Mezhep Nedir? Mezhepler Kaça Ayrılır? İslamiyette Mezhepler
Mezhepler Hakkında Bilgiler
Din de gerçekleşen çeşitli görüş ayrılıklarına mezhep denmektedir. Bu görüş ayrılıkları beraberinde pek çok soruyu da meydana getirmektedir. İslam dininde de insanlar mezheplere göre farklı gruplara ayrılmıuşlardır. Bu içeriğimizde mezhep çeşitleri ve hangi mezheplerin hak üzerine amel ettiklerini anlattık.
İşte ayrıntılı bir şekilde derlediğimiz mezhepler hakkında bilgiler.
İslam Dini ve Mezhepler
Dinimizin gerekli gördüğü şekilde yaşamak ve davranmak için Allah(cc), Kuran-ı Kerim’i indirmiştir. Tüm ibadet ve amellerimiz Kuran-ı Kerim’e göre olmalıdır ancak bazen aklımıza takılan dini açıdaki bazı soruların cevaplarını Kuran’da bile bulamayabiliriz daha doğrusu anlayıp yorumlayamayabiliriz. İşte bu noktada peygamber efendimizin sözlerine, yaşamı olan hadislere ve sünnetlere başvururuz.
Ayet, hadis ve sünnetlerin farklı kesimlerce değişik şekillerde yorumlanmasıyla görüş ayrılıkları ortaya çıkmıştır. Bu görüş ayrılıklarıyla birlikte mezhepler oluşmuştur.
Öncelikle bu düşüncede hemfikir olunmalıdır; mezhepler asla bir dinmiş gibi görünmemeli, gösterilmemelidir. Mezhep kurucuları ise dinin koruyucusu ya da tebliğcisi değildir. Yani her mezhep farklı bir din olarak algılanmamalıdır. Mezhepler, İslam dininin anlaşılması, yorumlanmasını sağlayan bir çeşit düşünce ekolleri olarak tanımlanmaktadır.
Mezhepler arasında ayrımlara gidilmeden önce değinelim ki esas olan şudur: Din, kişinin Allah’a inanmayı ve inancı doğrultusunda hareket etmesini gerektirir. Başta da yazdığımız gibi Kuran-ı Kerim’de dinimizle ilgili bilmemiz gereken çoğu şey yazılmıştır ancak normal vasıflara sahip olan Müslümanlar burada yazan her ayeti anlayıp yorumlayamayabilir. Mezheplerin çıkışı ise bu görevi üstenen alimlerin çabaları ile ortaya çıkmıştır.
Mezhep Nedir?
Mezhebin kelime manası, izlemek, gidilen yol, benimsenen görüş demektir. Dini anlamda ise müctehid bir İslam aliminin kapalı ve kesin olmayan ayet ve hadisleri, İslam’a ters olmayacak şekilde yorumlaması ve bu konuda çözüm getirmesi demektir.
Başka bir tanıma göre ise mezhep, herhangi bir dinin çeşitli görüş ayrılıklarından dolayı ortaya çıkan kollarından her birine verilen isimdir. Mezhepler aynı zamanda dini kişilik ve toplumların dine bakış açısıdır. Algılayan kişinin kendisine bağlı bazı sebeplerden dolayı farklı şekillerde düşünmesine yol açılır. Mehzebi kısacası ayrım, farklılık, kıvrım olarak tanımlayabiliriz.
İslamda Mezhepler Kaça Ayrılır?
Birçok dinde olduğu gibi İslam'da mezhepler farklılık gösterir. İslam'da mezhepler Fıkhi Mezhepler ve İtikadi Mezhepler olmak üzere iki ana gruba ayrılır. İçeriğimizin bu bölümünde hem Fıkhi mezhepleri hem de İtikadi mezhepleri derinlemesine inceleyeceğiz. İşte, İslam'da yer alan Hak Mezhepler ve bu mezhepler hakkında bilgiler...
Fıkhi (Sünni) Mezhepler
İslam dininde ibadet, evlilik, boşanma, ticaret, miras ve amel gibi konular doğrultusunda ortaya çıkan mezheplerdir. Fıkhi mezheplere Sünni mezhepler de denmektedir. 4 adet Fıkhi mezhep olduğu kabul edilmektedir. Bu mezhepleri kısaca şu şekilde sıralayabiliriz;
1. Hanefi Mezhebi
İslam dininin sünni fıkıh mezheplerindedir. Kurucusu İmam- Azam diye adlandırılan Ebu Hanefi’dir. Hanefi mezhebi ilk olarak Irak topraklarından doğmuş, ortadan batıya doğru yayılmıştır. Abbasiler döneminde başlıca fıkıh mezhepleri içinde yer almıştır. Abbasiler'in yıkılmasıyla Hanefi mezhebinde bir gerilemeye gidilmiş ancak Osmanlı Devleti’nin kurulmasıyla birlikte yeniden canlanmaya başlamıştır. Türkiye nüfusunun çoğu Hanefi mezhebine mensuptur. Günümüzde, Türkiye, Afganistan, Pakistan, Mısır, Suriye, Ürdün, Hindistan, Bulgaristan, Yunanistan, Bosna Hersek ve Romanya topraklarında yaşayan Müslümanların çoğu Hanefilik mezhebindedir. Hanefilik mezhebine göre bir konunun çözümü ile ilgili olarak ilk olarak Kuran ayetlerine bakılır. Ayetlerde konu ile ilgili bir çözüm yolu yok ise bu kez de sünnete başvurulur, peygamber efendimizin yaşayışını, davranışlarını esas alırlar.
2. Maliki Mezhebi
İmam Maliki bin Enes tarafından kurulmuştur. İhtiyacı olunan ilmin Medine’de olduğuna inanan İmam Maliki, yaşamı boyunca kutsal olan bu peygamber şehrinden ayrılmamıştır. Bu mezhep ilk olarak Hicaz halkı tarafından benimsenmiş, daha sonrasında hac görevini yapmak için gelenler tarafından hızlı bir şekilde yayılmaya başlamıştır. Tamamen Hz. Muhammed (S.A.V)’in doğrultusunda ilerleyen ve bu yolda fetva veren İmam Malik, Maliki mezhebinin oluşmasını sağladı.
3. Şafii Mezhebi
Kurucusu İmam-ı Şafi hazretleridir. Şafii mezhebi ilk olarak Mısır'da doğmuş sonrasında Irak, Yemen, Suriye ve Horosan’a yayılmıştır. Günümüzde Mısır, Suriye ve Irak’taki Müslümanların çoğu Şafii mezhebine mensuptur. Türkiye topraklarında ise Doğu Anadolu ve Güney Doğu Anadolu’daki insanların çoğu Şafiilik mezhebindedir.
4. Hanbeli Mezhebi
Kurucusu Ahmet bin Hanbel’dir. Kuran ve hadislerin önde geldiği fıkhi mezhepler içerisinde yerini almıştır. Eğer bir konu hakkında Kuran ve sünnette kesin bilgilere varılmıyorsa, buna en yakın yola başvurulur. Günümüzde Irak, Kuveyt, Suudi Arabistan ‘da bu mezhebe mensup Müslümanlar çoğunluktadır.
İtikadi Mezhepler
İtikad kelime manası olarak aksine ihtimal vermeyecek bir şekilde bir şeyi kabullenmek, gönülden bağlanmak demektir. İtikadi mezhepler ise iman ve inançla ilgili konular üzerine yoğunlaşmış mezheplerdir. Bu mezhepleri şu şekilde sınıflandırabiliriz;
1. Ehl-i Sünnet Mezhebi
Hz. Muhammed (S.A. V) ‘in yolundan giden ve bu yoldan hiç sapmayan mezheptir. Bu mezhebin kaynağı Kuran- ı Kerim ve sünnetlerdir. Ehl-i sünnet mezhebi Kuran-ı Kerim’de ya da sünnette ne buyrulmuşsa ona inanır ve onu uygularlar. Ehl-i sünnet mezhebi kendi içerisinde iki kola ayrılır.
Mâtüriddiyye Mezhebi
Kurucusu Semerkand köylerinde Matürid’de doğmuş olan Ebu Mansur Muhammed’dir. Genellikle Hanefiler Mâtüridi mezhebindedirler.
Eş’ariyye Mezhebi
Kurucusu Ebu’l Hasan Eş’ari hazretleridir. Maliki ve Şafiler genellikle eş’ariyye mezhebine mensupturlar. İki mezhep de peygamber efendimizin sünnetine uygundur.
2. Ehl-i Bid’a Mezhebi
Hz. Muhammed (S.A.V)’in sünettlerini ve Kuran-ı Kerim’in hükümlerini kendilerine göre yorumlayıp uygulayan kimselerdir. Yani bu şu demek oluyor, sünnet yolundan sapan, bid’ata giren kişilerdir. Bid’at kelime anlamı olarak dinin esaslarına ters düşen her türlü davranış, söz ve düşünce manasına gelmektedir. Peygamber efendimiz bir hadisinde şu şekilde söylemiştir;
“ Sözlerin en hayırlısı Allah’ın Kitabi, yolların en hayırlısı Muhammed’in yoludur” İşlerin en kötüsü ise sonradan çıkarılanlardır. Sonradan çıkartılan, uydurulan şeylere bidi’at yani sapkınlık denilmektedir.
Ehl-i bid’a mezhebinin birçok kolu bulunmaktadır.
Cebriye
İnsanda cuzi irade olmadığı için seçme şansının verilmediğini savunur.
Mu’tezile
Aklın vahiden daha üstün olduğunu gören mezheptir.
Mürcie
İstedikleri kadar günah işleseler de “La ilahe İllallah Muhammeden Resulullah” dedikleri an cennete gireceklerine inan mezheptir.
Haricilik
Yalnız ve mutlak suretle Kuran-ı Kerim’de hüküm çıkartmakta, Peygamber sünnetlerini yok saymaktadır.
Şia
Kuran-ı Kerim’in bazı ayetlerinin eksik olduğunu iddia edenler ve dört büyük halifeden Hz. Ali’nin dışındakileri sevmeyenlerdir.
Vehhabilik
İngilizler'in ümmeti bölüp, dağıtmak için ortaya çıkarttıkları bir mezheptir.
3. Ehli Delalet Mezhebi
Allah’a, peygambere ve ahrete iman konusunda sapkınlığa düşen kişilerin mezhebidir. Delalet, doğru yoldan sapkınlık manasına gelir. Ehl-i Delalet ise Allah’a, peygambere ve ahrete iman konusunda sapkınlığa düşmüş kimselerin mezhebidir. Durzilik ve Bahailik bunlara örnektir. Bahailer kurucularını ilah olarak sayarlar, namazlarını o kişinin öldüğü evin yönüne doğru kılarlar. Bu mezhepler islamda hak olmayan mezhepler olarak tanımlanmıştır.
Mezhepler Nasıl Ortaya Çıkmıştır?
Hz. Muhammed (S.A.V) hayattayken sahabeler etrafında toplanır, merak ettiklerini, akıllarına takılan her soruyu sorarlardı. Peygamber efendimiz de Kuran-ı Kerim’in nasıl yorumlanacağını ve ayetlerin iniş sebeplerini tek tek bildiğinden ötürü en doğru şekilde yorumluyordu. Peygamber efendimizin ölümüyle birlikte sahabeler Mekke ve Medine topraklarının dışına çıkmışlardır. Gittikleri yerlerde halk dini konularda bu kişilere sorular soruyor, onlar da bu soruları cevaplandırıyordu fakat her yerin kendine özgü gelenekleri ve görenekleriyle bazı meseleler bunlara uygun çözülüyordu. Farklı yerlere dağılan bu sahabelerin yayılması ve uygulamalarıyla zamanla farklı görüşler ortaya çıkmıştır.
İslam mezhepleri, Hz. Ali ile Muaviye arasındaki savaş ve İslam toplumundaki bölünme Sünnilik, Şiilik ve Haricilik şeklinde olarak ilk mezhepsel ayrışmayı beraberinde getirmiştir. Erken dönemlerde değişik İslam şehirlerinde, bu şehirlerin adıyla anılan okullar bulunmaktadır. Şam, Kufe, Basra, Medine medreseleri bunlardan sadece birkaçıdır.