Genel Güvenliğin Kasten Tehlikeye Sokulması Suçu TCK m.170
Genel Güvenliğin Kasten Tehlikeye Sokulması Suçu Nedir ?(TCK m.170)
Eski TCK’da madde 360’dan sonra ‘’amme selameti aleyhine cürümler’’ şeklinde düzenlenmişti. Eski TCK’dan farklı olarak cezalar da da farklılık vardır, cezaların alt ve üst sınırlarında bir farklılık bulunmaktadır. Suça konu objelerin mülkiyetinin ve objelerin ne olduğunun önemsiz kabul edildiği daha ziyade eylemin niteliği ile ilgilendiğini görüyoruz.
Kanun koyucunun bu normu düzenlemesindeki esas amacı kamunun esenlliğidir. Çünkü düzenlendiği bölüm topluma karşı suçlardır. Bireye karşı suçlar bölümünde düzenlenmemiştir. Sistematik yorum yöntemi bizi bu sonuc götürür. Kişilerin yaşam hakkı, vücut bütünlüğü ve mal varlığı değerleride ayrıca bu madde ile korunmaktadır.
AİHM’si yaşam hakkı koruması bağlamında sadece binayı yapanın değil devletin de koruma ve denetleme yükümlülüğünü yerine getirmediği için AİHS’ne aykırı davrandığı sonucuna da varıyor.Bundan hareketle TCK m. 179, AİHS’in de düzenlenen yaşam hakkını ve ayrıca sözleşmeye Ek-1 protokolde düzenlenen mülkiyet hakkını da koruma altına alır.
170. madde genel güvenlik açısında derin ve yaygın bir şekilde zedeleyici olduğu kabul edilen eylemleri ve dolayısıyla hukuki menfaati korur.TCK m. 170 belirsiz bir tehlikeye karşı kamuyu korumaktadır. Bu şekliyle de TCK m. 170 önleme amacına hizmet eden caydırıcı normlar niteliğindedir.Bu hukuk devleti olmanın getirdiği bir sonuçtur. Devletin tek görevi ve fonksiyonu eylem ortaya çıktıktan sonra etkisini göstermesi değildir. Önleyici tedbirler de alıp bu yolla da caydırıcı olmasıdır. Hukuk devletinin önleme görevi de vardır.
Genel Güvenliğin Kasten Tehlikeye Sokulması Suçu’nun Fail’i kimdir?
Bu suç bakımından herkes fail olabilir. İhmal gerekçesiyle biz devleti fail olarak gösteremeyiz çünkü devlet TCK anlamında Fail olamaz. Ama görevini kötüye kullanan kişi olarak devlet görevlisi fail olabilir.
Genel Güvenliğin Kasten Tehlikeye Sokulması Suçu’nun Fail’i kimdir?
Bu suçun mağduru kamudur. Madde de kişiler şeklinde ifade vardır, genel bir ifade kullanılıyor.Tehlike belirsiz sayıda kişiye gider, bu sebeple burada ana kabulümüz mağdurun kamu olduğudur ama bir kişinin başına bir olay geldikten sonra artık zarar suçundan dolayı zarar gören kişinin mağdur olduğunu kabul edebiliriz.
Somut tehlike suçları: Kanunda tanımlanan hareketten objektif olarak bir tehlikelilik halinin doğmasını ararız. Bu objektif olma bizim açımızdan önemlidir. (havaya ateş ettim ama bulunduğunuz coğrafyada bu alışıklıktır kimse korkmadı diye bir savunma geçerli değildir. Çünkü objektif olarak tehlikedir.) Hareket ve tehlike arasında nedensellik bağı aranır. Hareketin gerçekleşmesinden sonra ortaya çıkan tehlike faille nedensellik bağı var mı bu irdelenmelidir.
Somut tehlike suçlarının aslında objektif cezalandırılabilme şartı içeren suçlar olduğu doktrinde kabul edilir. Objektif cezalandırılabilme şartı; suçun bütün unsurları gerçekleştikten sonra mevcut olması aranan şartlardır. Objektif cezalandırılabilme şartları failden bağımsızdır ancak ama failin eylemi ile arasında nedensellik bağı vardır. Objektif cezalandırılabilme şartı içeren suçlarda suç unsurlarının tamamlanmış olduğu an ve yerde tamamlanmış sayılır.Bu sebeple teşebbüs mümkün değildir.
Soyut tehlike suçları: Kanunda suç olarak tanımlanan hareketin yapılmasını, bu hareketten objektif olarak herhangi bir tehlike doğmasa bile suç saydığı kategoridir. Bu kategori içinde eğer hareketler bölünebiliyorsa teşebbüs mümkündür.
Tehlike suçları, zarar suçlarına göre ikincil niteliktedir. Tehlike suçundan zarar meydana geldiyse zarar suçundan cezalandırma yapılır. Çünkü zarar suçu asli normdur, tehlike suçu tali norm niteliğindedir. Eğer zarar ortaya çıkmış ise bu zararın kanundaki suç karşılığı asli normdur ve asli norm üzerinden cezalandırma yapılır. Asli norm eğer koşullarının oluşmaması sebebiyle cezalandırılamıyorsa o zaman tehlike suçları devreye girecektir. Ve cezalandırma tali normları üzerinden yapılacaktır.
Normal şartlarda kanun koyucunun TCK m. 170’in gerekçesinde söylediği gibi fikri içtima olan TCK m.44’ü uyguladığımız zaman bir fiilden iki suç meydana gelmişse hangisinin yaptırımı daha ağır ise ondan ceza verilir. Ancak zarar ve tehlike suçu(asli tali norm ilişkisi) ilişkisini dikkate alındığında zarar suçundan ceza verilir. Tali suçun yaptırımı daha ağır olsa bile bu durum değişmez fail asli norm üzerinden cezalandırılır.
TCK m. 170 açısından TCK m. 44’ü uygulamamız gerekecektir çünkü gerekçede bu durum açıkça belirtilmiştir. İstisnai olarak burada tali norm asli norm ilişkisini dikkate alınmayacaktır.
Genel Güvenliğin Kasten Tehlikeye Sokulması Suçu’nun unsurları
Genel Güvenliğin Kasten Tehlikeye Sokulması Suçu’nu maddi unsur açısından birinci ve ikinci fıkra ayrı ayrı incelenmesi gerekmektedir. 170/1 somut tehlike suçuna 170/2 soyut tehlike suçuna örnektir.
170/1 seçimlik hareketli bir suçtur. a-b-c bentlerinde ayrı ayrı seçimlik hareketler düzenlenmiştir. Doktrin seçimlik hareketlerin bağlı hareket olduğunu söyler, hareketler açık bir şekilde tanımlanmış durumdadır. Yani genel güvenliğin başka eylemlerde tehlikeye sokulması TCK m. 170/1’i oluşturmaz. Burada bağlı hareketler ortaya çıkış şekillerine göre serbest olabilirler. Örneğin yangın çıkarmak genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçunun unsuru olabilir ama mangaldan mı çıkmış anız yakmaktan mı çıkmış bu noktada serbesttir buna bakılmaz.
Tehlike suçu oluşturduğu için iki meseleyi incelememiz gerekecektir. Öncelikle tehlike doğmuş mu yani kanunda sayılan tehlikelerden biri oluşmuş mu ? İkinci olarak da hareket veya eylem buna elverişli midir ? bu sorgulama yapılmalıdır. (klasik nedensellik bağı sorgulaması yapılmalıdır)
Peki nasıl bir tehlike ? Kanunda sayılan seçimlik hareketler sonunda iki husustan biri ortaya çıkmalıdır. Ya kişilerin mal varlığını, hayatını, sağlığını tehlikeye sokacak hareketlerden biri gerçekleşecek. Ya da kişilerde korku kaygı ve panik yaratacak nitelikte bir hareketin meydana çıkmış olması gerekmektedir. Önemle belirtmek gerekir ki bu niteliğe ulaşıp ulaşmadığını objektif olarak değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu iki kriterin failiinin saikıyla bir ilgisi yoktur. Fail böyle bir tehlike yaratmak istemiştir veya istememiştir bunun bir etkisi yoktur.
Genel Güvenliğin Kasten Tehlikeye Sokulması TCK m. 170/1 Maddi Unsur:
a) Yangın çıkarma,
b) Bina çökmesine, toprak kaymasına, çığ düşmesine, sel veya taşkına neden olma,
c) Silahla ateş etme veya izinsiz patlayıcı madde kullanma.
Yangın Çıkarma: Eski kanundan farklı olarak yanan şeyin ne olduğuna veya kime ait olduğuna hiçbir önem vermiyor. Kişi kendi evini kendi arsasını yakması hiçbir şeyi değiştirmez.
Yangın’ı kısaca açıklayacak olursak; kontrol dışına çıkan, başka şeylere sirayet eden, yoğunluğu fazla olan, bir alevlenme hali aranır. Herhangi bir yakmanın yangın olarak kabul edilmesi için belli bir ağırlığa ulaşması gerekmektedir.Yangının yanıcı madde uzaklaştırıldıktan sonra devam eden bir hal olması lazım yanii yanıcı maddeden bağımsız olması lazımdır, aksi halde bu alevlenmeyi yangın olarak tanımlayamayız. Yangın eğer belli bir ağırlığa ulaşmamışsa yakarak mala zarar verme suçu oluşmuş olabilir. TCK m. 151/2-a bendine baktığımızda madde metninde yangın demez, ‘’yakarak mala zarar verme’’ diyerek nitelikli halini düzenler.
Yangının diğer bir özelliği yanıcı maddenin kendisi haricinde başka cisimler üzerinde dışarıya etki doğuracak şekilde gerçekleşmesi gerekir.
Doktrinde alev alev mı yoksa kor halinde mi olmalıdır bağlamında bir tartışma vardır. Hem kor hemde alev alev halindeki ateşler yangın olarak kabul edilir. Ancak doktrinde kor olarak kabul edilse de kor halde bir ateşin üçüncü eşyalara sirayet edebilmesi biraz zordur.
Yangın çıkarma hareketi ihmali olarak da icrai olarak da gerçekleşebilir. Yangını söndürme sorumluluğu olan kişinin söndürmemesi şeklinde ihmali olarak ortaya çıkabilir.. Örneğin; mesire alanı işleten kişinin mangalı söndürmemesi ihmali harekettir.
önemli nokta; Yakma fiili yangın çıkarma boyutuna varmadan söndürülmüşse yada kendiğinden sönmüşse bu sefer hareket 170/2 kapsamında değerlendirilebilir.
Bina Çökmesi: Bina herhangi bir malzemeyle inşa edilmiş, insanların veya hayvanların barınması, korunması, herhangi bir işin yapılması veya herhangi bir eşyanın muhafazası amacıyla yapılmış ve buna elverişli yapıdır. Yapının nerede olduğunun bir önemi yoktur, toprak altında veya üstünde olabilir. Bina çökmesi anlamında yapının boş veya kullanılıyor olmasının da bir önemi yoktur. Yapıda en başta aradığımız binanın sabit olma özelliğidir. Bu yönüyle karavan ve çadırdan ayırıyoruz. TCK’da eklenti niteliğinden bahsedilmemiş fakat eşya hukukundan gelen bilgilerle eklentilerde bina kavramı içerisinde olduğunu kabul edilir. Bina çökmesi fiilinde kısmen çökmeninde suçun oluşması için yeterli kabul edilir.
Bina çökmesinin yukarıda sayılan iki tehlikeli halden birine neden olması gerekmektedir. Yanii kişilerin mal varlığı, hayatı veya vücut bütünlüğünü tehlikeye sokmuş olmalıdır veya toplumda kaygı, panik, korku hali yaratacaktır. Hareketler bu sonucu doğurmuyorsa bu suç oluşmayacaktır. Özelliklee bina çökmelerinde TCK m.170’e binanın yeri çökme zamanı ve çökme şekli yargıtayın dikkate aldığı 3 kriterdir. Örneğin; kimsenin olmadığı yerde çöken binanın içerisinde de kimse yoksa suç oluşmaz. Binanın boş olması bina formunu değiştirmez. Ancak burada boş ve kimsenin o a olmadığı bir yerde genel güvenliğin bozulması da mümkün değildir. Yargıtay yerleşik içtihatında boş alanın çevresinde kimsenin bulunması ihtimalinin olmadığı yerde bu suçun oluşmadığını kabul eder. Yada sadece teknelerle gündüz taşıma yapılan turistik bir ada da gece çöken bina bu suçu oluşturmayacaktır.
Toprak kayması: Toprağın üst katmanının aşağı eğimli hareketidir. Alt katman herhangi bir nedenle gevşemişse üst katmanın hareketini sonuçlar. Ülkemizde en sık karşılaşılan şekli alt katmanın suya maruz kalmasıdır. Su veya kanalizasyonun basımlasıdır. İstinad duvarlarının yıkılması bu harekete örnektir. Toprak kaymasında mutlaka toprak ve katmanlı toprak şeklinde bir ayrım yoktur. Kayaların kayması da toprak kayması olarak kabul edilmesi görüşü hakimdir. Örneğin maden ocağında kayaların kayması bu suçu oluşturur.
Çığ düşmesi: dağın bir noktasından yuvarlanarak aşağı inen kontrolsuz gelen kar kütlesi. buna neden olunması hali de bir nedensellik ilişkisi içerisinde tehlikeli sayılan hareketlerin ortaya çıkması ve 170/1 e sebep olmasıdır.
Sel veya taşkına neden olma: Çevreye zarar verebilecek hacim ve büyüklük kazanan su akışıdır. Geçtiği yere zarar veren su taşkını olarak da nitelendirilebilir. Klasik örnek akarsu yataklarının taşmak suretiyle çevreye zarar vermesi halidir.
Silahla ateş etme: 170/1 anlamındaki silah 6. maddedeki silah tanımına karşılık gelmez. maddede açık bir şekilde silahla ateş eden dediği için ateşli silah olmalıdır.yargıtay istikrarlı bir şekilde silahın ateş etme neticesine haiz olmalıdır. bu ne demek; mekanik hareketle içindeki sert cismi belirli bir yere kadar ulaştıran ve buna bir iş gösteren bunu ateşle yapan cisimleridir. gaz tabancaları bir ateş çıkardığı için silah olarak kabul edilmez. kurusıkı 170 anlamında silah sayılmaz.Not:silahla tehditte kurusıkıyı silah olarak kabul eder yargıtay ama burada ateş etme diyerek ve dar yorumlayarak silah olarak kabul etmiyor. bu anlamda eleştirilir.Eğer kurusıkı tabanca ile ateş ediliyorsa bu kabahatler kanununa göre suç sayılır.
Patlayıcı madde kullanmak. tehlikeli maddeyi patlatmak olarak nitelendiriliyor. patlama nedir ? yanıcı bir maddenin gaz haline gelmesi veya gazın direk yanması halınde birden yanmasıyla alev gürültü veya hararet çıkarması halidir. bu hareket özünde patlayıcı olmayan ama birkaç madde ile birleşince patlayan gazlar ve bileşenşer içinde kullanılır. ancak düdüklü tencerenin özünde patlayıcı olmadığı için bu kapsamda sayılmaz.
Not: bu seçimlik hareketlerinde suç oluşturabilmesi için yukarıda saydığımız şekilde iki türden birinin en azından tehlike olarak ortaya çıkarması lazımdır. birincisi insanların canına vucut bütünlüğüne ve malına bir tehlikenin gelmesi.ikincisi ise toplumun üzerinde korku kaygı ve panik yaratmasıdır.
Genel Güvenliğin Kasten Tehlikeye Sokulması TCK m. 170/2 Maddi Unsur:
Yangın “tehlikesine” neden olma,
Bina çökmesi “tehlikesine” neden olma,
Toprak kayması “tehlikesine” neden olma,
Çığ düşmesi “tehlikesine” neden olma,
Sel veya taşkın “tehlikesine” neden olma.
TCK m. 170/2 soyut tehlike suçudur. Hareketin yapılması sonucunda suç oluşmuştur. Örneğin bina çökme tehlikesini doğuruyorsa, elverişli hareketlerle icraya başlayıp neticeyi elde edememişse de TCK m. 170/2 oluşmuştur. Bir diğer örnek otogaleri yapmak için mağazanın içerisinde bulunan binaya alt taşıyıcı kolonlarının kesilmesi TCK m. 170/2’yi oluşturur.
Örneğin, malvarlığı veya insan sağlığı açısından bir tehlike oluşturmuyorsa, fail çıkardığı yangın nedeniyle TCK m.170/2 gereği cezalandırılacaktır.
Molotof Kokteyli Atma (Patlayıcı Madde Kullanma): Molotof kokteyli, benzin, fitil ve şişe kullanılarak herkes tarafından yapılabilecek patlayıcı bir maddedir. Herhangi bir yere molotof kokteyli atılması halinde, yangın meydana geldği takdirde, fail TCK m.170/1-c maddesi, yangın meydana gelmediği takdirde TCK m.170/2 gereği tehlike hali nedeniyle cezalandırılmalıdır.
…Bankası A.Ş. Şubesine 26.09.2000 tarihinde molotof kokteyli atılması ile ilgili “olay yeri inceleme ve tespit raporu” incelendiğinde; TCK’nın 170/1. maddesi kapsamında mütalaa edilebilinecek bir yangın bulunmadığının anlaşıldığı ve bu sebeple suçun teşebbüs aşamasında kaldığının kabulü gerektiği halde tamamlanmış suç gibi tatbike esas alınması,
26.09.2000 tarihli olayda yakma fiilinin yangın boyutuna ulaşmaması ve oluşan neticenin kişilerin sağlığı veya mal varlığı bakımından zarar tehlikesi doğurmaya el verişli hale gelmemiş olması karşısında, eylemin TCK’nın 170/2. maddesinde yer alan salt tehlike suçunu oluşturacağı gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması bozma nedenidir (Y16CD-K.2017/4575).
1.fıkra ve 2. fıkra açısından 2. fıkrasınında seçimlik ve bağlı harekettir. Seçimlik hareketler 170/1 ile aynıdır. Önemli bir fark Silahla ateş etme soyut tehlike suçu olarak düzenlenmiş değildir.
Genel Güvenliğin Kasten Tehlikeye Sokulması TCK m. 170 Teşebbüs
1. fıkra da teşebbüs mümkün değildir. 2. fıkra teşebbüse elverişli olduğu kabul edilir.
Genel Güvenliğin Kasten Tehlikeye Sokulması TCK m. 170 İştirak
İştirak kuralları doğrudan uygulanır.azmettirme-yardım etme-müşterek faillik doğrudan uygulanır.
Genel Güvenliği Kasten Tehlikeye Düşürme Suçu Yargıtay Kararları
Molotof Kokteyli Atma (Patlayıcı Madde Kullanma) Suretiyle Mala Zarar Verme
Sanıkların molotof kokteyli ve havai fişek atarak resmi polis araçlarına zarar verdikleri olayda eylemlerinin patlayıcı madde kullanarak mala zarar verme suçunu oluşturduğu, TCK’nın 170. maddesine uygun patlayıcı madde kullanmak suretiyle genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçunun da, TCK’nın 152/2-a maddesinde tanımlanan patlayıcı madde kullanarak mala zarar verme suçunda ağırlaştırıcı neden olup TCK’nın 42. maddesinde düzenlenen bileşik suç hükümleri uyarınca tek fiil sayılacağı ve sadece patlayıcı madde kullanarak mala zarar verme suçunu oluşturacağı gözetilmeksizin sanıklar hakkında ayrıca genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçundan mahkumiyet hükmü kurulması bozma nedenidir (Yargıtay 16. Ceza Dairesi - Karar : 2016/4853).
Molotof Kokteyli Atma ve Görevi Yaptırmamak İçin Direnme Suçu
Oluş ve mahkemenin kabulüne göre; 20.03.2012 günü Şırnak ili İdil ilçesinde gerçekleştirilen izinsiz Nevruz Bayramı kutlamalarında, PKK’ya yakın internet sitesinden yapılan eylem çağrıları doğrultusunda sabah saatlerinden itibaren çeşitli mahalle ve sokaklarda toplanan içlerinde yüzü maskeli kişilerin de bulunduğu kalabalık grupların yapılan uyarılara rağmen dağılmamakta ısrar ederek güvenlik güçlerine taş ve molotoflarla saldırıda bulunduğu ve akşam saatlerine kadar devam eden olaylarda, CD görüntülerinin incelenmesinde uyarılara rağmen dağılmayıp güvenlik güçlerinin müdahalede bulunduğu grup içerisinde elinde taş ve molotof ile görüntüsü bulunan suça sürüklenen çocuğun molotofu kullandığına dair savunması da nazara alındığında; her ne kadar üzerine yüklenen TCK’nın 170. maddesine uygun molotof kullanmak suretiyle genel güvenliği kasten tehlikeye sokma suçundan mahkumiyet hükmü kurulmuş ise de suça sürüklenen çocuğun güvenlik güçlerine yönelik saldırısının TCK’nın 265. maddesi kapsamındaki suçu oluşturacağı, hedefin belli olmaması halinde ise TCK’nın 170. maddesi gereğince hüküm kurulması gerekeceğinin gözetilmemesi bozma nedenidir (Yargıtay 16. Ceza Dairesi - Karar : 2017/5571).
Silahla Belirli Bir Kişiye Ateş Etme
Sanık C.’ın, olay gecesi kendisine ait 9 mm.lik Sig Sauer marka taşıma ruhsatlı tabanca ile kimliği tespit edilemeyen kişi ya da kişilerle birlikte daha önce husumetli oldukları mağdurların ev ve avlu duvarlarına korkutmak aracıyla ateş etmesinden ibaret olayda; eylemin belli kişilere yönelik olup belirli bir amaç ve hedef gözetildiği nazara alındığında tehdit suçunu oluşturduğu, 170/1. maddesinde düzenlenen genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçunun unsurlarının oluşmadığı kabul edilmelidir (Yargıtay CGK - Karar: 2015/185).
Sanığın, tartıştığı mağduru takip ederek önce seyir halindeyken daha sonrada aracını park edip iş yerine sığınmak isterken mağdura yaralama kastıyla ateş ettiği, mağdurun yaralanmadığı, ancak işyeri ve aracın zarar gördüğü olayda; mağdurun hedef alınarak ateş edilmesi nedeniyle 170/1. maddesinde düzenlenen genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçunun unsurlarının oluşmadığı kabul edilmelidir. Ulaşılan bu sonuç gözönüne alındığında, kasten yaralama suçuna teşebbüs ve mala zarar verme suçundan sanık hakkında tek eylemle iki farklı suçun oluşmasına sebebiyet verdiğinden 44. maddesi delaletiyle en ağır cezayı gerektiren suçtan hüküm kurulması gerekirken, yerel mahkemece iki suçtan da ayrı ayrı hüküm kurulması usul ve kanuna aykırıdır (Yargıtay CGK-Karar: 2014/164).
Genel Güvenliği Kasten Tehlikeye Sokma Suçunda Haksız Tahrik
Genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçunun niteliği itibariyle haksız tahrik hükümlerinin uygulanma olanağının bulunmadığı gözetilmeden, 29. maddesi uyarınca (haksız tahrik nedeniyle) indirim yapılması, bozma nedenidir (yargıtay 8. Ceza Dairesi-Karar: 2016/4693).
Kuru Sıkı Tabancayla Ateş Etmenin Cezası
Kuru sıkı tabanca ile havaya ateş etme eyleminin 5237 sayılı TCK.nun 170/1-c madde ve fıkrasında tanımlanan ve içinde silah öğesi bulunan suç tipine uygun bulunmadığı, 5236 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 36/1. madde ve fıkrasında tanımı yapılan gürültüye neden olma kapsamında olup idari yaptırımı gerektirdiği gözetilmeden, yazılı şekilde genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçundan hüküm kurulması bozma nedenidir (Yargıtay 8.Ceza Dairesi - Karar : 2018/8665).
Ateşlenebilen bir silahın işlevine uygun ve sonuç doğurmaya elverişli bulunmayan “kuru-sıkı” olarak tabir edilen tabanca ile yerleşik yerde ateş etme şeklindeki eylem, 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 36/1. madde ve fıkrasında tanımı yapılan gürültüye neden olma kapsamında olup, idari yaptırımı gerektirdiği ve anılan Yasa’nın 18/1. madde ve fıkrası hükmü gözönüne alındığında mülkiyetin kamuya geçirilmesinin de mümkün olmadığı gözetilmeden, eylemin nitelendirilmesinde yanılgıya düşülerek sanığın 5237 sayılı Türk ceza Kanunu’nun 170/1-c maddesi uyarınca cezalandırılmasına ve “kuru-sıkı” mermilerin de ladesi yerine müsaderesine karar verilmesi, bozma nedenidir (Yargıtay 8. Ceza Dairesi - Karar: 2009/3413).
Silahla Yaralama ve Genel Güvenliği Kasten Tehlikeye Sokma Suçlarının İçtimaı
Sanık hakkında genel güvenliği kasten tehlikeye sokmak suçundan kurulan hükme yönelik yapılan incelemede;
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 44/1. maddesinde yer alan “(1) İşlediği bir fiil ile birden fazla farklı suçun oluşmasına sebebiyet veren kişi, bunlardan en ağır cezayı gerektiren suçtan dolayı cezalandırılır.” şeklindeki hüküm dikkate alındığında,
Sanığın silahla ateş ederek mağduru basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek şekilde olası kastla yaralaması şeklindeki eyleminde; 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 44/1. maddesinde yer alan “(1) İşlediği bir fiil ile birden fazla farklı suçun oluşmasına sebebiyet veren kişi, bunlardan en ağır cezayı gerektiren suçtan dolayı cezalandırılır.” şeklindeki hüküm dikkate alındığında, en ağır cezayı gerektiren olası kastla yaralama suçundan hüküm kurulduğu halde ayrıca genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçundan da mahkumiyet hükmü kurulması, bozma nedenidir (Yargıtay 8. Ceza Dairesi - Karar : 2018/8523)
Kavga Sırasında Havaya Ateş Açmak
Oluşa ve tüm dosya kapsamına göre; kavga esnasında sanıkların av tüfeği ile korkutmak amacıyla havaya doğru ateş etme şeklindeki eyleminin, TCK.nun 106/2-a maddesine uyan silahla tehdit suçunu oluşturduğu gözetilmeden yazılı biçimde genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçundan hüküm kurulması hukuka aykırıdır (Yargıtay 8. Ceza Dairesi - Karar : 2018/8202).
Mala Zarar Verme ile Genel Güvenliği Tehlikeye Düşürme Suçlarının İçtimaı
Eşi ile tartışıp ortak eşyalarının bulunduğu evi yakması eyleminin, genel güvenliği kasten tehlikeye sokmak ve nitelikli mala zarar verme suçlarını oluşturduğu, TCK.nun 44. maddesinde düzenlenen fikri içtima kuralı uyarınca en ağır cezayı gerektiren fiilden hüküm kurulması, buna göre de sadece TCK.nun 151/1 ve 152/2-a madde ve fıkrasında tanımlanan yakarak mala zarar verme suçundan hüküm kurulması gerekirken, genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçundan karar verilmesi, bozma nedenidir (Yargıtay 8. Ceza Dairesi - Karar : 2018/8232).
Sanığın ele geçirilemediği için nitelikleri tespit edilemeyen tabanca ile bir el ateş ederek katılanın işyerine zarar vermesi şeklindeki eyleminin TCK’nın 170/1-c maddesinde düzenlenen genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması ve TCK’nın 151/1. maddesinde düzenlenen mala zarar verme suçlarını oluşturduğu ve 5237 Sayılı TCK’nın 44. maddesinde düzenlenen fikri içtima kuralı uyarınca en ağır cezayı gerektiren genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçundan cezalandırılmasına karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hem mala zarar verme suçundan hem de genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçlarından ayrı ayrı hükümler kurulması bozma nedenidir (Yargıtay 16. Ceza Dairesi - Karar: 2016/348).
Yangının Binaya Ulaşmaması Nedeniyle Genel Güvenliği Kasten Tehlikeye Sokma Suçu
5237 Sayılı TCK’nın 170. maddesinde düzenlenen genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçunun, somut tehlike suçu olup, somut tehlikenin objektif cezalandırma şartı olduğundan, sanığın hareketinin de bölünmesine olanak bulunmaması karşısında suça teşebbüs edilmesinin mümkün olmadığı, bu sebeple eylemin teşebbüs aşamasında kaldığı yönündeki Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının görüşüne iştirak edilmemiştir. Ancak, 26.06.2000 tarihli olayda yangın çıkarma eyleminin binanın aynına sirayet etmemesi, yakma fiilinin yangın boyutuna ulaşmaması, bu şekilde oluşan neticenin kişilerin sağlığı veya mal varlığı bakımından zarar tehlikesi doğurmaya elverişli hale gelmemesi karşısında, eylemin TCK’nın 170/2 maddesinde tanımlanan salt tehlike suçunu oluşturacağı gözetilerek, bu maddeden hüküm kurulması gerekmektedir (Yargıtay 16. Ceza Dairesi - Karar: 2017/4575).
Kasten Yaralamaya Teşebbüs Ve Genel Güvenliği Kasten Tehlikeye Sokma Suçu
Sanık hakkında genel güvenliği kasten tehlikeye sokmak suçundan kurulan hükme yönelik yapılan incelemede;
Sanığın eğlence merkezine alınmamasının verdiği kızgınlıkla katılanlara tabanca ile ateş ederek silahla kasten yaralamaya teşebbüs suçlarını işlediği iddia ve kabul olunması karşısında unsurları oluşmayan genel güvenliği kasten tehlikeye sokmak suçundan mahkumiyet kararı verilmesi, hukuka aykırıdır (Yargıtay 8. Ceza Dairesi - Karar: 2017/4956).
Silahla Havaya Ateş Etme
Alkollü vaziyette mağdura ait markete girip agresif hareketler sergileyen sanığın, market dışına mağdur ve yanındakiler tarafından çıkarıldıktan sonra ele geçen suça konu tabancasıyla havaya ateş ettiği, market içerisine tekrar girip elinde bulunan silahı sallayarak mağdura hitaben “Silah attığıma dair kamera kayıtlarını polis ve jandarmaya verme, verirsen seninle görüşürüz” şeklinde sözler sarfedip silahla tehdit suçunu işlediği dosya kapsamından anlaşılmakla, silahla tehdit suçundan hüküm tesisi yerine genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçundan yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesi hukuka aykırıdır (Yargıtay 8. Ceza Dairesi - Karar: 2017/4887).
Polisten Kaçarken Havaya Ateş Açma Görevi Yaptırmamak İçin Direnme Suçudur
Görevi yaptırmamak için direnme ve genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçlarından kurulan hükümlere yönelik temyiz incelemesine gelince;
Tüm dosya kapsamına göre; sanık müdafiinin kullandığı araçtan kolluk görevlilerince şüphelenilmesi üzerine dur ihtarına uymayarak kaçtığı, kovalamaca sırasında sanığın yakalanmamak için araçtan ateş etmesi şeklinde gerçekleşen eylemlerinin, kül halinde 265/1-4 ve 43/2. madde ve fıkralarında tanımlanan suça uyduğu gözetilmeksizin, ayrıca genel ğüvenliği kasten tehlikeye sokma suçundan da hüküm kurulmusı bozma nedenidir (Yargıtay 8. Ceza Dairesi - Karar: 2016/3033).
İnsan Öldürdükten Sonra Olay Yerinden Kaçarken Silahla Havaya Ateş Etme
Sanık … hakkında silahla zincirleme şekilde tehdit suçundan kurulan hüküm yönünden ise;
Oluşa ve tüm dosya kapsamına göre olay günü tüfekle ateş ederek mağdurlar … ve…‘i yaraladıktan sonra çocuk yaştaki maktul …‘ı öldüren sanığın, olay yerinden kaçarken birkaç el havaya ateş etmekten ibaret eyleminin genel güvenliği kasten tehlikeye sokma suçunu oluşturduğu nazara alınmadan oluşa uygun düşmeyen gerekçeler ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması bozma nedenidir (Yargıtay 1. Ceza Dairesi - Karar: 2015/5015).
Cezaevi Koğuşunda Eşyayı Ateşe Verme Suçu
Tek başına bulunduğu cezaevi koğuşunda kendine ait battaniyeyi boş bir ranzanın üzerinde ateşe vermesi sonucu çıkan yangında koğuş duvarlarının zarar görmesi şeklindeki eyleminde sanığın, kamu malına zarar verme kastı ile hareket ettiğinin kabülü ile TCK.nın 152/1-a, 152/2-a maddelerince cezalandırılması gerektiği gözetilmeden, eylemin genel güvenliği kasten tehlikeye sokma suçunu oluşturduğu kabul edilerek yazılı şekilde karar verilmesi bozma nedenidir (Yargıtay 8. Ceza Dairesi - Karar: 2015/19319).
Silahla Hedef Gözeterek Ateş Açma
Sanığın ruhsatsız silahı ile hedef gözeterek araç içerisinde bulunan mağdurlara birkaç kez ateş edip onları kasten yaralamaya teşebbüs ettiği, bu suçtan açılan davanın yaralamaya teşebbüs olarak nitelendirildiği ve bu kararın kesinleştiği, mala zarar verme eylemi nedeniyle şikayetten vazgeçme sonucu davanın düşürüldüğü bu olayda genel güvenliği ateş etme suretiyle tehlikeye sokma suçunun unsurlarının gerçekleşmediği gözetilmeden beraati yerine yazılı biçimde mahkumiyetine karar verilmesi, bozma nedenidir (Yargıtay 8. Ceza Dairesi - Karar: 2014/8590).
Molotof Kokteyli Atma
20.03.2012 günü Şırnak ili İdil ilçesinde gerçekleştirilen izinsiz Nevruz Bayramı kutlamalarında, PKK’ya yakın internet sitesinden yapılan eylem çağrıları doğrultusunda sabah saatlerinden itibaren çeşitli mahalle ve sokaklarda toplanan içlerinde yüzü maskeli kişilerin de bulunduğu kalabalık grupların yapılan uyarılara rağmen dağılmamakta ısrar ederek güvenlik güçlerine taş ve molotoflarla saldırıda bulunduğu ve akşam saatlerine kadar devam eden olaylarda, CD görüntülerinin incelenmesinde uyarılara rağmen dağılmayıp güvenlik güçlerinin müdahalede bulunduğu grup içerisinde elinde taş ve molotof ile görüntüsü bulunan suça sürüklenen çocuğun molotofu kullandığına dair savunması da nazara alındığında; her ne kadar üzerine yüklenen TCK’nın 170. maddesine uygun molotof kullanmak suretiyle genel güvenliği kasten tehlikeye sokma suçundan mahkumiyet hükmü kurulmuş ise de suça sürüklenen çocuğun güvenlik güçlerine yönelik saldırısının TCK’nın 265. maddesi kapsamındaki suçu oluşturacağı, hedefin belli olmaması halinde ise TCK’nın 170. maddesi gereğince hüküm kurulması gerekeceğinin gözetilmemesi, bozma nedenidir (Yargıtay 16. Ceza Dairesi - Karar : 2017/5571)