İskender Pala Sözleri | Şiir Ustası İskender'in Şiirleri
İskender Pala'nın Şiir Kitaplarında Geçen Sözler
Günümüzün Divan Edebiyatı yazarı İskender Pala'ya en güzel aşk kokan sözlerini sizler için derledik. İskender Pala'nın en etkileyici alıntı sözlerini bir araya getirdik. Sizler de içerikte yer alan İskender Pala sözlerini resimli olarak sosyal medya hesaplarından paylaşabilirsiniz.
İskender Pala'nın en anlamlı ve etkileyici 5 sözü;
1. Ey yolcu… Sevgiye yürü ki hakikate eresin!
2. Hak yolda iki yoldaş… Allah onlara üçüncü olsa endişe edilir mi?
3. Hayat sevgiyle yaşanmalıydı.
4. Canı kim cananı için sevse cananın sever Canı için kim ki cananın sever canın sever.
5. Kendini yücelten alçalır, kendini alçaltan yücelir.
Aşk… Belki de bin bir başlı bir ırmak, her birinin yolculuğu ayrı, ama hepsinin ulaşmak istediği deniz bir.
Çünkü canına sevgili isteyenle sevgili için can isteyen arasında hayat yolculuğunun ta kendisi gizlidir.
Her ne ki arıyorsun; aradığın ancak sensin…İyinin de kötünün de fidanı senin içinde büyür.
Asalet; duruluk ve doğruluktur.
İnsanoğlu için en kutsal ibadet çalışmak, doğruluk ve insan sevgisidir.
Ve unutma, her şafak, elinde fenerle gelen bir hırsız gibidir, ömürleri çalıp götürür. Uyanık dur!
Çünkü sevgiliye sadakatin özü ve özeti; aşkını sır gibi saklamak, iyilik gördüğünde de kötülük gördüğünde de bu tavrı değiştirmemektir.
Ve unutma, her şafak, elinde fenerle gelen bir hırsız gibidir, ömürleri çalıp götürür. Uyanık dur!
Ve ben Kays, çöllerin nadide lotusu Leyla’nın aşıkı, günler ve geceler boyunca dua ettim, bağrıma Leyla yazılsın diye.
İnsanın en mutlu olduğu anlar; aklın gönül içinde eridiği, yani aşka kendini teslim ettiği anlardır. Aklın gönle teslimiyetini aşk olarak tanımladığımıza göre insanın soyut varlığını aşktan ibaret görebiliriz.
Sevgi hissedilen bir şeydi, bunu biliyordum; ama bir heyecanın da adı olabilir miydi? Bir kişinin adını duyunca hissedilen bir heyecanın adı?!… Hissedilebilirdi ama tanımlanabilir miydi?
İnsan, bu dünyaya bir dava için değil bir sevgi için gelebilir.
Şimdi de kelebekler rüyalarında kendilerini sen olarak görebilmek için uykuya dalıyorlar mıdır acaba?
Sebep neydi, bütün varlığımın kendisiyle ayakta durduğunu bildiğim, hayatımın en değerli parçasıyla bir göz yumup açıncaya kadar neden ayrılıvermiştik?
İskender Pala Sevgiliye Söylenecek Sözler
Bugün ben burada yârim anda neyler. Tabibim hem nigarım anda neyler.
Sevgilinin gözünden akan bir damla, bir erkek için ya hazinedir ya da hazineyle tartılır.
Ayak kırıldı mı? Allah kanat ihsan eder.
Çokluğun derdi elbet çok olur; yokluk kapısında nefis de yok olur.
Ey sevgisi kalbimde yer edinen selvi boylu! Senin yüzünü görme bahtiyarlığından ben mahrum iken, o şerefi postacıya mı bağışlasaydım?
İnsan sevgi ile yaşar sevgisiz ölürdü.
Hatıraları unutmak olanaksızsa; hatıralarda unutulmak kader olur.
Çünkü aşk beklenilmez, birdenbire gelir. Aşka tutulan kişinin tavrı o anda başkalaşır, kalbinin ritmi artar, bedeninde fizyolojik değişimler baş gösterir, ne yaptığını bilmez olur.
"Dost dosta yâr olmalı," demişti,o gün,"Allah'ın dostluğu rahmetiyle,kulun dostluğu taatiyle görünür.Allah'ın rahmetinin gelmediği hiçbir an yoktur.Kul gelen rahmeti göremiyor diye taatini kesip dostluğu zedelememelidir."demişti. ( Od, İskender Pala )
Ne din yasaklamıştır aşkı ne yasalar ; yürekler Allah’a aittir çünkü. ( Kitab-ı Aşk/İskender Pala)
Alemde sevgiden büyük bir umut da sevgiden öte bir korku da yoktur. Sevgiliden korkmak, korkunun en yüksek derecesi; sevgiliden umut etmek, umudun en yüksek kertesidir. Sevgilisi olmayan biri, yaşadığını sansa da yürüyen ölüden ibarettir! (Od, İskender Pala )
Aşk gelince burukluğun şiirinde hüzün dokur heceler; ve azarlanmış kalpleri ısırır tam yarısında geceler… (Kitab-ı Aşk)
Uyan ey insan, her şey 'ben' den doğdu hep; benlikten doğdu... Bütün aptallıklar, bütün kötülükler benlikten doğdu...Öyleyse hep benden olsun feryadın, bütün şikayetin hep benden... ( Od, İskender Pala)
Her ne ki vuku bulur, sendendir. Yalnız güzellikler değil çirkinlikler de sendendir. Bundan böyle her ne ki hatadır, sebebini kendinde ara. ( Od, İskender Pala )
Ve ben Kays, çöllerin nadide lotusu Leyla’nın aşıkı, günler ve geceler boyunca dua ettim, bağrıma Leyla yazılsın diye.
Her ne ki arıyorsun; aradığın ancak sensin... İyinin de, kötünün de fidanı senin içinde büyür.
Kimisi bilmem der, bilir; kimisi bilir bilmezlenir. Kimisi bilmediğini bilmez, bilirim der; kimisi bildiğini bilmiyor zanneder. Bilmemeyi bilmekle, bildiğini bilmemek aynı değildir. Kurtulanlar, bilmediğini bilenlerle bildiğini bilmeyenlerdir. Onlar birbirini bilir, birbirinden bilir, birbiriyle bilir. Ben dahi bildim, çünkü aşk işinde âşıkın mâşuka vuslatı cümle âşıklara âşikâr olur.
Şimdi de kelebekler rüyalarında kendilerini sen olarak görebilmek için uykuya dalıyorlar mıdır acaba?
Aşk… Gök kubbenin altındaki en gizemli kelimelerden biri. Bilinmeyen… Belki bilindikçe daha da bilinecek renkleri, desenleri ortaya çıkan.Tanımlanamayan… Belki binlerce kez tanımı yapılmış olmasına rağmen tanımlanamayan. Aşk; belki de bin bir başlı ırmak, her birinin yolculuğu ayrı, ama hepsinin ulaşmak istediği deniz bir.
Doğruluk mu daha büyük meziyettir, yoksa yiğitlik mi? diye sorar, cevap ne olursa olsun, ”Bütün insanlar doğru olsaydı yiğitliğe lüzum kalmazdı!” der.
Gökler sevgiyle dönerler, yıldızlar sevgi sayesinde yerlerinde durabilirler. Tıpkı kalbimizdeki sevgi yıldızları gibi… Bu yüzden dış yerine içi, suret yerine ruhu sevmek gerekir. Hayat ancak sevgiyle tatlıdır ve sevgilisiz dünyada hayat sürmek beyhudedir.
Kendini yücelten alçalır, kendini alçaltan yücelir.
Anlamlı ve Manalı İskender Pala Sözleri
Varlığınız çoğaldığı oranda onu hayır yolunda azaltınız ki yolculuklarınız kolay olsun!.
Sen beni sevdiğin, ben de seni sevdiğim için aramızda bir dünya yaratıldı. Ben de sen de bu dünyadaki her şeyi sevdik; her şey de bizi sevdi. Tıpkı âlemdeki her şeyin Allah’ı sevmesi gibi.
Sevgi hissedilen bir şeydi, bunu biliyordum; ama bir heyecanın da adı olabilir miydi? Bir kişinin adını duyunca hissedilen bir heyecanın adı?!… Hissedilebilirdi ama tanımlanabilir miydi?
Geçip gitmede ömür…Umutlar hep yarın, yarın, yarın! Tükenen zamanı dolduruyor hep kuru kavgalar, boş didişmeler, faydasız gürültüler…Aklını başına al kardeş! Günü, bugün say; ölüm ki kaşla göz arasında; ölüm ki dudakla söz arasındadır.
Sebep neydi, bütün varlığımın kendisiyle ayakta durduğunu bildiğim, hayatımın en değerli parçasıyla bir göz yumup açıncaya kadar neden ayrılıvermiştik?
Çokluğun derdi elbet çok olur; yokluk kapısında nefis de yok olur.
Hatıraları unutmak olanaksızsa; hatıralarda unutulmak kader olur.
Ve unutma, her şafak, elinde fenerle gelen bir hırsız gibidir, ömürleri çalıp götürür. Uyanık dur!.
Sen beni sevdiğin, ben de seni sevdiğim için aramızda bir dünya yaratıldı. Ben de sen de bu dünyadaki her şeyi sevdik; her şey de bizi sevdi. Tıpkı âlemdeki her şeyin Allah’ı sevmesi gibi.
Sen beni sevdiğin, ben de seni sevdiğim için aramızda bir dünya yaratıldı. Ben de sen de bu dünyadaki her şeyi sevdik; her şey de bizi sevdi. Tıpkı âlemdeki her şeyin Allah’ı sevmesi gibi.
O’na aşk nedir diye sorsalar, tek bir cevap veremeyecek kadar aşk içindeydi.
Bir tutsaklıktır başlar, biz doğunca; dünya denir adına. Bir telaş, bir koşturmaca, dursuz duraksız.
Varlığınız çoğaldığı oranda onu hayır yolunda azaltınız ki yolculuklarınız kolay olsun!.
Geçip gitmede ömür…Umutlar hep yarın, yarın, yarın! Tükenen zamanı dolduruyor hep kuru kavgalar, boş didişmeler, faydasız gürültüler…Aklını başına al kardeş! Günü, bugün say; ölüm ki kaşla göz arasında; ölüm ki dudakla söz arasındadır.
İskender Pala Aşk Sözleri
"İlahi Aşk"'ı muhteşem bir şekilde anlatan İskender Pala'nın beşeri aşktan ilahi aşka giden en güzel sözlerini sizler için bir araya getirdik. İşte, aşkın kutsallığını anlatan en güzel sözleri sizler için derledik;
Kimileri Gül dediler, ömür boyu güldüler; Kimileri de Gül dediler, Gül uğruna öldüler.
Aşk ayrılığının bir azap olduğunu söylüyor, sonra da azabın 'a-z-b' kökünden türediğini, bunun da 'lezzet' demek olduğunu söylüyordu.
Bazen bulutlarla gelir, bazen lodoslarla. Umut ki, insanı en son bırakan cevher ve en kıymetli hazinedir.
Gözyaşları ne kadar çok şeye tercümanlık yapıyordu! Damladığı, süzüldüğü, aktığı veya kana dönüştüğü zaman, hep ayrı manaları vardı.
Her gelen dert bir öncekini unutturuyor, her acı diğerini bastırıyordu. Senden dolayı seviyorum seni ey sevgili..
Gerçekte aşk; karşılıklı oturmak, yüz yüze veya aynı noktaya bakmak, şiir okumak, sevgiliden utanacak kadar terbiyeli davranmak, güzel şeylerden bahsedip gülmek ve asla iffet sınırının ötesine uzanmamaktır. Demek ki aşkın azabında bir lezzet vardı ve dertleri zevk edinmeyince aşkın tadı çıkmıyordu. Bağlandığınız zincirin anahtarını ele geçiremiyorsanız, zinciri suçlamaktan vazgeçin!
Öyle ki kıskançlığımdan kendi gözümle bile dost değilim...
Ayrılığından dolayı yardım dilenmeye takatim yok senden. Kapında kendini kaybedenlere gıptayla geçen ömrümde bir takate de ihtiyacım kalmadı artık.
Ahmağın kalbi dilinde, akıllının dili kalbindedir. Seveni sevmek kolaydır; marifet o sevmediği zaman da onu sevebilmektir.
Hüzün, bir hazin kelime... Ayrılık gibi, hicran gibi; ama mutluluk gibi de. Bazen bir gözde görürüz onu, bazen bir yüzde.
Tefekkür kalbin kandilidir; o giderse kalp için ışık yok demektir. Belki de en sevdiğim sakarlığın, gözlerime takılıp yüreğime düşmendi.
Ayrılık gibi, hicran gibi; ama mutluluk gibi de. Bazen bir gözde görürüz onu, bazen bir yüzde.
Madem Allah'a giden binlerce yol vardı, kim kimin yolunun yanlış olduğunu söyleyebilirdi ki? Hüzün, bir hazin kelime...
Bazen bulutlarla gelir, bazen lodoslarla. Umut ki, insanı en son bırakan cevher ve en kıymetli hazinedir. Beni evvel öldürmüştün, şimdi geri dönüp geldin. Maktulüne ciğeri mi yandı katilin?
Aşk, kelimesinin bir anlamında sarmaşık demek. Nasıl ki bir sarmaşık bir ağacı çepeçevre sarıp, onun dış dünya ile ilişkisini keser ve sardığı ağacı bir süre sonra kurutursa aşk da öyle...
O ki; rüyana gireceğim diye söz verdi. Nice yıllar geçiyor ki bu söz yüzünden gözüme uyku girmedi. Kimileri Gül dediler, ömür boyu güldüler; Kimileri de Gül dediler, Gül uğruna öldüler.
Gözyaşları gizli duyguları açığa vuran mektuplar gibiydi. Bu Allah'ın bize zorla verdiği bir kader değil bizim bizim isteğimiz doğrultusundadır.
Beni evvel öldürmüştün, şimdi geri dönüp geldin. Maktulüne ciğeri mi yandı katilin? O ki; rüyana gireceğim diye söz verdi. Nice yıllar geçiyor ki bu söz yüzünden gözüme uyku girmedi.
İskender Pala'nın Kitaplarından Alıntı Sözler
Od, Kitabı- Aşk, Babilde Ölüm İstanbul'da Aşk gibi muhteşem kitapları bizlere kazandıran İskender Pala'nın en güzel kitap alıntı sözlerini sizler için derledik. İskender Pala'nın kitaplarında alıntı sözler;
Bir kerre dokunsan teline saz-ı derunun,
Bin türlü nevazişle düzelmez bozulunca… (Katre-i Matem’den)
***
Madem Allah'a giden binlerce yol vardı, kim kimin yolunun yanlış olduğunu tartışabilirdi ki? (Od, İskender Pala)
***
"Işık ister misin? Nur ister misin?"
"Elbette isterim."
"O halde döktüğün varsa doldur,
Ağlattığın varsa güldür,
Yıktığın varsa yap,
Gayrı hidayet versin Çalap." ( Od, İskender Pala )
***
Bir gülü koklamak gibi seni anmak…
Gel Ey !
Avucumda hep dikenler…
Kanıyor… kanıyor.. (Gel Ey Gül-İ Rana – İskender Pala)
***
Dudağının değdiği yerde kalbim çarpıyor Rukal..
Kafkaslar’ın şakayığı ! (Babil’de Ölüm, İstanbul’da Aşk)
***
Duygular vardı ve onun ellerinin sıcaklığıyla sonsuza kadar yanabilir,
götürdüğü yere her gün yeniden gidebilirdim. Var idim, ama ne idim;
anlayamıyordum. Gelişimini tamamlayamamış organizmalar, küveze konulmuş
bebekler gibiydim; ama çok çabuk büyüyordum. ( Babil’de aşk İstanbul’da Ölüm / İskender Pala
İskender Pala Kimdir?
İskender Pala, 8 Haziran 1958’de Uşak’ta doğdu. Türk Profesör ve Divan edebiyat araştırmacısı olan İskender Pala, bir çok güzel eser bizlere kazandırmıştır. İlkokul’u Uşak Cumhuriyet İlköğretim Okulu’nda, Liseyi Kütahya Lisesi’nde bitirdikten sonra İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyat’ı Bölümü’nde okumaya hak kazandı. Eğitimine bu üniversite de devam etti.
Yaptığı lisans tez çalışması Camiu- Nezair’dir. Doktora çalışmasını ise Aşkî Hayatı, Edebi Şahsiyeti ve Divan edebiyatı alanındaki çalışmalarda bulundu. 1993 yılında İstanbul Üniversitesi’nde doçent, 1998 yılında ise Kültür Üniversitesi'nde profesör oldu. İstanbul Üniversites, Boğaziçi Üniversitesi ve Kültür Üniversitesi’nden sonra 2009’dan bu yana Uşak Üniversitesi’nde öğretim üyesi. Evli ve üç çocuk babasıdır.