Lizbon'da Gezilip Görülmesi Gereken Yerler
Aziz George Kalesi
Şehre hakim bir tepede konuşlandırılan Aziz George Kalesi, MÖ 6. yüzyıllara ait olduğu düşünülen bir yapıdır. Çok iyi korunarak günümüze ulaşan bu kale ülkenin en önemli turistik yapısı olarak göze çarpmaktadır. 8,50 Euro karşılığında kaleye giriyorsunuz. Kalenin her yeri tarih kokuyor. Ayrıca kalenin üst kısmına çıkıp Lizbon’u kadrajınıza sığdırmanın mutluluğunu yaşayarak burada anı ölümsüzleştirmenin zevkine varın.
Lizbon Okyanus Akvaryumu
Lizbon’un en önemli noktalarından biri olan Lizbon Okyanus Akvaryumu aynı zamanda su altı müzesi şeklinde faaliyet göstermektedir. 1998 yılından bu yana hizmet veren kurum her yıl ziyaretçi potansiyelini artırarak şehrin sembol yerlerinden biri haline dönüşmüştür. Burada yüzlerce balık türünü görmeniz mümkün. Avrupa’daki en iyi akvaryumlar arasında gösterilen Lizbon Okyanus Akvaryumu’na giriş ücreti 17 Euro (yaklaşık 56 TL). Ancak muhteşem tasarlanan bölümleri, büyüleyici türleri ve ambiyansıyla karşılığını fazlasıyla alabileceğiniz bir yer.
Gulbenkian Müzesi
Burası antik eserlerin yoğunlukta bulunduğu şehrin tarihi hakkında önemli bilgilere sahip bir müzedir. Sarkis Gulbenkian adında Osmanlı vatandaşı olan bir Ermeni’nin adına 1969 yılında kurulmuştur. Müzede sergilenen eserler Anadolu’dan, Mezopotamya ve Mısır’dan getirilmiştir. Ayrıca buradaki Osmanlı çinileri de sizi büyüleyecek. Lizbon’a gelen hemen hemen herkesin ilk rotalarından biri haline gelen Gulbenkian Müzesi’ni sizler de keşfedin.
Jeronimos Manastırı
Yapımında kilolarca altın kullanılan Jeronimos Manastırı 1601 yılında hizmete açılmıştır. Dev manastır Gotik ve Rönesans tarzıyla inşa edilmiştir. Bu yönüyle karma bir mimariye sahiptir. Ülkede UNESCO’nun Dünya Mirasları Listesine ait ettiği mekanlardan biri olması hasebiyle de önemlidir. Manastırın içerisinde gemicilik faaliyetlerini aksettiren taş işlemeler çok dikkat çekicidir. Her köşesinde heykel bulunan bu harika yapı şehrin sembolleri arasındadır.
Belem Kulesi
Portekiz Kralı I. Manuel’in Portekizli ünlü kaşif Vasco de Gama’nın anısına 1519 inşa ettirdiği tarihi kuledir. İsmini bulunduğu başkentin Belem Bölgesi’nden almaktadır. Manuelin mimari tarzıyla yapılan kule tam 30 metre yüksekliğe sahiptir. Dünya Mirasları Listesi'nde yer alan Belem Kulesi, 16. yüzyıldan günümüze kadar iyi korunmuş ve bu yönüyle yapıldığı dönemle bugün arasında bir köprü vazifesi görmektedir. Kuleyi gezip görmek tamamen ücretsizdir. Lizbon gezinizde Belem Kulesi’ni muhakkak ziyaret edin ve bolca fotoğraf çektirin.
Praça do Comercio (Ticaret Meydanı)
Yalnızca Lizbon’un değil Portekiz’in en önemli meydanlarından biri durumundadır. Şehirdeki hemen hemen bütün yolların kesiştiği nokta olduğundan tesadüfen bile kendinizi burada bulabilirsiniz. Bu meydan etrafındaki sarı binalar, meydanın tam ortasındaki heykel hemen dibindeki Tejo Nehri ile mükemmel bir ahenk oluşturuyor. Burada çok lüks giyim dükkanları, restoran ve kafeler bulunuyor.
25 Nisan Köprüsü
Tejo Nehri’nin üzerine inşa edilen 25 Nisan Köprüsü 1966 yılında hizmete açılmıştır. Şehrin sembollerinden biri olan köprünün su seviyesinden yüksekliği 70 metredir. Köprünün en yüksek yeri sudan 190 metre olup 2.228 metrelik bir uzunluğa sahiptir. Kırmızı rengi andıran köprü şehre gelenlerin en fazla fotoğrafladığı noktalardan biridir. Sizler de bu köprüde yürümeyi ya da en azından güzel bir yerden bu dev asma köprüyü fotoğraflamayı denemelisiniz.
Lizbon Katedrali
Yapımına 12. Yüzyılın ortalarında başlanan Roma Katolik Kilisesi’dir. Yapıldığı andan sonra birçok kez ekleme ve yenileme çalışmaları görmüştür. Şehrin en tarihi kilisesi olması bakımından önemlidir. Bu yüzden mimarisi çeşitlilik göstermektedir. Bu kilisenin mimarisinde ağırlıklı olarak Gotik, Romanesk ve Barok tarzı hakimdir. Kubbeleri ve içerisindeki işlemeleri büyüleyici bir tarzda yapılmıştır.