geniş milli parklarından biri olarak dikkat çekmektedir. Bölgenin yüzde 70'inden fazlasını ormanların kapladığı Lahemaa Ulusal Parkı, geniş flora açısından çok zengin olup ayı, kurt, vaşak gibi yabani hayvanlarla doludur.
Tamula Gölü
Estonya'nın Voru kentinin güneydoğu kısmında yer alan bir göldür. Derinliği ortalama 4,2 metre olan gölün en derin noktası 7,5 metredir. Yüzey rakımı 69 metre olup tam 231 hektarlık alanı kapsamaktadır. Ülkede balıkçılık ve kürek gibi aktivitelerin yoğun şekilde gerçekleştirildiği Tamula Gölü, Estonya'nın önemli turistik yerlerinden birine dönüşmüştür.
Jagala Şelalesi
Estonya'nın kuzeyinde bulunan Jagala Nehri'nin oluşturduğu şelaledir. 8 metre yüksekliği ile Estonya'nın en yüksek doğal şelalesi olarak bilinmektedir. Aktığı alan yaklaşık 50 metreyi kapsar. Özellikle ilkbahar aylarında karların erimesiyle mükemmel görüntüler oluşturan Jagala Şelalesi harika bir orman manzarasının koynunda akmaktadır. Kışın tamamıyla buz tutan şelale her mevsim ziyaretçi çekmektedir.
NeOldu.com / Özel Haber