Savaş Sözleri | Savaş ile İlgili Unutulmaz Sözler
Savaş Sözleri
"Savaş kimin haklı olduğuna değil, kimin güçsüz olduğuna karar verir."
- Bertrand Russell
"Dünyaya bir daha gelsem; ne kadar tank, tüfek ve silah varsa hepsini eritip saz, cümbüş ve zurna yapacağım."
- Aram Tigran
"Savaş herkesle yapılır, barış ancak onurlu insanla yapılır."
- Fatih Sultan Mehmet
"Savaş; yüreklilik değil, korkaklıktır."
- Bertrand Russell
"Kötü bir barış, savaştan daha iyidir."
- Gaius Cornelius Tacitus
Tanrı düşmanlarıma acısın ve merhamet göstersin; çünkü ben göstermeyeceğim.
"Pasifistler nesnel olarak faşizm yanlısıdır."
- George Orwell
Savaşlar yaşlı adamlar için genç adamların çarpışmasıdır.
"Savaşı sonlandırmazsak, o bizi sonlandıracak."
- Herbert George Wells
"Savaşı zenginler çıkarır, yoksullar ölür."
- Jean Paul Sartre
"Savaşta bütün gecikmeler tehlikelidir."
- John Dryden
"Savaşta yasalar susar."
- Marcus Tullius Cicero
"Savaş, ne işe yarar? Kesinlikle hiçbir işe."
- Edwin Star
"Tüm savaşlar iç savaştır, çünkü tüm insanlar kardeştir."
- François Fénelon
"Savaşın sonunu sadece ölüler görür."
- Platon
"Eğer askerler düşünmeye başlasaydı, orduda kimse kalmazdı."
- Büyük Frederik
"Savaş politikanın diğer araçlarla devam ettirilmesidir."
- Clausewitz
Savaş İle İlgili En Güzel Sözler
Soygun felsefesine son verirseniz, savaş felsefesi de ortadan kalkar.
"Savaş, bulduğu ülkeyi bir daha bırakmaz."
- Edmund Burke
Bütün savaşları dövüşemeyecek kadar korkak olan bu yüzden de kendileri adına dövüşmek için dünyanın gençlerini cepheye süren hırsızlar çıkarır.
"Savaş; korku ve sefaletten başka bir şey veremez. Yakar, yıkar, öldürür, yok eder."
Nazım Hikmet
"Kadınlar savaş için bize gerekli olandan fazlasını üretebilirler."
Napoléon Bonaparte
"Siz savaşla ilgilenmeyebilirsiniz, savaş sizinle ilgilenir."
Osman Pamukoğlu
En Anlamlı Savaş Sözleri
"Kurşunlarınız var, ancak silahlarınız boşaldığında ölmüş olmamı ümit edin. Şayet ayakta kalırsam silahlarınızı dolduramadan ölmüş olursunuz."
- V for Vendetta
"Barışta oğullar babalarını, savaşta babalar oğullarını gömer."
Krezus – Croesus
O, rüku olmasa, dünyada eğilmez başlar, Vurulup tertemiz alnından, uzanmış yatıyor, Bir hilal uğruna, ya Rab, ne güneşler batıyor!
"Savaştan kaçınmak mümkün değildir, sadece düşmandan üstün olana kadar erteleriz."
niccolo Machiavelli
Şimdi Fatih kalksa mezarından ne ben onu tanırım ne o beni tanır. Ama İstanbul'u Bizanslılar almış deyip tekrar savaşır!
Bizim neslimiz Büyük Depresyon'u ya da Büyük Savaş’ı yaşamadı. Bizim savaşımız ruhsal bir savaş. Bizim depresyonumuz kendi hayatlarımız...
Niçin hep birlikte barış ve uyum içinde yaşamayalım? Hepimiz aynı yıldızlara bakıyoruz, aynı gezegenin üzerindeki yol arkadaşlarıyız ve aynı gökyüzünün altında yaşıyoruz.
Savaş yalnız sınırlarda olmaz. Savaş bir milletin topyekün ateşe girmesidir. Eğer bu bütünlük sağlanmamışsa zafer tesadüfi, yenilgi kaderdir.
Savaşta Askerler ölür, Krallar konuşulur.
"Savaş, hiledir, hileden ibarettir."
- Hz. Muhammed
"Ben atomu insanlığa hizmet etmek için buldum. Onlar bomba yapıp birbirlerini yok ettiler."
- Albert Einstein
"Savaş; korku ve sefaletten başka bir şey veremez. Yakar, yıkar, öldürür, yok eder."
- Nazım Hikmet
Savaşta kullanacaklarımızı barışta hazırlamalıyız.
İnsan savaş gibi inanmadığı bir şey için acı çekeceğine, barış gibi inandığı bir dava uğruna ölse daha iyi değil mi.
"Bu dünyada herhangi bir şey kesinse, tarih bize bir şey öğretebildiyse, o da istediğin - herkesi öldürebileceğindir."
- The Godfather (1972)
"Bu dünya silah tüccarlarına kalacak çünkü herkes birbirini öldürmekle meşgul. Bu hayatta kalmanın sırrıdır: Asla savaşa girme.. Özellikle de kendinle."
- Lord of War (2005)
Savaş ile İlgili Şiirler
Savaş konulu, savaşa karşıtı olan şiirleri sizler için bir araya getirdik. En anlamlı savaş şiirlerini okuyunuz. Böylelikle savaşın kirli yüzünü göreceksiniz. En güzel savaş şiirleri, anlamlı şiirler;
Toprağa Düşen
Ona "Haydi
Savaşa dediler
Başkaca birşey
Söylemediler
Aldılar köyünden
Davulla zurnayla
Geride üç çocuk
Bir eş ve bir ana
Eline bir silah
Tutuşturdular
Ve karşılaştı
Düşman ordular
Vurulup düştü
İlk çatışmada
Göğsünde bir oyuk
Üç delik alnında
"Ey bu topraklar için
Toprağa düşen"
Bir karış toprağın
Var mıydı yaşarken?
Ataol Behramoğlu
***
Çocuklarınız İçin
Savaş sonrası sayımlarda
Şu kadar ölü, şu kadar yaralı
Kadın, erkek sayısız kayıp…
Elden ayaktan düşmüş
Geride bir o kadar da sakat,
O kara günleri anımsayalım diye…
Zorumuz ne insan kardeşlerim,
Amacınız kökümüzü kurutmaksa,
Yetmiyor mu tayfunlar, taşkınlar,
Bunca aç, bunca sayrı, kırım, kıyım,
Sayısız işkence kurbanları…
En kötüsü,
Güngünden başımıza inen bu gökyüzü!
Bu toplanıp dağılmalar ne oluyor
Yüksek düzeylerde?
Neden alçakgönüllü değilsiniz,
Sözünüz mü geçmiyor birbirinize,
Hangi dilden konuşuyorsunuz?
Barışsa eğer istediğiniz
Uçaklardan başlayın işe
Önce çirkinleşen savaş uçaklarından…
Ya insanları bir yana bırakıp
Sivrisineklerin kökünü kurutun
Ya da bataklıkları!
Sonra geçin karasineklere!
Ne kadar da çoğaldılar son sıcaklarda
Yer gök tüm karasinek,
Yaşamımızı karartmak için.
Bir güç denemesi yapsanız da,
Onların yaşamını siz karartsanız!
Yoksa siz de mi barıştan yanasınız,
Onların özgürlüğünden yana?
Kolay değil, barıştan yana olmak
Özveri gerek yüksek düzeylerde.
Gene de bir nedeni olmalı, diyorum.
Bu toplanıp toplanıp dağılmaların.
Phantom'ların pazarlanması değilse
Denizaltıların sığınmasıdır
Dost limanlara
Ya sağcı gerillaların barındırılması…
Ah uzak görüşlü yetkililer,
Bıraksanız da büyük sorunları bir yana,
Biraz da ulusunuz için,
Halkınız için konuşsanız…
Çocuklarınız için…
Kökleri kuruyup gitmeden!
Rıfat Ilgaz
***
Muharebe Görmüş Bir Adam Anlatıyor
Muharebede ne ölüm korkusu gelir
İnsanın aklına
Ne, evi barkı düşünürsün
Gezin üst kenarın ortasından
Arpacığın tepesinden
Beğendiğin yerini seçersin hedefin
Tetiği elin titremeden çekersin
Artık karşındaki sana benzemez
O da küçük bir dükkân işletir memleketinde
O da karısını sever
Onun da senin gibi
Küçük bir çocuğu var
Aklına bile gelmez
Artık senin yaşaman için
Onun ölmesi lâzımdır.
Necati Cumalı
***
Yeni Er
Savaş çıkmıştı
Orduya aldılar onu
Tüfek verdiler
Mermi verdiler
Süngü verdiler
Bomba verdiler
Gaz maskesi verdiler
Tanımadığı adını bilmediği
Bütün gereçleri verdiler
Dağ başında gözcüydü o
Aşağıda ırmak sanki bir gelin-
Sanki bir kuş - yeryüzünde akan bir kuş
Orman koyu yeşil - yeşil - açık yeşil
Sanki bilgeler arası çağsal toplantı
Ki mavi söylencelere benzemektedir
Yarısı görünen göl
İşte başaklar sallana sallana
Sürezi yenilemekte evrensel bir devinim
Hepsi bir severlik içinde sessiz
Ötelere ulaşmaktadırlar kendi varlıklarından
Baktı yeni er üstüne başına mırıldandı:
Peki niye
Bunca güzelliklere karşı
Böylesine çirkin giyinmek
Fazıl Hüsnü Dağlarca
***
Rüzgarlarım Konuşuyor
Ben bir harp esiriydim
Bulutları seviyordum, hürriyeti seviyordum
İnsanları seviyordum, yaşamayı seviyordum
Bulutları gözlerimden boşalttılar bir gece.
Yalan söylemeyen bir dünyada.
Ben de yalan söyleyemem.
Ve ben şeffaf, tertemiz
Pırıl pırıl bağırıyorum:
Yetişir oltaya yem
Dile küfür olduğumuz,
Yetişir bozuk para gibi savrulduğumuz.
Gözlerim var, görüyorum:
Yarı çıplak, çırılçıplak
Ölülerle dolu toprak
Ölüler sarmaş dolaş
Ölüler sivil, asker, ihtiyar
Ölüler buram buram
Nefret kokuyor
Ve dilim var, söylüyorum:
Benim de altçenemi
Gözlerimi alacaklar belki de
Yaşamak ve hürriyet istedim diye
Ve belki de bir sabah
Gün doğmadan az önce
Heykelim dikilecek
Bir darağacına.
Cahit Irgat
***
Dua
Bombalar düşüyor: koparıyor başlarını çocukların,
Yakıp kül ediyor bir anda ihtiyarları
Kardeşinin gelini değil mi şu parça parça olan
Annenin göğsünde bak işte bir onmaz yara
Neredesiniz şimdi, ta güneşe dek uzattığımız kutsallıklar,
Cana yakınlık, anlayış ve ak yücelik?
Görmem zorunlu mu yok ediciliği tekrar tekrar
Hep sessiz bakıp kalacak mıyım olup bitenlere
Nereye kaçılabilir, insanlar öylesine dehşet içindeyken,
Kan ve göz yaşından gayrı beklenen kalmamışsa
Boğmuşken baygın türkülerin sesini yalan, korku
Çığlık çığlık biçerken tırpanıyla dört bir yanı
Doğa beşiği ve gömütü olan her şeyin
Tazele beni, kurtar varlığımı bu pis karanlıktan
Geri ver sevincimi, umudumu, şarkılarımı
Geri ver bana insan yaşamının kaderini.
Johannes Jonasson Ur Kötlum