Nietzsche ve Felsefesi
Nietzsche’nin felsefesinin ana araştırma konusu insan varlığıdır. İçinde yaşadığı dönemde Avrupa’nın kültür dünyasını hiç iyi görmez hatta Avrupa’nın kültür dünyasını 19. Yüzyılda çökmüş oluğunu söylemektedir. Bunu da "decadance" kavramıyla açıklıyor. Bu çöküntünün nedenlerini araştırır. Bunu nedenini de şöyle açıklar; bir zamanlar eski Yunan’da ortaya çıkmış olan trajik kültürden kopmuş olmanın sonucudur diye düşünmektedir.
Presokratik dönemden sonra Sokrates ile birlikte Avrupa trajiklikten uzaklaşmış bilgi, bilim olmaktan çıkmış bilgi arayışı dizginlenemeyen bir hırs olarak insana egemen olmuştur. Bu kültür İskenderiye kültürünü oluşturmuştur. Ardından Hıristiyanlık bu tutuma eklenmiştir. Bu durum 19. Yüzyıl Avrupa’sının çöküntüsünü sağlamıştır Nietzsche’ye göre. Bu yaşama tarzı insanın doğal yapısını ve yaratıcılığını yok etmiştir. Bilimci anlayış, amaçsız bir araştırmacı haline dönüştürmüştür insanı. Hıristiyanlık yaşama tarzı da aynı şekilde insanın gerçekliğini göz arda etmiş, onu bir öte dünya varlığı olarak kavramıştır. Her iki durumda da insan, kendini geliştirme imkânı bulamamıştır. Çünkü bu dar anlayışlar insanın kendini geliştirme yollarını tıkamıştır. Peki, insan bu durumdan nasıl kurtulabilir? Nietzsche’ye göre insan kendini gerçekleştirebileceği üç evreden geçer.
1. Sürü insanı
2. Özgür insan- (nihilist insan)
3. Trajik insan- (yaratıcı insan- üst insan)
Sürü insanı: Yaygın olan tip sürü insanıdır. Sürü insanı moralli insandır. Her çeşidiyle sürü insanı, gerçeklikte olan moralin ve onun gerçeklerinin sınırları içinde, yapıp ettiklerini ve değerlendirmelerini bu moralin değer yargılarına uydurmaya çalışan insandır. Sürü insanının tek yaptığı bu morale boyun eğmektir. Moral onun içinde tartışma konusu bile olamaz çünkü bu moralin dışına çıkmak demek, moralsiz olmak demektir. Özgürlüğü yoktur. Özgürlüğü olabileceğinin farkında bile değildir. Sürü insanının moralle olan bu bağlılığı bazen tembellik, korku bazen de sürü içinde güçlü görünme, söz geçirme isteğinden kaynaklanabilir.
Özgür insan: Moral dışı insandır. Özgür insan, içinde yetiştiği ve yaşadığı sürüden kopmuş, kendi yolunu ariyan, insanla ilgili şeyleri, insanın her şeyini kendi gözleriyle görmek isteyen insandır. Moral değerlere bir anlam yükletilince ve baş değer haline getirilmiş, kalıplaşmış sürü moralinin değer yargılarına göre değerlendirilince, bu başarılar tabi değerlerini, insan hayatı içinde olan değerlerini yitirirler. Bir sürü moralinin geçerli olduğu her yerde er geç değerler tabiliğini yitirirler. Sonunda hakiki dünyanın nasıl bir malzemeden kurulmuş olduğu keşfedilir. Bu defada ancak bozulmuş dünya kalır ve ümitlerin büsbütün boşa çıkması, bu dünyanın bozulmuşluğunu gösterir. Böylece nihilizm ortaya çıkar. Nihilist insan, tüm toplumsal ahlak yasalarını reddedip bunlardan bağımsız, hiçbir anlam ve değere bağlı olmayan insandır. İnsan kendini belirleyen mevcut normlardan sıyırmasının, özgürleşmesinin bedeli nihilizmdir. Nihilizm bir bakıma hastalanma durumudur. İki şekilde kendini gösterir.
1. Pasif insan: Moralden kopmanın yarattığı boşluktan sıyrılamayan, artık hiçbir şey istemeyen, yapmayan insan.(Yorgun insan)
2. Aktif insan: İki şekildedir.
- Kıran döken: Her şeyi reddeden ve reddettiği şeylerin yerine yeni bir şey getirmeyen, koymayan insan.
- El süren: Kırıp dökmez, bir aktivite içindedir. Bu aktivitesini mevcut değerleri yeniden değerlendirmek için kullanır. Kendi değer yargılarını bulmaya çalışır.
Trajik insan: Trajik insan realiteyi olduğu gibi kavrayan insandır. Realiteye yabancı olmuş, ondan kopmuş değildir; o realitenin kendisidir, realitenin korkunç ve şüphe götürür her şeyini kendinde taşır. Trajik insan kendi kendisi olan insandır. Kendi gözüyle görür, kendi yolu, kendi zevki, kendi değerlendirmeleri, düşünceleri, eserleri olan insandır. O çağda ve çevrede geçerlikte olan moralin dışında, iyinin ve kötünün ötesinde olan insandır.
Özgür insan(nihilist insan) bir ara durumdur. çünkü sürü insanı ve trajik insan normlar ve değerlendirmeler bakımından nettir. Birbirlerine tam zıtlardır. Fakat insanın sürü insanından sıyrılabilmesi, özgürleşebilmesi için nihilizmden geçer.
Nietzsche’nin Üst insan görüşüyle birbirlerini tamamlayıcı kavramı bengi dönüş (ebedi- sonsuz dönüş)’tür. İnsanın dünyaya tekrar tekrar geleceği düşüncesidir. Yaşamın her anının sonsuz kere yaşanması düşüncesidir. Bunu Nietzsche Dionysos hal olarak görür ve Appollo- Dionysos çatışması ve uzlaşmasının iç içe ayrılmaz şeklinin bengi dönüşte barındığını düşünür.