Kant'ın Eğitim Anlayışı
“İnsan eğitime ihtiyaç duyan tek varlıktır” diyen Kant, Eğitim Üzerine adlı eserine bu cümle ile başlar. Eğitimin sadece çocukluktan başlayabileceğini iddia eden Kant, kitabı genelde çocuk ve çocukluk üzerine temellendiriyor. Gerçekten de her eğitimbilimcinin ve eğitimbilimci olan bizlerin okuması gereken bir kitap.
Kant, “İnsan eğitime ihtiyaç duyan tek varlıktır” der demiştik. Hayvanların ise yapıp-yapabileceklerini içgüdüleri sayesinde yapabildiklerini söyler. Bunun dışında bir miktar akıl onlara daha başından sunulmuştur. Kant’a göre insan ise, kendine ait bir akla sahip olmak ister. Çünkü içgüdüyle harekete etmez ve kendisi için bir davranış planı geliştirmek zorundadır. Bunu da eğitim ile yapılacağı bellidir. Peki, bu eğitimi kim verir? Kendisi gelişmemiş olduğu için, kendinden önceki nesil eğitimi verir. Bu neslin de eğitimi almış olmasına dikkat çeker.
İnsan birbiri ardı sıra belli evrelerden geçer. Kant, bunu da evrelerle açıklar; bebeklik evresinde, bakım ve beslenmeye muhtaçtır. Daha sonra çocukluk döneminde, talim ve terbiyeye yani disipline muhtaçtır. Talebelik döneminde ise, tahsil ve irşad edilmeye muhtaçtır. Doğal olarak insanda bulunan ‘özgürlük’ sevgisi o kadar güçlüdür ki, bir kere özgürlüğe alıştığında, artık her şeyi uğruna feda edebilecek kapasitededir. Bu yüzden talim-tebiyenin disiplin kısmı çok erken dönemde dönemlerde yerini almalıdır. Çünkü bu yapılmazsa daha sonraki yaşamda kişiliği değiştirmek zordur. Türkiye’de en bilindik “Ağaç, yaş iken eğilir” atasözü gibi bir belirleme yapar Kant. İnsanlar kendilerini erken yaşta aklın buyruklarına boyun eğmeye alıştırmalıdır diyen Kant, sınır tanıyan, kurallara uygun yaşamaya alışmalıdır insan der.
“İnsan ancak eğitimle insan olabilir” Kant’ın Eğitim Üzerine kitabında geçen bu sözünü meşhur 4 sorusuyla inceleyecek olursak; ilk önce 4 soruyu hatırlayalım, “Neyi bilebilirim?”, “Ne yapmam gerekir?”, “Ne umabilirim?” ve son olarak “İnsan nedir?”. Aslında bu soruların sonuncusu, yani “İnsan Nedir?” sorusu diğer üçünü içinde barındırmakla beraber, en esaslı sorudur. Eğitim ile bu soruya bakıldığında ise soru şu şekle dönüşür, “İnsan, insan olmak için ne yapmalıdır?”.
Akıl sahibi bir varlık olarak insan, doğal yeteneklerini kullanarak kendi tarafından konulmuş amaçlar sayesinde kendini geliştirebilir. Bu yeteneklerin, amaçların da eğitim ile gelişmesi ya da gerçekleştirilmesi gerekir. Kant, burada da her türlü eğitimin bir sanat olduğunu dile getirir.
Peki, eğitim sayesinde insan hangi aşamalardan geçer, insan nasıl bir sonuca ulaşır? Kant bunu Eğitim Üzerine adlı kitabında 4 maddeyle, daha doğrusu aşamayla açıklamaya çalışır.
1. Önce disipline boyun eğdirilmelidir, bunu demesinin sebebi de disiplin sağlanarak, serkeşliğin yani itaatsizliğin sınırlanmasıdır.
2. İkinci olarak ise, eğitim insanı kültürlerle donatmalıdır der. Çünkü kültür, eğitim ve öğretimi içine alır. Yeteneği de gün yüzüne çıkaran Kant’a göre kültürdür
3. Üçüncü olarak eğitim, bir ayırt etme anlayışı kazandırmalıdır. Kant, bunun da önemini toplum içince insanın kendisini ayırt etmesi olarak açıklar. Yani eğitim, toplum içinde insanın kendini ayırt etmesini sağlamalıdır. Bu aynı zamanda insana zarafet, nezaket becerisi de getirecektir.
4. Dördüncü ve son olarak ahlaki terbiye Kant’a göre, eğitimin bir parçasını oluşturmalıdır. Kant’a göre bir insanın herhangi bir amaç için uygun olması yeterli değildir. Sürekli iyiyi amaçlaması için eğitilmelidir. Hedefi herkesin hedefi ile ortak olmalıdır. Burada da Kant’ın Ahlak Yasasını belirlerken kullandığı ‘maksim’ belirlemesini anımsıyoruz.