Kolpa Sözler | Kolpa Atan İnsanlara Sert Sözler 2024
Kolpa Sözler
Ben en azından katilimi tanıyorum. Fakat sen bir gün sevilmediğin bir yürekte, kim vurduya gideceksin.
Bilirsin sevgili yarim ben beceremem yaşamayı. Bir damla su olsam, gider rakıya damlarım.
Bedeninin değil, aşkının, sevginin talibi olmuştum sadece.
Bir rüzgar eser de ürperirsen, sebebi son nefesim.
Biz kaybetmeye ilkokulda silgi ile başladık, sen neyin kafasındasın.
Unutulur elbet her şehir ve her insan.
Evet anladık biliyoruz zaten, tipinizin gideri var ama karakterinizin ederi yok!
Fırtına ne kadar sert eserse essin, kayadan alıp götüreceği sadece tozudur.
Senin dünyaya baktığın pencere kirliyse, benim çiçeklerim sana çamur görünür.
Biz sevgide, aşkta hep gelmeyenleri bekledik, sonra sigaramızı yakıp kaçak çayımızı demledik.
Kaçan, giden balonlara el sallayın, nasıl olsa havaları sönünce geri inecekler!
İnsanlar vardır sevginin en yücesine layıktır! İnsanlar vardır sevginin en yücesini versen de aşağılıktır.
Biz kaybetmeye ilkokulda silgi ile başladık, sen neyin kafasındasın.
Kuru sıkıymış anladım bizim tüm hikayemiz. Öldürmedi bu mudur en kuvvetli darben.
Bir sevdiğim olsun istiyorum; öyle bir sevsin ki beni, içime çektiğim sigaramın dumanını bile kıskanacak kadar sevsin.
Bazen sevda o kadar acıdır ki; öve öve bitiremediğiniz aşkınızı, gün gelir söve söve bitirirsiniz!
Avucumun içi kadar yüreği olmayan adamlarda kolum kadar dilin olması onların artısı olsun ben eksilerimle sarhoşum.
Kendini benim yerime koy diyeceğim de bu kadar şerefi bünyen kaldırmaz.
Kolpalara Sözler
Sen bakma bize güzelim kimine göre adam, kimine göre yalanız. Rahat olun siz, biz adamına göre adamız.
İnsanlar böyledir. Bazıları yalan olur, bazıları yılan. Çok nadir şu dünyada adam gibi kalan.
Gidişine illa bir isim konulacaksa, mal kaybı diyelim.
Dertler nereden gelirse gelsin, neyse ki çayın demi var, hayatın gamına inat.
Sen istediğin kadar kalbimi kır; bende gözyaşı tükenmez güzelim!
Ben senle toprağa giderim diyenleri çok gördüm. Ben öyle diyenleri toprağa hep yalnız gömdüm.
Koşa koşa gelsen bile, yıldızları gökten indirsen de dikkat et sen kendine, iyi bak mutluyum böyle.
Evet anladık biliyoruz zaten, tipinizin gideri var ama karakterinizin ederi yok!
Kış gelince hemen tutacak el ararsınız, ben anamın bol limonlu mercimeğiyle mutluyum.
Altın gibi kalbin olsa neye yarar, ayarın düşük olduktan sonra.
Alttan aldık yeteri kadar, bundan sonra herkes ederi kadar!
O kadar kızın arasında gözün benim hatunuma kayarsa, ben de o zaman sana kayarım adamım.
Eğer isteklerin için savaşmıyorsan, kaybettiklerin için ağlama.
Yaşasak mı ölsek mi, karar vermek zor.
Sofular haram demişler, bu aşkın şarabına. Ben doldurur ben içerim, günah benim kime ne!
Bu gece kurduğun hayallerine, amin olmaya geldim.
Laf dalaşına girme kapak olursun, uğraşma etiket olursun, adam ol belki yanımda yer bulursun!
Gökyüzü; bazen ciğerime doluyor.
Şaire sormuşlar; gidene mi küfür etmeli, kalıp bekleyene mi? Şair durur mu, yapıştırmış cevabı; ikisini de salla, çay var mı çay.
Aşk kız arkadaşının dudağından öpmek kadar ucuzsa bende o aşkı satacak kadar şerefsizim.
Seni unutmak mı? Ey sevgili içimdeki yangın sönüyor artık! Nasıl da kül oluyorsun bir bilsen, bir görsen.
Tespih olmuşsun güzelim; herkesin elinde şak şaklardasın.
Karanlık beni hapsediyor… Hepsi gerçeği görmem için… Ama gerçek olan tek şey ölüm… Ve o beni çağırıyor.
Şimdi sana çay söylesem onu da soğutursun.
Yüreği kolpa olan adamın yeri; ruhu fahişe olan kadının yanıdır.
Fahişe oImuş ruhIarın ispatı yoktur, bu yüzden vesikası oImayan herkes kendini namusIu zanneder.
Dertler nereden gelirse gelsin, neyse ki çayın demi var, hayatın gamına inat.
Karanlık beni hapsediyor… Hepsi gerçeği görmem için… Ama gerçek olan tek şey ölüm… Ve o beni çağırıyor.
Bazen sevda o kadar acıdır ki; öve öve bitiremediğiniz aşkınızı, gün gelir söve söve bitirirsiniz!
Dertler nereden gelirse gelsin, neyse ki çayın demi var, hayatın gamına inat.
Allah yarattı demem, döverim..
Karanlık beni hapsediyor. . . Hepsi gerçeği görmem için. . . Ama gerçek olan tek şey ölüm. . . Ve o beni çağırıyor.
Alttan aldık yeteri kadar, bundan sonra herkes ederi kadar!
Belki sihirbaz değildik ama bizde çok şeyimizi kaybettik.
Bak be güzelim ölüm tribine girmiş hayallerim var benim; yaşamak için umutlanan.
Öyle masum durduğuma kanma sakın şafak karanlık olsa da “firarım” yakın.
Ölünmüyor mutsuzluktan.
Biz sevgide, aşkta hep gelmeyenleri bekledik, sonra sigaramızı yakıp kaçak çayımızı demledik.
Senin dünyaya baktığın pencere kirliyse, benim çiçeklerim sana çamur görünür.
Bambaşka seveceğiz! De nasıI seveceğiz.
O kadar kızın arasında gözün benim hatunuma kayarsa, ben de o zaman sana kayarım adamım.
Cesaret bazen seçtiklerin değil, vazgeçtiklerindir.
Bazen sevda o kadar acıdır ki; öve öve bitiremediğiniz aşkınızı, gün gelir söve söve bitirirsiniz!
Sen istediğin kadar kalbimi kır; bende gözyaşı tükenmez güzelim!
Yaşasak mı ölsek mi, karar vermek zor.
Gel desen gelirim, hadi git de ben giderim Sevmesen de severim gurur benim neyime.
Kış gelince hemen tutacak el ararsınız, ben anamın bol limonlu mercimeğiyle mutluyum.
Yalnızlığına iyi bak sahip çık, kaç kişinin emeği var onda kim bilir.
Kolpalara Ağır Sözler
Söyle, sen nasıl öğrendin unutmayı birikti her acı içimde, kendime yer kalmadı.
Şaire sormuşlar; gidene mi küfür etmeli, kalıp bekleyene mi? Şair durur mu, yapıştırmış cevabı; ikisini de salla, çay var mı çay.
Altın gibi kalbin olsa neye yarar, ayarın düşük olduktan sonra.
Şaire sormuşlar; gidene mi küfür etmeli, kalıp bekleyene mi? Şair durur mu, yapıştırmış cevabı; ikisini de salla, çay var mı çay.
Benim hayatımda gülücükler olmadı sevgilim, acıyla bütünleşti kalbim, nasır tuttu sevgilerim. Gittin ya ne mi yapıyorum? Gözyaşlarımla nasır tutmuş hayallerimi yumuşatıyorum. Biz hayatı rüyalarımızda değil, yaşadıklarımızla anladık.
Koşa koşa gelsen bile, yıldızları gökten indirsen de dikkat et sen kendine, iyi bak mutluyum böyle.
Satmadık dostumuzu, bildik hasmımızı, kapatmadık eskilerden kalmış yaralarımızı, akıtırız kardeş uğruna kanımızı. Bilsinler ki krallar ölmeden bırakmaz tacını. - Charles Darwin
Senin sesin güzeldir, hadi bize iki çay söyle.
Firari saatler arkasından gelen isyankâr sokakların, tövbekâr çocuklarıyız biz. Sevdiğimiz için yaşar, dostluğumuz için ölürüz. Hiçbir zaman hiçbir yerde kimseye boyun eğmeyiz!
Şaire sormuşlar; gidene mi küfür etmeli, kalıp bekleyene mi? Şair durur mu, yapıştırmış cevabı; ikisini de salla, çay var mı çay.
Senin sesin güzeldir, hadi bize iki çay söyle.
Koşa koşa gelsen bile, yıldızları gökten indirsen de dikkat et sen kendine, iyi bak mutluyum böyle
Şikâyetçiyim! Aşk yolunda gasba uğradım hâkim bey, hayallerim önemli değil, kalbimi versin yeter. İçinde kimliğim vardı!
Sofular haram demişler, bu aşkın şarabına. Ben doldurur ben içerim, günah benim kime ne!
Hayat işte; bazı insanların denize karşı villaları var, bizim ise üstümüze yıkılan hayallerimiz.
Kara kalem yapmayı neden bu kadar çok seviyorsun diye soruyorsun ya; kimin ne renk olduğunu hala çözemedim.
Belki sihirbaz değildik ama bizde çok şeyimizi kaybettik.
İşim düşmedikçe kendime bile uğramıyorum. Sen de kimsin!
Yalnızlığına iyi bak sahip çık, kaç kişinin emeği var onda kim bilir.
Satmadık dostumuzu, bildik hasmımızı, kapatmadık eskilerden kalmış yaralarımızı, akıtırız kardeş uğruna kanımızı. Bilsinler ki krallar ölmeden bırakmaz tacını.
Öyle masum durduğuma kanma sakın şafak karanlık olsa da “firarım” yakın.
Senin sesin güzeldir, hadi bize iki çay söyle. Yüreklerde ünlem akılarda soru işaretiyim anlayana çok anlamayana az gelirim.
Soytarı Sözleri | Ukala Sözler |
---|---|
Gevezelik Sözleri | İftira Sözleri |
Küstahlık Sözleri | İki Yüzlü İnsanlara Sözler |
Sahte Sözler | |