SSCB’nin Kurulmasının Orta Asya Türk Toplumlarında Yarattığı Etki
S.S.C.B. (Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği) Kurulması ve Orta Asya Türk Toplumlarındaki Etkisi
Birinci Dünya Savaşı ile hayat şartlarının zorlaşması ve yolsuzlukların da artması üzerine kadın işçiler ayaklanma başlattılar ve bu ayaklanma kısa bir sürede toplumsal bir harekete dönüştü. Tarihler 1917’nin Mart ayını gösterdiğinde Çar. II. Nikola yaşanan bu gelişmeler karşısında zor durumda kaldığını anlayınca tahttan çekilme kararı aldı. II. Nikola’nın tahttan çekilmesi üzerine “Duma” adı verilen geçici hükümet kuruldu. Bu dönemde sürgünde olan İlyiç Lenin’in ‘Barış, toprak ve ekmek’ vaatleriyle Petersburg’a gelmesiyle Bolşevikler yeni bir ayaklanma yaparak hükümeti aldılar ve aynı yılın Ekim ayında “Bolşevik İhtilali” gerçekleştirildi.
İhtilalin gerçekleşmesiyle birlikte Çar yanlıları da bir ayaklanmaya giriştiler ve ülkede iç savaş çıktı. Bu savaşta 13 milyon insanın hayatını kaybettiği belirtilmektedir. Ayaklanmaya karşı duran Bolşevikler savaşın galibi oldu fakat bu savaşın etkisiyle ülkede bir kıtlık yaşanmaya başladı ve ülkenin o dönemki lideri Lenin buna karşı tedbir almak amacıyla “Novaya ekonomiçeskaya politika” (N.E.P) adı verilen bir politikayı hayata geçirdi.
Politikanın hayata geçirilmesiyle birlikte Çar dönemindeki uygulanan bazı politikalarda değişimler yaşandı. Bu değişimler;
- Ülkede tarım ürünlerine el konulmaktan vazgeçilerek, çiftçi, esnaf ve tüccarlara kolaylık sağlandı.
- Küçük çaptaki sanayicilere destek sağlandı.
- Yabancı sermayenin ülkeye girişine izin verildi.
1923 yılına kadar ülkenin liderliğini yapan Lenin’in ölmesinden sonra ülke yönetimine bu defa Joseph Stalin geldi. Stalin de birinci beş yıllık kalkınma planını hazırladı. Bu planın yapılmasındaki amaç Rusya’nın kendi öz kaynaklarıyla büyümesini amaçlıyordu. Bunun için köylülerin elindeki küçük toprak parçalarını birleştirerek ‘Kollektifleştirme Politikası’ izledi. Tabi bu durum köylüler tarafından sert tepkilerin gösterilmesine yol açtı ve bu politikaya karşı direnen köylüler ile hükümet arasında yaşanan çatışmada 4 milyon köylünün hayatını kaybetti.
Rusların Orta Asya’yı İstilası
20. yüzyılda Orta Asya’daki Türkler ve diğer milletler Rus Çarlık yönetiminin baskısına maruz kaldılar ve bu durum, 1905 yılına kadar devam etti. Bu dönemde Rusya’ya karşı ayaklanma hareketi başlatan Türkler, Yusuf Akçura ve İsmail Gaspıralı önderliğinde 1905 yılında “Rusya Müslümanları I. Kongresi” düzenledi. Burada yapılan çalışmalar sonucunda Türkler, Rus Duma’sına temsilcilerini gönderdiler. Ufa Müslümanlarının temsilcisi olarak gönderilen A. Zeki Velidi Togan temsilciler arasında yer aldı fakat bu görüşmeden bir sonuç alınamadı ve Türkler bunun üzerine 1916 yılında Türkistan’da “Milli İstiklal Ayaklanması”nı başlattılar.
Yaşanan bu ayaklanma karşısında ciddi anlamda rahatsız olmaya başlayan Rusya, 1920 yılından itibaren Türk devletleri üzerindeki baskısını arttırmaya başladı ve bölgede geniş çaplı bir asimilasyon hareketi başlamış oldu. Yapılan bu asimilasyon şunlar yaşandı;
- Bölgede yaşayan Türkler Hristiyanlaştırılmaya çalışıldı
- Türklerin olduğu bölgelere Rus okulları açıldı fakat Türkler bu okullara rağbet etmedi.
- Rus haritasında ve kitaplarında “Türkistan” ismi silinerek kullanılması yasaklandı.
- Türkler arasındaki birliğin ve beraberliğin bozulması adına farklı lehçeler yaygınlaştırılmaya çalışıldı ve bu şekilde Türkler arasında boy, asabiyet üstünlüğü duygusu aşılandı.
- Rus tarih kitaplarında Türklerin milli ruhunu konu alan eserlere yer verilmedi.
Basmacı Hareketi
“Basmacı Hareketi” baskın yapan anlamında kullanılmaktadır. Bu hareket 1918 yılında Rusların Milli Hokand Hükümetini devirmesiyle ortaya çıktı. Amaç, Türkistan’ı Rusların elinden kurtarmaktı. Özelden Hokand kentinde başlayan bu hareket, kısa süre sonra Türkistan geneline yayıldı. 1921 yılında Enver Paşa’nın “Basmacı Hareketi”ne katılmasıyla birlikte ayaklanma da şiddetlenmeye başladı. Bu dönemde Rusların Basmacı Hareketi’ne karşı mücadeleye girmesiyle, “Koçbaşı” adı verilen basmacı hareketi liderleri birbirinden ayrıldılar. Tarih 1936’yı gösterdiğinde Enver Paşa şehit oldu ve Ruslar karşısında yeteri kadar donanıma sahip olmayan Basmacı hareketi de böylelikle sona erdi. II. Dünya Savaşı’nın patlak vermesiyle birlikte buradaki Türkler savaşmaya zorlandılar ve bir kısmı da düşmanla işbirliği yaptıkları gerekçesiyle Kırım, Karaçay, Balkar, Ahıska, Çeçen ve İnguş Türklerini Orta Asya’ya ve Sibirya’ya sürgün edildi.