Osmanlı Devleti’nde Medreseler | Topluma Etkisi ve Müfredat
Osmanlı İmparatorluğu, tarihi boyunca öncelikli olarak eğitim ve bilimin gelişmesine önem vermiş bir devlet olmuştur. İslam ilimlerinin yanı sıra matematik, astronomi, tarih gibi birçok alanda da önemli adımlar atmıştır. Bu bağlamda, Osmanlı toplumunun eğitimine büyük önem verilmiş ve medreseler oluşturulmuştur.
Medrese eğitimi, Osmanlı Devleti'nde uzun yıllar boyunca verilen eğitimin temelini oluşturmuş ve toplumun düşünce dünyasını, kültürünü derinlemesine etkilemiştir. Bu yazımızda, Osmanlı Devleti'nde medrese eğitiminin ne zaman başladığından, eğitimin süresine kadar birçok konuda bilgiyi sizler için derledik.
Osmanlı Devleti'nde Medrese Eğitimi
Osmanlı Medreseleri’nde talebeler Sıbyan Mektepleri’ni bitirip veya o seviyede hususi bir eğitim gördükten sonra medreselere girebilmekteydi. Zira en aşağı derecelerdeki Haşiye-i Tecrid Medreseleri’ndeki dersleri bile anlayabilmek için hiç olmazsa okuma yazmanın ve bir miktar ilmihal bilgisinin olması gerekiyordu.
20’li medreselerde bir müderrisin dersine başlayan talebe, aradaki dersleri okuduktan sonra hocasından icazetle 30’lu bir medresedeki müderrisin dersine devam eder ve sonra 40’lı medreseye oradan da yine hocasının icazetiyle 50’li medreseye geçiş yapabilirdi. Bunların ardından Sahn-ı Seman ya da Süleymaniye Medresesi'ne girip mülazemet için saraya dahil olurdu. Klasik dönemde talebenin her medresede ne kadar okuması gerektiği hususunda asgari süreler belirlenirdi.
Misal Kanuni döneminde Sahn-ı Seman’a ulaşıncaya kadar;
20’li medresede 2 yıl
30’lu medresede 2 yıl
40’lı medresede 2-3 yıl eğitim görülürdü.
Buna rağmen başarılı ve zeki öğrencilerin daha erken mezun olmalarının önünde bir engel yoktu.
Osmanlı Eğitim Sisteminde Medreselerin Rolü
Osmanlı Devleti'nde medreseler, zamanının en önemli eğitim kurumlarından biridir. Medreseler, İslam ilimlerinin ve dini eğitimin yanı sıra aynı zamanda matematik, astronomi, tarih ve diğer alanlarda da eğitim verilmekteydi. Medreseler, Osmanlı toplumunun her kesiminden gençlerin eğitim almasına olanak tanırdı ve eğitim süresi boyunca öğrenciler hem teorik bilgi hem de pratik beceriler edinirdi.
Medreseler, Osmanlı Devleti'ndeki eğitim sisteminde önemli bir rol oynamış ve toplumun gelişmesine katkıda bulunmuştur. Medrese eğitimi, Osmanlı Devleti'nin uzun yıllar boyunca hüküm sürdüğü coğrafya içinde etki alanı olan İslam kültürünün ve ilimlerinin yaygınlaşmasına yardımcı olmuştur. Ayrıca, medreselerin mezunları arasından devletin yönetici, aydın ve ilim adamları seçilirdi ve bu da Osmanlı Devleti'nin sürekli olarak kendini geliştirmesine yardımcı olmuştur.
Medrese Eğitiminin Osmanlı Toplumu Üzerindeki Etkisi
Osmanlı Devleti'nde medrese eğitimi, toplumun her kesiminden gençleri eğitmek ve İslam ilimleri, matematik, astronomi, tarih gibi alanlarda bilgi sahibi olmalarını hedeflemekteydi. Medrese eğitimi, Osmanlı toplumunun gelişmesine ve kültürünün yaygınlaşmasına önemli bir katkı sağlamıştır.
Medreseler, Osmanlı toplumunun geniş bir yelpazesinden gençleri eğitir ve bu gençler, eğitim sürecinde kazandıkları bilgi ve becerilerle devletin yönetici, aydın ve ilim adamları olarak görev alırlardı. Medrese eğitimi, Osmanlı toplumunun düşünce dünyasını ve kültürünü derinlemesine etkilemiş ve gelişmesine yardımcı olmuştur. Medrese eğitimi aynı zamanda Osmanlı toplumunun birbirine bağlılığını ve dayanışmasını arttırmıştır. Medreseler, Osmanlı toplumunun farklı kesimlerini bir araya getirir ve bu da farklı kesimler arasındaki anlayışı geliştirir.
Sonuç olarak, Osmanlı Devleti'ndeki medrese eğitimi Osmanlı toplumunun kültürünün, düşünce dünyasının ve gelişmesinin önemli bir etkeni olmuştur. Medrese eğitimi, Osmanlı toplumunun birbirine bağlılığını ve dayanışmasını arttırmış ve farklı kesimler arasındaki anlayış ve saygıyı geliştirmiştir.
Osmanlı Medrese Sisteminde Müfredat
İlk dönemlerden itibaren tefsir, hadis, fıkıh, kelam ve mantık gibi dini muhtevalı ve pratik temin eden derslerin yanında, bu derslerin daha iyi anlaşılması için dil dersleri olan Arapça, Farsça, nahif belagat dersleri okutulurdu. Dersler esas olarak kitaba bağlıydı. Bu sebepten ötürü kitap ve ders adları beraber anılırdı. Okunan kitaplar derslerin adıydı.
Medreselere göre okutulan kitaplar ise şu şekildedir;
1. 20’li Medreseler: Haşiyeyi Tecrit - Kelam
2. Seyyit Şerif Cürcani / Belagattan Muhteval - Sadettin Taftazani
3. Fıkıhtan: Şerif Cürcani
Osmanlı medreseleri ortalama 11 hücreden oluşuyordu. 16 yatılı talebe alıyordu. Yatılı talebe olduğu buradan anlaşılmaktadır. Diğer tarafta tek bir odalı medreseler bulunduğu gibi tek öğrencili medreselere de rastlamak mümkündür. En kalabalık medrese 113 talebeden mevcuttu. Umumi olarak Osmanlı medreselerinin yüzde 80 oranı 10-14 öğrenci kapasitelidir.
Sahn-I Seman Medresesi Hakkında Bilgi
Fatih’in yaptırdırdığı Sahn-ı Seman Medresesi’nin her bölümünün 19 odası vardır. 8 müderristen her birinin odası ve 50 akçe yevmiyesi vardı. Ayrıca 8 medresede her birine beşer akçe yevmiye ile birer muid tahin edilmiştir. Onlarında odası vardı. İkişer akçe yevmiye ve imaretten ekmek ve çorba verilen birer danişmentte bulunurdu. Geri kalan iki odada kapıcılara, faraşçılara tahsis edilmişti. Muhitler hem medrese talebelerinin inzibatiyle alakadar olur, hem de müderrisin tuttuğu dersin ihlasıyla iştigal olurlardı. Muhidler danişmentlerin en liyakatlı olanları arasından seçilirdi. Sahn-ı Seman Medreseleri’nin oda sayısı toplam 152 idi.
Arka taraflarında yüksek tahsile (Sahn-ı Danişment yetiştirmek üzere Tetimme adında daha küçük 8 medrese inşa edilmiştir. Bunlar derece itibariyle orta tahsil veya Sahn-ı’ya hazırlık demekti. Tetimme talebesine Saf da denilirdi. Burada her Saf’ta bir hücre oluşturulmuştu. Bu odalardan her birisine ihtiyaçlarını sarf edebilmek ve mum parası almak üzere aydan aya beşer akçe tahsil edilmiştir. Yemekler imaretten tayin edilmiştir. Tetimme talebeleri , Sahn-ı Medresesi talebesi olan danişmentlerden ders alıyorlardı.
Osmanlı Medreseleri’nin tatil günleri 15. Asrın ikinci yarısına kadar Salı ve Cuma günleri şeklindeydi. Molla Şems-i’nin zamanında bu tatil günlerine Pazartesi günü de eklendi. O zaman talebelere okutulan kitaplar Molla Taftazani ve Cürcani’nin eserleri idi. Bunları temin etmek kolay değildi. Kitaplarını rahatça istinsah edebilmeleri için talebelere kolaylık olsun diye, Molla Şemsettin Fenari Pazartesi günleri de ders yapmıyordu. Böylece ders günlerı 5‘den 4’e düştü. Bu günler dışında kandiller, bayram günleri ve ramazan günleri umumi tatil olurdu.
Bir medrese talebesinin 20’li Medrese’den başlayarak eğitimini alıp Sahn-ı Seman ve Süleymaniye Medreseleri’ni tamamlaması icazet yoluyla gerçekleşirdi. Yani kendisine müderrislik yapabileceği yönünde belge verilirdi. Müderris Namzeti bundan sonra nöbet denilen müderrislik veya kadılık olmak için sıra beklerdi. Şayet Anadolu’da müderris veya kadı olmak istiyorsa, Anadolu kazaskerliği, Rumeli’de olmak istiyorsa Rumeli Kazaskerliği muayyen günlerdeki meclisine devam edip matlap denilen deftere (Ruzname) ismini kaydettirirdi. Nöbet sırası gelince en aşağı derecedeki Haşiye-i Tecrit Medresesi müderrisliklerinden birisine tayin olurdu. Şayet medreseden mezun olup müderrislik için nöbet bekleyen danişment askeri sınıfa geçmek isterse kendisine 20.000 akçe ile zeametin ilk derecesi verilirdi.
Sırasıyla terfi eden müderris bir üst derecedeki medresede grev yapmasına müteakip, nihayet Sahn-ı Seman Medresesi’nden birisine terfi eder ve bu suretle profesör olurdu. Bütün müderrislerin tayinlerini evvelce kazaskerler padişaha arz ederek yapardı. 16 asrın ortalarından itibaren ise 20-30 ve 40’lı Medreseler’deki müderrisleri Kazasker tayin etmeye başladı. Daha yukarı medreselerdeki müderrisleri ise Şeyhülislam Sadrazam onayıyla atamaya başlamıştır.
Herhangi bir medresede boşluk olup oraya aynı derecede birkaç müderris tayin olursa aralarında imtihan yapılırdı. Bunun için müderrislere bir konu verilip bu mesele üzerinden bir risale yazıp sunum yapmaları istenirdi. Daha sonra bir heyet tarafından risalede kim muvaffak olmuşsa medreseye o atanırdı. Müderrislerin imtihanlarında kazaskerlerde bulunup umuma açık camilerin birisinde yapılırdı. Tertip edilen sunuma medrese ve müderris dereceleriyle mütenasip olunurdu.
20’li medrese müderrisliğinden itibaren son müderrisliğe kadar herhangi bir müderris dercesine göre bir kadılığa geçebilirdi. 20 ve 30’lu müderrisler 20-30 akçe kazanan kadılıklara, 40-50 akçe yevmiyeli müderrisler 150 akçe sancağına, Sahn-ı ile 60 akçe yevmiyeli müderrisler Mevleviye’ye tabi olunan 300-500 akçeli eyalet kadılıklarına tayin olurdu.
Osmanlı Devleti Kaza ve Kadılık Sistemi | Osmanlı Padişahlarının Bilinmeyen Yönleri |
---|
Osmanlı Devleti'nde medrese eğitimi ne zaman başladı?
Osmanlı Devleti'ndeki medrese eğitimi, Osmanlı İmparatorluğu'nun kuruluşundan itibaren başlamıştır.
Medreselerde Hangi alanlarda eğitim verilirdi?
Osmanlı döneminde medreselerde, İslam ilimleri, matematik, astronomi, tarih gibi alanlarda eğitim verilirdi.
Medrese eğitimi sadece erkekler için mi verilirdi?
Hayır, medrese eğitimi erkekler ve kadınlar için ayrı ayrı bölümlerde verilirdi.
Medrese eğitimi kaç yıl sürerdi?
Osmanlı Devleti'nde medrese eğitimi genellikle 7 ila 12 yıl arasında sürerdi.
Medrese eğitimi sonrasında öğrenciler ne yapardı?
Medrese eğitimi sonrasında öğrenciler devletin yönetici, aydın ve ilim adamları olarak görev alırlardı.