Güneydoğu'da Tarihin Derinliklerine Işık Tutan 10 Yer

Mezopotamya toprakları adeta bir tarihi kitabın görsel sayfalarıdır. Bu tarihi yapıları gördükten sonra tarihin derinliklerine doğru yol alacaksınız.
Güneydoğu'da Tarihin Derinliklerine Işık Tutan 10 Yer

Güneydoğu Anadolu yani Mezopotamya toprakları, insanlık tarihinin en eski yerleşim yerlerindendir. Bu coğrafyada zamana karşı, halen dimdik ayakta duran, birbirinden güzel tarihi yapıları görmek mümkündür. İnsanlık tarihi kadar eski olan bu yapılar, günümüze kadar gelmiş ve bu coğrafya üzerinde yaşayanların ayrılmaz bir parçası olmuştur.

Maalesef, Atatürk, Birecik ve Ilısu Barajlarının yapılmasıyla birlikte tarihin en eski yapıları bu barajlar altında yok olmaya terk edilmiştir. Doğasıyla, yaşamıyla insanlara hayat veren Hasankeyf, kısa bir süre sonra sular altında kalacak. Eğer fırsatınız varsa, bu muhteşem antik kenti gün yüzüyle görmenizi tavsiye ediyoruz. Barajlar altında yok edilmeye mahkum edilen tarihi eserlerin yanı sıra, diğer tarihi eserler de hak ettiği değeri görmemektedir. Güneydoğu Anadolu’ya gittiğiniz zaman her yapının sizlere anlattığı bir şeyler olacaktır. Hemen bakıp geçmeyin, onlara yavaşça dokunup inceleyin, sonra da ne demek istediklerini anlamaya çalışın. Bu birbirinden güzel tarihe ışık saçan yapıları yakından tanımaya ne dersiniz? Aslında buraları sadece 10 yapıyla sınırlandırıp anlatarak, eksik anlatmış olacağız. Mezopotamya topraklarının her karış toprağında sizleri tarihin derinliklerine götürecek bir ışık bulmak mümkündür. Haydi O zaman, Mezopotamya toprakları üzerinde keşfe çıkalım.


Harran Ovası / Harran Evleri

harran-evi.jpg

Şanlıurfa’nın en tarihi bölgeleri arasında yer alıyor. Atmosferiyle sizleri 5000 yıl önceki zamanlara götürüyor. Yöre halkı yaşadığı düzlük yere Harran Ovası demiştir. Düz olan, ancak yeşillik namına hiçbir ot filizinin olmadığı bu topraklar, bir ova mıdır? Ova deyince akıllara; yeşillik geliyor değil mi? Bilim insanlarına  göre Harran önceden yeşilliği bol olan bir diyarmış. Zamanla insan tahribatlarının artması, iklimlerin değişmesiyle birlikte bir çöl haline gelmiştir. Hani bir ineği sağa sağa sütü biter, yaş geçtikçe verdiği süt azalır ya, işte bu coğrafya da asırlardır insanları doyurduğu için, insanların tahribatlarına uğradığı için artık tükenmiştir. Harran’a geldiğiniz zaman tarihin derinliklerine inecek ve bu topraklar üzerinde yaşayan uygarlıkların seslerini duyabileceksiniz. Harran Kültür Evlerini, müzeleri gezmeden dönmeyin. Urfaya gittiğiniz zaman duvarlarda Hz. Mevlana’nın bu sözünü çok göreceksiniz “ Edeple Gelen Lütufla Gider


Şuayip Şehri/ Şanlıurfa

suayip-sehri-001.jpg

Şuayip Şehri, Şanlıurfa’nın Harran ilçesine yaklaşık 45 km mesafede bulunuyor. İçerisinde bulunan kalıntılarla Roma dönemine ait yapıları görebilirsiniz. Bu Şehir’de yüzlerce kaya mezarlıkları yer alıyor. Buranın en önemli özelliği ise, Şuayip Peygamber’in makamı olarak bilinen mağaranın burada yer almasıdır.


Balıklı Göl/ Şanlıurfa

balikli-gol1-001.jpg

Şanlıurfa’da doğduğu rivayet edilen Hz. İbrahim’in hikâyesiyle bütünleşmiş olan bir göldür. Urfa’da en çok anlatılan bir efsane olan Balıklı Göl, Kral Nemrut ve Hz. İbrahim arasından geçmiştir. Hz. İbrahim, Kral Nemrut’un savunduğu putperestliği ortadan kaldırmak için savaş açar. Bir yandan da Nemrut’un kızına aşık olan Hz. İbrahim, bu durumundan ötürü Kral Nemrut tarafından Balıklı Göl’ün bulunduğu yere ateş yakılır ve Hz. İbrahim bu ateşe atılır. O sırada ateşin su, atılan odunların ise balık olduğu rivayet edilir. Tarihi bir yapı olan bu göl, her yıl ziyaretçi akınına uğramaktadır. Bu gölün arka kısmında Nemrut'un kızı olan Zeliha'nın bu olaydan sonra kendini attığı göl bulunmaktadır. Bu gölün adı da Ayn-ı Zeliha Gölüdür. İnançlara göre eğer kim Cuma günü sabah namazından sonra bu göle gelip, içinde yüzen beyaz balığı görürse dilekleri kabul olur.


Halfeti / Şanlıurfa

halfeti2-001.jpg

Şanlıurfa’nın en eski yerleşim bölgelerinden biridir. Karagül dizisiyle birlikte güzelliğiyle milyonları kendine aşık eden bu tarihi yer, Güneydoğu’nun en etkileyici yerlerinden biridir. Her yıl sıradan tatil yerlerine gitmeyi bırakıp, Halfeti’ye geliniz. Burada sizleri muhteşem bir manzara, tarihi yapılar ve masmavi bir gökyüzü karşılayacaktır. Ülkemizde siyah gülün yetiştiği tek yer olan Halfeti, Şanlıurfa’nın en yeşil yöresidir aynı zamanda. Üzülerek belirtmek istiyorum, ona bu yeşilliği sağlayan Fırat Nehri üzerinde yapılan Birecik Barajı nedeniyle bugün Halfeti’nin en tarihi yerleri sular altında kalmıştır.


Nemrut Dağı / Adıyaman

nemrut.jpg

Dünyanın en muhteşem gündoğumu ve günbatımı manzarasını sunan Nemrut Dağı, üzerinde bulunan dev heykeller ve anıt mezarlıkları, Adıyaman’a gittiğiniz zaman mutlaka görmeniz gereken yerlerden biri. UNESCO tarafından Dünya’nın Kültür Mirası ilan edilen Nemrut Dağı, bizlere göre dünyanın en güzel yapılarından biri.


Yeni Kale / Kahta: Adıyaman

kahta.jpg

Adıyaman’na 60 km mesafede bulunan Kocahisar Köyü’nün yakınlarında yer alan Yeni Kale, Kommagenler tarafından inşa edilmiştir. En son 1970 yılında kısmen restore edilen bu tarihi yapı, çarşı, cami, güvercinlik kalıntılarıyla, su yollarıyla ve kitabeleriyle tarihe ışık saçıyor. Yeni kale içinde bulunan tüneli kullanarak suya ulaşmak mümkündür.


Diyarbakır Surları/ Diyarbakır

diyarbakir-sur.jpg

Diyarbakır’ın en ilgi çeken yapılarından biri olan Diyarbakır Surları, 5,5 km uzunluğunda ve 7-8 metre yüksekliğindedir. Çin Seddi’nden sonra dünyanın en uzun surları olma özelliğini taşıyan bu surlar Diyarbakır’ın merkezine yakın. Hangi dönemde yapıldığı bilinmeyen bu surların, 16 kalesi ve 5 çıkış kapısı bulunmaktadır. Bu kalelerin içinde geleneksel kıyafetlerin, şalların satıldığı yerler ve bir şeyler yiyebileceğiniz mekanlar vardır.


Malabadi Köprüsü/ Diyarbakır

malabadi-koprusu3.jpg

Batman- Silvan yolu üzerinde olan bu köprü, 1989 yılında Silvan Belediyesi tarafından restore edilmiştir. Artuklu Beyliği tarafından 1147 yılında yapılan Malabadi Köprüsü,  dünyada taş köprüsü arasında kemeri en geniş olandır. Diyarbakır sınırları içerisinde yer alan köprü, renkli taşlarla inşa edilmiş, onarımlarla günümüze kadar ulaşmıştır. Albert Gabriel Malabadi Köprüsünü şu şekilde tanımlamaktadır: "Modern statik hesabının olmadığı devirlerde bu açıklıkta o zaman için böyle bir eser hayranlık ve taktir uyandırıyor." Evliya Çelebi Seyhatnamesi’nde köprü hakkında şöyle yazmıştır: “ Malabadi Köprüsü’nün altına Ayasofya’nın kubbesi girer


Dara Harabeleri/ Mardin

dara-harabeleri.jpg

Mezopotamya’nın en ünlü kenti olan Dara Harabeleri, Mardin’in güneydoğusunda, 30 km uzaklığındaki Oğuz Köyü’nde yer alıyor. Çevresi 8-10 km olan bu harabeler, pek çok mağara, ev, kilise, saray, çarşı ve zindandan oluşuyor. Bu muazzam harabeleri yolunuz Mardin’e düştüğü zaman ziyaret etmenizi özellikle tavsiye ediyoruz.


Mardin Evleri/ Mardin

mardin-evleri.jpg

“Mardin” deyince, akıllara İnci gibi parıldayan, Midyat evleri gelir. Midyat ya da Mardin evleri tarihi yapısıyla birlikte sizleri büyüleyecektir. Mardin’e gittiğiniz zaman evlerin muhteşem, tarihi görüntüsü sizleri büyüleyecektir. Mardin’e geldiğiniz zaman merkeze 1,5 saat uzaklıkta olan Midyat’a gidiniz. Burada açık müzeyi andıran, ortaçağlardan kalma tarihi evleri andıran bu yapılar gece ışıklarıyla adeta bir inci şeklinde parıldarlar.

NeOldu. Com/ Kader Basayoğul

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış yorumlar onaylanmamaktadır.