The Martian (Marslı) Filmi Hakkında Bilinmesi Gerekenler
Öncelikle belirtmek istediğim şey, internette bu film hakkında yorumları okuduğumda haksız yere yapılan birçok olumsuz eleştiri olduğu. Film kesinlikle sıkıcı değil ve boş yere uzatılmamış. Gayet kararında. Hatta kitabı da olduğu için genellikle film uyarlamaları kitaptan eksik olduğundan, kitabı okuyanların ne kadar uzun olursa o kadar iyi olacağını düşündüğünü düşünüyorum. Tuhaf ve uzun, çok düşünmeli bir cümle oldu ama onlar ne dediğimi anlamıştır :). Sizler için hazırladığım bu inceleme film içeriğimde The Martian hakkında bilinmesi gerekenleri sunacağım...
Filmin birçok anında verilmesi zor kararlar, seyirciyi koltuğa çiviliyor ve bu, heyecanı sürekli dorukta tutuyor diyebilirim. Filmi henüz izlememiş olanların keyfini kaçırmamak için spoiler vermeden yazıyı tamamlamaya çalışacağım.
Adından da anlaşılacağı gibi film Mars’ta geçiyor. Marslı denmesinin sebebi ise bir adamın orada hayatta kalmaya çalışması. Bunu başarmak için ufak hesaplamalar yaptığı sahneler eminim ki sizi de etkileyecek. Filmin bazı sahnelerinde filmi öne eğilip perdenin içine girerek izlemek istedim ama arkadakiler saçımın topuzunu izlemek istemeyeceği için yapamadım. Bu hesaplama sahneleri ve ne büyük buluşma sahnesi (ne olduğunu anlamayın diye böyle söylüyorum, filmi izleyince hangi sahneyi kast ettiğimi anlayacaksınız) benim için en önemlilerinden biriydi. Aynı zamanda Marslı adamımız Mark Watney’in sevinçten neredeyse hüngür hüngür ağlamaya başlayacağı sahne, Matt Damon’ı bir kez daha yukarılara taşıyor.
Andy Weir tarafından yazılan aynı adlı romandan, Drew Goddard tarafından yazılan senaryosu ile sinemaya uyarlanan filmin yönetmen koltuğunda Ridley Scott oturuyor ve bilim kurgu türüne ismini emin darbelerle yazdırıyor.