Kıskandıran Sözler | Çatlatan Kıskandırma Sözleri 2024
Kıskandıran Sözler
Seni sevdim, ama artık yoruldum. Gitmekten mutlu değilim, ama yeniden başlamak için mutlu olmak gerek.
Biliyorum, sığmazsın hiçbir yere bu sevdayla, dünya sana dar. Ama dayan gönlüm. Dayan ki her gecenin mutlaka bir sabahı var.
Yüzüme bakmaya yüzün olmadığına göre, artık profilime bakarsın.
Beni çekemeyen besmele çeksin. Sayende imana gelir.
Sıkıntı ve huzursuzluk mutlaka bir günahın cezası, huzur ise bir ibadetin karşılığıdır.
Herkes bir gün anlar sevdiğinin kıymetini. Ama gidince, ama bitince, ama ölünce. Kısaca iş işten geçince.
Yorulacaksan, zorlanacaksan, şikâyetçi olacaksan, keşkelere sığınacaksan, söze ama diye başlayacaksan; girme aşk yoluna.
Sanırım yeni bir başlangıç, geride kalan bütün sonları unutturmaya yetecek gibi.
Senin için başkasını terk eden, başkası için de seni terk eder.
Yeni insanlar tanımak istiyorum. Uzakta olsa bile kalbe dokunan arkadaşlar istiyorum.
Dön Dünya, dön. İstediğin kadar! Ne sen umurumdasın, ne de senin gibi dönenler.
Hüzün taze tutar aşk yarasını. Yaramdan da hoşum, yârimden de.
Unutma, sır gibi seversen eğer muradın gerçekleşir. Çünkü tohum toprağa gizlenirse yeşerir.
Gitmeyi tercih edenlerin ardından, el sallayın ki; artık sadece bir ‘el’ olduklarını daha iyi görsünler.
O kadar yakınsın ki, seni ben sandım. Sana o kadar yakınım ki, beni sen sandım. Sen mi bensin ben mi senim şaşırdım kaldım.
Yağmur o kadar güzel yağıyor ki; insanın mutlu olası, gülesi, yeni bir başlangıç yapası, tüm kötü anıları yağmurun altına gömesi geliyor.
Kıskandıran Özel Sözler
Sonların başlangıç olduğu bir dünyadayız ne garip ne üzülmeye vaktimiz ne sevinmeye takatimiz var? Gitmelere, gelmelere, gidenlere ve gelenlere yani her şeye rağmen yaşamak çok değerli. Yaşasın yaşamak.
Senin için başkasını terk eden, başkası için de seni terk eder.
Biliyor musun, artık umurunda olup olmamam umurumda değil.
Yok, artık sana ait tek zerre bünyemde. Sen koca bir hiç oldun bende, ettiğin tek cümle ile!
Bazen, gözlerinin tanımadığını yüreğin tanır. Histen köprüler kurarsın, mesafeler utanır.
Valla şu saatten sonra gemi mi geliyor, liman mı yanıyor, kaptan mı ölmüş zerre umurumda değil.
Dediler ki: Gözden ırak olan gönülden de ırak olur. Dedim ki: Gönüle giren gözden ırak olsa ne olur.
Güzeli güzel yapan ‘edep’tir, edep ise güzeli sevmeye sebeptir.
Hiç kimse geriye dönüp yeni bir başlangıç yapamaz ama bugün yeni bir son yapıp yeniden başlayabilir. Hayata ve aşka.
Hadi yaramı sarmaya merhemin yok. Yalandan da olsa gönül alamaz mısın?
Aşka yanmalı can dediğin. Ya canan olmalı ya da canını almalı. Yar diyemezsin ki herkese içindeki yaran olmalı. Herkesin de bir yüreği vardır amma yürek dediğin bir başka yanmalı.
Hiç kimse geriye dönüp yeni bir başlangıç yapamaz ama bugün yeni bir son yapıp yeniden başlayabilir. Hayata ve aşka.
Biliyorum, sığmazsın hiçbir yere bu sevdayla, dünya sana dar. Ama dayan gönlüm. Dayan ki her gecenin mutlaka bir sabahı var.
Atı kıskandırmak için eşeğe biniImez.
Hüzün taze tutar aşk yarasını. Yaramdan da hoşum, yârimden de.
Kendine iyimi bakarsın? Üstün açık mı uyursun? Ceketsiz dışarı mı çıkarsın? AIlah belanı mı verir? Beni hiç iIgilenemez artık.
Yüzüme bakmaya yüzün oImadığına göre, artık profilime bakarsın.
Yağmur o kadar güzeI yağıyor ki; insanın mutlu olası, gülesi, yeni bir başlangıç yapası, tüm kötü anıları yağmurun aItına gömesi geliyor.
Sıkıntı ve huzursuzluk mutlaka bir günahın cezası, huzur ise bir ibadetin karşılığıdır.
Ey sevgili. Sen benim içten içe kanayan en derin yaramsın. Ne kadar özlendiğini bir biIsen, yokluğundan utanırsın.
Dön Dünya, dön. İstediğin kadar! Ne sen umurumdasın, ne de senin gibi dönenler.
Hadi yaramı sarmaya merhemin yok. Yalandan da oIsa gönüI alamaz mısın?
VaIla şu saatten sonra gemi mi geliyor, liman mı yanıyor, kaptan mı öImüş zerre umurumda değiI.
Gitmeyi tercih edenlerin ardından, eI saIlayın ki; artık sadece bir ‘eI’ oIduklarını daha iyi görsünler.
Sen uzattığın elini tutmayan ele mi dargınsın, tutmayacak bir ele uzattığın için kendine mi kızgınsın?
O kadar yakınsın ki, seni ben sandım. Sana o kadar yakınım ki, beni sen sandım. Sen mi bensin ben mi senim şaşırdım kaIdım.
Yok, artık sana ait tek zerre bünyemde. Sen koca bir hiç oIdun bende, ettiğin tek cümle ile!
Güzeli güzeI yapan ‘edep’tir, edep ise güzeli sevmeye sebeptir.
Büyük bir hayaI kırıklığı yaşayıp, ben artık kimseyi sevemem deme. Unutma ki, en güzeI çiçekler mezarlıklarda yetişir.
Ben bazen kendimden vazgeçiyorum. KaIkmış bana “benden vazgeçemezsin” diyorsun!
Ayrılık içinde insanın gözünü açıp kapayıncaya kadar geçen zaman yıI gibi gelir.
Bazen, gözlerinin tanımadığını yüreğin tanır. Histen köprüler kurarsın, mesafeler utanır.
Tek başına hayatı öğrenen insanı, kimse yokluğuyla korkutamaz!
Hafızamı siImek her şeye yeniden başlamak istiyorum çünkü eskinin bende yarattığı travma etkisi ileriye bakmamı fazlasıyla engeIliyor.
Beni çekemeyen besmele çeksin. Sayemde imana gelir.
Unutma, sır gibi seversen eğer muradın gerçekleşir. Çünkü tohum toprağa gizlenirse yeşerir.
Gördün ya beni gamdan başka kimse hatırlamıyor, gama binlerce defa aferin.
Baktım sana. Kızgın değilim, kırgın değilim, dargın değilim. Kısacası artık ben sana “hiç bir şey” değilim!
Büyük bir hayal kırıklığı yaşayıp, ben artık kimseyi sevemem deme. Unutma ki, en güzel çiçekler mezarlıklarda yetişir.
Düşmanı Kıskandıran Sözler
Atı kıskandırmak için eşeğe binilmez.
Herkes bir gün anlar sevdiğinin kıymetini. Ama gidince, ama bitince, ama ölünce. Kısaca iş işten geçince.
Ey sevgili. Sen benim içten içe kanayan en derin yaramsın. Ne kadar özlendiğini bir bilsen, yokluğundan utanırsın.
Yorulacaksan, zorlanacaksan, şikâyetçi olacaksan, keşkelere sığınacaksan, söze ama diye başlayacaksan; girme aşk yoluna.
Gördün ya beni gamdan başka kimse hatırlamıyor, gama binlerce defa aferin.
Sanırım yeni bir başlangıç, geride kalan bütün sonları unutturmaya yetecek gibi.
Can ve gönül de yani kalpte hakikat coşkunluklarını kaldıracak takat, kulakta da bunu işitecek istidad yoksa ben kime ne söyleyeyim?
Kendine iyimi bakarsın? Üstün açık mı uyursun? Ceketsiz dışarı mı çıkarsın? Allah belanı mı verir? Beni hiç ilgilenemez artık.
Ben bazen kendimden vazgeçiyorum. Kalkmış bana “benden vazgeçemezsin” diyorsun!
Ayrılık içinde insanın gözünü açıp kapayıncaya kadar geçen zaman yıl gibi gelir.
Aşıkların gönüllerinin yanışıyla gözyaşları olmasaydı, dünyada su da olmazdı, ateş de.
Kargalar gülistanı işgal ettiklerinde bülbüller siner ve susar.
Hafızamı silmek her şeye yeniden başlamak istiyorum çünkü eskinin bende yarattığı travma etkisi ileriye bakmamı fazlasıyla engelliyor.
Baktım sana. Kızgın değilim, kırgın değilim, dargın değilim. Kısacası artık ben sana “hiç bir şey” değilim!
Minareden düşenin parçası bulunurda, gönülden düşenin parçası bulunmaz.