Nuri Bilge Ceylan Sineması
İnsan odaklı filmleri ile ön plana çıkan Nuri Bilge Ceylan sineması, az konuşan, içe dönük, reklama inanmayan, medyaya mesafeli duran filmleri ile izleyiciye farklı bir sinema dili sunuyor.
İlk yönetmenlik denemesi olan kısa filmi “Koza”yı (1995) tümüyle Tarkovski’ye yaslasa da, film, sadece küçük ve parlak bir ışıltı olarak kalır. “Koza” gibi siyah/beyaz çektiği ikinci filmi “Kasaba” (1998) sinema dünyasına adımını attığı çalışması olur. Filmdeki kır, kasaba, fotoğrafik yaklaşımları nitelikli bir sinemacının habercisi gibidir. Bu filmlerde gölge ve ışık oyunlarıyla siyah/beyaz filmin bütün imkânlarını değerlendirir. “Mayıs Sıkıntısı” (1999) onun hem ülkede hem de dünyada ciddiye alınması gereken bir sinemacı olduğunu kanıtlar ama asıl çıkışını hiç şüphesiz “Uzak” (2002) filmiyle yapar. Ardından “İklimler” (2006) ve “Üç Maymun” (2008) gelir.
Ceylan, “Koza”, “Kasaba”, “Mayıs Sıkıntısı”nda, doğa-insan ilişkilerini öne çıkarırken, “Uzak”ta birbirlerinin dünyasına tümüyle yabancı iki insanın büyük şehirde yaşadıkları trajedileri anlatır.
Fotoğraf Gibi Film Kareleri
Nuri Bilge Ceylan sineması anlatmak istediklerini genellikle, görüntülerle, bakışlarla, mimiklerle anlatır. Bunun asıl nedenlerinden biri Nuri Bilge Ceylan'ın fotoğrafçılık geçmişinin olmasından kaynaklanmaktadır. Filmlerinin her sahnesi fotoğraf karesi gibidir. Uzak filminde, İstanbul görüntülerini filmin başrol oyuncularından biri yapar.
Sadelik ve Yalınlık
Çıplak gerçekliğe hiçbir şey eklemeden, süslemeden, olduğu gibi filmlerinden yansıtmak isteyen Nuri Bilge Ceylan, filmlerinin teması yanında tekniğinde de tam bir sadelik gözetir. Bu yüzden teknik olarak da anlatım biçimi olarak da yalın bir anlatımı yeğler. Farklı kamera hareketleri kullanmayı uygun görmez. Film boyunca izleyici neredeyse kamerayı hissetmez. Filmlerinde amatör oyuncular oynatması aynı doğallık arayışının bir sonucudur. Âdeta hiçbirinden rol yapmaları istemez. Her şeyin hayatta olduğu gibi doğal olmasını ister.
Doğal Ses Ön Planda
Nuri Bilge Ceylan filmlerinde müzik tümüyle geri plânda, doğal sesler ön plandadır. Sinemanın duygu yoğunlaştırmak, anlatımı zenginleştirmek, derinleştirmek için kullandığı müziğe mesafelidir.