Nöroendokrin Tümör Nedir, Belirtileri ve Tedavisi Nelerdir?
Nöroendokrin tümörler nadir görülen ancak çeşitli organlarda ortaya çıkabilen tümörlerdir. Erken tanı ve uygun tedaviyle, hastaların yaşam süresi ve yaşam kalitesi önemli ölçüde artırılabilir. Bu nedenle, belirtileri gösteren kişilerin derhal bir sağlık uzmanına danışmaları önemlidir.
Nöroendokrin Tümörler Nedir?
Nöroendokrin tümörler, vücudumuzun çeşitli organlarında yer alan özel hücrelerden kaynaklanan nadir görülen tümörlerdir. Bu tümörler, nöroendokrin hücreler olarak bilinen ve hem sinir sistemiyle ilişkili olan hem de hormon salgılayabilen hücrelerden meydana gelir. Nöroendokrin hücreler, sinir hücrelerinin karakteristik özelliklerini taşırken, aynı zamanda hormon üretme yetenekleriyle endokrin hücrelere benzerlik gösterirler. Bu nedenle, nöroendokrin tümörler hem sinir sistemi hem de endokrin sistemle bağlantılı olabilirler.
Nöroendokrin tümörler genellikle yavaş büyüyen tümörlerdir, ancak bazı durumlarda hızlı büyüyebilen ve agresif olabilen türleri de mevcuttur. Bu tümörler çeşitli organlarda gelişebilir, ancak en sık görüldüğü yerler akciğerler, pankreas, bağırsaklar ve mide gibi sindirim sistemi organlarıdır. Bununla birlikte, nöroendokrin hücreler vücudun farklı bölgelerinde bulunabileceğinden, tümörlerin oluşabileceği başka alanlar da mevcuttur.
Nöroendokrin tümörler genellikle iyi diferansiye olmuş (düşük dereceli) veya kötü diferansiye olmuş (yüksek dereceli) olarak sınıflandırılırlar. İyi diferansiye olan tümörler, daha az agresif olma eğilimindedir ve daha yavaş büyüyebilirler. Ancak kötü diferansiye olan tümörler daha hızlı büyüme eğilimindedir ve tedaviye daha az cevap verebilirler.
Nöroendokrin tümörlerin belirtileri ve semptomları, tümörün boyutuna, konumuna ve salgıladığı hormonlara bağlı olarak değişebilir. Bazı nöroendokrin tümörler hormonlar salgılayarak spesifik semptomlara neden olabilirken, diğerleri sessizce ilerleyebilir ve uzun süre fark edilmeyebilir.
Nöroendokrin Tümörler Ne Sıklıkta Görülür?
Nöroendokrin tümörler, genellikle nadir görülen tümörler olarak kabul edilir. Ancak son yıllarda yapılan araştırmalar ve tıbbi ilerlemeler sayesinde bu tür tümörlerin insidansının arttığı gözlenmiştir. Nöroendokrin tümörlerin sıklığı, coğrafi bölge, yaş, cinsiyet ve diğer etmenlerle ilişkili olarak değişebilir.
Nöroendokrin tümörler, tüm kanser vakalarının yalnızca küçük bir yüzdesini oluşturur. Ancak bazı organlardaki nöroendokrin tümörler daha yaygınken, diğerlerinde daha nadir görülür. Bu tümörlerin en sık görüldüğü bölgeler arasında akciğerler, pankreas, ince bağırsak ve mide yer alır. Özellikle pankreas ve akciğerlerdeki nöroendokrin tümörler daha fazla tanı konulmaktadır.
Nöroendokrin tümörler, bazen semptomlara neden olmayabilir ve rastlantısal olarak yapılan görüntüleme testleri veya otopsi sırasında keşfedilebilir. Bu nedenle, bazı vakalar tespit edilmeden kalabilir ve gerçek insidansı belirlemek zor olabilir.
Tümörlerin salgıladığı hormonlar da sıklığını etkileyebilir. Fonksiyonel nöroendokrin tümörler, salgıladıkları hormonlar nedeniyle daha belirgin semptomlara neden olurlar ve bu tür tümörler daha erken aşamada teşhis edilme olasılığı daha yüksektir. Öte yandan, non-fonksiyonel nöroendokrin tümörler, genellikle hormon salgılamazlar ve semptomlar daha ileri aşamalarda ortaya çıkabilir, bu da teşhis sürecini uzatabilir.
Nöroendokrin tümörlerin oluşum nedenleri tam olarak anlaşılamamıştır, ancak genetik yatkınlık, çevresel faktörler ve radyasyona maruz kalma gibi etmenlerin riski artırabileceği düşünülmektedir.
Tedavi ve takip süreçlerindeki ilerlemeler, nöroendokrin tümörlerin teşhis ve yönetiminde büyük bir rol oynamıştır. Erken teşhis, daha etkili tedavi seçenekleri ve daha uzun yaşam süresi sağlayabilir.
Nöroendokrin Tümörler Nelerdir?
Nöroendokrin tümörlerin yerine göre farklı çeşitleri bulunmaktadır. Bunlardan en sık görülenleri kansinoid, merkel hücreli karsinom, gastrinoma, pankreatik ve feokromasitoma'dır. Nöroendokrin tümörlerin birçok çeşidi vardır, bunlardandan büyük bir çoğunluğu da nadir görülmektedir.
Karsinoid Tümörler
Karsinoid tümörler Genel olarak her 100.000 kişiden 1.5'inde görülmektedir. Yavaş büyürler ve gelende sindirim sistemi organlarında ortaya çıkar. Bu kanser tipi mide, apandis, ince bağırsak ve rektumun yanı sıra akciğer, karaciğer, pankreas, yumurtalık, prostat, böbrekler ve göğüs boşluğunda da görülebilir.
Pankreatik Nöroendokrin
Pankreatik Nöroendokrin pankreasta görülen ve hormon üreten hücreleri saran bir kanser türüdür. Diğer adı adacık hücre kanseridir. Araştırmalara göre her 100.000 kişide 1 görülmektedir.
Merkel Hücreli Karsinom
Genelde çok fazla güneş ışığına maruz kalanlarda ortaya çıkan ve deride tümör oluşumuna neden olan bir kanser türüdür. Genelde ileri yaşlarda görülen hastalık kendini sıklıkla baş ve boyun bölgesinde gösterir.
Gastrinoma
Gastrinoma pankreas ve ince bağırsağa yakın kısımda ortaya çıkan bir tümör çeşididir. Genelde midenin çok miktarda asit üretmesine neden olur. Bunun sebebi tümörün çok miktarda hastrin hormonu salgılamasıdır. Gastrin de denilen hastalığın bir diğer ismi Zollinger-Ellison sendromudur.
Feokromasitoma
Feokromasitoma böbrek üstü bezi tümörü olarak bilinir. Adrenal bezde ortaya çıkan ve nadir görülen bir tümör türüdür. Hastaların yalnızca yüzde 10'unda kanserli tümör görülür. Geriye kalan kişilerdeki tümör iyi huyludur. Hastalık genelde kontrol altına alınabilir.
Nöroendokrin Tümör Belirtileri Nelerdir?
Nöroendokrin tümörler, vücudumuzun çeşitli organlarında oluşabilen nadir görülen tümörlerdir. Bu tümörlerin belirtileri ve semptomları, tümörün büyüklüğüne, konumuna, salgıladığı hormonlara ve hastanın genel sağlık durumuna bağlı olarak çeşitlilik gösterebilir. Ancak, bazı yaygın belirtiler şunlardır:
Karın Ağrısı ve Şişkinlik
Nöroendokrin tümörler, en sık pankreas, ince bağırsaklar ve mide gibi sindirim sistemi organlarında ortaya çıkar. Bu nedenle, karın bölgesinde ağrı, rahatsızlık ve şişkinlik hissi sıkça görülen belirtiler arasındadır.
Diyare veya Kabızlık
Nöroendokrin tümörler, bağırsakların normal işlevlerini etkileyebilir ve diyare (sulu dışkılama) veya kabızlık gibi bağırsak alışkanlıklarında değişikliklere neden olabilir.
Kilo Kaybı
Nöroendokrin tümörler, sindirim sisteminde hormon salgılayarak iştahı etkileyebilir ve kilo kaybına yol açabilir. Bu kilo kaybı, hastanın normal beslenmesine rağmen görülebilir.
Yorgunluk ve Zayıflık
Nöroendokrin tümörler, vücutta hormon düzeylerinde değişikliklere neden olabilir ve hastada yorgunluk ve halsizlik hissine yol açabilir.
Hipoglisemi (Düşük Kan Şekeri)
Pankreas kökenli nöroendokrin tümörler, insülin gibi hormonları salgılayarak kan şekeri düzeylerini düşürebilir ve hipoglisemi semptomlarına yol açabilir. Baş dönmesi, çarpıntı, terleme ve açlık hissi gibi belirtiler bu duruma işaret edebilir.
Solunum Problemleri
Akciğerlerdeki nöroendokrin tümörler, hava yolunu tıkayarak nefes almada güçlük ve öksürük gibi solunum problemlerine neden olabilir.
Deri Değişiklikleri
Nöroendokrin tümörler, ciltte kızarıklık, kaşıntı, döküntü veya deri lezyonları gibi belirtilere yol açabilir.
Hormonal Belirtiler
Fonksiyonel nöroendokrin tümörler, salgıladıkları hormonlara bağlı olarak spesifik semptomlara neden olabilirler. Örneğin, katekolamin salgılayan tümörler hipertansiyona (yüksek tansiyon) ve çarpıntıya yol açabilir, gastrin salgılayan tümörler ise mide asit düzeylerinin artmasına ve ülser gelişimine sebep olabilir.
Nöroendokrin Tümörlerin Teşhisi
Nöroendokrin tümörler, nadir görülen ve genellikle belirgin semptomlarla kendini göstermeyen tümörlerdir. Bu nedenle, teşhis süreci çeşitli adımlar içerebilir ve birden fazla tıbbi uzmanın katılımını gerektirebilir. Nöroendokrin tümörlerin teşhisi genellikle aşağıdaki yöntemlerle gerçekleştirilir:
1. Hikaye ve Fizik Muayene
Hastanın belirtileri, semptomları ve sağlık geçmişi hakkında detaylı bir hikaye alınır. Ardından, fizik muayene yapılır ve potansiyel tümörün varlığına işaret eden belirtiler araştırılır.
2. Görüntüleme Testleri
Nöroendokrin tümörlerin teşhisi için en yaygın kullanılan yöntemlerden biri görüntüleme testleridir. Bilgisayarlı tomografi (BT) taraması, manyetik rezonans görüntüleme (MRG) ve pozitron emisyon tomografisi (PET) gibi yöntemler, tümörlerin boyutunu, konumunu ve yayılımını belirlemeye yardımcı olur.
3. Biyopsi
Görüntüleme testleri, tümörün varlığını doğrulayabilir ve büyüklüğü hakkında bilgi sağlayabilir. Ancak kesin tanı için, tümör hücrelerinin incelenmesi amacıyla bir biyopsi yapılması gerekebilir. Biyopsi, genellikle tümörün olduğu bölgeden bir doku örneğinin alınmasıyla yapılır. Bu örnek daha sonra patologlar tarafından mikroskop altında incelenir ve tümörün tipi ve derecesi belirlenir.
4. Hormon Testleri
Fonksiyonel nöroendokrin tümörler, salgıladıkları hormonlar nedeniyle hastanın kanında hormon düzeylerinde değişikliklere neden olabilir. Bu nedenle, belirli hormonların seviyelerinin ölçülmesi, teşhiste önemli bir rol oynar ve tümörün hormonel aktivitesini belirlemeye yardımcı olur.
5. Somatostatin Reseptör Görüntüleme
Bu yöntemde, somatostatin reseptörleri olan tümör hücrelerinin varlığı görüntüleme yöntemleriyle tespit edilir. Somatostatin reseptörlerine özel olarak geliştirilmiş radyoaktif maddeler kullanılır ve tümörlerin nerede bulunduğunu tespit etmek için taramalar yapılır.
6. Genetik Testler
Bazı durumlarda, nöroendokrin tümörlerin genetik yatkınlıkla ilişkili olabileceği düşünülür. Bu nedenle, hastalarda genetik testler yapılabilir ve belirli gen mutasyonlarının varlığı araştırılabilir.
Nöroendokrin Tümörlerin Tedavi Nasıl Yapılır?
Nöroendokrin tümörlerinde tedavisi onkolog, cerrah, gastroenterolog, radyolog ve patolog gibi birçok dalın işbirliği ile gerçekleşmesi gerekir. Tedavide cerrahi yöntemler, kemoterapi ve radyoterapi yöntemleri kullanılır. Tedavinin seyri ve şekli nöroendokrin tümör türüne göre de farklılık gösterebilir.
Özellikle erken teşhisler için, cerrahi tedavi yöntemi en önemli girişimdir. Ancak nöroendokrin tümörlere cerrahi müdahale öncesinde, hormonal stabilizasyonun spesifik tedaviler ile sağlanması gerekmektedir. Cerrahi tedavi yöntemi ileri dönemdeki hastalarda palyatif amaçlı olarak da yapılabilmektedir.
Kemoterapi ise nöroendokrin tümörler gibi yavaş büyüyen tümörler için iyi bir sonuç elde edilemese de, palyatif amaçlı olarak kullanılan bir yöntemdir. Radyofrekans ablasyon metastatik hastalıkta kullanılmaktadır. Ayrıca harici radyoterapi, kemik metastazından ağrıyı dindirmek için de kullanılabilmektedir.
Menenjiom Nedir? | Beyin Tümörü Nedir? |
---|
Nöroendokrin Tümöre hangi bölüm bakar?
Nöroendokrin tümörler için gastroentroloji, onkoloji, endokrinoloji ve radyoloji bölümlerine başvurmak gerekir. Bu bölümün uzmanları tümörlerin yerinin belirlenmesi için bir dizi test uygular ve buna göre farklı tedavi planları oluşturabilir. Tümör çeşidine göre farklı bölümlerden de yardım alınabilir.
Karsinoid tümör en çok nerede görülür?
Bir nöroendokrin tümörü olan karsinoid tümör en çok sindirim sisteminin organlarında ve yapılarında görülen tümörlerdir. Sindirim sistemi organlarında görülme oranı yüzde 85'tir. Geriye kalan tümör tipleri akciğer, böbrek, prostat ve deride görülebilirler.
Nöroendokrin tümör tedavi edilir mi?
Nöroendokrin tümörler tedavi edilebilir ancak erken teşhis çok önemlidir. Erken tanı konulan hastaların çoğu ameliyat şansı bulabilir ve tedavisi yapılabilir. Ancak geç kalınmış tümörler için tedavi süreci daha zorlu olabilir. Bunun için en ufak bir belirtide doktora başvurmak önemlidir.
Mide nöroendokrin tümör nedir?
Mide nöroendokrin tümörlerine gastrik nöroendokrin ya da karsinoid tümör denilir. Yavaş büyüme gösteren bu tümörler endoskopi gibi görüntüleme yöntemleriyle belirlenebilir. Bu tümör türünün görülme oranı giderek artmaktadır.