Hollanda Sarayında Efsanevi Aşkın Hikayesi: Beyaz Gül

1727 yılında Osmanlı Devleti Lale Devri döneminde yaşanmış bir aşk hikayesi...Yıllar yıllar anlatılmış ve günümüze kadar aynı tadı vermiş ve hiç unutulmamış.
Hollanda Sarayında Efsanevi Aşkın Hikayesi: Beyaz Gül

Hollanda elçisi olarak İstanbul’a atanan Cornelis Calkoen, Patrona Halil İsyanı’ndan sonra saraydan azad edilen ve Hollanda Sarayı’nda hizmetçi olarak çalışan Beyazgül’e aşık olur. Bu büyük aşk gözlerden uzak kalamaz.Herkes tarafından öğrenilir. Calkoen’in görev süresi geçmiştir ve gitmek zorundadır. Beyazgül’ü de yanına almak ister ama bu mümkün değildir. Calkoen gittikten sonra Beyazgül onun hasretiyle yanıp tutuşur. Saraydan atılmıştır fakat her gün saraya gelip Calkoen’in ne zaman geleceğini sorar. Hasretinden, hastalıktan ölür. Calkoen daha sonra İstanbul’a gelir ama artık Beyazgül yoktur.

Beyazgül anısına Hollanda Sarayı’nın bahçesine bir heykel yaptırılır.Hollanda Sarayı’nın sakinleri onun hayaletini o günden beri gördüklerini ve varlığını hissettiklerini söylerler.14 Şubat Sevgililer Günü’nde aşıklar Beyazgül’ün anısına heykele çiçek bırakırlar.2012 yılında da Beyazgül’ün hayaletini temsil eden bir ışık heykeli sergilendi.

Beyazgül hikayesinde birçok kaynak ve fazla bilgi var. İnternette, anlatılanlarda farklılık gösteriyor. En çok da merak edilen Beyazgül hayaleti sarayda dolaşıyor mu? Bunun en iyi cevabını almak için en doğru yol konsolosluğa gitmek olurdu. Hollanda Konsolosu Robert Schuddeboom ile Beyazgül hakkında konuştuk

-Siz bu hikayeyi buraya gelmeden önce de biliyor muydunuz?

-Robert Schuddeboom:  Burada çalışacağım haberini aldığımda biraz hazırlık yaptım. Herkes bana İstanbul’a gidince hayaletli bir evde yaşayacaksınız diyordu. Bu hikayeyi birkaç kişi biliyordu. Ben buraya gelmeden önce öğrendim. Hollanda’da bu hikaye pek fazla kişi bilmiyor.

 -Böyle hikayelere inanır mısınız? Beyazgül’ün konsolosluğa etkisi nedir?

-Robert Schuddeboom: Ben hayaletlere inanmıyorum. Fakat çoğu kişi gördüğünü ve hissettiğini söylüyor. Buranın diğer binasında farklı bir ofis var. Yakın zamanda akşam orada üst katta çalışıyordum. Aşağı katta da üç iş arkadaşım çalışıyordu. Onlar benim evde olduğumu bilmiyorlardı. Ses duydular ve korktular. Hemen dediler ki “Bu Beyazgül” Yani buradaki yaşamda önemli bir parça. Burası eski bir ev ve çok farklı sesler yapıyor zaten. Her zaman çatıda farklı sesler duyuyorum ve kuşların bu sesleri çıkardığını umuyorum. Aslında hayaletlere açık olursanız Beyazgül olduğuna inanırsınız. Bir arkadaşım burada kaldı ve hayaletlere inanıyordu. Bu yüzden bana, bütün gece Beyazgül’ü duyduğunu söyledi. 

 -Bu hikaye buradaki yaşamın önemli bir parçası mı?

-Robert Schuddeboom: Evet önemli bir parçası. Hala inanmıyorum ama herkes bu hikayeyi biliyor. Özellikle burayı ziyaret edince konuşuyorlar. Bu nedenle iş arkadaşlarım da hemen bir ses duyunca Beyazgül’ü düşünürler.Beyazgül burada önemli bilinen bir parça ve Beyazgül hakkında şaka bile yapamıyorum. Çünkü burada bu hikaye çok ciddi bir şey.

 -Hikayeden etkilendiniz mi?

-Robert Schuddeboom: Evet. Aslında Beyazgül oyununu seyrettikten sonra etkilendim. Çünkü oyunda iki kişi hayalet olarak birbirlerine sarılmayı deniyorlardı. Sarılmayı istiyorlardı fakat olmuyordu. Bu yüzden oyundan etkilendim.

-Bazı kaynaklarda 20 yıl mektuplaştıkları yazıyor. 20 yıl mektuplaştılar mı?

-Robert Schuddeboom:  Hayır. Konsolos burada 17 sene çalışmış. Çalışmaya başladıktan kısa bir süre sonra tanışıp aşık olmuşlar. Normalde böyle bir ilişki için o dönemlerde izin yoktur. Çünkü biri müslüman biri hristiyan. Fakat sultan buna izin verdiği için ilişkileri devam etmiş.Önce Beyazgül ölmüştür. Konsolos Londra’ya gittiğinde Beyazgül’ü de yanında götürmek istedi fakat bu mümkün değildi. Beyazgül, ülkeden çıkamadı. Gerçek aşk vardı, bu ilişki için izin vardı ama onun ülkeden çıkmasına izin yoktu. Önce Londra’ya sonra Dresden’e gitti. İstanbul’ gelmek için sürekli izin almayı deniyordu. Ama aslında izin almadan önce Beyazgül öldü. Herhalde tüberkülozdan öldü. Bana göre bir kırık kalpten ölmek daha güzel. Sonra konsolos kalp krizi geçirdi, bu yüzden öldü. Burada 17 yıl çalıştı. Aslında bu ilişkiden dolayı gönderilmedi. Sadece zaman doldu. Dönmesi gerekiyordu ama sürekli daha uzun kalmayı deniyordu.

-Hollanda’da bu hikaye biliniyor mu?

-Robert Schuddeboom: Hollanda’da çok fazla kişi bu hikayeyi bilmiyor. Henüz Beyazgül dans gösterisi orada yok. Dans gösterisini götürmek istiyorlar çünkü böyle bir hikayeye sahip olmak önemli ve Hollanda’da daha çok bilgi vermek istiyorlar.

- Bu hikaye nasıl buralara geldi?

Robert Schuddeboom: Sorularınızla mahfolduğum için özür dilerim. Burada uzun yıllar çalışan bir arkadaşımı çağırıyorum şimdi. Gerçekten iyi bir soru.

Tineke Sökmen: Merhaba ben Tineke Sökmen çok memnun oldum. Ben 1989’da burada işe başladığımda bu hikaye vardı. Ama ne zaman başladı ben de bilmiyorum. Bu hikayeyi iş arkadaşlarımdan duydum. Bu hikaye sürekli bu şekilde anlatılmaya devam etti. Hatta aşağıda da bir heykelimiz var. Onun üstünde de bir yazı var zaten. Ben burada işe başladığımda hikaye vardı, heykel vardı. Ama ne zaman başladı hiç bilmiyorum.

-Peki siz ilginç olaylara rastladınız mı? Çünkü eski konsolos eşleri Beyazgül’ün hayaletini hissettiklerini söylemişler.

-Tineke Sökmen: Bazen kapılar açık oluyor, bazen de piyano. Akşam kapalı olmasına rağmen. Biri mi çaldı Beyazgül mü geldi bilmiyorum. Ama Beyazgül çok olumlu bir hayalet. Yani buradaki atmosfer çok olumlu.

- Beyazgül hayaletinin saraya uğur getirdiği söyleniyormuş. Hatta eski konsolosun eşi merdivenlerden düşerken birinin elini tuttuğunu söylemiş.

-Tineke Sökmen: Evet, böyle bir hikaye var. Dediğim gibi çok olumlu bir hayalet.

-Türkiye’de bu tarz hikayeler oldukça fazla ve çok da inanılır. Belki biliyorsunuzdur.

-Tineke Sökmen: Evet, biz de çok inanmak istiyoruz çünkü Beyazgül çok olumlu, biz böyle olumlu olayları seviyoruz. Burada arkadaşlarla beraber aramızda çok güzel bir enerji var.

-Beyazgül buranın olmazsa olmazı herhalde.

-Tineke Sökmen: Evet, Beyazgül bizimle beraber, biz bir takımız. Bu hikayeyinin esasını kaynak olarak kitapta bulabilirsiniz. Bunun hakkında kitap var. Ama dediğim gibi biz Beyazgül’le birlikte çok mutluyuz. Takımız!

-Robert Schuddeboom:Beyazgül’le birlikte çalışıyoruz ama ona maaş yok. O gönüllü olarak burda.

-Tineke Sökmen: Beyazgül sadece bekar erkeklere kendini gösteriyor. Herhalde bir gün erkekler içkiliydiler. Beyazgül’ü gördüklerini söylediler. Bundan emin değiliz ama kesinlikle iyi bir ruh var.

-Bizde Aslı ile Kerem, Leyla ile Mecnun gibi efsaneler dilden dile anlatılır. Beyazgül hikayesi de Hollanda’da böyle masal gibi anlatılıyor mu, biliniyor mu?

-Robert Schuddeboom: Bu hikayeleri henüz okumadım. Ama okumak istiyorum.Nasıl bitiyor?

 -Maalesef kötü.

-Robert Schuddeboom: Romeo ve Juliet sadece bir gün gerçekleşti. Ama bu hikaye senelerce sürdüğü için daha güzel bir hikaye.

-Tineke Sökmen: Hollanda’da var mıydı bu tarz hikayeler?

-Robert Schuddeboom: Hollandalılar çok romantik bir halk. Bunu hareketleriyle belli ediyorlar, hikayelerle değil.

-Türkler biraz hikayeye bağımlı kalıyorlar.

-Tineke Sökmen: Evet, biraz öyle.

-Bizi kabul edip bu kadar çok zaman ayırıp ilgilendiğiniz için ayrıca çok teşekkür ederiz.

-Robert Schuddeboom: Ben de teşekkür ederim. Lokumlar için de ayrıca teşekkürler. 

YORUMLAR (1)
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum