GÜMRÜK VERGİSİ
GİRİŞ
Gümrük vergisi, dış ticarete konu eşyanın değeri veya miktarı üzerinden alınan, genel bütçeye katkı sağlamakla birlikte asıl olarak ekonomi politikası aracı olan bir vergidir. Bu vergi ile yerli üretimi tehdit edebilecek eşya girişleri kontrol altına alınabilmekte, böylelikle yerli üreticinin varlığı ve uluslararası rekabet gücü korunmaktadır. Bunun bir sonucu olarak da ihracat hacminin artması sağlanmaktadır.
1. BÖLÜM
1. 1 Gümrük Vergisi
Gümrük vergisine ilişkin olarak literatürde birbiri ile benzer tanımlara yer verilmiştir. Tuncer1 gümrük vergisini, eşyanın ülke sınırlarından girişi, çıkışı veya geçişi sırasında malın miktarı veya değeri üzerinden alınan vergiler olarak tanımlamıştır. (Tuncer, 2001: 201)
4458 sayılı Gümrük Kanunu’na bakıldığında ise, gümrük vergisi tanımına yer verilmediği ve daha geniş bir anlama gelen “gümrük vergileri” ifadesinin kullanıldığı ve gümrük vergilerinin, ithalat veya ihracat vergilerinin tümü şeklinde tanımlandığı görülmektedir.
Bugün itibariyle gümrük vergisi sadece ithalatta alınmakta olup, ihracatta gümrük vergisi bulunmamaktadır. Sadece savaş gibi olağanüstü durumlarda, geçici olarak ülkenin ihtiyacı olan mallara ve üretiminde rakipsiz olduğu eşyalara ihracat vergisi konmaktadır.
Eşyanın nakledildiği yere göre gümrük vergileri dâhili ve harici gümrük vergileri olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Aynı ülke sınırları içinde eşyanın bir yerden diğer bir yere nakledilmesi sırasında alınan dâhili gümrük vergileri günümüzde uygulanmamakta; harici gümrük vergileri ise eşyanın sınır aşma nedenine göre üçe ayrılmaktadır.
Bunlardan ihracat gümrük vergisi, ülke içindeki eşyanın, ülke dışına çıkarılmak amacıyla gümrük sınırlarından geçmesi sırasında alınan vergidir.
Transit gümrük vergisi, yabancı bir ülkeye götürülmek için, yabancı bir ülkeden getirilen ve ülkeden geçen eşyadan alınan vergidir.
İthalat gümrük vergisi ise, eşyanın ülke ya da gümrük sınırlarından içeri girişi sırasında alınan vergidir.
1. 2 Gümrük Vergilerinin Etkileri
Gümrük vergileri uygulanırken bir takım hedeflere ulaşılması amaçlanır. Bunların başında yerli üretimi koruyup geliştirerek uluslararası rekabette güçlü kılmak diğer taraftan ise mali gümrük vergileri ile bütçe gelirlerini artırmaktır. Bu temel amaçların dışında aşağıdaki hedeflerde bu kapsamda sayılabilir:
- Ülke işçisini yabancı ucuz işçiye karşı korumak.
- Yerli üreticilerin yabancı rekabete dayanmalarına imkân sağlamak için, ithal malının maliyetini, yerli üretimin maliyetine eşitlemek.
- Daha önce ithal edilen bazı malları yurt içinde üreterek ülkede işsizliği azaltmak.
- Ülkenin dış gelirinin üstünde olan dış gider fazlasını eriterek dış ödemeler dengesini sağlamak.
- Ülkenin ticaret hadlerini ve refahını iyileştirmek.
- Yerli üreticileri dampinge (yabancı bir pazarda, normal değerin ya da iç pazarda geçerli olan fiyatın altında satış yapmak) karşı korumak.
- Yerli sanayinin etkinlik kazanıncaya kadar yerleşmesine ve büyümesine imkan sağlamak.
- Ulusal savunma için stratejik önemi haiz sanayileri korumak. (Tunçer, 2007: 27)
1. 3 Dış Ticarette Alınan Diğer Vergi ve Mali Yükler
Dış ticaret işlemlerinde alınan vergiler, gümrük vergisi ile sınırlı değildir. Katma değer vergisi, özel tüketim vergisi, damga vergisi, anti damping vergisi, telafi edici vergi, tek ve maktu vergi, TRT bandrol ücreti, Kültür Bakanlığı kesintisi, çevre katkı payı, toplu konut fonu, destekleme ve fiyat istikrar fonu, kaynak kullanımını destekleme fonu, tütün fonu ve madencilik fonu dış ticaret işlemlerinde karşılaşılabilecek diğer vergi ve mali yüklerdir. Bu vergi ve mali yükler tüm ithalat işlemlerinde söz konusu olmamaktadır. Eşyanın menşei, türü (sanayi veya tarım ürünü oluşu) ve vasfı ( tütün mamulü oluşu vs.) , eşya bedelinin ödenme şekli, eşyanın gümrük kıymeti, dâhilde işleme rejimine konu eşyanın ithal edildiği ve işleme faaliyeti sonunda ihraç edildiği ülke, ödenecek vergi ve mali yükleri belirleyici rol oynamaktadır. (Öner, 2014: 512)
1. 4 / 4458 Sayılı Gümrük Kanunu'nun Yapısı ve Kapsamı
Türk Gümrük Mevzuatının temel kaynağı olan 4458 sayılı Yeni Gümrük Kanunu 04.11.1999 tarih ve 23866 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak üç aylık geçiş döneminden sonra 5 Şubat 2000 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Geniş kapsamlı bir çerçeve kanun niteliğinde olan 4458 Sayılı Gümrük Kanunu’nun esas itibariyle üç temel amacı bulunmaktadır: Bunlardan ilki 1996 yılı başından itibaren Avrupa Birliği (AB) ülkeleri ile oluşturulan gümrük birliğinin sonucu olarak gümrük mevzuatı ve uygulamasında Avrupa Birliğine uyum sağlamaktır. İkinci amaç Türkiye’de gümrük rejimine işlerlik kazandırmaktır. Böylece Türkiye bu yasa ile gümrük rejimini Batı standartları düzeyine çıkarmış olacaktır. Üçüncü ve temel amaç ise Türkiye’de gümrük vergilerini yeni esaslara bağlamak ve bu alanda gerçek bir reform sağlamaktır.
4458 sayılı Gümrük Kanunu, eşyanın Türkiye gümrük bölgesine girişinden başlayıp, eşyaya uygulanacak işlemlerin sırasına göre bir sistematik uygulamış, rejimlere ilişkin özel hükümler dışında, tüm işlemleri bir çatıda değerlendirmiş, böylece gümrük rejimleri arasında bütünlüğü sağlamıştır.(Saygılıoğlu, 2003)
1. 5 Gümrük Vergisinde Verginin Konusu
Gümrük Kanunu’nda gümrük vergisinin konusu açıkça gösterilmiş değildir. Kanunun 1 inci maddesine bakıldığında, gümrük vergisinin konusunun Türkiye gümrük bölgesine giren çıkan eşya ile taşıt araçları olduğu anlaşılmaktadır. Gümrük vergisinin konusu esas itibariyle dış ticarete konu eşyadır. Bir gümrük bölgesine giren, çıkan ve bölgeden transit geçen tüm eşyalar gümrük vergisinin konusunu oluşturmaktadır. Buna göre ihracat gümrük vergisinin konusu ülke sınırından çıkan eşya, transit gümrük vergisinin konusu bir ülkeden başka bir ülke sınırına girmek amacıyla geçen eşya, ithalat gümrük vergisinin konusu ise bir ülke sınırından o ülkede kullanılmak amacıyla giren eşyadır. Eşyadan ne anlaşılması gerektiği ise Kanunun 3 üncü maddesinde, her türlü madde, ürün ve değer olarak tanımlanmıştır.
1. 6 Vergiyi Doğuran Olay
Gümrük Kanunu’nda;
- İthalat vergilerine tabi eşyanın, serbest dolaşıma girmesi veya ithalat vergilerinden kısmi muafiyet suretiyle geçici ithali (GK. m.181),
- İthalat vergilerine tabi eşyanın, Kanuna aykırı şekilde Türkiye Gümrük Bölgesine girmesi ya da bir serbest bölgede bulunan ithalat vergilerine tabi eşyanın Kanuna aykırı olarak Gümrük Bölgesinin başka bir yerine gitmesi (GK. m.182),
- Gümrük gözetimi altındaki ithalat vergilerine tabi eşyanın, kanuna aykırı olarak gümrük gözetimi dışına çıkarılması (GK. m.183),
- İthalat vergilerine tabi eşyanın geçici depolanmasından veya tabi tutulmuş olduğu gümrük rejiminin uygulanmasından doğan yükümlülüklerin ihlali (GK. m.184/1-a ve 2-a),
- Eşyanın söz konusu gümrük rejimine tabi tutulmasına veya nihai kullanımı nedeniyle indirimli yahut sıfır ithalat vergi oranı uygulanmasına ilişkin koşullardan birine uyulmaması ve bu fiillerin geçici depolamanın veya ilgili gümrük rejiminin yanlış uygulanması sonucunu yaratması (GK. m.184/1-b),
- Serbest bölgelerde bulunan ithalat vergilerine tabi eşyanın, Kanuna aykırı olarak tüketilmesi veya kullanılması (GK. m.185),
- İhracat vergilerine tabi eşyanın bir gümrük beyannamesi kapsamında Türkiye Gümrük Bölgesi dışına ihraç edilmesi (GK. m.188),
- İhracat vergilerine tabi eşyanın gümrük beyanında bulunulmaksızın Türkiye Gümrük Bölgesi dışına çıkartılması (GK. m.189),
- Eşyanın Türkiye Gümrük Bölgesi dışına, ihracat vergilerinden tam veya kısmi muafiyete tabi tutularak çıkmasına ilişkin hükümlere uyulmaması (GK. m.190),
- Türkiye'nin taraf olduğu anlaşma hükümlerine göre dâhilde işleme rejimi altında elde edilen Türk menşeli eşyanın (tercihli tarife uygulamasından yararlanmasının, bunların bünyelerine giren serbest dolaşımda olmayan eşyanın ithalat vergilerinin ödenmesi ve buna ilişkin belgelerin onaylanması koşuluna bağlı olması halinde) anlaşmalara taraf ülkelere ithali (GK. m.194),
Vergiyi doğuran haller olarak belirlenmiştir.
1. 7 Gümrük Vergisinde Mükellef
İdare ile kişiler arasında vergilendirmeden doğan ilişkilere vergi hukuku ilişkisi denir. Vergi hukuku ilişkisi, vergi ödevi ilişkisi ve vergi borcu ilişkisi olmak üzere iki türlüdür. Vergi ödevi ilişkisinin konusu bir şeyi yapmak veya yapmamak veya bir şeye katlanmaktan oluşan haklar ve görevlerdir. Bu kapsamda vergi ödevlisi, vergi hukuku ilişkisi içindeki hak ve ödevlere sahip olan kişileri ifade eder. Bu ödevler, bir vergi borcunun ödenmesine ilişkin olabileceği gibi vergilendirmenin şekli görevlerini yerine getirilmesine ilişkin de olabilir. Vergi borcu ilişkisi ise mamelekle ilgili (maddi edime ilişkin) hak ve yükümlülükleri içine alır. Bu nedenle vergi ödevi ilişkisi daha geniş bir kavram olup vergi borcunu da kapsamaktadır.
Vergi borcu ilişkisinin taraflarından biri olan vergi borçlusu, belli miktardaki vergiyi kamu alacaklısına ödemek zorunda olan kişidir. Vergi mükellefiyeti ise, vergi borcunun ödenmesi görevinin yanında şekli görevleri de içine alan daha geniş bir kavramdır. Mükellef ise, verginin doğmasına neden olan vergilendirmeye ilişkin maddi ve şekli ödevleri yerine getiren gerçek veya tüzel kişidir.( Öncel, Kumrulu, Çağan, 2008: 71-72.)
Her bir vergi kanununda yükümlü ayrıca tanımlanmaktadır. Dolayısıyla vergi yükümlülüğü kanundan doğmaktadır. Gümrük Kanunu’nun 3 üncü maddesinde yükümlü, “gümrük yükümlülüğünü yerine getirmekle sorumlu bütün kişiler” şeklinde; gümrük yükümlülüğü de, “yükümlünün gümrük vergilerini ödemesi zorunluluğu” şeklinde tanımlanmıştır. Görüldüğü üzere aslına VUK’da yer verilen mükellef tanımına benzer bir tanımlama yapılmıştır.(Ülkü, 2015; 5)
1. 8 Temsil Hakkı ve Yetkilendirilmiş Yükümlü
Gümrük işlemleri bizzat eşya sahibi tarafından yürütülebileceği gibi, bu işlemler için temsilci de atanabilmektedir. Temsil, doğrudan veya dolaylı olabilir. Temsilci, doğrudan temsil durumunda başkasının adına ve hesabına hareket eder. Dolaylı temsil durumunda ise kendi adına, ancak başkasının hesabına hareket eder (GK. m.5).
Gümrük Kanunu’na göre, Devlet, belediye, il özel idareleri ve diğer kamu tüzel kişilerinin amir ve memurları, özel hukuk tüzel kişilerinin kendilerini temsile yetkili personeli, tüm gümrük işlemlerini doğrudan temsil yoluyla takip edebilmektedir. Kara, deniz ve havayolu işletmeleri ile nakliyeci kuruluş temsilcileri de, taşıdıkları eşyanın sadece transit işlemlerini doğrudan temsil yoluyla takip edebilirler. Doğrudan temsil durumunda temsilci başkasının adına ve hesabına hareket ettiğinden dolayı da, bu tür durumlarda gümrük yükümlüsü, eşya sahibi olmaktadır.
Dolaylı temsilde ise temsilci, yani gümrük müşaviri, kendi adına ancak temsil ettikleri kişi hesabına hareket eder. Bu nedenle, imzalamış oldukları beyannameler nedeniyle yükümlü sıfatını taşıyan kişiler gümrük müşavirleri olmaktadır. Gümrük Kanunu, gümrük müşavirleri ile takip edilen gümrük işlemlerinde sadece gümrük müşavirine yükümlü sıfatını vermemiştir. Gümrük Müşavirinin temsil ettiği kişiyi, yani eşya sahibini de yükümlü olarak kabul etmiştir.
1. 9 Gümrük Vergilerinden Muafiyet ve İstisna
MADDE 167 Aşağıda sayılan hallerde, serbest dolaşıma sokulacak eşya gümrük vergilerinden muaftır:
1. Cumhurbaşkanının zat ve ikametgahı için gelen eşya,
2. Mütekabiliyet esasına göre ithal edilen diplomatik eşya
3. Genelkurmay Başkanlığı, Milli Savunma Bakanlığı, kuvvet komutanlıkları, Milli İstihbarat Teşkilatı Müsteşarlığı, Jandarma Genel Komutanlığı, Sahil Güvenlik Komutanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğünün münhasıran asli görevleri ve Müsteşarlığın kaçakçılıkla mücadele görevi ile ilgili olarak ithal edecekleri her türlü araç, gereç, silah, teçhizat, makine, cihaz ve sistemleri ve bunların araştırma, geliştirme, eğitim, üretim, modernizasyon ve yazılımı ile yapım, bakım ve onarımlarında kullanılacak yedek parçalar, akaryakıt ve yağlar, hammadde, malzeme ile bedelsiz olarak dış kaynaklardan alınan yardım malzemesi,
4. Değeri 150 EURO’ yu geçmeyen eşya,
5. Gerçek kişiler tarafından serbest dolaşıma sokulacak şahsi eşyadan;
a) Yerleşim yerlerini Türkiye Gümrük Bölgesine nakleden gerçek kişilere ait, alındığı tarihte üç yaşından büyük olmayan kullanılmış motorlu veya motorsuz özel nakil vasıtaları,
b) Yerleşim yerlerini Türkiye Gümrük Bölgesine nakleden gerçek kişilere ait her türlü kullanılmış ev eşyası,
c) Yerleşim yeri Türkiye’de olan bir Türk ile evlenerek veya evlenmek üzere Türkiye’ye gelen kişilere ait çeyiz eşyası,
d) Miras yoluyla intikal eden kişisel eşya,
e) Türkiye’ye öğrenim görmek amacıyla gelen öğrencilere ilişkin eğitimle ilgili malzemeler ve eğitimle ilgili diğer ev eşyası,
f) Türkiye Gümrük Bölgesinden geçici olarak çıkan gerçek kişilerin geri getirdiği kullanılmış ev eşyası,
g) Yerleşim yeri Türkiye dışında olan gerçek kişilerin Türkiye’de satın aldıkları veya kiraladıkları konutlarında kullanılmak üzere geçici veya kesin olarak getirdikleri ev eşyası,
h) Yolcuların kendi kullanımlarına mahsus ticari mahiyette olmayan kişisel eşya,
6. Gerçek kişilerce serbest dolaşıma sokulacak diğer eşyadan;
a) Değeri 430 EURO’yu geçmemek üzere yolcuların beraberindeki hediyelik eşya,
b) Şeref nişanları veya ödülleri,
c) Uluslararası ilişkiler çerçevesinde alınan hediyeler,
7. Bakanlar Kurulunca belirlenecek kişi, kurum ve kuruluşlar tarafından ticari gaye güdülmemek ve amacı doğrultusunda kullanılmak üzere ithal edilen eşyadan;
a) Eğitim, bilim ve kültürel amaçlı eşya ile bilimsel alet ve cihazlar,
b) Tıbbi teşhis, tedavi ve araştırma yapılmasına mahsus alet ve cihazlar,
c) Bilimsel araştırma amacına yönelik hayvanlar ile biyolojik veya kimyasal maddeler,
d) İnsan kaynaklı tedavi edici maddeler ile kan gruplama ve doku tipi ayırma belirteçleri,
e) İlaç özelliği olan ürünlerin kalite kontrolü amacına yönelik maddeler,
f) Ulusal araştırma geliştirme kurumları tarafından yürütülen veya desteklenen araştırma ve geliştirme faaliyetlerinde kullanılmak üzere ithal edilen eşya,
8. Bir ticari faaliyetin yürütülmesi ile bağlantılı ithalat;
a) İşyeri nakli suretiyle ithal edilen sermaye malları ve diğer malzemeler,
b) Türkiye Gümrük Bölgesinde faaliyette bulunan çiftçilerin, komşu ülkedeki mülklerinden elde ettikleri ürünler,
c) Komşu ülkelerdeki çiftçiler tarafından Türkiye Gümrük Bölgesindeki mülklerinde kullanılmak üzere getirilen, toprak ve ekinlerin işlenmesi amacına yönelik tohum, gübre ve diğer ürünler,
d) Ticari mahiyet arz etmeyen numuneler,
e) İnceleme, analiz veya test amaçlı olarak ithal edilen eşya,
9. Ulaştırmacılıkta kullanılan eşya;
a) Taşıma sırasında eşyanın istifi ve korunması için yardımcı maddeler,
b) Canlı hayvanların nakli sırasında kullanılan kuru ot, yem ve yiyecek maddeleri ile ilaçları,
c) Ulaşım araçları ile özel konteynerlerde mevcut bulunan akaryakıt ve madeni yağları,
d) Deniz ve hava ulaşım araçlarına ait donatım ve işletme malzemesi,
e) (28/3/2013 tarihli ve 6455 sayılı Kanun ile (e) alt bendi eklenmiştir.) 1/7/2010 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere, yolcu ve yük taşımacılığı faaliyetlerinde bulunan hava yolu şirketlerinin bu faaliyetlerinde kullanılmak üzere ithal edilen hava taşıtları, motorları ve bunların aksam ve parçaları,
10. Bilgi materyali ithalatı;
a) Yayın hakları veya endüstriyel ve ticari patent haklarını koruyan örgütlere gönderilen eşya,
b) Turistik reklamcılık malzemeleri,
c) Ticari değeri olmayan çeşitli belge ve eşya,
11. Cenaze ve cenaze ile ilgili eşyanın ithali;
a) Savaş kurbanları anıtları ile mezarlıkların yapımı, bakımı ve süslenmesi amacına yönelik eşya,
b) Tabutlar, cenaze kül kapları ve süsleme niteliği olan cenaze levazımatı,
12. Diğer eşya;
a) Malül ve engellilerin kullanımına mahsus eşya,
b) 114(18/6/2009 tarihli ve 5911 sayılı Kanun ile (12) numaralı bendin (b) alt bendi değiştirilmiştir.) Tabiî afetler, tehlikeli ve salgın hastalıklar, büyük yangınlar, radyasyon ve hava kirliliği gibi önemli nitelikteki kimyasal ve teknolojik olaylar ile büyük nüfus hareketleri gibi kriz hallerinden zarar görenlere gönderilen eşya,
c) Türkiye'de düzenlenen uluslararası spor müsabakalarında kullanılmak üzere getirilen eczacılık ürünleri, 115(18/6/2009 tarihli ve 5911 sayılı Kanun ile ikinci fıkra değiştirilmiştir.) Birinci fıkranın (3) ila (12) numaralı bentlerinde yer alan eşyayı geliş süreleri dâhil tanımlamaya, bunların cins, nevi ve miktarlarını belirlemeye, muafiyet ve istisna uygulanacak tutarları sıfıra kadar indirmeye veya iki katına kadar çıkartmaya ve bu muafiyet ve istisnayı farklı eşya itibarıyla birlikte veya ayrı ayrı uygulamaya ve ticari mahiyette bulunmayan vergiye tabi eşyadan alınacak gümrük vergilerini göstermek üzere ilgili kanunlarda belirtilen hadleri geçmemek şartıyla tek ve maktu bir tarife uygulamaya Bakanlar Kurulu yetkilidir.
2. BÖLÜM
Gümrük Vergisinde Vergilendirme Süreci
Vergi Usul Kanunu’nun 2 nci maddesinde, Gümrük idareleri tarafından alınan vergi ve resimlerin Vergi Usul Kanunu’na tabi olmadığı hüküm altına alınmıştır. Gümrük vergileri gümrük idareleri tarafından tahsil edilmekte olup, bu vergilere de Gümrük Kanunu uygulanmaktadır. Verginin tarhı, tebliği, tahakkuku, tahsili, geri verilmesi/kaldırılması, teminata bağlanması gibi unsurları Gümrük Kanunu ve bu Kanuna dayanılarak çıkartılan ikincil düzenlemeler çerçevesinde yürütülmektedir.
2. 1 Gümrük Vergisinde Matrah
Vergi kanunlarına göre; vergi konusunun, verginin hesaplanmasına esas olan değer veya miktarına vergi matrahı denilmektedir. Matrah, 60 TL, 150 TL gibi parasal tutarlar şeklinde ifade edildiğinde “değer esaslı”, taşıtın motor silindir hacmi, evin pencere sayısı gibi üzerinden vergi alınan unsurun fiziki ölçütlerine göre ifade edilmesi halinde ise “miktar esaslı” matrahtan söz edilir .(Selen, 2014; 159)
Gümrük Kanunu’nun 24 üncü maddesinde de gümrük vergisinin matrahı, eşyanın gümrük kıymeti olarak ifade edilmiş, advalorem vergilendirme esas alınmıştır. Ancak 32 nci maddede, spesifik, miktar esaslı vergilendirmeye de yer verilmiştir. Kanunun 24 üncü maddesi uyarınca ithal eşyasının gümrük kıymeti, eşyanın satış bedelidir. Satış bedeli ise, Türkiye'ye ihraç amacıyla yapılan satışta Kanunun 27 ve 28 inci maddelere göre gerekli düzeltmelerin de yapıldığı, fiilen ödenen veya ödenecek fiyattır.
Eşyanın gümrük kıymetinin satış bedeli yöntemine göre belirlenemediği hallerde ise Kanunun 25 ve 26 ncı maddelerinde düzenlenen hükümlere göre tespit edilen gümrük kıymeti, vergilendirmeye esas matrah olarak alınacaktır.
2. 2 Beyan Esası: Gümrük Beyannamesi
MADDE 58- l. Bir gümrük rejimine tabi tutulmak istenen eşya, bu rejime uygun şekilde yetkili gümrük idaresine beyan edilir. 2. İhracat, hariçte işleme, transit veya antrepo rejimi için beyan edilen serbest dolaşımda bulunan eşya, gümrüğe verilen beyannamenin tescilinden itibaren Türkiye Gümrük Bölgesinden çıkıncaya veya imha edilinceye ya da gümrük beyannamesi iptal edilinceye kadar gümrük gözetimi altında kalır.
MADDE 59- l. Gümrük beyanı; a) Yazılı olarak, b) Bilgisayar veri işleme tekniği yoluyla, c) Sözlü olarak, d) Eşya sahibinin bu eşyayı bir gümrük rejimine tabi tutma isteğini ifade ettiği herhangi bir tasarruf yoluyla, Yapılabilir.
2. 3 Gümrük Vergisinin Tarihi
Vergi Usul Kanunu’nun 20'nci maddesinde verginin tarhı; “vergi alacağının kanunlarında gösterilen matrah ve nispetler üzerinden vergi dairesi tarafından hesaplanarak bu alacağı miktar itibariyle tespit eden idari muameledir.” şeklinde tanımlanmıştır.
Konuyla ilgili olarak Gümrük Kanunu’na bakıldığında ise, tarh ifadesinin hiç kullanılmadığı, anılan Kanunun İkinci Bölümünün “Gümrük Vergilerinin Tahakkuku, Tebliği ve Ödenmesi” başlığını taşıdığı görülmektedir. Vergilendirmenin doğal sürecinde, önce tarh sonra tahakkuk gelir.
Bu nedenle, her ne kadar Gümrük Kanunu’nda tarh deyimi kullanılmamış olsa da, vergilendirme sürecinin ortaya konulması, gümrük vergilerinde tarh işleminin olup olmadığının belirlenmesi açısından belirleyici olacaktır.
Gümrük vergisi ilke olarak beyana tabi bir vergidir. Eşyanın, bir gümrük rejimine tabi tutulabilmesi için, bu rejime uygun şekilde yetkili gümrük idaresine beyan edilmesi gerekir (GK. m.58). Bu beyan, yazılı olarak, sözlü olarak, bilgisayar veri işleme tekniği yoluyla veya eşya sahibinin bu eşyayı bir gümrük rejimine tabi tutma isteğini ifade ettiği herhangi bir tasarruf yoluyla yapılabilmekle birlikte verginin tarh, tahakkuk ve tahsiline esas olmak üzere yazılı beyan esası kabul edilmiştir.(Uluatam, 1995: 459)
Bu beyan da gümrük beyannamesi ile yapılır. Beyannamede, ithal edilecek eşyanın cinsi, türü, niteliği gibi gümrük giriş tarife cetvelindeki tertip ve tasnifi belirtilerek uygun şekilde doldurulur. Ayrıca, bu beyannamede eşyaya ilişkin vergiler de hesaplanarak beyan edilir. (Selen, 2014: 176)
Gümrüğe sunulan bu beyanname, uygun görülmesi halinde tescil edilir (GK. m.61) ve beyanname ile varsa eki belgeler ile eşyanın kontrolüne geçilir (GK. m.65). Yapılan denetimde herhangi bir aykırılık görülmemesi halinde beyanname tahakkuk servisine intikal ettirilir. Burada, beyan edilen eşyaya ilişkin bilgiler (gümrük kıymeti, eşyanın ağırlığı, geldiği yer), yürürlükte bulunan mevzuat uyarınca eşyaya uygulanması gereken vergi oranları ve varsa diğer vergi, resim ve fonlar dikkate alınarak ödenmesi gereken vergi tespit edilir. Hesaplanan bu tutar ise gümrük vergileri tahakkukunu izleme defterine veya bilgisayara kaydedilir. Tahakkuk eden gümrük vergileri tahakkukundan hemen sonra sistem üzerinde, sistem üzerinde tebliğin yapılamadığı hallerde ise ilgili belge üzerinde yükümlüsüne tebliğ edilir (GY. m.489/2).
Bu doğrultuda, gümrük vergisinin tarh işleminin, gümrük beyannamesinin verilmesi, beyannamenin tescili, beyanın kontrolü ve verginin hesaplanması olarak dört aşamada gerçekleştiğini söylemek mümkündür.(Çelikkaya, Tuncer, 2000: 155)
2. 4 Gümrük Vergilerinin Tahakkuku
MADDE 195-1. Gümrük idaresi tarafından gerekli bilgiler kullanılarak tahakkuk ettirilen gümrük vergileri, Gümrük Vergileri Tahakkukunu İzleme Defterine veya bilgisayara kaydedilir. Bilgisayara kayıt halinde, bilgisayar çıktıları Gümrük Vergileri Tahakkukunu İzleme Defteri yerine geçer. Ancak; a) Geçici bir anti-damping vergisi veya fark giderici vergi uygulandığı, b) Kanunen alınması gereken vergi tutarının, bir bağlayıcı tarife ve menşe bilgisine istinaden belirlenen tutarlardan yüksek olduğu, c) Vergi tutarının Bakanlar Kurulu tarafından belirlenen seviyenin altında kaldığı, Hallerde, hesaplanan vergiler Gümrük Vergileri Tahakkukunu İzleme Defterine kaydedilmekle birlikte, bunların özel durumu defterde belirtilir. 2. Gümrük Vergilerinin Tahakkukunu İzleme Defterinin şekli ile bu defterin tutulmasına ilişkin usul ve esaslar Müsteşarlıkça belirlenir.
MADDE 196- Gerekli teminatın sağlanması şartıyla, belirli aralıklarla ve aynı kişiye teslim edilen aynı cins eşyanın gümrük vergileri otuz günü geçmeyecek şekilde belirlenecek bir süre içinde tahakkuk ettirilerek Gümrük Vergilerinin Tahakkukunu İzleme Defterine kaydedilebilir.
2. 5 Gümrük Vergisinin Tebliği
Vergi hukukunda tebliğ çok önemlidir. Çünkü hem vergi mükellefi olaydan haberdar edilmekte hem de mükellefe yargı yoluna gidebilme imkânı tanınmış olmaktadır52 . VUK’un 21 inci maddesinde tebliğ, “vergilendirmeyi ilgilendiren ve hüküm ifade eden hususların yetkili makamlar tarafından mükellefe veya ceza sorumlusuna yazı ile bildirilmesidir” şeklinde tanımlanmış; 93 ve devamı maddelerde tebliğin nasıl yapılacağı açıklanmıştır.
Gümrük vergilerinde tebliğ, tarh işleminin yapıldığı ana göre değişmektedir.
Beyan edilen ile idarece belirlenen vergi tutarlarının eşit olması halinde, beyan edilen gümrük vergileri tahakkukundan hemen sonra yükümlüsüne sistem üzerinde, sistem üzerinde tebliğin yapılamadığı hallerde ise ilgili belge üzerinde tebliğ edilir (GY. m.489/2). Böylece ayrıca bir tebliğ evrakı kullanılmaksızın tebliğ işlemi gerçekleştirilmektedir. Gümrük vergisinde tahakkuk fişi veya tebliğ varakası gibi bir belge kullanılmamaktadır.
MADDE 197- l. 147(28/3/2013 tarihli ve 6455 sayılı Kanun ile “beyanname veya beyanname yerine geçen belge üzerinde” ibaresi metinden çıkarılmıştır.) Gümrük vergileri, tahakkukundan hemen sonra yükümlüye tebliğ edilir.
2. 6 Gümrük Yükümlülüğünün Sona Ermesi
MADDE 208- 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Kanun hükümleri saklı kalmak üzere, gümrük yükümlülüğü;
a) Vergilerin ödenmesi,
b) Vergilerin kaldırılmasına karar verilmesi,
c) Gümrük beyannamesinin iptal edilmesi,
d) Eşyanın bir gümrük rejimi kapsamında tesliminden önce zapt ve müsadere edilmesi veya imha edilmesi, 164 üncü madde uyarınca imha veya terk edilmesi, doğal özellikleri veya beklenmeyen haller yahut mücbir sebep nedeniyle telef veya kaybı,
e) 182 nci madde uyarınca gümrük yükümlülüğü doğan eşyanın kanuna aykırı girişi nedeniyle müsadere edilmesi, hallerinde sona erer.
Kaynakça
Çelikkaya (2000), 155; Tuncer, (2001), 225-231; Tuncer, S. (2000). Yeni Gümrük Kanunu’nun Vergileme ile İlgili Hükümleri-II, E-Yaklaşım Dergisi, www.yaklasim.com.tr
Nevzat SAYGILIOĞLU, “ 4458 Sayılı Yeni Gümrük Kanunu’nun Getirdiği Yenilikler” Yaklaşım Dergisi, Ağustos 2003, Sayı:128
Öncel, M., Kumrulu, A., Çağan, N. (2008). Vergi Hukuku. (Gözden Geçirilmiş Değişiklikleri İşlenmiş Onaltıncı Baskı). Ankara: Turhan Kitabevi.
Öner, E. (2014). Vergi Hukuku ve Türk Vergi Sistemi (Genişletilmiş ve Güncellenmiş 3. Baskı), Ankara: Seçkin Yayınevi
Uluatam, Ö. (1995). Vergi Hukuku Genel Esaslar ve Vergiler. Ankara: Seçkin Yayınevi, 459
Ülkü E. (2015) Ankara Üniversitesi Yüksek Lisans Tezi. Gümrük Vergisi Uyuşmazlıklarının İdari Aşamada Çözüm Yolları ve Vergi Usul Kanununda Düzenlenen İdari Çözüm Yolları ile Karşılaştırılması.
Selen, U. (2014). Gümrük İşlemleri ve Vergilendirilmesi. (Güncellenmiş Altıncı Baskı). Bursa: Ekin Yayınevi
Tuncer, S. (2001). Gümrükler ve Gümrük Vergileri (Teori-Uygulama). Ankara: Yaklaşım Yayınları
Tunçer, D (2007). Vergi Tekniği Açısından Gümrük Vergilerinin Değerlendirilmesi Yayımlanmamış Doktora Tezi, Uludağ Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Bursa.