Fotoğraflarla Sultanahmet
Sultanahmet Camii’nin üç minaresine objektiften baktığımda aklıma dünyada var olan üç büyük din geldi. Üçünü de tek bir dinin sembolünde hatırlanmış olmam ilginç. Meydanla aynı ismi taşıyan cami olan Sultanahmet Camii’nin tam karşısında ise farklı bir dinin sembolü Ayasofya… Birleşen parçalar…
Köpeğin, zeminde hiç kar olmayan kuru bölgede durması hüzünlü bir sevimlilik yaratmış. Tıpkı fotoğrafın siyah beyazlığındaki zıtlığın bir arada bulunması gibi hüzün ve sevinç de her yerde iç içe geçmiş bir şekilde karşımıza çıkıyor. Bir canlıyı kendisine koruma olarak kullanmış bir canlı…
Bir yere gitmek için yürürüz. Kimi zaman da sadece kafa dağıtmak için yürürüz. Ellerini arkasına koyarak birleştirmiş fotoğrafta görülen adam ise kar yağmasına rağmen yavaş yavaş yürürken ve duruşuyla sanki bir şeyler düşünüyor gibi. Diğer tarafta ise karda fotoğraf çekmek için toplanmış arkadaşlar var. Her tarafta farklı insanlar, her yerde değişik insan duyguları…
Demirlerden sarkan ve tutunmaya çalışan su damlaları ile demirin arkasında duran ve zamana tutunmaya çalışan tarih, bir şeylere karşı koymaya çalışanın sadece biz olmadığımızı gösteriyor gibi. Yalnız kışa değil, mevsimlere, yıllara ve zamana karşı koymaya çalışan sadece biz değiliz, biz insanların oluşturduğu tarih.
Sokakta yaşayanlar için kar yağışının anlamı evinde camdan izleyip fotoğraf çekenler için aynı değil. Bu fotoğraf maalesef bunu yüzümüze vuruyor. Tüm yaşadıklarımıza rağmen onlara göre daha şanslı olan biz şanslı insanlar… Kar yağdığına sevinecek kadar şanslı olan insanlar…
Karla kaplı oturma yerlerinin bozulmamış olması insanların güzel şeyleri bozmadığı nadir anlardan biriydi. Bu yüzden bu fotoğraf çekilmeliydi. İlk sıradakileri saymazsak :)
Soğuk havaya rağmen satış yapmalarıyla her şeye rağmen hayatın devam ettiğinin en güzel örneğidir sokak satıcıları. Fotoğrafta, salebin tüten dumanı ve satıcının soğuktan elini cebine sokması, soğuk ile sıcağı aynı anda hissettiriyor.
Damla DAĞ / NeOldu.com