Tarihi Bir Gerçek: İnsan Hayvanat Bahçeleri

Bundan 55 yıl öncesine kadar, yani çok eski değil, bazı ülkelerin pek çok kentinde, nadir hayvanlarmış gibi seçilip kafese konan, Afrika’dan getirilen insanlar, etrafı dikenli tellerle çevrili olan hayvanat bahçelerinde diğer insanlara gösteriliyor, adeta teşhir ediliyordu. O dönemler yaşanan olaylar hakkında bilinmeyenleri öğrenme için; ►Kölelik Hakkında Daha Önce Duymadığınız Korkunç Bilgiler sayfasını okumanızı öneririz.

1870'ler ile 1960’lar arasında gerçekleşen bu olayda sırf bu amaç için binlerce insan kadın, erkek, çocuk Afrika’dan gemilerle taşınıyordu ve vahşi insanlar, 'ilkeller, insana benziyorlar, insanoğluna en yakın varlık galiba' diyerek tanımlanıyordu ki bu aslında onların insana benzemediğini gösterir. Bu ülkelerden bazıları:

• Belçika,
• Hollanda,
• İspanya,
• Macaristan,
• Almanya,
• İsveç,
• İtalya,
• ABD

Burayı ziyaret eden kişilerin sayısının da az olmadığı, insanların bazılarının intihar ettiği, bazılarının ise teşhir edilirken öldüğü biliniyor. Fuar alanının dışında bulunan levhada yiyecek verilmemesi gerektiği, daha önce beslendikleri yazılıydı ve büyük kalabalıkların önünde, yerel hayvanat bahçelerindeki hayvanlarla beraber sergilenen insanların çoğunun üzerindeki kıyafetler çıkarılırdı, göğüsleri açıkta dururdu. Ölenler de sergilenirdi.

1889’da 18 milyon insanın gezdiği Paris’teki dünya fuarı ve 1931’de Paris’te açılan 34 milyon kişinin ziyaret ettiği İnsan Hayvanat Bahçesi gibi örnekler hakkında bazı bilim adamlarının görüşleri de aktarılıyordu. Buna göre bilim adamlarının bu insanlar hakkında söylediği, akıllarının geri olduğu ve saldırgan oldukları ile hiçbir hislerinin olmadığıydı. Pigmelerin çeşitli danslarla halkı eğlendirmeye zorlandığı bu insanlık dışı yerden bir kare...

1900’lerde insanlar tarafından şiddetle karşı çıkılmasa da, aklı başında görünüp aslında öyle olmadığı aşikar olan kişilerin yaptığı bu ırkçılık, halkı şaşkınlığa sokmuştur fakat Aborigin ve Afrikalıların çıplak şekilde kafeslere kapatılıp kalabalıklar önüne çıkarılarak sergilendiği bu yerler, kurulduğu zamanlarda çok popülerdi. Kuzey Amerika da daha sonra bu ülkeler içinde yerini almıştı. 1934 St Louis’de yapılan Vahşiler Olimpiyatları’na katılmaya zorlanan yerlilerin bir fotoğrafı...

Kongo’lu Ota Benga... 1906... İnsanlığın utanç göstergelerinden bir tanesi de onun kucağında maymunlarla dolaşmaya zorlanmasıydı ve Bronx hayvanat bahçesinde olan, diğer hayvanlarla aynı kafese konulan Benga, orangutanlarla güreşmeye de zorlanmıştı. Hayvanlarla beraber olmadığı vakitlerde ise sepet ören ve ok ile yay kullanarak etrafa atış yapan Benga'nın bir fotoğrafı...

Hayvanat bahçesinde çalışan siyahilerin içinde Benga’ya nasıl davranılması gerektiğine dair karşı çıkmalar olmuştu, hatta New York Times'ın yazısına göre, içlerinden bazıları maymunlarla beraber kafese insan konulmasına karşı sesini çıkarmıştı. Paris hayvanat bahçesinde vücut hatları farklı olduğu için tutulan kadınlar vardı ve beyazların ziyaret etmesinin bir sebebi de onların kalçalarını görmekti. İşte, o kadınlar...

Avrupa’daki insan hayvanat bahçeleri kavramının ortadan kalkması ancak İkinci Dünya Savaşı'ndan sonrayı bulmuştur ve Adolf Hitler bunu yasaklayan kişilerden biri olmuştur. Otto Von Bismarck'ın da ziyaret etmiş olduğu Almanya’daki zenci köyünden bir anne ve oğlunun fotoğrafı...

En son insanat bahçesi, 1958 yılında Belçika‘da sergilenmiştir. 

Son olarak söylemek gerekir ki, ırkçılık 1800’lerden itibaren fazla yol kat etse bile bugün de yaşanmaktadır. Acı çekenleri hatırlamak, her ne kadar acı da olsa unutmamak ve ırkçılığa dair bu örnekleri vurgulamak gelecek nesillerde bu tarz olayların yaşanmaması için gerekli olan bir davranıştır.

NeOldu.com / Özel Haber