Murathan Mungan Şiirleri – En Güzel 15 Şiiri

Murathan Mungan 1955 yılında İstanbul’da doğmuştur. Cumhuriyet Dönemi şairlerinden olan Mungan birçok eser üretti. İşte Murathan Mungan şiirleri;
Murathan Mungan Şiirleri – En Güzel 15 Şiiri

En Güzel ve Kısa Murathan Mungan Şiirleri

Murathan Mungan 21 Nisan 1955 yılında İstanbul’da dünyaya geldi. Mardinli bir ailenin çocuğu olduğu için eserlerinde sıkça Mardin’den bahsetmiştir. Mungan “Sahiyan” isimli şiiri ile birincilik ödülü kazandı. Birçok eser üreten Murathan Mungan, Türk şiirine de çok değerli şiirler kazandırmıştır. Bu içeriğimizde en güzel ve kısa şiirlerini derledik.

Murathan Mungan Şiirleri;

1. Kırılgan

Kırılgan bir çocuğum ben

Yüreğim cam kırığı

Bütün duygulardan önce

Öğrendim ayrılığı

Saldırgan diyorlar bana

Oysa kırılganım ben

Gözyaşlarım mücevher

Saklıyorum herkesten

Ürküyorlar gözümdeki ateşten

Ürküyorlar dilimdeki zehirden

Ürküyorlar o dur durak bilmeyen

gözükara cesaretimden

Diyorlar: Bir yanı sarp bir uçurum,

Bir yanı çılgın dağ doruğu.

Oysa böyle yapmasam ben

Nasıl korurum içimdeki çocuğu?

Bir yanım çılgın nar ağacı

Bir yanım buz sarayı.

Murathan Mungan Şiirleri


2. Gece Nöbeti

erin

nöbet kadar yalnızken öğreneceksin bunu da

artık daha az seviyorum seni

unutur gibi, ölür gibi daha az

yeniden ödetiyorum kendime

onca aşkın öğretemediğini

kolay değildi

yalnızca sevgilimi değil, evladımı da kaybettim ben

kaç acı birden imtihan etti beni

bir tek gece vardır insanın hayatında

ömür boyu sürer nöbeti

bu da öyleydi,

iyi ol, sağ ol, uzak ol

ama bir daha görme beni.

Murathan Mungan Şiirleri


3. İstersen Hiç Başlamasın

İstersen hiç başlamasın

Bu hikaye eksik kalsın

Onca yaraların ardından

Yeni bir aşk yaratamazsın

Örselenmiş bir çocukluk

İşte benim bütün hikayem

Kaç sevda geçse de yüreğimden

Bu yıkıntıları onaramazsın

İstersen hiç başlamasın

Geç kalmışız birbirimize

Yanlış kapılarla geçmiş bunca yıl

Dönemeyiz artık ilk gençliğimize

İstersen hiç başlamasın

Söz verelim kendimize.

Murathan Mungan Şiirleri


4. Eskidendi, Çok Eskiden

Hani erken inerdi karanlık,

Hani yağmur yağardı inceden,

Hani okuldan, işten dönerken,

Işıklar yanardı evlerde,

Eskidendi, çok eskiden.

Hani ay herkese gülümserken,

Mevsimler kimseyi dinlemezken...

Hani çocuklar gibi zaman nedir bilmezken,

Eskidendi, çok eskiden.

Hani hepimiz arkadaşken,

Hani oyunlar tükenmemişken,

Henüz kimse bize ihanet etmemiş,

Biz kimseyi aldatmamışken,

Eskidendi, çok eskiden.

Hani şarkılar bizi bu kadar incitmezken,

Hani körkütük sarhoşken gençliğimizden,

Daha biz kimseye küsmemiş,

Daha kimse ölmemişken,

Eskidendi, çok eskiden.

Şimdi ay usul, yıldızlar eski

Hatıralar gökyüzü gibi gitmiyor üstümüzden

Geçen geçti,

Geçen geçti,

Geceyi söndür kalbim

Geceler de gençlik gibi eskidendi

Şimdi uykusuzluk vakti.

Murathan Mungan Şiirleri


5. Aşkın Karanlık Metali

Karanlıkta duruyorum aşk vurmasın yüzüme

dokunmasın kimse bana

kimse ulaşamasin artık tenimin incinen yerlerine...

uyanmasın bir daha etimdeki yaralı hayvan

zamanın siyah deltasında çürümek istiyorum

biliyorum artık kimse yok kimsesizliğime...

biliyorum aşka kimse yok

aşkın karanlık metali soğuyor yüreğimin derinliklerinde...

aşklarım, arkadaşlarım, dostlarım

dağılıp gitti herkes

içimi sızlatacak kimse kalmadı içimde...

Murathan Mungan Şiirleri


6. Adı Dua Olan Sevgilim

Yedi rekât günah kıldım bedeninde

Dizlerinde yedi zikir secdeye vardım

İhmalin uzak meleğine teninde aldandım

Yapayalnızdım kendi kalabalığım içinde

Tarih kadar yalnız,

aşka âşina, acıya unutkandım

Er yüzlerde tavaf ettim bunca yıl kalb evini

Kırk yemin kurutmuştur sanırken içimin pınarlarını

İnanmadığım Allah'a

Senin yüzünde inandım

Adı dua olan sevgilim

Yandım yandım yandım

Sessizliğe borcum var birkaç kelime,

Sessizliğe borcum var birkaç feryat,

Sessizliğe borcum var birkaç çığlık,

Sustum, yıllarca sustum kan içinde

Ödeyemedim borcumu onca şiirle

Adı dua olan sevgilim

Yandı ruhumun gömleği

Yedi deryalar içinde

Aştım aştım aştım

Aslında sen yoktun

Yalnızca bir duayı sevdim ben

Varlığın yalanımdı

Aşktım aşktın aşktı

Geçti gitti hepsi

Geçti gitti işte

Dudaklarım kilitli

Yasin yasin yasin

Çok şükür ölmeden

Son duamı ettim ben

Allah beni tek etti

Kendi dağımı kazdım defterime

Gün geldi burdan da gittim

Murathan Mungan Şiirleri


7. Ayaküstü Yaşanmış Ölümsüz Aşk Hikayeleri

1.

bildiğim kendimi bildim bileli aşık olduğum,

bildiğim ancak aşıkken var olduğum...

işte bu yüzden, benim için aşık olmak;

çoktandır hasretine katlandığım yokluğum.

'eğer aşktan söz edildiğini duymamış olsalar

hiçbir zaman sevemeyecek olan insanlar vardır, '

demiş La Rochefoucauld

benimse hep böylelerini severek başladı vurgunum...

2.

her durakta ölümsüz bir aşk edineceğim

bir bakıştan, bir duruştan,

çağrışımın sonsuz hızından

unutulmaz bir sevgili daha bırakacağım ardımda.

belki de yaşanabilecek en güzel serüveni

terk edeceğim

daha otobüsün ilk basamağında.

kim bilebilir ki?

sonrayı, sonrasını kim bilebilir?

gizli gizli veda edeceğim ona; görmeyecek

ve bu duyguyla burkulmuş yüreğim

otobüs camına bağrında bir ok ile

bir aşk levhası çizecek, ah min-el!

bu da ötekiler gibi,

kendisini ölesiye sevdiğimi bilmeden

yaşayıp gidecek..

Murathan Mungan Şiirleri


8. Bu Ne Biçim Hayat

Bu ne biçim Postacı

Üç defa çalıyor kapıyı

Bu ne biçim kel

Hem merhemi var

Hem sürmüyor başına

Bu ne biçim biçimler

İstediğiniz kadar çoğaltılabilir

Memleket çok müsait buna

Örneğin yeni bir komşu taşındı karşıya

Bir baktım Fahriye Abla!

Kırk yıllık bir rötar yapmış

Erzincan Treni

Ben gelmişim şu yaşıma

O ise şiirdeki yaşından gün almamış daha

Benimki ne biçim hayat

Uymuyor ne gördüklerime

ne duyduklarıma

ne okuduklarıma

Ben ne biçim benim

Ne kendime benziyorum

Ne başkalarına

Murathan Mungan Şiirleri


9. Söyle Bana

Her takvime üç beş ömür

bahtımızın bilmecesini bölüştürdük

çabuk düşen yapraklara

her sey niye bu kadar çok zaman alıyor? niye?

ne çabuk geldik

bu soruyu derin bir iç sızısıyla soracak yaşa

ölüm karşısında kazanılabakış derinliği

niye yitirildi yaşamda?

Eski bir fotoğrafa bakıyordum

Bu sorular beni yokladığında

Fotoğrafta sen de varsın

Bak ve söyle bana

Murathan Mungan Şiirleri


10. Ateşte Unutulmuş Ferman

herkes kendi ateşini başkasının cehenneminde sınar

kendi külünde söner bütün rüzgârlarına yazıldığın akşam

ateş tadında kum tadında kalarak

derinleştirir bazı ayrılıkları zaman

al ağrını git buradan

en uzun eylülü ömrümüzün

uyutmuyor seni ne kömürleşmiş bu gurur

ne göğsündeki kaplan

seçilmiş taş milyonlarca taş arasından

başını vurduğun

çok gençti genç olmak için bile

kendi zamanına muhtaç

kendiyle dalgın

daha yolun başında görülüyordu

menzilindeki noksan

ömrünce sızlayacak

kayıplar sarayında ateşte unuttuğun ferman

Murathan Mungan Şiirleri


11. İzin

Bilmediğiniz kelimelerin altını çizin, derdi Öğretmenim.

Bunca yıl, bunca yol, bunca hayat ve kitaptan

sonra bütün kelimelerin altını çiziyorum

-Öğretmenim, artık izin istiyorum.

Murathan Mungan Şiirleri


12. Sizden Saklı

Gelmediniz, ben hep sizi bekledim

Eksilen yanlarımla

Sizden saklı eskidim.

Her şeyden önce aşk verilmiş bir sözdü benim için

Gün, ay, saat, hafta; takvimişi zaman yani

Aldıkça dönemeçleri değişmedi hiçbir şey

Yalnızca ufuklar yeniledim

Kaç aşktan oluşmuş bir şeydi aşk

Her sevgiliyle biraz daha

Biraz daha sizden saklı eskidim.

Murathan Mungan Şiirleri


13. Sis Çanları

ağır yol, uzak yapılar

yaklaşmak için yaklaşık tanımlar

onlarla çıktık yola

yollarda kaldık

sis bastı her yanı

tutukluk çeken silahlar gibi

sözcükler, fısıltılar, mırıldanışlar

eksilerek vardık bir yapıya

O mu, değil mi?

Kim bilebilir şimdi

kılavuzlar şehit

şehitler hain

gözlerimiz karanlık bir pusuda

çoğumuz büyümüş, kimimiz ölmüş

kendimiz bile tanıdık değiliz artık

gözümüzden silinen düşün sabahında

önümüzde açılan yeni bir uzay

Şimdiki Zamana ait bomboş ve ölü anlar

ne başka yer ne başka zaman

bizler için hala biryerlerde çalınan

sis çanları var

belki bir gün buluşur diye

aynı ormanda kaybolan çocuklar

Murathan Mungan Şiirleri


14. Kuzeydeki Pencere

kokladığın gülün kokusu kalmış sende

bıraktığın denizin tuzu

geçtiğin iklimlerin masalı sinmiş üstüne

kuzeydeki pencere açık

göçebe bin bir gece

sözcükler sökülmüş bir anıyı

ne kadar tamamlayabilirse

bir andır eski defterlerin

güneşinden vurur yüzüne

yazsam olmaz dersin

kimi zaman sırf bunun için

yazmaya değerse de

kuzeydeki pencereyi açarken

yere düşen defterden görünür:

eksik kule, yırtık nehir

sımsıkı kapatmış olsak da

bizi ürperten anıları hayatımızın

eski defter ya da kuzeydeki pencere

Murathan Mungan Şiirleri


15. Göçebe

Birbirinde arınan iki nehir gibi

Birbirimizden geçerek

Çıktığımız açıklık

Ruhlarımızı yeniden bölüştürüyordu bedenlerimize

Uçurum içini çekiyordu

Orman fısıldıyordu

Kumlarını silkeleyen göçebe bedenin

Yeniden düşüyordu yola

Görünmezin atlarıyla uzaklaşıyordun

Erkekliğin sütünü bıraktığın

Tuzlu dudaklarım

Ardından bi şiiri mırıldanıyordu sana

Uçurum, orman, ay ve bedenindeki birkaç işaretle

Zamana geçirilen dayanıklı söz, o gece

Ardından mırıldandığım şiir

Şimdi başkalarının dudaklarında göçebe

Murathan Mungan Şiirleri

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
Murathan Mungan SözleriPir Sultan Abdal Şiirleri
İlhan Berk ŞiirleriHaydar Ergülen Şiirleri
Erdem Bayazıt ŞiirleriBehçet Necatigil Şiirleri
Neyzen Tevfik ŞiirleriDidem Madak Şiirleri
Yusuf Hayaloğlu ŞiirleriCahit Sıtkı Tarancı Şiirleri

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış yorumlar onaylanmamaktadır.