Yakamoz Sözleri | Yakamoz ile İlgili Romantik Sözler
Yakamoz Sözleri
Gökyüzündeki her bir yıldız geceleri bana senin kokunu taşıyor. Sanki Gece bizim için güzel ve gece ikimizde çok güzeliz. Şarap gibiyiz, Dolunay'da yakamoz gibi...
Geceleri gelirdin yanıma, yakamoza bakar beraber ağlardık. Biz seninle gündüz değil, gece yaşardık sevgili.
Gel seninle mehtaba çıkalım. Yıldızları sayarak bekleyelim sabahı. Gün batımını beraber seyredelim. Yakamoz da aşkımızı ilan edelim...
"Gecenin elleri dolaşıyor saçlarımda, heryer sessiz, heryer kapkara... hayallerimse, yakamoz, yakamoz vurdum sırtıma, bir çuval dolusu... ufkumda gözlerin. içinde yosun kokusu...bütün yelkenlerim fora. yol alıyoruz yepyeni yarınlara..."
- Nursen Ateş
Sahil, Ay ile koyun koyuna. Yakamozlar ışıl ışıl parıldıyor. Kayalarda var sanki bir yansıma, gözleriyle uzaklara bakan bir cift...
Ben hiç deniz görmedim ama yakamoz gördüm. İlk gördüğümde bu adem evladını geceydi. Bir konuştu, şehri sel aldı, ay vurdu yüzüne, yüzü dalgalandı ışıl ışıl. Ben hiç deniz görmemiştim o güne kadar, bir adamın yüzünde gördüm.
Gece bir başka giyer siyahını, yıldızlar daha sönük olur, yakamozlar başka çizer denize kendini ve hayat daha kahpe oynar oyununu sen yanımda yoksan. Beyaz bir güvercin yolluyorum sana; kanatlarında mutluluk...
"Bir temmuz gecesi çık gel. Bir elinde deniz. Bir elinde yakamoz olsun. Bu tutsaklık böylece son bulsun."
- Seçil Oğuz
En karanlık anında gecenin, yoksunsan ayışığından bile "Yakamoz" vardır inadına, umudun nöbet yerinde. Bir tutam ışık için, bir yudum aydınlık adına...
Ay ışığına vuruldum ben. Başka dünyaya yansa da çok zor geçen günün ardından uyurken ben. Odam hep ışıksız kalmışsa da...
Yakamoz tutmaz ise gönlüme "Ay" olursun...
Yakamozla her yudum çarpı iki. Her ara bölü iki. Deniz şart, dolunay şart. Her dolunayda elde bardak deniz kenarındaki masanın yolunu tutmak şart.
Gece yakamoz düşerken denize aklımda yine sen yine de sen.
Şarap gibiyiz, dolunayda yakamoz gibi, masmavi bir sahil kasabası gibi...
Ben güneşi, O dolunayı severdi. Ben geceye küskün, O gündüze kördü. Ne ben bir yakamoz gördüm, nede O gün yüzü...
"Yağmur yağar ıslanırsın vay aman. Güneş doğar kaybolursun vay aman. Ay ışığı der durursun vay aman. Yakamozsun sen..."
- Ahmet Kaya
Deniz, yakamoz, kum, yıldızlar, iki bira, birkaç şiir, sen bir de ben. Güzel hayal di mi? harbi güzel hayal. Ama sadece hayal...
Gün bir gün, sevdalanmış geceye gecede yakamoz düşürmüş denize o günden bugüne geceyle gündüz ayrılmaz olmuş ta ki güneş tutulup gölge düşürene dek sevdalara.
Yakamoz sularda gümüşten bir iz bırakırken, gökte yıldızlar parlıyordu. Yalnız kaldığım günler ve geceler, kalbim her yerde seni arıyordu.
Sıcak bir Aralık gecesi, ıslatır yanmış tenimi, yaklaşır o güzel bedeni, kendisi yakamoz güzeli...
Ben yakamozu bu kadar çok severken o bir başkasına yakamoz güzeli diyor.
Koşamıyorum mesela yakamoz manzarasında, serin rüzgarın saçlarımı uçuşturduğu yumuşak kumlu kumsallarda...
Gece ile gün birbirlerine aşık olmuşlar, lakin kavuşamamışlar. Çünkü buluşacakları bir yer bulamamışlar bir türlü. Sonra bir gün akıllarına deniz gelmiş. Denizde buluşabiliriz diye düşünmüşler. Güneş batıp, gecenin karanlığı denizi sarınca, gün ışığı ile beraber gizlice denizin içinden gelmiş kavuşmuş gece ile. En karanlık gecede bile, denizin içten içe yanmasının sebebi işte buymuş.. Birbirine dokunamayan iki aşığın buluşmasıymış yakamoz. Ümitsizliğe düşenlerde yakamoza bakıp düşünürlermiş: "imkansız diye bir şey yok. Işık her daim var."
Bir hikaye yaşandı denizlerinde gözlerinin suyu yıkayan bakışlarında yakamozlarla betonlarda sıkışan yüreğimle sevdaya hasret ruhumu...
Ne zaman kapatsam gözlerimi gözlerin geliyor aklıma... Uykulara rest çektim birleşmez oldu kirpiklerim ne zaman yakamoz çıksa aya benzer yüzün gelir aklıma uykulara rest çektim
Her sabah yanında uyansam. Gözlerinde yakamoz olsam. Ömrümü ömrüne doladım, bırak sende kaybolayım.
Birbirine dokunamayan iki aşığın buluşmasıymış yakamoz. Ümitsizliğe düşenlerde yakamoza bakıp düşünürlermiş: "imkansız diye bir şey yok. Işık her daim var."
Gün bir gün, sevdalanmış geceye. Gece de yakamoz düşürmüş denize. O günden bugüne, geceyle gündüz ayrılmaz olmuş. Ta ki Güneş tutulup, gölge düşürene dek sevdalara...
Ay ışığında bir gece yakamozlar vururken sahile, bir ateş yaktım yüreğime, duman duman sen doldun içime...
En duygusal anların izahında sık kullanılan bir öge iken yakamoz, belki ayın denize sunduğu ışığın yansımasından öte bir şey değil. Bireylerin bakış açısı ve ruh hali doğrultusunda hayata bakış açılarının değişiminin en güzel örneklerinden biridir aslında Yakamoz. İçinde bulunulan ruh halinin çeşitli etkileşimleri algının esnekleşmesine ve algının genişleyip duruma uygun olana yönelmesine neden olur.
Yinede nefes alamadığım gecelerde gözlerimin buğusuna sığdıracak içtenlikle birinin varlığı uyandırıyor her sabahın uğultusunda beni. Yalnız dolaştığım sahilde denize düşen yakamoz, yıkımı hedefleyen kasırganın ortasında sığınak, prangalarımın anahtarı, kanıma etki eden aşısın...