Makedonya'dan Bir Göçün Hikayesi
Bizler, Üsküp'ün Vrtekica Köyü'nden göç eden Arnavutlar olarak, Makedonya'dan Türkiye'ye göç edip İstanbul'a yerleştik. Üsküp'te, 17 yaşına kadar köy okulunda eğitim aldım ve ailemle birlikte tarım işleriyle uğraştık. Mısır, buğday ve tütün eker, hayvanlarımızı beslemek için orakla ot toplardık. Ailemiz tarım ve hayvancılıkla geçimini sağlardı.
Vrtekica Köyü ve Üsküp Yaşamı
- Köyde Arnavutça konuşulurdu ve komşuluk ilişkileri oldukça iyiydi.
- Tito döneminin zor yılları geride kalmış, köyde huzur hâkimdi.
- Fakirlik yaygındı, ancak kendi değirmenimiz olduğu için ekmek konusunda sıkıntı yaşamadık.
Türkiye'ye Göç ve İlk Günler
Türkçe bilmediğimiz için göçün ardından İstanbul'da zorlandık. Üsküp'ten trenle yola çıkıp, yanımıza alabildiğimiz eşyalarla Türkiye'ye geldik. Aile büyüklerimizin ani kararıyla göç ettik ve amcamın Türkiye'de olması bu kararı destekledi.
- İlk günlerde Fatih'te bir komşuda kaldık ve daha sonra kiraladığımız eve yerleştik.
- Türkçe öğrenene kadar evden çıkmak istemezdik; bu, adaptasyon sürecini zorlaştırdı.
Yeni Bir Yaşam ve Özlem
Ailemiz dokuz kişiden oluşuyordu ve sadece abilerim çalışıyordu. Türkiye'ye gelen köylülerimizle beraber yeni bir hayat kurduk. İstanbul'da iyi karşılandık ve yıllar içinde buraya alıştık.
Sonuç
Mukaddes Tezdoğan isimli hikayemizin kahramanı, 1957'de ailesiyle Türkiye'ye göç etti ve bugün 68 yaşında. Türkiye'deki hayatını 'Makedonya doğduğum yer, Türkiye ise doyduğum yer' sözleriyle özetleyerek iki ülke arasındaki gönül bağını anlatıyor.