Stanley Kubrick Efsanesini Oluşturan Filmler
20. yüzyılın en harika yönetmenlerinden Stanley Kubrick hikayeleri işleyiş biçimi ve kamerayı kullanış tarzı ile sinema tarihinin en harika isimlerinden biri oldu. Çektiği her film olay olan Kubrick, üçü kısa olmak üzere toplam 16 film çekti. Kariyerine fotoğrafçı olarak başlayan Kubrick, izlediği filmlerden daha iyisini yapacağını düşünerek yönetmenliğe adım attı ve gerçekten dediğini yaptı… İşte efsane yönetmenin çektiği bilim kurgu filmleri ve fantastik filmler türündeki efsane filmler…
DOCTOR STRANGELOVE (DOKTOR GARİPAŞK / 1964)
Stanly Kubrick’in ilk gerçek yönetmenlik deneyimi olarak da değerlendirilen 1964 yapımı film, Kubrick’in nasıl bir yönetmen olduğunu gördüğümüz ilk film olarak nitelendirilebilir. Ünlü oyuncu Peter Sellers ile Kubrick ilk kez bu filmde birlikte çalıştı. Hatta Kubrick’in, Sellers’ın oyunculuk performansı karşısında hayran kaldığı rivayet edilir. Tüm karakterlerin bir komedi unsuru olarak kullanıldığı bu film, soğuk savaş dönemi ABD ve Sovyet ilişkilerini tiye alan bir kara mizah. Doktor Stangelove, şu ana kadar yapılmış en iyi kara mizah örneklerinden hatta en iyisi olarak görülüyor.
2001 SPACE ODESSEY (2001 UZAY MACERASI / 1968)
İşte Stanley Kubrick denince akla ilk gelen filmlerden biri… Tam bir edebi ve görsel bir şölen olan 2001 Space Odessey, ünlü bilim kurgu yazarı Arthur C. Clarke’ın 2001 adlı romanından uyarlandı.
Filmle alakalı en ilginç detay, insanoğlunun uzaya çıkmadan uzayı sinemadan izlemesiydi. Filmi izleyenler yaklaşık 2 saat boyunca uzayın karanlığında harika bir yolculuğa çıkıyor. O dönem daha uzaydan net bir fotoğraf dahi olmadan gösterilen tasvirler gerçekten hayranlık uyandırıyor. Çekildiği yıl itibarıyla, birçok yönetmeni kıskandıracak cinsten uzay modellerini, kostümleri, müzikleri ve görsel zamanlamaları barındırıyor.
A CLOCKWORK ORANGE (OTOMATİK PORTAKAL / 1971)
Anthony Burgess’in aynı isimli romanından uyarlanan filmde Kubrick, derin bir sistem eleştirisi yapıyor. Filmin baş karakteri Alex ve Drogi Çetesi, Londra’nın sokaklarında başıboş ve kanun koyucu olarak geçiyor. Sonrasında ise toplum tarafından dışlanan bu gençler politik oyunların kurbanı oluyor. Filmde hem bir sistem ve toplumsal düzen eleştirisi, hem de varoluşçu felsefe ve insan psikolojisi üzerine sorgulamalar yer alıyor. Ünlü besteci Beethoven’ın 9. Senfonisi de filmin en güzel ayrıntılarından biri olarak dikkat çekiyor.
Film yayınlandığı dönem itibarıyla öyle bir sansasyon etkisi yaratmıştır ki, içerisindeki şiddet ve seksi özendiren Alex'in çetesinden Londra'da çokça türemiş ve toplum sağlığı bundan zarar görmüştür. Yani Londra'da, insanlara şiddet uygulayan ve tecavüz eden gruplar türemiştir. Bu sebeple günümüzde bile filmin İngiltere'de ve Amerika'da yayınlanması yasaktır.
BARRY LYNDON / 1975
Film, 18.yy Avrupa'sı burjuvazisini harika anlatır. Klasik figürlerle ve çırpınmaya başlayan sınıflarla büyükten küçüğe yaşanan hikayeler trajedinin ana konusunu oluşturuyor. Biz de köylü Barry'nin burjuvazi klasmanı içerisinde yükselişine ve düşüşüne ağlamaklı gözlerle tanık oluyoruz.
Film, döneme uygun tipografisi, makyajlar, tablolar, karatlar değerindeki lale kokulu saray bahçeleri ve yitirilen hayatlardan oluşuyor.
THE SHINING (CİNNET/ 1980)
Stephen King’in aynı isimli romanından uyarlanan film, Kubrick’in en kült ve en harika filmlerinden biri olarak dikkat çekiyor. Hatta ölmeden önce izlenmesi gereken filmler listesinin üst sıralarında yer alıyor. Aslında filmin uyarlandığı romanı yazan Stephen King'in filmi beğenmedi, hatta bu yüzden Hollywood’a küstüğü söylenir. Filmdeki en dikkat çeken unsurlardan biri, kapı kırma sahnesinin 120 tekrarda çekilmesidir. Başrolde oynayan Jack Nicholson’un performansı için sadece “Harika” denebilir.
FULL METAL JACKET (1987)
Full Metal Jacket, Vietnam Savaşı sırasında yaşanan, duygusal, biçimsel, politik ve eğitimsel hataları dramatik bir şekilde ele alıyor.
2001 Uzay Macerası ve Otomatik Portakal filmlerinde oluğu gibi, bu film de harika bir girişle başlıyor. Devamında ise oldukça yürek burkan sahneler yer alıyor.
EYES WIDE SHUT (GÖZLERİ TAMAMEN KAPALI / 1999)
1999 yapımı film, efsane yönetmenin son eseridir. Filmin konusu ise, birçoğumuzun diline mizahi pelesenk olmuş İllüminati ile ilgili. Bu sebeple filmin yayınlanmasından 3 ay sonra ölen Kubrick'in ölümü şaibeli bulunur.
Filmin başrol oyuncuları Tom Cruise ve Nickole Kidman arasındaki seks sahnesinin 70 tekrarda çekildiği belirtiliyor. Filmde kadın erkek ilişkilerindeki psikoloji, uyuşturucu, AIDS üzerine yaklaşımlar zekice diyaloglar ve gerilim artırıcı piyano gelgitleriyle anlatılıyor.