Kaplumbağalar Uçar Mı?

Kim demiş “kaplumbağalar da uçar” diye. Onlar uçmaz intihar ederler! Hatırlamak istemezsin ama sürekli gözünün önüne gelir; kaçmak istersin kaçamazsın. Nerede görülmüş ki insanın gittiği yere kendini götürmemesi.
Kaplumbağalar Uçar Mı?

Kaplumbağalar da Uçar filmi Bahmen Gobadi’nin 2005 yılında vizyona giren bir filmidir. Kaplumbağalar da uçar filmi, Irak Savaşı'nın bütün vahşetini gözler önüne serer. Derler ya “ölmeden önce izlememizi tavsiye ettiğiniz bir film var mı” diye. Hiç kuşkusuz bu filmi bütün film severlere, bedeninde kalbi olanlara tavsiye ediyorum.

Irak’a savaş neden açılmıştı ya da Irak’taki savaşın gayesi neydi? Bu soru hep bu şekilde cevaplandı ve medyada bu şekilde dile geldi.

El Kaide İkiz Kuleler'e saldırdı, Saddam Hüseyin de El Kaide ile işbirliği yapmış.

Saddam Hüseyin, Irak'ta diktatörlük ilan etmiş, biz de böyle bir rejime karşıyız.

Saddam Hüseyin Irak’taki insanlara zulüm ediyor.

George Bush emir verdi “haydi savaşa”; ekmek alır gibi Irak’a savaş açıldı.

Evet, Irak diktatörlükle yönetiliyordu, insanlara zulüm ediliyordu. ABD sözde insan haklarının baş savunucusu, 1988’de Halepçe Katliamı'nda binlerce kişi katledilirken neredeydi? O zaman neredeydi biliyor musunuz? Saddam Hüseyin ile işbirliği yolundaydı, onu yüceltiyor ve emellerine kavuşmak istiyordu. Akın akın petrol gelecekti, sonra anlaşmazlıklar çıkınca nasıl da savaş bahaneleri üretildi.

Şimdi bu savaşın gerekçelerini bana sormayın, önemli olan sonuçlarını söyleyin.

Neler Oldu 2002 ABD’nin Irak Savaşı Sonrası

Halk “özgürlük umut etmişti, oysa özgürlük adına değişen bir şey olmamıştı, kendi tutsaklıklarını içselleştirip tutsaklığın farklı bir boyutunu yaşamaya başlamışlardı.

Korkuları aynı, korkuları yaşatanlar imaj değiştirmişti,

Duyguları aynı, öfkesini kustukları insanlar yabancı olmuştu,

Tecavüzler artmış, tecavüzcüler binlerce kilometre uzaktan gelen ABD’li askerler olmuştu.

Irak daha mı iyi bir konuma gelmişti ya da getirilmişti? Bunun cevabı koca bir “hayır” olmalıydı.

Neden savaş her sorunun çözümü olarak görülür ve bu yoldan başka yöntemlere başvurulmaz. Düşündüm, insan hayatı bu kadar mı ucuz demek geldi içimde.

İçimizde gittikçe tutuşan bir aşk, nereye gideceğimizi bilmediğimiz bir yıkım birikmekte;

Irak’ta, Suriye’de, savaşın hüküm sürdüğü her yerde bir korku ve geleceğe yönelik bir ümitsizlik var.

Dünya neden böyle kirlendi;

Sera gazlarıyla, fabrika atıklarıyla, soba dumanlarıyla, çevreye atılan çöplerle diye bir sürü şey sıralarız. Hiç aklımızdan böyle bir cevap gelmez, “insanlar kirlendikçe dünya da kirlendi” diye. Sonuçta kötü düşünceler ve bunlar sonucu ortaya çıkan çevre düşmanı, insan düşmanı aletler. Bunlar gökten zembille inmiyor, kötü düşüncelerle, doğup gelişiyor. Önce İnsanlara ve sonrasında dünyaya zarar veriyorlar. Hep demişimdir, tekrardan söylemek isterim; “İnsanoğlu kendi kendinin katilidir” diye.

Ah bu savaşlar bitse, keşke Aram Tigran’nın dediği gibi olsa: “ Dünya'ya bir daha gelirsem, ne kadar tank, tüfek ve silah varsa hepsini eritip saz, cümbüş ve zurna yapacağım”   

Kaplumbağalar da Uçar filmine gelelim. ABD’li askerler tarafında  mayınlardan kolunu kaybetmiş çocukları, tecavüze uğrayan küçük bir kızı ve bu tecavüz sonrası dünyaya gelen hiçbir şeyden haberi olmayan, görmeyen bir çocuğun hayatını anlatıyor. Mayınlar her tarafa döşelidir; yüreklerde ise dinamit etkisi kendini gösterecektir. Umutlar yok olmuş ve intihar eşiğine gelmiş küçük bir anne! Filmleri anlatmayı sevmem çünkü böylelikle heyecanın yok olacağını, anlamsızlaştıracağımı düşünürüm. Ayrıca bu film birkaç sözle anlatılacak kadar yüzeysel değildir, izleyip gördüğünüz zaman derinliğini anlayacaksınız. Unutmayın, kitapların sayfalarına göre verdiği düşüncenin zenginliğini ölçemediğinize göre, basit olarak görülen filmlerin de mesajının yoğunluğunu ölçemezsiniz. George Orwell’in Hayvan Çiftliği kitabı, Cin Ali serilerini saymazsam bu zamana kadar okuduğum kitapların arasında en kısasıdır ancak bana en çok bilgi veren, mesaj yüklü kitaplardan biridir.

Neden Kaplumbağalar da Uçar Denmiştir;

Kaplumbağalar oldukça yavaş yavaş ilerleyen bir hayvandır. Bir umut olsun diye kaplumbağalar da uçar denmiştir.

Öyle imkansız ki hiç kaplumbağalar uçar mı?

İşte imkansız olduğu için “kaplumbağalar da uçar” denmiştir.

Yani uçmayacağını bile bile umut bağlanmıştır. Neden kelebekler uçmuyor, sinekler kanatlanmıyor neden kaplumbağaların uçmasını bekliyoruz ki. Umutsuzluğun dibine vurduk, kardeş ses ver; kaplumbağa gizli bir kanadın olduğuna inandır bizi. Bırakın kaplumbağalar uçsun, uçamazsa bile uçurulmaya çalışsın!

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış yorumlar onaylanmamaktadır.