Nazım Hikmet Sözleri, Kitaplarından Değerli Alıntılar
Nazım Hikmet Sözleri
Gitmek sadece bir eylemdir. Unutmak ise kocaman bir eylemdir.
- Nazım Hikmet
İnsan, denizin olmadığı yerde umut adını martı olmalı.
Sen yanmasan, ben yanmasam, biz yanmasak nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa.
- Nazım Hikmet
Geçtim putların ormanından baltalayarak, ne de kolay yıkılıyorlardı.
Ve bir gün ekler Nazım Hikmet mektubunun sonuna; herkese selam sana “HASRET”.
- Nazım Hikmet
Kimselere anlatamadım. Kendime bile, ola ki ağzımdan kaçırır, bir daha tutamam seni.
Ne ben sana kızarım, ne de zatın zahmet edip bana kuşsun. Artık seninle biz, düşman bile değiliz.
- Nazım Hikmet
Ne kadar seviyorsun dersen; o kadar işte. Tavanı kadar sokağın ve dibi kadar cehennemin…
Özlemin azı çoğu olmaz, ağırdır işte.
- Nazım Hikmet
Cebimde yoktu, yüreğimden verdim.
Hiçbir korkuya benzemez halkını satanın korkusu.
- Nazım Hikmet
Yitirdim kendimi kendi içimde…
Yalnızlık insanlara çok şey öğretmiştir. Ama sen gitme cahil kalayım.
- Nazım Hikmet
Bir tanem… Işığım, ekmeğim ve buğdayım. Yani her şeyim.
Ne alemdesin yaşama sevincim benim…
- Nazım Hikmet
Toprak, sevdiklerimizi aldığı için mi böyle güzel kokar.
En Güzel Nazım Hikmet Sözler ve Şiirleri
Özlemin azı çoğu olmaz. Ağırdır işte!
Ve sana bugüne kadar söylemiş olduğum söz, henüz söylemediğim sözdür.
Arkadaşlık ağaca benzer… Kurudu mu bir daha yeşermez.
Biz başka severdik. O yüzden başka sevemedik.
İnsanların kanatları yok, insanların kanatları yüreklerinde.
Arkadaşlık ağaca benzer, kurudu mu bir daha yeşermez.
Sende uzaklığı; sende ben, imkânsızlığı seviyorum.
Gidenin arkasından gelen gideni bulacak mı zannediyorsun?
İçimde mis kokulu kızıl bir gül gibi duruyor zaman.
Ben içeri düştüğümden beri güneşin etrafında on kere döndü dünya.
Yürekli bir kadının başı, yüreksiz bir erkeğin omzuna ağır gelir!
Ve benim birden bire yüzünü değil, gözünü değil, sesini göresim geldi.
Yazılarım otuz kırk dilde basılır, Türkiye’mde Türkçemle yasak!
Pişman değilim yaşadıklarımdan, öfkem belki de yaşayamadıklarımdan.
İşin en aşağılık tarafı şu ki yavrum, galiba yalnızlığa alışıyorum.
Umuda bin kurşun sıksa da ölüm, unutma! Umuda kurşun işlemez gülüm.
Bir gülüşün ateşiyle yakmasını biliriz ölümün önünde sigaramızı.
Şair başarılı olmak için, yapıtlarında maddi yaşamı aydınlatmak zorundadır.
Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine…
Yalnızlık insana çok şey öğretirmiş. Ama sen gitme, ben cahil kalayım.
Evet. Belki umudum kalmadı geleceğimden; ama asla pişman değilim geçmişimden.
Kelebek misalidir aşk; anlamayana ömrü günlük, anlayana bir ömürlük!
Ne acıdır insanın bildiğini anlatamaması. ‘Ben’ deyip susması, ‘sen’ deyip ağlamaklı kalması…
Bazen önemli olmamalı gidecek olan ya da gelmeyen. Çünkü bazen, başlaman gerekir her şeye yeniden.
Hoş geldin! Biz bıraktığın gibiyiz. Ustalaştık biraz daha taşı kırmakta, dostu düşmandan ayırmakta.
Bir meltem olacak rüzgârım dahi kalmadı benim. Dağlara çarptım her esişimde. Yollara küfrettim her gidişinde.
Pişman değilim! Sadece dön bak arkana; ne için, nelerden vazgeçtin? Neler dururken, sen neyi seçtin.
Gerçek yaşamdan kaçan ve onunla bağıntısız konuları işleyen kimse, saman gibi anlamsızca yanmaya yargılıdır.
Nazım Hikmet'in Eserlerinden Alıntılar
Benim kelime hazinem çok geniştir, derdim. Senin bir kelimene yetemedim; git, ne demekti sevgilim?
Durup dururken hiç bitmeyecekmiş gibi bağlanıyorum başladığım güne ve her seferinde sen çıkıyorsun suyun yüzüne.
Biz; ince bel, ela göz, sütün bacak için sevmedik güzelim. Gümbür gümbür bir yürek diledik kavgamızda.
Her gelen sevmez ve hiçbir seven gitmez unutma. Bil ki; giden dönüyorsa sevdiğinden değil, kaybettiğindendir aslında!
Sevdiğin müddetçe ve sevebildiğin kadar, sevdiğine her şeyini verdiğin müddetçe ve verebildiğin kadar gençsin.
Benim sevdasında bencil; ama yüreğinde sağlam sevdiğim. Aklıma gelişini seveyim: ne güzel darma duman ediyorsun beni.
Aşkın bu denli sıradan olmadığına inanıyorum ben. Önce sıradanları yaşayacaksın ki, gerçek olanı anlayabilesin.
Hani derler ya ben sensiz yaşayamam diye işte ben onlardan değilim ben sensiz de yaşarım; ama seninle bir başka yaşarım.
Artık şaşırtmıyor beni dostun kahpeliği, elimi sıkarken sapladığı bıçak. Nafile, artık kışkırtamıyor beni düşman.
Büyük insanlığın toprağında gölge yok, sokağında fener, penceresinde cam, ama umudu var büyük insanlığın, umutsuz yaşanmıyor.
Sevmek, sevdiğin kişiyle birlikte olmak değildir unutma! Çünkü aşk; onunla yaşamak değil, onu yaşamaktır aslında.
Bilmezden gelişim, aptala yatışım kaybetme korkumdan değil; karşımdakilerin yalan söyleme potansiyellerine olan merakımdandır.
Özledin, içtin, ağladın, güldün, şarkılar söyledin, şiirler yazdın. Peki, o ne yaptı? Deme. Herkes kendinden sorumludur aşkta.
Büyük bir hayal kırıklığı yaşayıp ben artık kimseyi sevemem deme! Unutma ki, en güzel çiçekler mezarlıklarda yetişir.
Korkma giderken ‘b’yi alıyorum, gerisini sana bırakıyorum. Ne de olsa sen bitirdin bizi. Öyleyse sende kalmalı ‘izi’.
Ellerine dokunmak isterim, dokunamam arkasından camın. Ben bir şaşkın seyircisiyim gülüm, alacakaranlığımda oynadığım dramın.
Seni seviyorum, ama nasıl, avuçlarımda camdan bir şey gibi kalbimi sıkıp parmaklarımı kanatarak kırasıya, çıldırasıya.
Kim bilir; masalınızın kahramanı, başka bir hikâyenin figüranı olmaya gitmiştir belki de. Değer mi gitmesine, gitmezdi değmese.
Hani derler ya ben sensiz yaşayamam diye, ben onlardan değilim. Ben sensiz de yaşarım. Ama seninle bir başka yaşarım.
Yolunu beklerken daha dün gece, kaçıyorum bugün senden gizlice. Kalbime baktım da işte iyice; anladım ki sen de herkes gibisin!
Nazım Hikmet Kimdir? Nazım Hikmet'in Hayatı
(Doğumu: 15 Ocak 1902 Selanik, Ölümü: 3 Haziran 1963 Moskova) Nazım Hikmet, şair, oyun yazarı, romancı, anı yazarıdır. “Romantik komünist” ve “Romantik devrimci” olarak da anılan ve siyasi inançları yüzünden defalarca tutuklanıp yaşamının büyük bölümünü hapiste ya da sürgünde geçiren Nazım Hikmet’in şiirleri elliden fazla dile çevrildi, eserleri birçok ödül aldı. Şiirleri yasaklanan ve yaşamı boyunca yazdıkları yüzünden 11 ayrı davadan yargılanan Nazım Hikmet, İstanbul, Ankara, Çankırı ve Bursa cezaevlerinde 12 yılı aşkın süre yattı. 1951 yılında Türk vatandaşlığından çıkarıldı, 5 Ocak 2009 tarihli Bakanlar Kurulu kararı ile 58 yıl sonra yeniden Türk vatandaşlığına alındı. 1963 yılında da kalp krizi sonucu hayatını kaybetmiştir.
Nazım Hikmet'in Şiirleri
- 835 Satır (1929)
- Jokond ile Sİ-YA-U (1929)
- Varan 3 (1930)
- 1+1=1 (1930)
- Sesini Kaybeden Şehir (1931)
- Benerci Kendini Niçin Öldürdü (1932)
- Gece Gelen Telgraf (1932)
- Portreler (1935)
- Taranta-Babu'ya Mektuplar (1935)
- Simavne Kadısı Oğlu şeyh Bedreddin Destanı (1936)
Nazım Hikmet'in Tiyatroları
- Kafatası (1932)
- Bir Ölü Evi (1932)
- Unutulan Adam (1935)