Kırım Tatar Sürgünü Nedir?
Kırım Tatar Sürgünü, Josef Stalin'in verdiği emirle alınan Sovyet hükümeti kararıyla 18 Mayıs 1944 tarihinden itibaren Kırım Tatarlarının Özbekistan SSC ve Sovyetler Birliği'nin diğer bölgelerine sürgün edilmesi olayıdır.
Kırım Tatar Sürgünü Nedir?
1783’de birçok defa Rus devlet adamları sürgün kararı hakkında görüşmüştü. İkinci Dünya Savaşı'nın 1941-1944 yılları arasında Alman işgalinde bulunan Kırım'da, Kırım Tatarlarının Almanlar ile "işbirliği" yapması gerekçe gösterilerek 1944 yılında Sovyet hükumeti toplu sürgün kararı aldı.
Nazi Almanyası'nın Sovyetler Birliği'ne karşı yürüttüğü, kısmen başarılı olan Barbarossa Harekâtı’nın ardından, Alfred Rosenberg'in yönetiminde olan Şark Bakanlığı aracılığıyla, işgal altındaki Ukrayna Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti'nde Reichskommissariat Ukraine adında bir yönetim birimi kuruldu.
Eylül 1941 ile Mart 1944 arasında süren bu yönetim ile bölgede yaşayan halkların azınlığının iş birliği yapması sebebiyle alınan sürgün kararı, Kırım Tatarlarını toplu cezalandırmaya tabi tutmuş oldu. Oysa Kırım Tatarları içinde işbirlikçilerin oranının diğer etnik gruplardan hiçbir farkı bulunmamaktaydı.
Sürgün, 18 Mayıs 1944 tarihinde tüm Kırımlı yerleşim yerlerinde başladı ve eyleme 32.000'i aşkın NKVD (İçişleri Halk Komiserliği) birliği katıldı. 151.136 kişi Özbekistan SSC'ye, 8.597 Mari ÖSSC'ye, 4.286 Kazakistan SSC'ye, diğer 29,846 kişi ise Rusya SFSC'nin çeşitli oblastlarına olmak üzere toplamda 193.865 Kırım Tatarı sürgün edildi.
Mayıstan 10 Kasım'a kadar olan süre içerisinde Özbekistan'a sürülen Kırım Tatarlarından 10.105 kişi açlıktan yaşamını yitirmiştir ve NKVD verilere göre yaklaşık 30.000 (% 20) kişi, bir buçuk yıl içinde sürgünde hayatını kaybetmiştir. Kırım Tatar aktivistlerin verilerine göre nüfusun yaklaşık %46'sı yaşamını yitirdi. Sürgün süresince toplam nüfusun yaklaşık %45'i açlık, susuzluk ve hastalık sebebiyle yaşama veda etmiştir.
Sovyet muhaliflerinin bilgilerine göre, çok sayıda Kırım Tatarı, Sovyetler GULAG sisteminin yaptığı büyük kapsamlı projelerde işçi olarak çalıştırılmıştır. Kırım Tatar aktivistler, sürgünün soykırım olarak tanınması adına çağrı yapmakta olup, Ukrayna Yüksek Şurası etnik kıyım olarak kabul etmektedir.
Kırım Tatar Sürgününün Arka Planı
Kırım Tatar Sürgünü, 1944 yılında Sovyetler Birliği lideri Joseph Stalin tarafından Kırım Tatarlarına uygulanan bir etnik temizlik hareketidir. Bu sürgün, Kırım Tatarlarının Sovyet yönetimine karşı çıkması nedeniyle gerçekleşmiştir. Stalin, Kırım Tatarlarını Nazi işgali sırasında işbirlikçilikle suçladı ve tüm Kırım Tatarlarını Orta Asya'daki çöllere sürgün etti. Sürgünde binlerce Kırım Tatarı öldü ve hayatta kalanlar uzun yıllar boyunca zorlu koşullar altında yaşamak zorunda kaldı.
Ancak, Kırım Tatar Sürgünü'nün arka planı 1944 yılına kadar uzanmaktadır. Kırım Tatarları, tarih boyunca Kırım Yarımadası'nın yerli halkı olarak kabul edilirler. Ancak, Kırım'ın stratejik önemi nedeniyle tarih boyunca birçok kez farklı devletlerin egemenliği altında kalmışlardır. 1783 yılında Rus İmparatorluğu tarafından ilhak edilen Kırım, 1921 yılında Sovyetler Birliği'nin bir parçası haline geldi.
Sovyetler Birliği dönemi boyunca Kırım Tatarlarına yönelik baskılar artarak devam etti. Kırım Tatarları, Sovyet yönetimi tarafından milliyetçilikle suçlanarak baskı altında tutuldu. Bu baskılar, 1930'ların sonunda Stalin'in Kırım Tatarlarını Nazi işgaline yardım etmekle suçlamasıyla doruğa çıktı.
Kırım Tatar Sürgünü, 1944 yılında gerçekleşti. Sovyet yönetimi, Kırım Tatarlarını Orta Asya'ya sürerek Kırım Yarımadası'nın nüfusunu tamamen değiştirmeyi hedefledi. Bu sürgünde, Kırım Tatarlarının yanı sıra Kırım'ın diğer yerli halkları olan Kırım Çingeneleri, Yunanlar ve Ermeniler de etkilendi. Sürgünde binlerce insan açlık, susuzluk, hastalık ve işkence nedeniyle hayatını kaybetti.
Kırım Tatar Sürgününün Sonuçları
Kırım Tatar Sürgünü, Kırım Tatarlarına ve Kırım'ın diğer yerli halklarına karşı insanlık dışı bir uygulamaydı. Bu sürgün, binlerce insanın ölümüne ve hayatta kalanların zorlu koşullar altında yaşamasına neden oldu. Ancak, Kırım Tatar Sürgünü'nün etkileri sadece acı verici anılarla sınırlı değildi. Sürgün, Kırım Tatarlarının hayatında uzun vadeli etkiler bıraktı.
- Kırım Tatar Sürgünü, Kırım Tatarları için bir kimlik krizine neden oldu.
- Kırım Tatarları, sürgün sonrası Sovyet yönetimine karşı birleşmiş bir şekilde mücadele etmeye başladılar.
- Sürgün nedeniyle birçok Kırım Tatarı, köklerini ve kültürlerini kaybettiler.
- Sürgünden sonra, Kırım Tatarları ayrılmış aileleri, arkadaşları ve topluluklarından uzakta yaşamak zorunda kaldılar.
- Sürgün ayrıca Kırım Tatarları için ekonomik bir krize neden oldu.
- Sürgün sonrası, Kırım Tatarları, evlerini, mülklerini ve işlerini kaybettiler.
- Yeni yerlerine yerleştirildiklerinde, çoğu Kırım Tatarı işsiz ve fakir kaldı.
- Bunun sonucu olarak, Kırım Tatarları uzun yıllar boyunca zorlu ekonomik koşullarla mücadele etmek zorunda kaldılar.
- Sürgün ayrıca Kırım Tatarları için sağlık sorunlarına neden oldu.
- Sürgünde, binlerce insan açlık, susuzluk, hastalık ve işkence nedeniyle hayatını kaybetti.
Kırım Tatar Sürgünü'nün Tarihi Önemi
1944 yılında Sovyet yetkilileri tarafından gerçekleştirilen Kırım Tatar Sürgünü, tarihsel olarak önemli bir olaydır. Bu, binlerce insanın hayatını etkileyen ve Sovyetler Birliği döneminin en acımasız sürgünlerinden biriydi. Bu olay, Kırım Tatarları için tarihsel bir travma ve kayıp olarak kabul edilir.
Sürgün sırasında, Kırım Tatarları, insan hakları ihlallerine maruz kaldılar. Yurtlarından zorla çıkarıldılar ve sadece birkaç saat içinde evlerinden, ailelerinden ve topraklarından ayrılmak zorunda kaldılar. Hayatta kalanlar, sıradan vatandaşlardan tutuklu ve esirlerden oluşan ağır bir işgücüne dönüştürülen çalışma kamplarında zor şartlar altında yaşamaya zorlandılar. Bu acımasızlık, Kırım Tatar Sürgünü'nün önemini arttıran bir insanlık dramıdır.
Sürgünün sonuçları hala devam ediyor. Kırım Tatarları, 1989'da Sovyetler Birliği'nden bağımsızlıklarını kazanana kadar sürgünlerinin sonuçlarıyla mücadele etmek zorunda kaldılar. Yurtlarına geri dönmek isteyenler, uzun yıllar boyunca Sovyet yetkilileri tarafından engellendi. Günümüzde bile Kırım Tatarları, sürgünün mirasıyla başa çıkmakta zorlanıyorlar.