Fuzuli’nin En Güzel ve Kısa Aşk Şiirleri | Duygu Yüklü Mısralar

Klasik Türk edebiyatının büyük şairi Fuzuli’nin kısa ama derin aşk şiirlerini keşfedin. “Beni Candan Usandırdı”, “Aşka Sevdalanma” gibi yüzyıllardır gönülleri titreten şiirler, hüzün ve özlem dolu mısralarıyla sizi zamanda yolculuğa çıkaracak!
Fuzuli’nin En Güzel ve Kısa Aşk Şiirleri | Duygu Yüklü Mısralar

Fuzuli’nin En Güzel ve Kısa Aşk Şiirleri

Fuzuli, 16. yüzyılda yaşamış önemli bir Klasik Türk edebiyatı şairidir. Irak bölgesindeki Oğuzların Bayat boyundan gelen ve asıl adı Mehmed bin Süleyman olan Fuzuli, Azerbaycan Türkçesiyle kaleme aldığı lirik şiirlerle edebiyatımızda büyük bir etki uyandırmıştır. Şairin aşk, hasret, ıstırap ve tasavvuf temasına ağırlık verdiği mısraları, yüzyıllardır okurların kalbine dokunmayı başarmıştır. İşte içli ve derin duygularla dolu Fuzuli aşk şiirleri, Fuzuli’nin kısa şiirleri ve Türk edebiyatına miras kalan o büyülü mısralar…

1. Beni Candan Usandırdı

Fuzuli Beni Candan Usandırdı Şiiri 450x450

Beni candan usandırdı cefâdan yâr usanmaz mı
Felekler yandı âhımdan murâdım şem'i yanmaz mı
Kamu bîmârına cânân deva-yı derd eder ihsan
Niçün kılmaz bana derman beni bîmar sanmaz mı
Şeb-i hicran yanar cânım döker kan çeşm-i giryânım
Uyarır halkı efgânım kara bahtım uyanmaz mı
Gûl-i ruhsârına karşu gözümden kanlu akar su
Habîbim fasl-ı güldür bu akar sular bulanmaz mı
Gâmım pinhan tutardım ben dedîler yâre kıl rûşen
Desem ol bî-vefâ bilmem inanır mı inanmaz mı
Değildim ben sana mâil sen ettin aklımı zâil
Beni tan eyleyen gafîl seni görgeç utanmaz mı
Fuzûlî rind-i şeydâdır hemîşe halka rüsvâdır
Sorun kim bu ne sevdâdır bu sevdâdan usanmaz mı

  • Fuzuli aşk şiirleri arasında en çok bilinen ve okunan Beni Candan Usandırdı, derin hüzün ve özlem duygusunu okuyucuya güçlü bir dille aktarır.
  • Şiirde sıkça geçen cefâ, bîmâr, şeb-i hicran gibi sözcükler, Fuzuli’nin duygusal yoğunluğunu gösterir.

2. Vefa Her Kimseden Kim İstedim Ondan Cefa Gördüm

Fuzuli Vefa Her Kimseden Şiiri 450x450

Vefa her kimseden kim istedim ondan cefa gördüm
Kimi kim bîvefa dünyada gördüm bîvefa gördüm
Kime kim derdimi izhar kıldım isteyip derman
Özümden bin beter derd ü belaya müptela gördüm
Mükedder hatırımdan kılmadı bir kimse gam def’in
Safadan dem uran hemdemleri ehl-i riya gördüm
Ayak bastım reh-i ümmide, sergerdanlık el verdi
Emel serriştesin tuttum elimde ejderha gördüm
Fuzuli ayb kılma yüz çevirsem ehl-i âlemden
Neden kim her kime yüz tuttum andan yüz bela gördüm

  • Bu şiirde vefa ve cefa teması işlenir. Şair, insanların ikiyüzlülüğünden ve dünyada vefasızlık hâkim olmasından dem vurur.
  • Fuzuli divanı içinde yer alan bu eser, aşk kadar toplumsal bir eleştiriyi de barındırır.

3. Aşka Sevdalanma

Fuzuli Aşka Sevdalanma Şiiri 450x450

Can verme sakın aşka aşk afeti candır
Aşk afeti can olduğu meşhuru cihandır
Sakın isteme sevdayı gam aşkta her an
Kim istedi sevdayı gamlı aşk ziyandır
Her ebrulu güzel elinde bir hançeri honriz
Her zülfü siyah yanında bir zehirli yılandır
Yahşi görünür yüzleri güzellerin emma
Yahşi nazar ettikte sevdaları yamandır
Aşk içre azap olduğu bilirem kim
Her kimseki aşıktır işi ahü figandır
Yadetme güzel gözlülerin merdümi çeşmin
Merdüm deyip aldanma kim içtikleri kandır
Gel derse Fuzuli ki güzellerde vefa var
Aldanmaki şair sözü elbette yalandır

  • Aşkın getirdiği acılar ve güzellerin vefasızlığı şiirin ana temasıdır.
  • Fuzuli, “Aşka Sevdalanma” diyerek dert ve keder getiren aşktan uzak durmayı öğütler gibi görünse de şiirin derinlerinde aşkın vazgeçilmezliğini hissettirir.

4. Yâ Rab Bela-yı Aşk İle Kıl Âşîna Beni

Fuzuli Ya Rab Belayı Aşk ile Kıl Aşina Beni 450x450

Yâ Rab bela-yı aşk ile kıl âşîna beni
Bir dem bela-yı aşktan kılma cüdâ beni
Az eyleme inayetini ehl-i dertten
Yani ki çoh belâlara kıl müptelâ beni
Gittikçe hüsnün eyle ziyâde nigârımın
Geldikçe derdine beter et müptelâ beni
Öyle zaîf kıl tenimi firkatinde kim
Vaslına mümkün ola yetürmek sabâ beni
Nahvet kılıp nasîb Fuzuli gibi bana
Yâ Rab mukayyed eyleme mutlak bana beni

  • Fuzuli, bu şiirinde aşkın verdiği acıdan adeta zevk aldığı bir ruh hâlini ifade eder. Firkat (ayrılık) ve visal (kavuşma) arasındaki gelgitler öne çıkar.
  • Şiirin her dizesinde, aşkın ilahi bir boyutu olduğunu vurgular. Bu yönüyle Fuzuli tasavvufî aşk geleneğine de göndermede bulunur.

5. Dostum Âlem Senünçün Ger Olur Düşmen Bana

Fuzuli Dostum Alem Şiiri 450x450

Dôstum âlem senünçün ger olur düşmen bana
Gam degül zîrâ yetersin dôst ancak sen bana
Işka saldum ben beni ben deli bir dostumdan
Hîç düşmen eylemez anı ki itdüm ben bana
Cân ü ten oldukça benden derd ü dâğ eksük degül
Çıhsa cân hâk olsa ten ni cân gerek ni ten bana
Vasl kadrin bilmedüm fürkat belâsın çekmedin
Zulmet-i hecr itdi çoh târîk işi rûşen bana
Tasvîr eden vücûdum yazmış elümde sâğar
Ref' olmağa bu sûret yoh elde ihtiyârum
Gamze tîgin çekdi ol mâh olma gâfil ey gönül
Kim mukarrerdür bu gün ölmek sana şîven bana
Ey Fuzûlî çıhsa can çıhman tarîk-i ışkdan
Reh-güzâr-ı ehl-i ışk üzre kılun medfen bana

  • Burada şairin “dost” ve “düşman” kavramlarına getirdiği derin bakış, aşkın her türlü acıya rağmen var olma tutkusunu yansıtır.
  • Vurgulanan ayrılık (fürkat) ve vasıl (kavuşma) ikilemi, tipik bir Fuzuli lirik şiir örneğidir.

6. Mende Mecnûn'dan Füzûn Aşıklık İsti'dâdı Var

Fuzuli Mende Mecnun'dan Fuzun Aşıklık İstidadı Var 450x450

Mende Mecnûn'dan füzûn âşıklık isti'dâdı var
Âşık-i sâdık menem Mecnûn'un ancak adı var
N'ola kan tökmekde mâhir ola çeşmüm merdümü
Nutfe-i kâbildürür gamzen kimi üstâdı var
Kıl tefâhur kim senün her var men tek âşıkun
Leylî'nin Mecnûn'u Şîrîn'ün eger Ferhâd'ı var
Ehl-i temkînem meni benzetme ey gül bülbüle
Derde yoh sabrı anun her lâhza min feryâdı var
Bildi temâm-ı âlem kim derd-mend-i ışkam
Yâ Râb henûz hâlüm bilmez mi ola yârum
Değildim ben sana mâil sen ettin aklımı zâil
Beni tan eyleyen gafîl seni görgeç utanmaz mı
Fuzûlî rind-i şeydâdır hemîşe halka rüsvâdır
Sorun kim bu ne sevdâdır bu sevdâdan usanmaz mı

  • Fuzuli, kendisinin Mecnun’dan daha fazla aşk yeteneğine sahip olduğunu dile getirir.
  • Burada geleneksel aşk hikâyelerine gönderme yaparken aynı zamanda kendi aşk duygusunun sınır tanımazlığını ortaya koyar.

7. Zülfü Kimi Ayağın Koymaz Öpem Nigârum

Fuzuli Zülfü Kimi Ayağın Koymaz Öpem Nigârım Şiiri 450x450

Zülfü kimi ayağın koymaz öpem nigârum
Yohdur anun yanında bir kılca i'tibârum
İnsâf hoşdur ey ışk ancak meni zebûn et
Ha böyle mihnet ile geçsün mi rûzigârum
Bildi temâm-ı âlem kim derd-mend-i ışkam
Yâ Râb henûz hâlüm bilmez mi ola yârum
Vaslundan ayru n'ola kanun tökelse gül gül
Men gül-bün-i belâyem bu fasldur bahârum
Tasvîr eden vücûdum yazmış elümde sâğar
Ref' olmağa bu sûret yoh elde ihtiyârum
Dûr istemen zemânı mey neş'esin başumdan
Toprağ olanda yâ Râb dürd-i mey et gubârum
Rusvâlarından ol meh saymaz meni Fuzûlî
Dîvâne olmayum mı dünyâda yoh mu ârum

  • Şiirde sevgilinin zülüfleri, aşkın yollarını kapatan bir engel olarak tasvir edilir. Aşka dair acılar yoğun bir şekilde hissedilir.
  • Fuzuli edebiyat anlayışında yer alan zülfi siyah, kadeh, gül, bahar gibi semboller yine bu şiirde de karşımıza çıkar.

8. Cânı Kim Cânânı İçün Sevse Cânânın Sever

Fuzuli Canı Kim Cananı İçün Sevse Cananın Sever 450x450

Cânı kim cânânı içün sevse cânânın sever
Cânı içün kim ki cânânın sever cânın sever
Her kimün âlemde mıkdârıncadur tab'ınde meyl
Men leb-i cânânumu Hızr Ab-ı Hayvânın sever
Başa dem düştükçe taksîr eylemez eyler meded
Ol sebebden muttasıl çeşmüm ciger kanın sever
Müşg-i Çîn âvâre olmuşdur vatandan men kimi
Hansı şûhun bilmezem zülf-i perişanını sever
Şu ki ser-gerdân gezer başında vardur ki hevâ
Gâlibâ bir gül-ruhun serv-i hırâmânın sever
Akıbet rusvâ olub mey-tek düşer il ağzına
Kim ki bir ser-mest sâkî lâ'l-i handânın sever
N'olacakdur terk-i ışk etme Fuzûlî vehm edüb
Gâyeti derler ola bir bende sultânın sever

  • Bu dizelerde sevginin yüceliği ve insanın gönlünde hükümranlık süren aşk temaları işlenir.
  • Aşkın ulviliği ve adeta bir “kul olma” durumu, gazelin ana fikridir. Fuzuli, aşkı en yüce makama oturtur.

9. Öyle Ser-mestem ki İdrâk Etmezem Dünyâ Nedür

Fuzuli Öyle Sermestem ki İdrak Etmezem Dünya Nedür 450x450

Öyle ser-mestem ki idrâk etmezem dünyâ nedür
Men kimem sâkî olan kimdür mey û sahbâ nedür
Gerçi cânândan dil-i şeydâ içün kâm isterem
Sorsa cânân bilmezem kâm-ı dil-i şeydâ nedür
Vasldan çün aşık-ı müstâğni eyler bir visal
Aşıka maşukdan her dem bu istiğnâ nedür
Hikmet-i dünyâ vü mâfiha bilen arif degül
Arif oldur bilmeye dünyâ vü mâfiha nedür
Ah u feryâdun Fuzûlî incidübdür âlemi
Ger belâ-yı ışk ile hoşnûd isen gavga nedür

  • Öyle ser-mestem ki...” mısrasında şair, kendinden geçip dünyayı idrak edemeyecek kadar derin bir aşk sarhoşluğunu anlatır.
  • Hikmet-i dünyâ vü mâfiha dizesi, dünyanın hikmetinin anlaşılamayacak kadar derin olduğuna işaret eder.

10. El Çek İlacımdan Tabib

Fuzuli El Çek İlacımdan Tabib 450x450

Aşiyan-i mürg-i dil zülf-i perişanındadır
Kanda olsam ey peri gönlüm senin yanındadır
Aşk derdiyle hoşem el çek ilacımdan tabib
Kılma derman kim helakim zehri dermanındadır
Çekme damen naz edip üftadelerden vehm kıl
Göklere açılmasın eller ki damanındadır
Bes ki hicranındadır hasiyyet-i kat'-i hayat
Ol hayat ehline hayranem ki hicranındadır
Ey Fuzuli şem'-veş mutlak açılmaz yanmadan
Tablar kim sünbül rişte-i canındadır

  • “El çek ilacımdan tabib” sözüyle Fuzuli, aşk acısının tek devasının yine aşk olduğunu dile getirir.
  • “Kim helakim zehri dermanındadır” dizesi, tedavisi olmayan bir aşk yarasını ifade eder.

 Yazar
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış yorumlar onaylanmamaktadır.