İkinci Dünya Savaşı Sırasında Yaşanan İnsan Hakları İhlalleri
İkinci Dünya Savaşı sırasında ve Birinci Dünya Savaşı’nın bitiminde yaşanan insan hakları ihlalleri, tarih boyunca yaşanmış en büyük yıkımladır. Savaş esnasında yapılan antlaşmalar, imzalanan sözleşmeler, savaş hukuku ve insan hakları askıya alınmış ve bu da beraberinde büyük yıkımları getirmiştir.
İkinci Dünya Savaşı sırasında devletlerin başvurdukları acımasız politikalar, gayri insani uygulamaların başlamasına yol açmış ve bu uygulamalar ürkütücü boyutlara ulaşmıştır. Almanya, SSCB ve Japonya’nın savaş sırasında insanlara uyguladıkları kötü muamele, işgal ettikleri ülkeleri talan etme, yargısız infazlar ve askeri bir sebep olmaksızın gerçekleştirdikleri yıkımlar, tarih boyunca yapılan en büyük zulümler olmuştur.
İdeolojik ve Siyasi Yıkımlar
Savaşın yaşandığı dönemde insanlık dışı uygulamalarla birlikte bir de yaşanan ideolojik, teknolojik ve küresel yıkımlar da son derece etkili olmuştur. Bu konuda özellikle Almanya’nın uyguladığı insan hakları ihlalleri, tarihin bu dönemine kadar kendinden söz ettirmiştir. Nazi Almanya’sının Yahudiler başta olmak üzere, Romanlar, engelliler ve komünistlere karşı siyasi görüş farklılıklarından dolayı uyguladıkları baskılar ve dine dayalı sürgünler, toplu katliam ve toplama kamplarında yaşanan yargısız infazlar da tarihin karanlık sayfalarına düşülen notlardır.
Üç Milyon Yahudi Katledildi
İkinci Dünya Savaşı sırasında yaşanan en büyük insan hakları ihlali, Nazi Almanya’sının Yahudilere karşı uyguladıkları soykırım oldu. Tarih kaynaklarında yer edinen bilgilere göre uygulanan bu katliamda üç milyondan fazla Yahudi çeşitli nedenlerden dolayı ölüme mahkûm edilmiş. Yaşanan bu insan hakları ihlallerinin durdurulması amacıyla 1945 yılından itibaren önemli adımlar atıldı ve Müttefik Devletler, Potsdam Konferansı’nda savaş suçlularının yakalanıp cezalandırılması kararını aldı.
Yaşanan bu insanlık suçlarına neden olan savaş suçlularının yargılanabilmesi için yedi maddelik uluslararası bir sözleşme imzalandı. 8 Ağustos 1945’te imzalanan “Londra Antlaşması” ile birlikte barışa karşı işlenen suçların, savaş suçluları ve insanlığa karşı işlenen suçlara bakmak adına “Nürnberg Mahkemesi” kuruldu. Tarihler 20 Kasım 1945 ile 1 Ekim 1946 aralığını gösterdiğinde Almanya’da yukarıda sayılan suçları işleyen Nazi liderleri yargılandılar. Ancak mahkemenin bu kararları eleştirilere neden olsa da yargılanan suçlular; hapis cezası, müebbet hapis cezası ve idam gibi cezalara çarptırıldılar. İkinci Dünya Savaşı esnasında insanlık dışı uygulamalar yapan Japonya ise 1946 yılında Tokyo’da kurulan mahkemede yargılandılar.
Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılmasına İlişkin Sözleşme
Savaş esnasında yaşanan insanlık dışı uygulamaların “soykırım suçu” olarak kabul edilmesi için 9 Aralık 1948 yılında Birleşmiş Milletler (BM), Genel Kurulu’nda “Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılmasına İlişkin Sözleşmesi” kabul edildi. Sözleşmeye taraf olan ülkeler, gerek savaşta gerekse de barış zamanında “soykırım” suçunu, uluslararası suç saymayı kabul ettiler ve bu suçların önlenmesi için yükümlülüğü kabul etmiş sayıldılar. Türkiye’nin taraf olması sözleşmeden 2 yıl sonra 19 Mart 1950 yılında gerçekleşti. Sözleşmenin ikinci maddesinde yer alan “soykırım” tanımı ve sayılan fiiller aşağıdaki gibidir;
- Grup üyelerinin öldürülmesi,
- Grup üyelerinin akıl ve fiziki emarelerinin ağır şekilde zedelenmesi,
- Grup içinde doğumların engellenmesi için önlemlerin alınması,
- Bir grup çocuklarının başka gruba zorla geçirilmesi.
- Grupların fiziksel varlıklarının tümünü ya da bir bölümünün yok edilmesi sonucu ortaya çıkacak yaşam koşullarının içinde tutulması.