Tarihte Bugün: İstanbul'un Fethi
İstanbul'un Fethi Hakkında Kısaca Bilgi
İstanbul, 29 Mayıs 1453'te Fatih Sultan Mehmet tarafından fethedildi. İstanbul'da Bizans İmparatorluğu asırlardır hüküm sürüyordu. II. Mehmet, Bizans'ın son dönemlerde güç kaybetmesi, yeni Haçlı Seferleri için Bizans'ın kışkırtıcı yapısı, Hz. Muhammed'in İstanbul'u fetheden komutanı övmesi gibi nedenlerden dolayı İstanbul'u fethetmeye karar verir. Bu fetih için birçok hazırlık yapılır. Artık İstanbul'u fethetmek için bir engel yoktu. 6 Nisan'da başlayan kuşatma 53 gün sürecek ve İstanbul fethedilecekti.
İstanbul'un Fethi Neden Kolay Oldu?
- Bizans'ın ordu ve donanmasının zayıf oluşu,
- Bizans'ın kuşatma sırasında Avrupa'dan yardım alamaması,
Osmanlı ordusunun başında Fatih gibi inancı güçlü birinin olması gibi nedenlerden dolayı kısa bir sürede koskoca Bizans İmparatorluğu'nun başkenti Kostantin, yani İstanbul fethedilmiştir.
İstanbul'un Fethi ile İlgili Hadis
Peygamber Efendimizin İstanbul'un Fethi ile ilgili asırlar önce söylenmiş bu kutlu sözü, İstanbul'un Fethi'nin önemini, fetheden Fatih Sultan Mehmet ve Askerlerinin ne derece mübarek olduğuna asırlar önceden haberini vermiştir.
İstɑnbul muhɑkkɑk fetholunɑcɑktır. Bunu gerçekleştirecek ordunun kumɑndɑnı ne mutlu kumɑndɑn ve ɑskeri ne mutlu ɑskerdir. (Hz. Muhɑmmed (sɑv)
İstanbul'un Fethi Ne Zaman Kutlanır?
II. Mehmet, İstanbul’u 6 Nisan’da kuşatmıştır. 53 günlük bir kuşatmadan sonra şehir 29 Mayıs 1453’te fethedilmiştir. İstanbul’un Fethi için tatil olması önerilerinde bulunuldu. Ancak Tatil olmadı. Bugün İstanbul’un büyük alanlarında coşkulu bir şekilde kutlanmaktadır. Eğer İstanbul Fethi kutlamalarına katılmak istiyorsanız; 29 Mayıs günü Yenikapı'daki kutlamalara katılabilirsiniz.
Fatih Sultan Mehmet'in İstanbul'un Fethi ile İlgili Sözleri
İstanbul'u Fetheden Osmanlı Hükümdarı Fatih Sultan Mehmet'in İstanbul'un fethi ile ilgili söylemiş olduğu birbirinden anlamlı, güzel sözlerini sizler için derledik. İşte Fatih'in İstanbul için söylediği sözler;
- İstanbul’u niçin fethettiklerini sorduklarında; önce o benim gönlümü fethettiği için.. - Fatih Sultan Mehmet
- Ey Tecrübe Sahibi Bahadırlarım! Ben durumu bu şekilde değerlendirerek, şartların en müsait an olduğunu düşünerek sizleri burada topladım. Hepinizin yapmış olduğum açıklamalara kani olarak fikirlerimde müşterek olduğunuzu muhakkak zannederim ve derim ki: Çok süratli bir şekilde durumun gerektirdiği şekilde hareket ederek bu şehri zapt etmeliyiz. - Fatih Sultan Mehmet
- Artık gecikmeye sebep ve lüzum yoktur. Öyle bir fikri tɑkibe ve öyle bir mɑksɑdɑ hizmete hɑyɑtımızı vɑkfedelim ki, yɑ bu şehri ɑlɑlım ve yɑhut fethi uğrunɑ mücɑdele ederek hepimiz ölüm diyɑrını vɑtɑn edinelim. - Fatih Sultan Mehmet
- Karadan ve denizden bu şehrin dışarıyla olan irtibatını tamamen kesmiş bulunuyoruz. İşte bütün bunlardan dolayıdır ki, şehrin elimizden kurtulmasına imkan ve ihtimal yoktur. Buna bütün kanaati vicdaniyem ile inanıyorum.- Fatih Sultan Mehmet
- Düşmandan yüz çevirmek korkaklıktır. Benim ikbalim yücedir. Talihsizlik ise düşmanın nasibidir.- Fatih Sultan Mehmet
- Baykuştan pervâmız yok, biz şahinler sürüsüyüz.- Fatih Sultan Mehmet
- Ey İhtiyar Fedakarlar, Ey Şahbaz Delikanlılar! Bir fütuhat laf ile kolayca yapılmadı. Emeksiz devlet olur mu? Canını ve malın feda etmeyen aşık, visâle erer mi? Nice kanlar döküldü, nice yaralar açıldı, nice yetim ve dullar gözlerinden matem yaşları akıttı. - Fatih Sultan Mehmet
- Bir gece ansızın gelir krallığınızı imparatorluğuma katarım. - Fatih Sultan Mehmet
- Pederim cennet mekɑnɑ gelince; sɑltɑnɑt yıllɑrını idrɑk edenlere izɑhɑ gerek yoktur ki, ne büyük bir kuvvet ile şehrin üzerine hɑreket etti. Yɑpmış olduğu hücumlɑrlɑ şehrin surlɑrınɑ o kɑdɑr yɑklɑşmıştı ki, ordusundɑn ɑtılɑn oklɑr, sɑvunmɑdɑki ɑskerlere isɑbet ediyor idi. Şehrin zɑptı bu kɑdɑr yɑklɑşmış olduğu hɑlde, sultɑnın emniyetini kɑzɑnmış olɑn yɑkınlɑrının himmetleri ile sulh yɑpılmış ve kuşɑtmɑyɑ kɑldırılmıştı. - Fatih Sultan Mehmet
- Ey Benim Ünlü ve Sɑdık Komutɑnlɑrım! Tɑrife hɑcet yoktur ki, şimdi sɑhip olduğunuz şu devlet ve memleket nice mücɑdele ve zorluklɑrlɑ kɑzɑnılmış ve ɑtɑdɑn dededen bize intikɑl etmiştir. İçinizde bɑhtiyɑr olɑnlɑr o mücɑdele ve zorluklɑrɑ bizzɑt ortɑktırlɑr. - Fatih Sultan Mehmet
- Ey Konstantiniye! Ya sen beni alırsın, ya ben seni alırım! - Fatih Sultan Mehmet
Allah beni bu şehrin halkının müttefiki olarak bu zamana kadar sakladı. Biz bu şehrin düşmanlarına galip geldik ve onların vatanlarını aldık. Burayı Makedonyalılar Taselyalılar ve Moralılar almışlardı. Biz bunların bizlere karşı kötü davranışlarının intikamını yıllar geçmesine rağmen torunlarından aldık. - Fatih Sultan Mehmet
İstanbul Fethi İçin Söylenmiş En Güzel Sözler İçin TIKLAYIN
- İstɑnbul Muhɑkkɑk Fetholunɑcɑktır. Bunu Gerçekleştirecek Ordunun Kumɑndɑnı Ne Mutlu Kumɑndɑn ve Askeri Ne Mutlu Askerdir. - Hz. Muhɑmmed (S.A.V.)
- Yɑ ben İstɑnbul’u ɑlırım yɑ İstɑnbul beni. - Fɑtih Sultɑn Mehmet
- Biz toprɑklɑrı değil gönülleri feth etmeye gidiyoruz. - Fɑtih Sultɑn Mehmet
- İki büyük cihɑnın kesinti noktɑsındɑ, Türk vɑtɑnının ziyneti, Türk tɑrihinin serveti, Türk milletinin gözbebeği İstɑnbul, bütün vɑtɑndɑşlɑrın kɑlbinde yeri olɑn şehirdir. - Atɑtürk
- Dünyɑyɑ son kere bɑkɑcɑksın deseler bu bɑkışı İstɑnbul’un Çɑmlıcɑ’sındɑn isterdim. - Lɑmɑrtine
İstanbul'un Fethi ile İlgili Şiirler
İstanbul Fetihle ilgili en güzel şiirleri sizler için bir araya getirdik. Bu birbirinden güzel şiirleri okullardaki etkinliklerde okuyabilirsiniz. İşte En Anlamlı İstanbul'un Fethi şiirleri;
Fetih Marşı
Yelkenler biçilecek, yelkenler dikilecek;
Dağlardan çektiler, kalyonlar çekilecek...
Kerpetenlerle surun dişleri sökülecek...
Yürü: "Hala, ne diye oyunda oynaştasın?
Fatih’in İstanbul’u fethettiği yaştasın!
Sende geçebilirsin yardan, anadan, serden...
Senin de destanını okuyalım ezberden...
Haberin yok gibidir taşıdığın değerden...
Elde sensin, dilde sen... Gönüldesin, baştasın:
Fatih’in İstanbul’u fethettiği yaştasın!
Yüzüne çarpmak gerek, zamanenin fendini,
Göster: Kabaran sular nasıl yıkar bendini?
Küçük görme, hor görme, delikanlım kendini
Şu kırık abideyi yükseltecek taştasın;
Fatih’in İstanbul’u fethettiği yaştasın!
Bu kitaplar Fatih’tir, selim’dir, Süleyman’dır;
Şu mihrap sinanüddin, şu minare Sinan’dır;
Haydi, artık, uyuyan destanını uyandır!
Bilmem neden gündelik işlerle telaştasın?
Kızım, sende Fatihler doğuracak yaştasın;
Delikanlım, işaret aldığın gün atandan
Yürüyeceksin... Millet yürüyecek arkandan;
Sana selam getirdim Ulubatlı Hasan’dan...
Sen ki burçlara bayrak olacak kumaştasın...
Fatih’in İstanbul’u fethettiği yaştasın!
Bırak, bozuk saatler yalan yanlış işlesin!
Çelebiler çekilip haremlerde kışlasın!
Yürü, arslanım, fetih hazırlığı başlasın...
Yürü, hala ne diye, kendinle savaştasın?
Fatih’in İstanbul’u fethettiği yaştasın!
- Arif Nihat Asya -
***
Fetih
Nice kanlar döküldü hep bu şehrin uğrunda
Günü geldi İstanbul Fatih´indi sonunda
Fatih´e istanbul´u bahşeyledi yaradan
"Bu şehri fetheyleyen,O ne güzel kumandan"
Zaten hep Fatih´eydi o hadis ve işaret
Nice yiğit vardı da edemedi cesaret
O emir gelmeseydi İstanbul´a mevladan
Lakin girilemezdi ne deniz,ne karadan
Ey İstanbul!Yücesin,bekledin Fatih´ini
Değiştirdin bir anda Fatih´in talihini
Yalnız O´na diz çöküp,yalnız O´na eğildin
Sen başka fatihlerin harcı bile değildin
Hadi,sen de fatih ol ve fetheyle şehrini
Bilmesinler bu fethin ne zaman,ne yerini
Dur!Savaşma yine de,sen kabuğuna sokul
Lakin günü gelmeden fethedilmez İSTANBUL
- Salman Topal -
***
Fetih Zamanı
Havanın mavisinde, denizin yeşilinde
Bir türkü, Ortaasya’dan beri duymuşuz.
Anamızın sütünden bayraklara kadar
Yüce fetihle büyümüşüz.
Yakmış gecemizi yıldızlar
Burçlardan yana uyanmışız.
Bir yazı gibi tepeler alnında
Yazılmışız, silinmişiz.
Nur ile kuvvet ile aşk ile
Kaderin büyüsünü bozmuşuz.
Görmüşüz suretini güzelliğin
Koca feleklere görünmüşüz.
Cihanın yarısı gök;
Önünde şehit şehit durmuşuz,
Cihanın yarısı İstanbul
Almışız.
- Fazıl Hüsnü Dağlarca -
***
İstanbul'un Fethi
Aştık geçilmez dağlar üstünden
Öyle vakur, öyle heybetli
Vardık ot bitmeyen vadilere
Ayağımız değdi yeşerdi!
Gönlümüzde büyüklüğü Asya’nın
Yıktı köhneliğini orta zamanın
Zamanın karanlığı ortasında
Şimşek örneği parlayan kılıcımız
Nur yağdırdı aydınlık yeni günlere
Eskilik, karanlık düşüverince yere,
Dağlar, denizler misali,
Yol verdi gemilere!
Sustu kulakları tırmalayan çan;
Burca bayrak dikince Ulubatlı Hasan!
İbrahim Minnetoğlu
***
Fetihle Fatih
Allah diye çağlarken gözlerden sel
Boş çevrilmez duaya açılan el
Yeter ki istesin yüce yaradan
Peş peşe yürür gemiler karadan
Günlerce hisarı dolaştı, gezdi
Önce tasarladı sonra da çizdi
Hazırlıklar yaptı vermeden emir
Döktürdü topları eritip demir
Bin dört yüz elli üç mayıs sabahı
Son bulacaktı mazlumların ahı
Nur yüzüyle Akşemseddin secdede
Sabahlara kadar alnı yerlerde
“Ya Rab! Onca sahabeler aşkına
Dağıtıp çevirme bizi şaşkına
Üçler, beşler, kırklar, yediler için
Yardım et ki; düşmesin, yerlere din…
Bir yol göster milletime ne olur
Parçalansın Bizans’ı koruyan sur
Ya Rab! Sevinç doğdur mahzun yüzlere
Ya Rab! Nasip et zaferi bizlere…”
Göğsüne hançer saplandı Bizans’ın
Halkına zulmeden kim varsa yansın
İlay-ı Kelimetullah yönünde
Açıldı kapılar fethin önünde
Şehitlik için ön safta koşarak
Diktiler bayrağı surlar aşarak
“O; ne güzel er, ne güzel komutan”
Kıldı İstanbul’u bizlere vatan
Peygamber sözünü doğrular fetih
Sultan Mehmetken oluverdi Fatih
- Halil Manuş -
***
İstanbul'un Fethi
Azgın bir sel gibi şahlandı mübarek ordu
Bir nisan sabahı Rumeli sırtlarında durdu
İdrak edilmez aşikâr sardı çehreleri
Nidalarla yükseliyordu tekbir sesleri
Tarih bile susmuştu o esrarengiz plana
Gemiler o gün karadan yüzüyor limana
Atını dizginledi ummâna kadar fatih
Sabret! Hûda sana bahşedecek burda fetih
Çünkü müjdeyi veriyordu yüce peygamber
**-İstanbulu fetheden asker ne güzel asker**
Senin Sevdandır Ehl-i Serverlerin sevdası
Bazen Mekke bazende İstanbul olur rüyası
Sen ki elbet olacaksın bu müjdeye nail
Korkma Allah seni burada etmez ki zelil
Asırlar evveline bakında neler görün
Eyyup el ensarın kabrini surlarla örün
Onuncu yılına varınca nihayet hicret
Fethedildi Mekke söndü bağrını yakan şiddet
Bu ordu farklı mıydı ki o şanlı ordudan
Sende nasibi aldın peygamber onurundan
Uhudtan,hendekten,muteden sahneydi bu cenk
İsimler farklı gerisi tekerrürden ibaret
İlk sancak burçta dalga dalga dalgalanıyor
Yiğit bekçisinin ellerinden haykırıyor
Dayanır mıydı artık buna yerler ve gökler
İşte beyaz atlarla kente giriyor fatihler
Fetihle karanlık çağlara aydınlık mührü
Sendin yeşermiş İslamın yarını dünü
Damarında ecdadın kanıyla gezen yiğit
Sana sitem ediyor asırlar öncesi şehit
kanın bitmeden sakın bitmesin imanın
İstanbula olsun en mukaddes duaların
- Selim Alacahan-
NeOldu.com / Özel Haber